- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #21
sen bana bişey mi dedin...:mymeka::mymeka:
çocuk da yaparım kariyer de olm...
ben sen miyim...
heeçbişeye yetişeme sonra konuşturmayın beni...
yaşlandın biraz da ondandır kuzu kapama...
-
Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Ev düzeni...
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- Başlangıç Tarihi
sen bana bişey mi dedin...:mymeka::mymeka:
çocuk da yaparım kariyer de olm...
ben sen miyim...
heeçbişeye yetişeme sonra konuşturmayın beni...
yaşlandın biraz da ondandır kuzu kapama...
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #22
çoçuklarınızın yaşı uygunsa iş bölümü yapın.kendi odalarını toplayarak banyoyu evi dağıtmayarakta size katkıda bulunabilirler...ve eşinizden de destek almaya çalışın.
- 12 Temmuz 2006
- 8.474
- 280
- 698
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #23
Heee sana da dedim diğer evli vede çocuksuzlara da, nolmuş:mymeka:
Olm alem hasta bana, sen ne diyon, on parmağımda on marifet-tatlicadiarzu-. Sabah 9 akşam 6 ve hatta Ctesi yarım gün çalışıyom, 2 bebem var, vede parmakla gösterilecek bir hatunum beee:lepi:
yav aşık oldum kendüme:asigim:
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #24
Benim derdim aslinda temizlik yapmak is yapmak falan degil her kadin gibi bende evimin isini yapmaktan gocunmam lakin ayni yeri günde 10 defa topladigin zaman hali ile kal geliyor iste...-tatlicadiarzu-
Cocuksuz iken hic olmasza evi derli toplu kaliyor insanin ama cocuklar olduktan sonra söyle bir 1-2 saat evler dagilmadimi sevindirik oluyom resmen:icecream:
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #25
bu düzeni tutturmak gerçekten zor
ilk evlendiğim sene hergün temizlik yapardım
zaten ev yeni , eşya yeni
ama olsun toz oluyor canım yapayım ben
sil süpür her allahın günü
hamile kaldım yine devam
son aylarda korkudan biraz gevşettim
doğumdan sonra iyiydik
uyuyordu hep yine temizliğe devam
3.aydan sonra siz sağ ben selamet
günler süpürge açmadan,toz almadan geçip gidiyordu
ancak babaannesine bırakacağım da öyle
şimdi iyiyim 18 aylık beraber temizlik yapıyoruz
ama bazen delirtiyor
salonu topluyorum çıkıyorum
arkamı bir dönüyorum 10 dakika sonra
herşey yerlerde , kitaplar , oyuncaklar , örtüler
çingene pazarı gibi
ama yüzüme öyle bakıyor ki
şirin , masum ,
karar verdim ben ,canı sağolsun da
varsın dağıtsın
başka nasıl çıkaracak bu günlerinin tadını
ben geceleri , gündüz o uyudukça yapmaya çalışıyorum
büyüdükçe anlatacağım , öğretmeye çalışacağım
umarım başarabilirim
üzülmeyin birgün herşey yoluna girer
canları , canımız sağolsuna.s.
ilk evlendiğim sene hergün temizlik yapardım
zaten ev yeni , eşya yeni
ama olsun toz oluyor canım yapayım ben
sil süpür her allahın günü
hamile kaldım yine devam
son aylarda korkudan biraz gevşettim
doğumdan sonra iyiydik
uyuyordu hep yine temizliğe devam
3.aydan sonra siz sağ ben selamet
günler süpürge açmadan,toz almadan geçip gidiyordu
ancak babaannesine bırakacağım da öyle
şimdi iyiyim 18 aylık beraber temizlik yapıyoruz
ama bazen delirtiyor
salonu topluyorum çıkıyorum
arkamı bir dönüyorum 10 dakika sonra
herşey yerlerde , kitaplar , oyuncaklar , örtüler
çingene pazarı gibi
ama yüzüme öyle bakıyor ki
şirin , masum ,
karar verdim ben ,canı sağolsun da
varsın dağıtsın
başka nasıl çıkaracak bu günlerinin tadını
ben geceleri , gündüz o uyudukça yapmaya çalışıyorum
büyüdükçe anlatacağım , öğretmeye çalışacağım
umarım başarabilirim
üzülmeyin birgün herşey yoluna girer
canları , canımız sağolsuna.s.
