Evde köpek beslemek

emelhan

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
29 Eylül 2009
214
0
96
Bursa
Arkadaşlar, Evinde köpek besleyenler var mı cinsi nedir ? Köpeğin nefesinin kokusu eve siniyor diyorlar doğru mu? Tüyleri kedi kadar dökülür mü ? Bakımı kolay mı ?Çok seviyorum istiyorum biraz anlatır mısınız?
 
Merhaba,

Köpeklerle ilgili olarak öncelikle paylaşmak istediğim, onların tek dünyası olduğumuzdur hayatlarımıza soktuğumuz andan itibaren... Bu bakış açısıyla, bu bağlılığın sorumluluğuyla başa çıkabilecek imkanlarımız varsa, köpek evde beslenebilir tabi ki, çünkü onlar sürü hayvanlarıdır ve aileleriyle vakit geçirmekten, onların bir parçası olduklarını hissetmekten çok mutlu olurlar. Tüm gün koca bir bahçede bir başına terk edilmiş, yalnız ve asosyal olmasındansa, sabah akşam düzenli egzersizler yaptırılmak koşuluyla, ev içinde ailenizin bir parçası olması daha sağlıklıdır bana göre. Burada sıkıntı, sizin alışkanlıklarınız(temizlik, uyku düzeni, sosyal hayat) ve onun doğasıyla ilgili uyumsuzluklarda başlayacaktır. Çocukluğumdan bu yana hayvanlarla iç içe yaşayan biri ve şimdi de yavru bir köpek sahibi olarak, karşılaşabileceğiniz olumsuzlukları aktarmak isterim.
Yavru bir köpek, kasları yeterince gelişmediğinden tuvaletini tutmayı bilemez. Bu süreç zarfında, sabrınız, hoşgörünüz ve hijyen kurallarından ödün vermemeniz çok çok önemlidir. Onu izlemeniz, tuvalet saatlerini yapmadan önce kestirmeniz, buna göre tuvalet yapmasını istediğiniz iç/dış yeri öğretmeniz, oraya alıştırmanız, kazalarda da kaza anında yakalayabilirseniz o an uyarmanız, kızmanız ve hemen istediğiniz yere yönlendirmeniz, o yanlış bölgedeki kokuyu yok edene kadar temizlemeniz gerekmektedir.
Aranızdaki bağın güvenle ve sevgiyle gelişmesi gereken bir dönemdir yavruluk dönemi. Burada, denge o kadar önemlidir ki, ona hem kurallarınızı öğretmeniz, hem de onun güvenini kazanmanız somut örneklerde bazen çelişecektir. Sizinle uyumak istemesi o kadar doğaldır ki (sizi, sütten yeni kesildiği ve gözünü açtığından beri birlikte uyuduğu annesinin yerine koyduğu o bebek hallerinde), ama yatağınıza bir kere almanız ona yatağa sürekli çıkması için yeterli güveni verecektir. Bu vb. kuralları uzun uzun yazabilirim tabi, ama kısaca özetlemem gerekirse, köpek sahibi olmak hayatınızın bir kısmını ona adamanızı gerektirecektir. Bu yüzden, sorunuzu evde köpek beslenebilir; ama ben besleyebilir miyim diye kendinize yöneltmeniz gerektiğini vurgulamak isterim. Sabah akşam düzenli dışarı çıkartacak vaktiniz, durumunuz var mıdır? Kurallarınızı öğretecek, onu büyütecek sabrınız var mıdır?
Bütün köpekler tüy dökerler, nasıl bütün insanların saçı dökülüyorsa. Eski ve mevsimlik olan tüyler, yenileriyle her zaman yer değiştireceklerdir. Bahar aylarında yoğun bir şekilde olan tüy dökümüyle ilgili olarak, uygun iklimde uygun cinsi seçtiyseniz(yani bir kutup köpeğini Antalyada beslemeye çalışmazsanız) baş edemeyeceğiniz kadar ciddi bir sorunla karşılaşmazsınız.
Evde yalnız bırakacaksanız, öncesinde ve eve geldiğinizde enerjisini atabileceği uzun bir yürüyüş sağlamanız gerekir. Bahçede beslenen köpeğin de, aynı şekilde yürütülmesi gerekir aslında, sadece bir bahçe sağlamak, ona evin içinde ona ait bir oda sağlamak gibidir en fazla. Ona eşlik etmeniz, onunla oynamanız, onu koşturmanız, yürütmeniz her iki durumda da gerekmektedir. Sadece bahçedeki köpek eve giremeyeceğinden onu daha az aralıklarla temizlemeniz söz konusu olacaktır. Bahçede çalı çırpıya verdiği zarar, evde süpürgeliklere vereceği zarardan daha az gözünüze batacaktır.
Kendi düzenimizden bahsedecek olursam, sabah akşam toplam en az 3 saat olmak üzere dışarıda vakit geçiriyoruz biz. Eve girer girmez, şayet ayakları çok kirlenmişse, direkt kendisine ayırdığımız tuvalete girerek, oradaki duşta ayaklarını yıkıyorum, kurutma makinesiyle kurutuyorum. Daha az kirli ise de, bezleriyle tertemiz olana kadar silip öyle içeriye girmesine izin veriyorum. Bu, en fazla 3 - 4 dakikamızı alıyor. O da alıştığından, patini ver kızım dediği anda tek tek uzatıyor ayaklarını. Şuan yavruluk tüylerini döküyor, kısa tüylü olduğu için yerde gözle zor görünen tüyleri oluyor ve bir elimde el süpürgem, ara ara gözüme çarptıkça temizliyorum.(abartı bir döküm değil aslında, insanların banyoda yerlerde olan saçları gibi oluyor) Her sabah yerleri siliyorum mutlaka. Tüy sorun olmuyor böylelikle. Bu arada, kanepe ve yataklara çıkış izni, mutfağa giriş izni yok. Biz yemek yerken dilencilik yapma huyu, havlaması çok şükür yok. Köpeğimiz şansımıza o kadar zeki bir bebek ki, 5 6 tekrardan sonra herşeyi öğretebiliyoruz aslında.
Ama çalışmama rağmen sabah akşam yorulana dek onunla vakit geçirmeseydim, herşey kesinlikle bu kadar kolay olmayacaktı biliyorum.
Evinizde ona ayıracağınız bir oda yoksa, çok büyük bir ırk almaktan mutlaka sakının derim; çünkü cüsse büyüdükçe ortam yaşam alanınızda tüy, tuvalet ve egzersiz problemleri daha büyük olacaktır. Misal evcimen ve zeki olan Golden Retrieverlar esasında su avında kullanılan, iri, enerji harcama ihtiyacı yüksek, tüyü ev içinde ciddi anlamda problem olabilecek ve yaz aylarında da salyasından rahatsız olabileceğiniz bir türdür maalesef. Bu türü besleyecekseniz de illa, ona ait bir odası ve dediğim gibi düzenli egzersiz yaptıracak durumunuz, vaktiniz ve mutlaka evinizin kurallarını öğretecek otoriteniz olması şart.
Bunlar en can sıkıcı kısımlarıydı köpek beslemekle ilgili olarak konuşabileceğimiz. Siz ona birşeyler öğreteceksiniz; evet ama esasında o size dostluğu, sadakati ve sevgiyi hiç bilmediğiniz bir şekilde anlatacak birlikte yaşadıkça... Bunu hiçbir zaman anlamayacak insanlar için gerçekten üzülüyorum. Sevmekten korkmayın diyorum, bir küçük serçeyi, köpeği sevince azalmaz sevgi kabiliyetiniz, aksine büyür kalpleriniz, daha hassas olursunuz yokluğa, açlığa, insanlığa...

