Evliliğimde içinden çıkamadığım sorunlarım

Günaydın arkadaşlar. Aranıza yeni katıldım. Size sormak istediğim çok fazla şey var ama bir yerden başlarsam eğer devamının geleceğini umut ediyorum.

Ben bir yıllık evliyim. Sorunum ise eşimin dinmek bilmeyen psikolojisi. Ani çıkışları. Kolay kalp kırışları.
Ben tahammül etmeye çalıştıkça bunun bir sonunun gelmemesi. Kendimi tükenmiş ve hicbirseyden keyif alamaz bir halde buluyorum zaman zaman. Mesela tüm bir haftasonu boyunca pazartesi olsa da kendimle kalabilsem dedim.
Zaman oluyor çok iyiyiz ama zaman oluyor her hareketim her sözüm eşime batıyor. Sorduğum bir sorunun cevabını duyamayıp ikinci kez sormam azar işitip susmama yol açabiliyor.

Peki konuşmayı denemedim mi? Denedim. Defalarca. Özür dileyip aynısını tekrar tekrar yapmaktan başka bir işe yaramıyor bu.

Bir örnek vereyim. Geçenlerde arabayla bir yere gittik. Arabayı park ettiğimiz yer çok musait değildi. Numarasini yazıp cama koymak istedi. Arabada kalem yokmuş. Direksiyonu yumruklamaya başladı. Benim sorumlulugumda olan bir durum değildi. Zaten bana kızmamıs. Şöyle de bir durum var. Arabada numarasının yazılı olduğu kart var. Normalde hep onu kullanır bu durumlarda. Amacı neydi soramadım bile korkudan.

Başka bir örnek vereyim. Daha dün dışarıdan geldik. Evde yemek yoktu aksama da misafir vardı. Acıktım dedi. Ben de kibar bir şekilde tost yapsam atıştırsan da bir saate yemek yapacağım birlikte yesek dedim. Bağırmaya başladı. Kibarlıktan kırılacakmışım ben kimmişim neden böyle konuşuyormuşum. Dedim ki geçen hafta tost yapıyım mı diye sorduğumda kızdın o yüzden çekinerek sordum. Kendisini haklı çıkarmak için bağırıp durdu.
Ben yemeğini hazırlarken banyoya gitti sabun bitmiş ben söylemeyim doldur şunu diye bağırdı. Sonra akşam misafirler yani babamlar geldi. Ben de hasta hissediyordum kendimi. Babamı öptüm. Sonra da bir anda öpmeseydim baba hasta gibiyim dedim. O kadar. Ardından ben mutfağa geçince eşim geldi yanıma. Ben ne dusuncesiz bur insanmışım neden babama öyle demişim. Kızdı sessizce bağırdı zaten olmayan moralimi alt üst edip misafirlerin yanına geçti. Neden kızdigini halen bilmiyorum.

Gecenin sonunda yatağa girdik. Eşimin telefonu titredi. Mesaj geldi dedim. Ses vermeyince sadece bir kere uyudun mu dedim. Bir dakika sonra bağırmaya başladı. Icinden dua ediyormuş. Niye konuşuyormuşum. Yüzümü görmek istemiyormuş arkanı dönüp yat diye bağırdı. Buna artık tahammül edemedim. Kendini ne sanıyorsun ne yaptım ben diye konusmaya çalıştım. Kendisini haklı çıkarmak için bağırıp durdu. Yazıklar olsun deyip salona gittim sinirden titriyordum. Orda ağladım. Umrunda olmadı. Gelip bakmadi bile.