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #26
çok zor valla bende ev hanımıyım 1 oğlum var aksimi aksi sıpam var.evin altında girer üstünden çıkar.
yaptığım temizlik hiç görünmez.akşama kadar ev topla,çocuğu doyur,yatır bide uyusun sana 40 dakka
çocuk bu harekete karşın hiç yorulmaz yatıp uyumaz şöyle 2 saat.uyusa kendime zaman ayıracam da
sonra yemek hergün aynı şeyler işte.akşam arkamı dönüp şöyle bi göz gezdiyorum eve.sanki dersin aylardır iş yapılmıyor bu evde YETİŞMİYOR YETİŞMİYOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOR
yaptığım temizlik hiç görünmez.akşama kadar ev topla,çocuğu doyur,yatır bide uyusun sana 40 dakka
çocuk bu harekete karşın hiç yorulmaz yatıp uyumaz şöyle 2 saat.uyusa kendime zaman ayıracam da
sonra yemek hergün aynı şeyler işte.akşam arkamı dönüp şöyle bi göz gezdiyorum eve.sanki dersin aylardır iş yapılmıyor bu evde YETİŞMİYOR YETİŞMİYOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOR
- 12 Mart 2008
- 2.114
- 10
- 358
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #27
he ben o evli ve de çocuksuzlardanım da...-tatlicadiarzu--tatlicadiarzu-yaa ben acayip üşengecim...bi de programsız plansız oldum çıktım ...napmak lazım senin kibin olma içünlaelaelaelaelae:bbo:
- 12 Temmuz 2006
- 8.474
- 280
- 698
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #28
Aynı şeyleri hissediyoz senle Gülsümsenağlama
E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #29
Evet işte bu!... sizlere sormak istediğim.Bu arkadaşlar ne yapıyorlar çocuklarımı uslu,eşlerimi yardımcı.kendilerimi zeki,yorulmak bilmiyorlarmı.Ben mesela hemen yoruluyorum ama annem başallah hiç yorulmaz eski toprak...
bende hiç anlamıyorum canım
bende hemen yoruluyorum yada cnm iş yapmak istemez
aynen benim annemde 40 lı yaşlarda benden daha dinç
Çalıştıgı halde her akşam yemekler
2 büyük erkegi idare eder
ve üstüne ben ve eşimi doyurur
dedigin gibi eski toprak
Eskiler bizden daha çalışkanmış
Senin yaşın kaç
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #30
Offf ev düzeni diye bişey yokki...-tatlicadiarzu-İki haftada bir ütü yapıyorum saatlerce,hafta içi kafam kazan gibi olmuş bir şekilde eve geliyorum ve direkt olarak mutfağa giriyorum.Akşamlarımız oğlumuzla geçiyor.Herkes yatınca ortalığı toplayıp bana kaldığı kadar uykumu uyuyup yeni güne tekrar başlıyorum.Hafta sonu bir gün yapabildiğimi yapıyorum yapamadığım kalıyo.kaydirigubbakcemile2Her çalışan kadın gibi çok yoruluyorum ama olsun,sağlık olsun yeterki...:içelim:
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #31
ben 37 yaşındayım... Ama kendimi bildim bileli yani daha genç kızken annemne gıpta ile bakardım
sen hiç yorulmazmısın diye
- 22 Ekim 2007
- 1.781
- 55
- 683
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #32
Herşeyi planladıktan sonra gerisi kolay bencede.