Sevgilerimle
 
Son düzenleme:
Bir de nefesi kokar mı demişsiniz, dişleri sağlıklı ise, kaliteli kuru mama yiyorsa hiçbir problem olmaz. Çene yapısı makas olan köpeklerde salya problemi olmadığından, koşup oynasa bile dışarıda eve gelince ağzından salya akmaz. Ev yemeği yerine, ihtiyacı olan tüm vitamin ve enerjiyi alabileceği, türüne, yaşına göre özel olarak hazırlanmış kuru mamaları tercih etmenizi tavsiye ederim. Böylece yediklerinde dolayı karşılaşılan tüy dökümleri, dışkı miktarının fazlalığı, ağız kokusu vb. olumsuzluklar en aza indirgenir. Ev yemeği yapacaksanız da alması gereken protein, karbonhidrat, yağ oranlarını ayarlamanız gerekmektedir. Alelade bir bakımla da yaşar elbette köpek, sokaktakiler nasıl yaşıyor değil mi deriz; ama ona ne kadar sağlıklı koşullar sağlarsanız, birlikte uzun ve sağlıklı yıllar yaşamanız o kadar mümkün olacaktır.
Ben şunu da vurgulamak isterim, köpeğin kendisinden ziyade tuvaletidir koku yapan. Evde parkeli bir yer değil, seramik olan bir yere alıştırın yavruyken böylece koku sinmez. Zaten büyüyünce de siz isteseniz bile eve yapmayacaktır sokağa alışacağından. Ne kadar az yıkanırsa o kadar az kokar bir de, doğal deri yapısı bozulmaz çünkü ve zaten genelde ıslanan köpeklerde bir koku ortaya çıkar, kuruyunca da geçer. Kuru, toz, sprey şampuanları da var, biz kullanıyoruz.
Evimize gelenlere söylemesek, köpek olduğunu anlamıyorlar bile...
Unutmayın, herşey sizin elinizde aslında, ama hevesinizi, en az 10 senelik planlarınızı şöyle bir gözden geçirin bu sorumluluklar dahilinde....
p.s.: blogumda hayvanlarla ilgili bir köşem var, oradan bir yazımı ve tam da bu konuyla ilgili eğlenceli bir videoyu sizinle paylaşmak isterim.
Sevgilerimle
 
