Evli değilim, Boşnak hiç değilim ama sabah sabah bu başlığa rastlamış, baştan sona okumuş biri olarak birkaç satır yazayım dedim, âcizâne.
Her şeyden evvel, Allah sağ salim kavuştursun. Senin de kafan bu meselelerden dolayı çok karışmış, ama çözüm yolu bulmazsan çıldıracak gibi hissetsen bile onunla bunları konuşmayı ertele. Onun şimdi en çok ihtiyacı olan şey moral. Zaten senin kafandaki soru işaretleri de öyle telefonda konuşmakla halledilecek değil. Askerlik psikolojisi yeterince berbat bir şey, hem onu üzme, hem de o gelene kadar sen kendi içinde bir şeyleri çözmüş ol ki ciddi konular masaya yatırıldığında kesin tavrını koyabilesin. İki arada bir derede kalırsan kaybedersin.
Ben kendi ailemde ya da çevremde bu tip şeyler görmedim çok şükür, ama forumdaki "Bir Derdim Var

" köşesinin çok sadık bir tâkipçisiyim. Bu site gerçekten "Hayat Okulu"
Ben "kayınvalide" yerine "kaynana" kelimesinin kullanılmasını bile çirkin ve yakışıksız bulurdum. Ama artık biliyorum ki bir "Kaynana Gerçeği" var! Ben zaten biliyordum ki bir erkekle evlenmek onun ailesiyle de evlenmektir. Ama okudum ki ailesiyle aynı apartmanda yaşamak onlarla yapışık ikiz gibi yaşamak demek olabiliyormuş!
Eşimizin ailesidir, elbette ki saygımız sonsuz olacak. Can ciğer kuzu sarması olamayacağız belki, illâ ki sorunlar da yaşayacağızdır ama saygıda kusur etmeyeceğiz.
Ama bakalım onlar ne gözle bakacaklar? "Ne güzel, oğlumuzun mürüvvetini de gördük" mü diyecekler, yoksa size oğullarını paylaşmak zorunda kaldıkları bir kadın gözüyle mi bakacaklar?
Diğer kültürlerde de eşin annesi'ne bizdeki kadar negatif anlamlar yükleniyor mu bilmiyorum. Ama çok sanmıyorum. Aile içinde çok fazla fikri alınmayan kadınlar, her türlü sözlerini dinlettikleri biricik oğullarını başka kadınlarla paylaşamıyorlar işte. Çok genel bir tâbir ama bu böyle sanırım. Yeni nesil kaynanalar nasıl olacak çok merak ediyorum. fisfisfis
Ama senin konun pek de yeni nesilden olmayan bir kaynana sanırım. Ama aslında her şeyi eşin belirleyecek. Kaynanan dünyanın en çirfek kadını bile olsa bunu sana yansıtıp yansıtmamak eşinin elinde olacak.
Benim anladığım kadarıyla, o zamana kadar aileleriyle yaşamış erkekler evlenseler de kurdukları yeni ailenin sorumluluğunu öyle hemen üstlenemiyorlar. Daha doğrusu yeni bir aile kurduklarının farkına varamayabiliyorlar bazen! Arada mesafeler olsa bile bu böyle olabiliyor, kaldı ki sizin aynı apartmanda oturmanız söz konusu.
Sana demiş ya hani "Bir sorun olursa çıkarız" diye. Yalan. Daha doğrusu oraya bir kez yerleştiniz mi bir daha zor çıkarsınız başka eve. Belki o inanarak söylüyor çıkarız ne var diye ama olmaz yani. Zaten altlı üstlü oturunca kaçınılmaz olarak problem yaşayacaksınız, madem başka eve çıkmak kolaydı, hiç oraya taşınmayın o zaman, düzeninizi en baştan başka yerde kurun. Çocuk oyuncağı değil ki bu. Ama ne yazık ki erkekler bazen olayların ciddiyetini kavrayamayabiliyorlar.