Akşamları işten gelince çamaşırım varsa makinaya atıyorum ben keyif yaparken onlar yıkanıyor. Sabah 10 dakika erken kalkıp asıyorum. Ütüm varsa sevdiğim dizileri izlerken tv karşısında yapıyorum. Cumartesi yarım gün çalışıyorum işten gelince dip köşe temizliğimi de yapıyorum. Çocuğum oluncada öncelik onun olacak tabii ama bu düzen devam eder bence :1closedeyes:
Akşamları işten gelince çamaşırım varsa makinaya atıyorum ben keyif yaparken onlar yıkanıyor. Sabah 10 dakika erken kalkıp asıyorum. Ütüm varsa sevdiğim dizileri izlerken tv karşısında yapıyorum. Cumartesi yarım gün çalışıyorum işten gelince dip köşe temizliğimi de yapıyorum. Çocuğum oluncada öncelik onun olacak tabii ama bu düzen devam eder bence :1closedeyes:
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #33
la kuzu...akşam yine yoğundun geç yattın sanırsam...
hala rüyadasın...
on parmağında on marifetmiş...uyan kuzum uyannnn...................
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #34
vallahi yapana ne mutlu...
E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #35
Ben biraz tembelim sanırım...
Netten tembellik ile ilgili yazı buldum
Hem kendim hemde benim gibi hissedenler için ekliyorum..
Alıntı yazıdır...
Hayatın İsrafı Tembellik
Tembelliğin ne olduğunu ve insanların başına nasıl çoraplar ördüğünü düşündünüz mü? Bu soru çok mu çocukça?
Hemen herkes tembelliğin kötü olduğunu bilir ve kimse tembel olmayı kabullenmek istemez. Ama acaba kaç kişi gerçekten tembel olup olmadığını araştırmıştır?
Tembellik ya zihinsel, ya bedensel ya da her ikisi birden yaşanır. İnsanların büyük bir kısmı zihinlerini, önemli bir kısmı bedenlerini ve yine çok önemli bir kısmı hem bedenlerini hem de zihinlerini çalıştırmazlar.
Dinlenmek kastıyla uzun uzun oturmak, televizyon seyretmek, müzik dinlemek, dedikodu yapmak kontrolsüz hayal kurmak gibi işlerle meşgul olan insan bunları yaptığı anda tembellik tuzağına düşmüştür.
Oysa hayat duraksamadan devam eden “hareketlilik ve aktiflik” prensibi üzerine kuruludur. Atomlardan galaksilere kadar;mikroplardan balinalara kadar fıtrata itaat eden bütün mahlukat amansız bir hareketlilik furyasında çırpınır.
Bakınız tembel ve durağan insanların başlarına neler açılıyor: Bedensel tembellik içerisinde olan insanın vücudunda toksuk birikimler oluşur. Koşuşturmayan insanın vücudundan zehirli maddeler atılamaz. Dokular yağ bağlamaya ve kilitlenmeye başlar. Hücrelere oksijen ve besin dağılımı iyi yapılamayınca vücut hızla yaşlanmaya başlar. Bunu fiziki güç kaybı, kas zayıflığı, yorgunluk takip eder. Bedensel tembelliğin derecesine göre kireçlenme, zaman içerisinde felç ve daha bir yığın hastalık bedene hücum eder.
Zihinsel tembellik aktif düşünmeme, zihni kontrolsüz olarak harici ve dahili telkinlerin tesirine bırakma durumudur. Zihinsel tembelliğe alışan kişi beyninin sinirsel bağlantılarını aktif bir şekilde kullanmadığı için zeka gerilemeye başlar, hafıza gittikçe zayıflar, hatırlama yavaşlar; tabii ki bütün bunları genel aktivasyonun yokluğu takip eder. Zihinsel tembelliğin prensip olarak yaşlılıkla fazla ilgisi yoktur.