Merhaba..Benim pekinez cinsinde disi bir köpegim var. Apartmanda oturdugum icin maalesef büyük köpek alamiyorum. Bakimi sanildigi gibi o kadarda zor degil. Mamasi, suyu, asilari, bakimi bunlar cok önemli ama dahada önemlisi bir canin getirdigi büyük sorumluluk. Simdi belki bakabilirim diye düsünebilirsiniz ama eger 1-2 ay sonra fikrini degistirirseniz o hayvan icin büyük bir travma olur. Tatillerde emanet edebileceginiz birisi olmasi lazim bu cok önemli. Tüyleri yilda 1-2 kez tüy degistirdigi icin dökülüyor evet ama onun haricinde cok az tüyü dökülüyor, zaten hergün yerleri süpürdügümüz icin problem teskil etmiyor. Eger köpek almaya cidden karar verirseniz barinaktan almanizi tavsiye ederim. Orda o kadar bakima ve sevgiye muhtac hayvanlar var ve siz birini kurtarabilirsiniz. Umarim almaya karar verirsiniz cünkü o kadar büyük bir sevgi olusuyorki köpekle aranizda o mutlulugun tarifi yok inanin:69:
 
golden retriveir cinsi köpeğim var..çok başka bişey çocuğum gibi bakıyorum ..biz kendimize bakım yaptığımız gibi onlarada yapmamız gerekir..hergün taranması vitaminlerini vermemiz gerekirki tüy dökümü sıfıra düşsün..ayrıca dişleri fırçalanmalı ağız kokusunu önler..ve gerçekten vakit ayırmak gerekir bizle insanların konuşmasını beklediğimz gibi onlarda sahibinin onlarla konuşmasını bekler.mesela ben onu evde bıraktığımda mutlaka hemen gelicem seninle dışarı çıkıcam diye konuşurum...veya ona sürekli onu çok sevdiğimi söylerim o cevap veremesede anlıyo..onu her sevdiğimi söylediğimde kuyruğunu sallıyo veya kucağımda yatırdığımda kalbi çok hızlı çarpıyo...köpek bambaşka bişey senden parça oluyo derdini anlatamaz çok sorumluluk gerektirir..bunları yerine getirdikden sonra evde bakılması çok kolay =)
 
rbk;

Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ben aslında kararımı verdim kesinlikle sahiplenicem ama şimdi ona bir düzen kurmam ve bilgilenmem gerekiyor ,sizden de bu yüzden yorum bekliyorum. Yorumlarınızla çok mutlu oldum çok seviniyorum ve seviyorum .. :) .arada muzurluklarını anlatır mısınız ? Resimlerini paylaşır mısınız çok mutlu olurum :)
 
Merhaba..Benim pekinez cinsinde disi bir köpegim var. Apartmanda oturdugum icin maalesef büyük köpek alamiyorum. Bakimi sanildigi gibi o kadarda zor degil. Mamasi, suyu, asilari, bakimi bunlar cok önemli ama dahada önemlisi bir canin getirdigi büyük sorumluluk. Simdi belki bakabilirim diye düsünebilirsiniz ama eger 1-2 ay sonra fikrini degistirirseniz o hayvan icin büyük bir travma olur. Tatillerde emanet edebileceginiz birisi olmasi lazim bu cok önemli. Tüyleri yilda 1-2 kez tüy degistirdigi icin dökülüyor evet ama onun haricinde cok az tüyü dökülüyor, zaten hergün yerleri süpürdügümüz icin problem teskil etmiyor. Eger köpek almaya cidden karar verirseniz barinaktan almanizi tavsiye ederim. Orda o kadar bakima ve sevgiye muhtac hayvanlar var ve siz birini kurtarabilirsiniz. Umarim almaya karar verirsiniz cünkü o kadar büyük bir sevgi olusuyorki köpekle aranizda o mutlulugun tarifi yok inanin:69:

Verdiğiniz bilgiler için tşk. ederim çok düşündüm zaten .. :)
 
golden retriveir cinsi köpeğim var..çok başka bişey çocuğum gibi bakıyorum ..biz kendimize bakım yaptığımız gibi onlarada yapmamız gerekir..hergün taranması vitaminlerini vermemiz gerekirki tüy dökümü sıfıra düşsün..ayrıca dişleri fırçalanmalı ağız kokusunu önler..ve gerçekten vakit ayırmak gerekir bizle insanların konuşmasını beklediğimz gibi onlarda sahibinin onlarla konuşmasını bekler.mesela ben onu evde bıraktığımda mutlaka hemen gelicem seninle dışarı çıkıcam diye konuşurum...veya ona sürekli onu çok sevdiğimi söylerim o cevap veremesede anlıyo..onu her sevdiğimi söylediğimde kuyruğunu sallıyo veya kucağımda yatırdığımda kalbi çok hızlı çarpıyo...köpek bambaşka bişey senden parça oluyo derdini anlatamaz çok sorumluluk gerektirir..bunları yerine getirdikden sonra evde bakılması çok kolay =)

Duygularınızı çok iyi anlatmışsınız size huzur diliyorum. Yorumunuz için tşk. ederim :)
 
canım 11 yıldır maltese terrier besliyorum....köpeğimle aşırı ilgiliyimdir artık çok farklı bir iletişim var aramızda diyebilrim onsun bir hayat düşünemiyorum .....o küçücük şeyi sevmek ve onunda sizi sevdiğini ve sevmekten asla bıkmayacağını bilmek çok güzel bir duygu ...ama çokta sorumluluk gerektircek bir durum :6:
günde 2 defa dışarı çıkartıyorum ,evde onunla oynuyorum,çalışmadığım için yalnız kalmıyor ,havlamıyor kesinlikle en önemlisi bu apartmanda yaşıyorsan özellikkle...maması kaliteli olmalı,suyu içme suyu ve taze olmalı ,mama ve su kabını temiz tutmalısın ,banyosunu köpek şampuanıyla yapmalı,aşılarını takip etmelisin,banyodan sonra iyice kurutmalı ve mümkünse hergün taramalısın,kendine özel eşyaları olmalı (yastık,oyuncak v.s) ağız kokusunu engellemek için deriden yapılmış şeyler var kemik şeklinde onlardan verirsen onları gevelerken dişleri temizleniyor zaten kokuda olmuyor .......benim evime ilk defa gelen çoğu kişi köpeğimi görünce çok şaşırmıştı hiç köpek var gibi değil valla biz kokar ev diye bilirdik yada hiç tüy yok derler ki öyledir...yaz aylarına girerken traş ettirirsen dökülecek olan tüyleri zaten gider ........ben hiç zorluk çekmiyorum 11 yıldır yolculukta yaptım onunla ,uçağada bindim ,misafirde ağırladım ,misafirliğide de gittim sorun yaşamadım.....o benim çocuğum gibi ben ona öyle davranıyorum o yüzden hiçbirşeyi zor gelmiyor ........öyle bartıldığı gibi kokma falan yok yani .......bilmeyen köpek besleyen insanların evlerinin koktuğunu,heryerden tüy fışkırdığını sanır nedense ki evde hayvan besleyen insanlar hijyene daha çok dikkat ederler......eve asla çişini yapmaz oğlum ne olursa olsun tutar :nazar:
eğer gerçekten sevgiyle alıp bakmayı düşünüyorsan zaten bu bakımlarını severek uygularsın benim deneyimlerim bunlar ........dünyanın en güzel şeyi benim için eğer kıskanmasa oğlum bir tane daha alırdım düşünmeden .....:71:
 