Bir de demiş ya "Nasılsa kapımız ayrı olacak" diye. Palavra... Kaynanasıyla yakın oturan hangi kadın kapısını kapatıp evinde huzur bulabilmiştir ki? Bu sitede okuduklarım beni dehşete düşürdüğü için aklımda çok örnek kalmış, sıralayıvereyim birkaç tane: Yeni evli bir arkadaşımız, ama kocasıyla bir akşam kendi evinde doğru düzgün yemek yiyebilmiş değil baş başa. Neymiş, kaynanası zaten yemek yapıyormuş aşağıda. Ve işin sinir bozucu olan tarafı adama göre bu normal! Demiyor ki ya ben bu kadınla evlendim, kendi evimizde olalım, ben artık başka bir evin erkeğiyim diye. Tabi ki annesine bağlı kalsın, arada gidilip gelinsin ama bağlılık başka, bağımlılık başka. Annesi de azıcık kötü niyetliyse oğlunun bu şapşallığını geline karşı kullanır yani. Annesinin dolduruşuna gelip karısını döven bir sürü erkek var. Öyle olmasa bile kadınlar arasında gerginlikler yaşanıyor, ilişkiler çatırdıyor, gelinler sinir harbi yaşıyor, ama erkeklere anlatsan da anlamıyorlar! Kötülemek için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın. Ama yaratılış gereği kadın entrikalarına erkeklerin kafası basmıyor, o yüzden daha yavaş yaşlanıyorlar, hava hoş nasılsa :1closedeyes:
Her gittiğiniz yere gelmek isteyecekse, yaptığının ettiğinin hesabını soracaksa, onsuz misafir bile ağırlayamayacaksan, kendi evin yetmezmiş gibi onun evinin de her türlü hizmetini sen yapacaksan, kapını çekip evinde oturmana laf edecekse, her daim onun yanında olun isteyecekse, gölge gibi peşinizde gezecekse ve hepsinden önemlisi eşin bunları normal karşılayacaksa işin var arkadaşım.
Büyük ihtimal senden bunlar ve hâttâ daha fazlası beklenecek. Ama önemli olan eşinin tutumu. Dengeleri korumak ona düşüyor. İki kişilik yeni ailesinin bilincinde olup buna müdahale ettirmeyecek mi, yoksa bir gün annesinin yanına inmedin diye, gittiğin yere onu da götürmedin diye ikisi bir olup sana sitem mi edecekler? Onu da en iyi sen bilirsin.
Sen çok akıllı bir kızsın. Olan bitenden, konuşulanlardan çok olayların perde arkasını görüyor, sorunların kökenini düşünüyorsun bu böyleyse sonra nasıl olur diye. Leyla gibi "aman aşkitom yanımda olsun da, her şey halledilir" de demiyorsun. Halledilmez çünkü. Ayrıca insanlar değişmez. Hele erkekler evlenince hiç değişmez. Sadece evlilik öncesi verdikleri sinyaller güçlenir, çünkü imzayı basmışsınızdır! O yüzden çok iyi gözlem yapmak zorundasın. Ve konu her ne olursa olsun, tavrını en baştan ve net bir şekilde ortaya koyman lazım. Gerekirse resti çekeceksin, bakalım o evde oturmak seninle hayatını birleştirmekten daha önemli miymiş? Ve eğer öyleyse zaten gerisinin nasıl geleceği mâlûm.
Kendimi çok acımasız hissettim ama böyle yani. Ama tabi biz onları tanımıyoruz, genellemelerden yola çıkıyoruz. Çok sağlıklı olmayabilir belki ama "Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir." derler. Çarşamba çarşafa dolanır, Perşembe perişanlıktır ayrıca. :roflol:
Uyku tutmayınca sana sardım, sonuna kadar okuyacak mısın onu da bilmiyorum, bir baktım abartmışım. :bbo:
Asker dönüşü neler yapılır, neler konuşulur bilemeyiz ama ben senin doğru olanı yapacağını hissediyorum. Hangisi doğru şimdi bilemeyiz, umarım şartlar gönlünden geçtiği gibi olur. Hayırlısı olsun canım. a.s.