Aktif insanlar hayranlık verici başarılar arasında uçuşurlar. Neden bazı insanlar çok ağır fiziksel şartlara ve zihinsel faaliyetlere tahammül ederler de bazıları hemen tükeniverirler? İnsanlar her faaliyetin kapasiteyi arttırdığını göz ardı ediyorlar. Bedenin bir kapasitesi vardır şüphesiz ve çalışan insan bu sınıra hızla ulaşır. Ancak beynin kapasitesinin sınırı kolay kolay ulaşılamayacak kadar geniştir.
Allah’ın hikmetine bakınız ki insan kalbini yorulmayan (laktik asit üretmeyen) kaslardan yaratmıştır. İnsanın yorulmayan bir diğer uzvu da beynidir. Yeterli oksijen ve protein enzimleri sağlandığı sürece beyin hiç durmadan sürekli çalışır. Bazıları beynin dinlenmesi için bütün işleri bırakıp dinlenmeyi-yani tembelliği tavsiye ederler. Halbuki böyle yapmak tam tersine beyni tembelleştirir. Bizim zihin yorgunluğu dediğimiz şey beyni çalıştırırken fiziksel şartları ihmal etmemizden ya da psikolojik gerginliğin fizyolojiyi etkilemesinden doğan “durumdan” başka bir şey değildir. Uyku anında dinlendiğini sandığımız beynin uyanıkken ki halden daha yoğun çalıştığını ortaya çıkaran son tespitler de bu gerçeği vurgular. Çok karmaşık bir mekanizmayı küçük bir köşede genel ifadelerle açıklamaya çalıştığım için sevgili okuyuculardan anlayış beklerim.
Abdülkadir Geylani(ks) hazretlerinin çalışmamanın sonucunu görerek “Canınız sıkıldığı zaman çalışınız.” Dediğini bilirsiniz. Sevgili Peygamberimiz(asm) hiç bir şey yapmadan oturan bir zatın yanından geçerken selam vermiyor. Ancak geriye dönüşünde aynı kişiyi bir çalı parçasıyla meşgul halde gördüğünde bu defa selam veriyor.
Bediüzzamanın dediği gibi “Gaye-i hayal olmazsa ezhan enelere döner.” Gaye-i hayal veya ideal ya da gerçekleştirilmesi hedeflenen bir amaç sahibi olmak bunu sadece hayalde taşımak değildir. İdeal uğruna çırpınıştan bahsediyoruz. Bu herhangi bir hobi de olabilir. Aksi taktirde beden ve ruh kendi kendini yemeğe başlar. Ya da insanlar “birbirlerini yeme” hastalığına tutulurlar.
Lüzumsuz dahi olsa insanların hem bedenen hem de zihnen sürekli çalışmaları gerekir. Kaldı ki “Lüzumlu işler çoktur.” Ne çok zamanımız boşa akıp gidiyor! Ne çok müsrifiz!
Bazılarına terakki yeri olan dünyada bize de terakki kapıları açıktır. Biz ise başkalarını suçlayarak kendimizi temize çıkarıyoruz
çok güzel bir yazı bence
Netten tembellik ile ilgili yazı buldum
Hem kendim hemde benim gibi hissedenler için ekliyorum..
Alıntı yazıdır...
Hayatın İsrafı Tembellik
Tembelliğin ne olduğunu ve insanların başına nasıl çoraplar ördüğünü düşündünüz mü? Bu soru çok mu çocukça?
Hemen herkes tembelliğin kötü olduğunu bilir ve kimse tembel olmayı kabullenmek istemez. Ama acaba kaç kişi gerçekten tembel olup olmadığını araştırmıştır?
Tembellik ya zihinsel, ya bedensel ya da her ikisi birden yaşanır. İnsanların büyük bir kısmı zihinlerini, önemli bir kısmı bedenlerini ve yine çok önemli bir kısmı hem bedenlerini hem de zihinlerini çalıştırmazlar.
Dinlenmek kastıyla uzun uzun oturmak, televizyon seyretmek, müzik dinlemek, dedikodu yapmak kontrolsüz hayal kurmak gibi işlerle meşgul olan insan bunları yaptığı anda tembellik tuzağına düşmüştür.