canım 11 yıldır maltese terrier besliyorum....köpeğimle aşırı ilgiliyimdir artık çok farklı bir iletişim var aramızda diyebilrim onsun bir hayat düşünemiyorum .....o küçücük şeyi sevmek ve onunda sizi sevdiğini ve sevmekten asla bıkmayacağını bilmek çok güzel bir duygu ...ama çokta sorumluluk gerektircek bir durum :6:
günde 2 defa dışarı çıkartıyorum ,evde onunla oynuyorum,çalışmadığım için yalnız kalmıyor ,havlamıyor kesinlikle en önemlisi bu apartmanda yaşıyorsan özellikkle...maması kaliteli olmalı,suyu içme suyu ve taze olmalı ,mama ve su kabını temiz tutmalısın ,banyosunu köpek şampuanıyla yapmalı,aşılarını takip etmelisin,banyodan sonra iyice kurutmalı ve mümkünse hergün taramalısın,kendine özel eşyaları olmalı (yastık,oyuncak v.s) ağız kokusunu engellemek için deriden yapılmış şeyler var kemik şeklinde onlardan verirsen onları gevelerken dişleri temizleniyor zaten kokuda olmuyor .......benim evime ilk defa gelen çoğu kişi köpeğimi görünce çok şaşırmıştı hiç köpek var gibi değil valla biz kokar ev diye bilirdik yada hiç tüy yok derler ki öyledir...yaz aylarına girerken traş ettirirsen dökülecek olan tüyleri zaten gider ........ben hiç zorluk çekmiyorum 11 yıldır yolculukta yaptım onunla ,uçağada bindim ,misafirde ağırladım ,misafirliğide de gittim sorun yaşamadım.....o benim çocuğum gibi ben ona öyle davranıyorum o yüzden hiçbirşeyi zor gelmiyor ........öyle bartıldığı gibi kokma falan yok yani .......bilmeyen köpek besleyen insanların evlerinin koktuğunu,heryerden tüy fışkırdığını sanır nedense ki evde hayvan besleyen insanlar hijyene daha çok dikkat ederler......eve asla çişini yapmaz oğlum ne olursa olsun tutar :nazar:
eğer gerçekten sevgiyle alıp bakmayı düşünüyorsan zaten bu bakımlarını severek uygularsın benim deneyimlerim bunlar ........dünyanın en güzel şeyi benim için eğer kıskanmasa oğlum bir tane daha alırdım düşünmeden .....:71:

Yorumlarınız için tşk. ederim :) buyrun bana da gelin sizi misafir edeyim :) Duygularım çok olumlu zaten hazırlanıp sahipleneceğim.. Oğlunuzu öpüyorum.. :)
 
Sevgili Emelhan,

Tabi ki seve seve paylaşırım ben de, zaten hep diyorum 24 saat beni bıraksalar sadece hayvanlardan konuşabilirim ve asla bıkmam; bıkamam... Kendimi bildim bileli, böyleyim:)

Eğer kararınız kesinse, hangi cinse yönelmeniz gerektiğinin kararını vermelisiniz şimdi. Aslında, bu en önemli noktadır. İdeal bir köpeği yanlış bir ortamda beslemeniz maalesef hem size, hem köpeğe zor olacaktır.