Bunlar gibi o kadar çok örnek verebilirim ki. Gücüm gerçekten tükendi. Her an acaba neye kızacak diye bekliyorum. Hep böyle mi Hayır. Ama bir başladığında bütün günümü mahvediyor. Yaşayacak enerjim kalmıyor. Kendime saygımı yitiriyorum.
Sizce bir çıkış yolu var mıdır. Benim yaşadıklarımı yaşayıp çözüm bulan yada çözüm önerisi olan varsa hepinizi dinlemek isterim.


merhabalar, eşinizde babamı gördüm resmen. aynen bu şekilde ota b.ka bağırıp günümüzü,psikolojimizi,hayatımızı mahvetti. senelerimiz böyle geçip gitti. annem boşanmadı, bizi nasıl geçindirirmiş tek başına. sizin mecburiyetiniz yok. eşinizde psikolojik sorunlar var. geçmişten geliyor olabilir, çocukluktan olabilir. biz seneler sonra nedenini anladık. babam annesinin onu sevmediğini düşünürmüş (hala da öyle) ve bu yüzden hepimizin hayatını mahvetti. asla doktora gitmedi gitmez de. eşinizde de böyle bir durum olabileceğini düşündüm. sebebi bulun, çözebiliyorsanız çözün , çözemezseniz hayatınız böyle devam eder üzgünüm ki.
 
gercekten tahhammul sınırı azalmış bencede ama bu sekılde olmaz.sız bır sure gereksız yere bagırdıgı konuları detaya gırmeden ufak notlar alın bence bıyere 10 tane falan oluncada onunsınırsız olduguna emın oldugunuzbı eşref zamanı bak canım senbana cok gerekız sınırlenıyorsun bende senın ıcın bunları hazırladım sende emınım gereksız yere sınırlendıgını anlıcaksın falan de
 
Bir önceki iş yerimde patronum aynen böyleydi. 60 yaşlarına yakın bir adam. Benden önce çalışan adama sürekli bağırıyordu. Ben işe girdiğimde de bu alışkanlığını devam ettirdi. Önce ofiste eksik arar lavaboya mutfağa bakar tespit ettiği tüm eksikliklere hovovoo hovovo diye bas bas bağırırdı. Zamanla kızacağı tüm şeyleri yok ettim ne derse yaptım bu sefer bir şeyi yanlış anlayıp bağırmaya kalktı. Yani her halükarda kendini bir şekilde tatmin ediyordu. Aklımla alay etme cüretini bile göstermişti. Mecburdum işten çıkamıyordum ama her şeyine sustum. Gözlerimin dolduğunu bile görüyordu. İş yerime gelen bütün insanların da yaka silktiği biriydi. Sonra küstürdüler onu herkes sırt çevirdi ben yine aradım halini sordum tüm yaptıklarına rağmen.

Sonra adam bir değişti anlatamam. Bana karşı o kadar merhamete geldi ki. Benim için beni ezmeye çalışanlarla kavga etti önüme siper oldu. Hakkımı yedirmedi. Her geldiğinde bağırmaya olan alışkanlığı odaya her girdiğinde gülümsemeye mutlu olmaya çevrildi. Yapacağımız alışverişlere beni götürdü ben ne istersem onu aldı. Baba kız gibi olduk. Milletin lanet dediği adam, işten kaytardığımı yakalıyordu bazen, çikolata alsam ödeşir miyiz diyordum gülüp al bakalım diyordu aldığım çikolatayı ikiye bölüp benimle yiyordu. Bana aşırı merhamete gelmişti maşallah. He arada yine kalbimi kırıyordu ama böyle kırarken bile saniyesinde pişmanlığı yüzüne vuruyordu.

Sonra başka iş buldum. Ayrılırken ağladık karşılıklı. Maşallah çok iyi bir baba kız ilişkimiz var. Hala ararım, hala arar beni yanına çağırır.

Velhasılı bunu anlatma gereği duydum ki düzelme şansı belki olabilir diye. Ne kadarlık evlisiniz bilmiyorum ama belki zamanla oturur diye. He belki de düzelmez siz yaşadığınız için daha iyi tanırsınız. İnşallah benim amca gibi pamuğa döner eşiniz de :) aslında işe mecbur olmasam çarpar kapıyı çıkardım kaç kere. Ama durup mücadele etmek zorunda olduğum için sevgiyle mahcubiyetle adam yola gelmiş oldu :)
 
Back
X