Oysa hayat duraksamadan devam eden “hareketlilik ve aktiflik” prensibi üzerine kuruludur. Atomlardan galaksilere kadar;mikroplardan balinalara kadar fıtrata itaat eden bütün mahlukat amansız bir hareketlilik furyasında çırpınır.
Bakınız tembel ve durağan insanların başlarına neler açılıyor: Bedensel tembellik içerisinde olan insanın vücudunda toksuk birikimler oluşur. Koşuşturmayan insanın vücudundan zehirli maddeler atılamaz. Dokular yağ bağlamaya ve kilitlenmeye başlar. Hücrelere oksijen ve besin dağılımı iyi yapılamayınca vücut hızla yaşlanmaya başlar. Bunu fiziki güç kaybı, kas zayıflığı, yorgunluk takip eder. Bedensel tembelliğin derecesine göre kireçlenme, zaman içerisinde felç ve daha bir yığın hastalık bedene hücum eder.
Zihinsel tembellik aktif düşünmeme, zihni kontrolsüz olarak harici ve dahili telkinlerin tesirine bırakma durumudur. Zihinsel tembelliğe alışan kişi beyninin sinirsel bağlantılarını aktif bir şekilde kullanmadığı için zeka gerilemeye başlar, hafıza gittikçe zayıflar, hatırlama yavaşlar; tabii ki bütün bunları genel aktivasyonun yokluğu takip eder. Zihinsel tembelliğin prensip olarak yaşlılıkla fazla ilgisi yoktur.
Aktif insanlar hayranlık verici başarılar arasında uçuşurlar. Neden bazı insanlar çok ağır fiziksel şartlara ve zihinsel faaliyetlere tahammül ederler de bazıları hemen tükeniverirler? İnsanlar her faaliyetin kapasiteyi arttırdığını göz ardı ediyorlar. Bedenin bir kapasitesi vardır şüphesiz ve çalışan insan bu sınıra hızla ulaşır. Ancak beynin kapasitesinin sınırı kolay kolay ulaşılamayacak kadar geniştir.
Allah’ın hikmetine bakınız ki insan kalbini yorulmayan (laktik asit üretmeyen) kaslardan yaratmıştır. İnsanın yorulmayan bir diğer uzvu da beynidir. Yeterli oksijen ve protein enzimleri sağlandığı sürece beyin hiç durmadan sürekli çalışır. Bazıları beynin dinlenmesi için bütün işleri bırakıp dinlenmeyi-yani tembelliği tavsiye ederler. Halbuki böyle yapmak tam tersine beyni tembelleştirir. Bizim zihin yorgunluğu dediğimiz şey beyni çalıştırırken fiziksel şartları ihmal etmemizden ya da psikolojik gerginliğin fizyolojiyi etkilemesinden doğan “durumdan” başka bir şey değildir. Uyku anında dinlendiğini sandığımız beynin uyanıkken ki halden daha yoğun çalıştığını ortaya çıkaran son tespitler de bu gerçeği vurgular. Çok karmaşık bir mekanizmayı küçük bir köşede genel ifadelerle açıklamaya çalıştığım için sevgili okuyuculardan anlayış beklerim.
Abdülkadir Geylani(ks) hazretlerinin çalışmamanın sonucunu görerek “Canınız sıkıldığı zaman çalışınız.” Dediğini bilirsiniz. Sevgili Peygamberimiz(asm) hiç bir şey yapmadan oturan bir zatın yanından geçerken selam vermiyor. Ancak geriye dönüşünde aynı kişiyi bir çalı parçasıyla meşgul halde gördüğünde bu defa selam veriyor.
Bediüzzamanın dediği gibi “Gaye-i hayal olmazsa ezhan enelere döner.” Gaye-i hayal veya ideal ya da gerçekleştirilmesi hedeflenen bir amaç sahibi olmak bunu sadece hayalde taşımak değildir. İdeal uğruna çırpınıştan bahsediyoruz. Bu herhangi bir hobi de olabilir. Aksi taktirde beden ve ruh kendi kendini yemeğe başlar. Ya da insanlar “birbirlerini yeme” hastalığına tutulurlar.