Kırma ya da cins, bana sorarsanız köpeğin karakteri zaten size göre şekilleneceğinden, sadece genetik rahatsızlıklar ve boyut açısından önemlidir bu ayrım. Benim kızım, bir Dobermann ve onlar hakkında hmmm diye başlayan önyargılara öncelikle şu yazımı okumalarını tavsiye edebilirim, ondan sonra yorumlarını dinlerim.... Daha önce de köpeklerim oldu; fakat ben onun kadar canayakın, zeki ve ailesine bağlı bir köpek tanımamıştım. Tasmasız gezdirebildiğim bir yürüyüş yolumuz var, yanımdan asla ayrılmaz, ben izin vermedikçe insanların yanına gitmez, zaten tanımadığı insanlardan ürküyor ve mesafelidir başta, öyle birini görünce üstüne atlayım, gidip rahatsız edeyim vb. huyları asla yok, 5 aylık olmasına rağmen, otur,kalk, yat, hayır, bekle dans, ye, bırak, pati ver vb. temel komutları belki 5 6 kez tekrarladıktan sonra biz, hemen öğrendi. Bu komutları öğretmemizin tek sebebi de, hem onun, hem kendimizin hayatlarımızı kolaylaştırmak aslında. Asansörün içindeyken diğer insanlara atlamak yerine resmen bir birey gibi oturup kapıya bakması, yemeğini koymaya çalıştığımızda saldırmadan yemek için bizden izin alması, karşıdan karşıya geçmek için beklerken güvenliği için oturması, insanlarla özellikle çekinen insanlarla tanıştırırken sakin bir şekilde karşılarında yatması, vb. o kadar çok örnek verebilirim ki size.. Komik maceralarımıza gelince, en son mesela, bir kirpi saldırısına maruz kaldık maalesef:) Tüm iyi niyetiyle o ıslak ve koca burnunu tanışmak maksadıyla kirpiye dayamasıyla birlikte hoplayarak uzaklaştı oradan, hav dedi neden bunu yaptın der gibi ve aynı yerden 4 kez yürüdük o akşam, o saldırıya uğradığı bölgeden asla geçmedi, dolandı etrafından:) Çok oyuncu, arkadaşlarını çok seviyor, bir sürü köpek dostu var aşağıda, resmen öpüyor onları görünce yüzlerini yalıyor:) Bir tane Bask ımız var, kendisinin özentisi, o da bir Rott ve acayip güzel bir kız maşallah, hem ağır, hem anaç, resmen öğretiyor Rajaya nerede nasıl davranılması gerektiğini... Asansörün içindeyken tam zamanında kapıyı ittirir açmak için, daha önce birkaç kez burnu değince arada durduğunu anladı ve asla tekrarlamadı; beklemeyi öğrendi, tam zamanında inmeyi. Evde, tam bir kucak köpeği, bıraksak hala kucağımıza sığmaya çalışıp, saatlerce öyle oturacak. Tv izleriz birlikte, temizlik yaparken, yemek yaparken ben, bilir beklemesi gerektiğini ve beni izler, dinler:) Konuştuklarımızı belki cümle cümle anlamıyor; ama hiçbir hissimizi ıskalamıyorlar. Üzüldüğümüzü, sinirlendiğimizi, endişelendiğimizi, sevindiğimizi o kadar net yakalıyorlar ki... Onu kızdırmak için saçlarımla kulağını gıdıklıyorum, burnuna üflüyorum, nasıl canı sıkılıyor, sinirleniyor; ama ne olursa olsun, asla canımı yakmaya, bana zarar vermeye çalışmıyor. En fazla ortamı terk ediyor:) Papağanlarımla, kaplumbağalarımla dost olmak istiyor; ama yüz bulamıyor maalesef:) Bir tane taz oyuncağım vardı, bir de ördek, kimse onunla ilgilenmediğinde onların yanına gidip alıyor, onlarla yatıyor, oynuyor:) Bir gün bi baktım ördeğin yüzü sırılsıklam, nasıl yalamış, öpmüş kendince:) Sevgi dolu, nazik ve komik bir bebek özetle...
Herşeyden önemlisi de, ister 5 dakikalık bir yere gidin, döndüğünüzde sizi gördüğüne bu kadar çok sevinen başka bir varlık olmayacak hayatınızda... Bu samimi dostluğu, bu karşılıksız sevgiyi yaşamayanlara anlatmak, ifade etmek belki de anlamsız...
Köpek almak, internet bir ürün sipariş vermek gibi de değil; yani bir anda karşınıza bir bebek çıkıyor, işte bu gözler diyorsunuz, işte bu minik burun:) O yüzden seçiminizde özgürsünüz, ister barınaklardan bir bebeği kurtarın, ister sokaktan alın, ister pet shoptan; sevmeniz, benimsemeniz işte bu demeniz çok önemli... Ama tabi keşke pet shoplar sadece pet ürünleri satsa, canlı hayvanlar üzerinden ticaret zihniyetine son verebilsek... Çünkü ticarette kar edebilmek için sevgi, hoşgörü, merhamet duygularını körelttiklerini düşünüyorum... Bu da çok acı, herkesin yapabileceği bir şey değil...
Köpek seçiminizle ilgili olarak, diğer arkadaşların besledikleri türler çok güzel türlerdir, Pekinezler, maltese terrierler cana yakın, uysal ve evde sorunsuz beslenen türlerdir. Golden lar ise biraz daha fazla emek ve özen gerektirir ve biraz daha zorlar sizi tüy, eve verdikleri zarar bakımından.. Kırma bir tür de olabilir elbette, dediğim gibi yavruyu sevmeniz, benimsemenizdir aslında tek önemli olan. Raja bana Kuşadasından geldi ve onun resmini görür görmez, içim ısındı resmen, çok tanıdık geldi o gözleri...
Size sormak istediğim, şartlarınız nasıldır? Okuyor musunuz, çalışıyor musunuz? Evde ne kadar süre yalnız kalacak? Nazik misiniz, kaba saba mı seversiniz? Ben, hep iri köpekler beslediğim için küçük bir köpeğe nasıl davranacağımı bilemiyorum mesela:) İncitmekten, zarar vermekten korkuyorum. Köpeklerle boğuşmak, koşmak ve km.lerce yürümek bana göredir. Siz, gittiğiniz her yere yanınızda götürebilecek, çıtı pıtı bir dost arayabilirsiniz kendinize bu bakımdan. Bizim kızımızla bu şansımız yok maalesef:) Uzun, saç gibi yumaklaşan tüylerin temizliğiyle mi başa çıkarsınız, yoksa tek tük saplanan küçük tüylerin mi? Bu soruların cevaplarına göre, uygun türü de seçebilirsiniz. Ve sonrasında barınaklardan, yuva arayan minik dostlara seçim yapabileceğiniz çok geniş bir çevrede bebeğinizi arayabilirsiniz:)
 
