Ben devlet okulunda öğretmenim. Hatta 2. Kademe öğretmeniyim. İlk dersten itibaren yoklamayı müdür izler. Yani gözlemler. Sabah servis noktasında nöbet tutulur. Ve o servisten anaokulu, ilkokul, ortaokul öğrencileri iner. Benim okulumda bu üç kademe vardı. Ben de çok nöbet tuttum, okula kalorifer kazancısından sonra gidip, elimde servis ve öğrenci listesiyle sokakta kara kışta, tipi altında dikildim birçok defa. Müdürümüz de nöbet tutardı. Zaten idari nöbetler m.yardımcısı ve müdür arasında günlere bölünür. Bunu özel okullarda gevşek tutuyor olabilirler. Ama prosedür belli. Öğrenci, sadece öğretmenin sorumluluğunda değildir. Kurum müdürü, her öğrenciden tek tek sorumludur. Olası bir durumda, (ki son olayda gördüğümüz gibi)öğretmen ya da hostes değil, müdür sorumlu tutulur öğrenci kayıplarından. Ve bunun yanında kurumdaki a dan z ye her olaydan.
Genel olarak bakarsak, ülkedeki birçok sistem ağır aksak ve sermaye temelli. Ösym nin bile hatasını telafi edemediği bir ülkede bırakın kreşleri, eğitimi, okullardaki güvenlik ağı için bile fazla beklentiye girmemeli. Ne yazık ki konuşarak da en fazla polemik yaratmış oluyoruz. Yaptırım gücü olan Hiçbir yetkili amirin de sosyal medyayı takip ederek bir hassasiyet oluşturduğunu düşünmüyorum. Mevcut düzen meydanda.