Lüzumsuz dahi olsa insanların hem bedenen hem de zihnen sürekli çalışmaları gerekir. Kaldı ki “Lüzumlu işler çoktur.” Ne çok zamanımız boşa akıp gidiyor! Ne çok müsrifiz!
Bazılarına terakki yeri olan dünyada bize de terakki kapıları açıktır. Biz ise başkalarını suçlayarak kendimizi temize çıkarıyoruz
çok güzel bir yazı bence
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #36
D@D@ yazın için teşekkürler...Bendede tembellik var herhalde.Kabul etsem iyi olacak, bu ara bayağı yağ bağlamaya başladım.Ne bileyim insan zorlukları sadece kendi yaşıyor sanıyor.Ama burda gördüm ki yanlız değilim! Araştırıp bizlerle paylaştığın için teşekkürler canım.
C
ccerence
Ziyaretçi
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #37
Peygamber Efendimiz (bile) yemekten sonra sfranın toplanmasında eşine yardım edermiş!
Sünnet yani.Belkide biraz daha önem vermek gerekiyor bu gibi şeyleri okumaya daha huzurlu aile iletişimi için.
Benim eşimde işten yorgun argın geldiği için elbette geldiğinde onu yormamaya çalışıyorum ama sofranın toplanmasında en azından yardım ister miisn diye sormasını isterdim ee tabi o kendinden geçiş geliyor zaten eve...ama sonra ben bu yazdıgım sünnet cümlesini söyledim eşime, sen bana sorsan ben zaten yaptırmam sana diyorum.o da soruyor artık
ama inanın ben bazen üşeniyorum temizlik yapmıyorum h.sonları birlikte yapıyoruz.canım benim geçen banyonun lavabosunu ciflememiştim kaldı öyle bi süre, işten geldi işte yemek şu bu..traş olmaya gitti baya gecikti ben sofrayı topluyorum o sıra,tıraştan sonra lavabayo temzilerken bi de ciflemiş delüüü :)))
eşimden Allah razı olsun inşallah.Ama gene de her yük benim sırtımda.o da çok gururlanıyor her işi çözmemden tabi ama çalışmaya başlamış olsaydım sanırım evle ilgilenme konusunda zorlanabilirdim.ama annemden biliyorum, normalde ben yardım ederdim ama çalışan kadın zor arkadaşım bide çocugun var senin.ama bu açıdan çalışmaman şuan büyük avantaj bende yeni evli oldugum için pek düzen oluşturamadım ha yetişiyo mu yetişiyo hatta çok sıkılıyorum bile ama sen şöyle yap, muhtemelen pazarları eşin izinlidir.o güne ve akşam yemekten sonrasına iş bırakma hiç o günü ailecek geçirin ve yemek sonralarını...
haftanın her günü derin temizlik gereksiz bence ha yapan olsa güzel ama bizlerde insanız bence abartmamak gerek belki bi sürpürge bi toz olabilir.
bi günü eğer çok çıkıyorsa ki öyledir çocukların var çamaşır günü yap,yıkama ütüleme yerleştirme.
2günde bir evi süpür sil
akşam bulaşıkları akıt makinan varsa diz değil akıt kalsın sabah yap eşine vakit ayır.
sabahları önceki akşamın ufak tefek dagınıklıgını topla.