Son düzenleme:
Bir de dişi mi erkek mi olmalı alacağınız köpek buna karar vermelisiniz. Ben hiç erkek köpek beslemediğim için onlar için bir yorumda bulunamam; ama gözlemlediğim kadarıyla erkeklerin dişilerdeki gibi yılda 2 kere olan bir üreme mevsimleri yok, onlar her daim çiftleşme isteğine sahipler. Bu da erkek köpek sahipleri için ekstra bir zorluk gibi geliyor bana, sürekli dur oğlum, yapma oğlum, diyorlar çünkü erkek köpeklerde insanlara, hayvanlara karşı sürekli çiftleşme hareketleri oluyor, bundan rahatsız olabilirsiniz ya da bunu önemsemeyebilirsiniz..
Ben kesinlikle dişi köpekten şaşmam kendi adıma, çünkü çok anaç ve ağır oluyorlar. Erkek köpeklerdeki gibi bir asilik, özgürlük merakı olmuyor. Kanamaları da başa çıkılmayacak bir durum değil aslında, özel külotları var ve bizler gibi her aybaşı olmuyor dönemleri, 6 - 8 ayda bir oluyor.
 
İşte benim kızım Raja ve papağanlarım Büdü, Pamuk:)
$IMG_0787.webp $20080825 101.webp
 
rbk;,

Yaa ne güzel anlatmışsınız şimdi daha çok istiyorum :) Bİliyorum her canlının huyu bir değil ama sabırlıyım değil 5 -6 30 kere anlatırım yeter ki beni sevsin :) Ben apartman da yaşıyorum. Şu anda çalışmıyorum ona zaman ayırabilirim çalışsam da eşim evimize yakın bir yerde çalışıyor yanına da alır öğlen 2 saat eve gelir felan çok yanlız kalmaz. Onu gezdiririm de sorun olmaz ailem ve çevrem de sorun etmez hepsi bayılıyorlar hayvanlara deli oluyoruz .. Bende bir anımı anlatmak isterim size beni biraz tanımış olursunuz. Benim bahçede yaşayan sivas kangalı köpeğim vardı 8 yıl önce eve girmezdi ama dışardayken birlikte oturup oynardık kovalamaca yakalamaca sarılmaca dans ederdik sakız çiğnerdik onun güldüğünü gözünde görüyordum zaten çok sevdim onu canımın iç cepheriydi o derece dostummmm ben yemeğe başlamadan o da başlamazdı hadi oğlum 1-2-3 diodum saldırıodu . Dediğiniz gibi cvp veremese de anlardı hiç büyümeyen çocuk gibi.. Bazen dalmış birşey yerken elimden alırdı yaaa oğlumm amaaaaa deyince mutluluktan zıplıodu koşuodu bir oraya bir buraya :))) Malesef kaybettim.. :( Bir gün üniversite deyim herkezden uzak gurbette okuyorum sahilde dolanırken bi köpek gördüm oğlum geldi aklıma içim ısındı bi an sahibine sordum sevsem izin verir mi diye tabii tabii dedi ben içime dolmuş o sevgiyle öyle bi sarıldım ki köpek havladı atkımı paramarça yaptı önce korktum yinede oturdum elimi ozattım beni yalamaya başladı ve ben köpek sevmekten hiç vazgeçmedim ama benim artık bi bahçem yok apartmandayım ve evde hiç beslemedik nasıl olur bunu öğrenmek istedim.. Bu arada çok deli severim kangal güçlü olduğu için biz birbirimizi döverek seviyoduk onunda patileri ben kadardı :) Sıkıştırırım öperim öperim ellerini sıka sıka severim :)

Bu arada çok tatalı oyy yaaa kulaklara batilere bak yerim ben onu yeeerrrr çok sarılasım geldi yaaaa :))))))) minik burun yerim o burnu ne tatlı maşallahhhhhh.. Allah ım uzun ömür versin.. Çok tşk. ederim paylaştınız.. Papağanlarınız da çok güzel onlara dokunamıyorum incinir diye korkuyorum ben..
 
Sevgili Emelhan,

Öncelikle sizinle tanıştığıma çok çok memnun oldum. O kadar mutlu oluyorum ki aynı dili konuştuğumuz insanların varlığını gördükçe... Kangal apayrıdır, yeri bende başka olan bir köpektir. Ağır, akıllı, babacan, gözü kara, şakası olmayan, homur homur büyümeyen bir bebektir. Keşke ahhh keşke, imkanımız olsa, onları yaşatacak alanlarımız olsa... İçinizdeki o sevgiyi, gözlerinizdeki o ışıltıyı yazdıklarınızdan gördüm...