ödemelere bankaya vb. gidiyorsan imkanın varsa netten yap ya da otomatik ödeme talimatı yap.
haftanın bi gününü çocuklarınla geçir okulları yoksa, o gün onların olsun parktı evde onlarla oynamaktı birlikte pasta börek yapıp yemek gibi...o arada akşamın hazırlıgı da çıkmış olur aradan ne dersin
bi de işler yetişmiyosa da stres yapma ailemiz onlar bizim,yapabildigin gücün yetebildign kadar.
ve egerki eşin çok yorgun gelmiyorsa mutlaka sofrayı beraber toplayın ve cocuklarınla birlikte, hem onlar bunu huy edinmiş olur hem de birlikte bi aktivite olur.hemde ilerde onların eşleride(erkekse çocukların) senin şuan çektigin sorunu çekmemiş olur :))
yemekten sonrada birlikte belki bi masa oyunu oynayıp sohbet edebilirsiniz hem babaları coucuklarıyla vakit geçirmiş olur hem de ailece eglenmiş olursunuz sessiz sinema-kelime oyunu-scrabble gibi...
Allah mesut etsin dermansız dert değil bunlar çok da sıkma canını.ama eşini de yavaş yavaş alıştır en azından herkes yemekten sonra tabagını lavaboya götürüp akıtıp makinaya koyabilir di mi
Sünnet yani.Belkide biraz daha önem vermek gerekiyor bu gibi şeyleri okumaya daha huzurlu aile iletişimi için.
Benim eşimde işten yorgun argın geldiği için elbette geldiğinde onu yormamaya çalışıyorum ama sofranın toplanmasında en azından yardım ister miisn diye sormasını isterdim ee tabi o kendinden geçiş geliyor zaten eve...ama sonra ben bu yazdıgım sünnet cümlesini söyledim eşime, sen bana sorsan ben zaten yaptırmam sana diyorum.o da soruyor artık
ama inanın ben bazen üşeniyorum temizlik yapmıyorum h.sonları birlikte yapıyoruz.canım benim geçen banyonun lavabosunu ciflememiştim kaldı öyle bi süre, işten geldi işte yemek şu bu..traş olmaya gitti baya gecikti ben sofrayı topluyorum o sıra,tıraştan sonra lavabayo temzilerken bi de ciflemiş delüüü :)))eşimden Allah razı olsun inşallah.Ama gene de her yük benim sırtımda.o da çok gururlanıyor her işi çözmemden tabi ama çalışmaya başlamış olsaydım sanırım evle ilgilenme konusunda zorlanabilirdim.ama annemden biliyorum, normalde ben yardım ederdim ama çalışan kadın zor arkadaşım bide çocugun var senin.ama bu açıdan çalışmaman şuan büyük avantaj bende yeni evli oldugum için pek düzen oluşturamadım ha yetişiyo mu yetişiyo hatta çok sıkılıyorum bile ama sen şöyle yap, muhtemelen pazarları eşin izinlidir.o güne ve akşam yemekten sonrasına iş bırakma hiç o günü ailecek geçirin ve yemek sonralarını...
haftanın her günü derin temizlik gereksiz bence ha yapan olsa güzel ama bizlerde insanız bence abartmamak gerek belki bi sürpürge bi toz olabilir.
bi günü eğer çok çıkıyorsa ki öyledir çocukların var çamaşır günü yap,yıkama ütüleme yerleştirme.
2günde bir evi süpür sil
akşam bulaşıkları akıt makinan varsa diz değil akıt kalsın sabah yap eşine vakit ayır.
sabahları önceki akşamın ufak tefek dagınıklıgını topla.
ödemelere bankaya vb. gidiyorsan imkanın varsa netten yap ya da otomatik ödeme talimatı yap.
haftanın bi gününü çocuklarınla geçir okulları yoksa, o gün onların olsun parktı evde onlarla oynamaktı birlikte pasta börek yapıp yemek gibi...o arada akşamın hazırlıgı da çıkmış olur aradan ne dersin
bi de işler yetişmiyosa da stres yapma ailemiz onlar bizim,yapabildigin gücün yetebildign kadar.
ve egerki eşin çok yorgun gelmiyorsa mutlaka sofrayı beraber toplayın ve cocuklarınla birlikte, hem onlar bunu huy edinmiş olur hem de birlikte bi aktivite olur.hemde ilerde onların eşleride(erkekse çocukların) senin şuan çektigin sorunu çekmemiş olur :))
yemekten sonrada birlikte belki bi masa oyunu oynayıp sohbet edebilirsiniz hem babaları coucuklarıyla vakit geçirmiş olur hem de ailece eglenmiş olursunuz sessiz sinema-kelime oyunu-scrabble gibi...
Allah mesut etsin dermansız dert değil bunlar çok da sıkma canını.ama eşini de yavaş yavaş alıştır en azından herkes yemekten sonra tabagını lavaboya götürüp akıtıp makinaya koyabilir di mi
E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #38
Rica ederim
Ablacım diyorum (24)
Bende ilk evlendigimde böyle hissetmiştim....
bekarken kayvaltımı babam akşam yemegimi ütümü herşeyimi annem yapıyordu
5 defa bulaşık yıkamamışımdır...bana nasıl zor geldi anlatamam
Bir süre sonra aştım yavaş yavaş tabi....
Lütfen kızma bana ama sen bide evdeymişsin
Nasıl yetiştiremiyosun yani
misal tv ye dalıyosan yada pc ye sana hiç faydası olmaz ne yazık ki geçici zevkten başka...
Yani düşündün mü neden iş yapmak istemiyor canın
Ev işini mi sevmiyosun :1hug:
E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #39
Peygamber Efendimiz (bile) yemekten sonra sfranın toplanmasında eşine yardım edermiş!
Sünnet yani.Belkide biraz daha önem vermek gerekiyor bu gibi şeyleri okumaya daha huzurlu aile iletişimi için.
Benim eşimde işten yorgun argın geldiği için elbette geldiğinde onu yormamaya çalışıyorum ama sofranın toplanmasında en azından yardım ister miisn diye sormasını isterdim ee tabi o kendinden geçiş geliyor zaten eve...ama sonra ben bu yazdıgım sünnet cümlesini söyledim eşime, sen bana sorsan ben zaten yaptırmam sana diyorum.o da soruyor artık
eşimden Allah razı olsun inşallah.Ama gene de her yük benim sırtımda.o da çok gururlanıyor her işi çözmemden tabi ama çalışmaya başlamış olsaydım sanırım evle ilgilenme konusunda zorlanabilirdim.ama annemden biliyorum,
Allah mesut etsin dermansız dert değil bunlar çok da sıkma canını.ama eşini de yavaş yavaş alıştır en azından herkes yemekten sonra tabagını lavaboya götürüp akıtıp makinaya koyabilir di mi
Cerence anlayamadım pardon
sen çalışıyomusun
Evde mi duruyosun ???
E
EU1
Ziyaretçi
- Konu Sahibi hamarat-bayan
- #40
Peygamber Efendimiz (bile) yemekten sonra sfranın toplanmasında eşine yardım edermiş!
Sünnet yani.Belkide biraz daha önem vermek gerekiyor bu gibi şeyleri okumaya daha huzurlu aile iletişimi için.
Benim eşimde işten yorgun argın geldiği için elbette geldiğinde onu yormamaya çalışıyorum ama sofranın toplanmasında en azından yardım ister miisn diye sormasını isterdim ee tabi o kendinden geçiş geliyor zaten eve...ama sonra ben bu yazdıgım sünnet cümlesini söyledim eşime, sen bana sorsan ben zaten yaptırmam sana diyorum.o da soruyor artık
eşimden Allah razı olsun inşallah.Ama gene de her yük benim sırtımda.o da çok gururlanıyor her işi çözmemden tabi ama çalışmaya başlamış olsaydım sanırım evle ilgilenme konusunda zorlanabilirdim.ama annemden biliyorum,
Allah mesut etsin dermansız dert değil bunlar çok da sıkma canını.ama eşini de yavaş yavaş alıştır en azından herkes yemekten sonra tabagını lavaboya götürüp akıtıp makinaya koyabilir di mi
Cerence anlayamadım pardon
sen çalışıyomusun
Evde mi duruyosun ???