Anladığım kadarıyla, büyük bir köpekle de başa çıkabilirsiniz aslında; ama işte evde ona ayırabileceğiniz bir oda olursa daha iyi olur; çünkü iri bir köpeğin mutfağa, yatak odanıza girmemesi gerekir. Her yere yetişebileceklerinden,tezgahın üstünden siz evde yokken kendi için zararlı birşeyler aşırabilir, ya da yatak odanızda kremlerinizi, parfümlerinizi, saat vb. takılarınızı oyuncak olarak benimseyebilir. Küçük bir köpeğin bu tip erişimleri kısıtlıdır, o yüzden tüm kapılarınız açık da olsa, kedi gibi tırmanamayacağından da zaten, aklınız onda kalmayacaktır.

Siz ne düşünüyorsunuz peki seçim olarak? Gönlünüzden geçen nedir?
 
Sevgili Emelhan,

Öncelikle sizinle tanıştığıma çok çok memnun oldum. O kadar mutlu oluyorum ki aynı dili konuştuğumuz insanların varlığını gördükçe... Kangal apayrıdır, yeri bende başka olan bir köpektir. Ağır, akıllı, babacan, gözü kara, şakası olmayan, homur homur büyümeyen bir bebektir. Keşke ahhh keşke, imkanımız olsa, onları yaşatacak alanlarımız olsa... İçinizdeki o sevgiyi, gözlerinizdeki o ışıltıyı yazdıklarınızdan gördüm...

Anladığım kadarıyla, büyük bir köpekle de başa çıkabilirsiniz aslında; ama işte evde ona ayırabileceğiniz bir oda olursa daha iyi olur; çünkü iri bir köpeğin mutfağa, yatak odanıza girmemesi gerekir. Her yere yetişebileceklerinden,tezgahın üstünden siz evde yokken kendi için zararlı birşeyler aşırabilir, ya da yatak odanızda kremlerinizi, parfümlerinizi, saat vb. takılarınızı oyuncak olarak benimseyebilir. Küçük bir köpeğin bu tip erişimleri kısıtlıdır, o yüzden tüm kapılarınız açık da olsa, kedi gibi tırmanamayacağından da zaten, aklınız onda kalmayacaktır.

Siz ne düşünüyorsunuz peki seçim olarak? Gönlünüzden geçen nedir?



İnanın bende sizi tanıdığıma çok memnun oldum. :)Ben küçük cins köpekleri düşünüyorum Pappilon veya pekinese cinsi.. Büyük köpekler daha önce bakmış olsam da evde çok zor olur benim için küçükle uğraşırım iran cinsii kedim vardı onu çok rahat bakıyordum .. Babam hep diyordu bu ne kızım nasıl besili kedi mi köpek mi diyordu :) Gece 1 den sonra kapı çalınca köpek gibi sinirli sesler çıkarıyordu hayvanlarla çok iyi anlaşırım onu çok iyi eğitim. :) Kedi ki asildir kolay kolay laf dinlemez o sadece kendi istediğini yapar ama hayvanlarla gerçekten iletişimim çok iyi .. Gönlümden geçen küçük köpekler ..
 
Bana da yardımcı olabilirmisiniz :) biz de apartmanda yaşıyoruz fakat babam köpeğin sorun yaratacığını düşünüyor ama bense çok istiyorum alıp beslemeyi minik bir dostumun olmasını :) aslında cinsini erkek istiyordum ama dişi daha iyi olucak sanırım birde iki cins arasında kaldım biri pug diğeri white terrier ... pug fazla büyümüyo bu yüzden çok iyi olur diye düşünüyorum fakat terrier'larda çok tatlı karar veremedim :(
 
bizimde var apartmanda besliyoruz terrier eger kopege bizim yedigimiz yiyeceklerden verirseniz agız kokusu yapar hem zaten kendi mamasına alıstırın yoksa sizi yemek yerken rahat bırakmaz:) tuyleri icinde tırasa goturun uzadıkca zaten cok ahım sahım bir tuy dokme olmuyor ama tuylerini kestirdiginiz zaman hayvanda rahat ediyor...terrierler biraz cazgır oluyor benden soylemesi ama cok sadık ve sadece bir kisiyi sahibi gibi gorur yani evin diger fertlerinide tanır o ayrı ama tek bir kisinin dibinden ayrılmaz o kızdıgında bagırdıgında korkar daha cok:) birde terrier besliycek olanlar sakın yetistirirken kızdırmayın hayvanı sinirlendirecek seyler yapmayın sonrasında cok hırcın oluyor...
 
Back
X