• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Evliyim ama alışamıyorum

herkes bilir
bu cok klasik birsey nasil bilmezsin
bizim ülkede eger calismiyorsan (ki oyle anladim mesajından) ev islerinin sana kitlenecegi, her gün yemek yapacagin, tek maastan kirayi dusunce kalan parayla iki kisinin yasamaya calisacagi falan bunlarin hepsi bilinen seyler. arti bir de es ailesi hikayesi var. elalemle - buyuk ihtimal bayilmadigin- insanlarla aile olup zirt pirt bayram seyran bir arada olacaksin falan...
bunlari bilmeden nasil 27 yasina geldin de evlendin?
supriz olan tam olarak neresi oldu ki?
sen evliligi instada boy boy izledigin gibi devamli alisveris yapılan, o donemin prensesi oldugun, herkesin sana hediyeler aldigi, birkac ayda bir sana ozel partiler yapilan, şikir şıkır giyindigin surecten ibaret mi sandin?
bak şimdi şöyle senin az çok yorumlarını okuyorum senelerdir.
Sen de ben de sevgili olduğumz dönem beraber yaşadık bir alışma süreci oldu bizde.konu sahibi bence evlenmeden önce eşiyle aynı evde bile bulunmadı o yüzden bunu anlayamadı,anlayamaz da zaten.Herkes evlilik insanı değil,konu sahibide keza öyle.
 
27 yaşında bir insanın kendi sorumluluğunu almayı yük görüp ömür boyu böyle annemin küçük kızı olayım odamda yaşayayım demesi çok ilginç bence.
Ben ilk evlendiğimde iki sene kimsenin olmadığı şehirde yaşadım. Çok da güzel geçti. Sevdiğim insanla kendi hayatımı kurdum diyordum. Ama bunun sebebi 17-18 yaşında başka şehirde üniversite eğitimi almak bence.
Vaktinde yuvadan uçamayan kuşlar böyle oluyor.
Siz kocaman bir genç kadınsınız ömür boyu anne evinde yaşayan bir ergen olamazsınız
 
2 aydır evliyim ve anneme cok yakın oturuyorum. Babam ben cocukken vefat etti, dogal olarak anneme düşkünüm. Evlendim ve gece annemi, orada bıraktıgım kedimi özledigim icin ağladım. Hala bazen ağlayasım geliyor. Eski hayatımı cok özlüyorum. Orada onun ve kardeşimin yaşadığını biliyorum, hayat devam ediyor ama o evde ben yokum. Bok gibi bir his. Esimin bir işi çıksa da, gitsem/bir durum olsa da kalsam diye bakıyorum. Hayat konforum aile evinde daha iyiydi, sorumluluklar/yaşam telaşı da felaket bunaltıyor. Rahat battı sanırım diyorum. Aslında dağ kadar borcumuz da yok, klasik herkesinki gibi kredi kartları. Refah seviyem düştü yine de tabi. Böyle şeyler görmediğim için bunalıyorum. Doğru kişi mi, doğru mu yaptım diye düşünüyorum hep. Boşansam ilk düşüncem eski odama kavuşacağımı bilmek sanki.
İlk zamanlar aynı şeyleri hissediyor ve düşünüyordum.Eşime de evliliğin ilk zamanlarını zehir etmiş olabilirim.Hatta ilk bir yıl böyle geçti.Şanslıydım ki eşim beni de evliliği de toparladı.Eşini seviyorsan toparlanman lazım bir an önce.
 
bak şimdi şöyle senin az çok yorumlarını okuyorum senelerdir.
Sen de ben de sevgili olduğumz dönem beraber yaşadık bir alışma süreci oldu bizde.konu sahibi bence evlenmeden önce eşiyle aynı evde bile bulunmadı o yüzden bunu anlayamadı,anlayamaz da zaten.Herkes evlilik insanı değil,konu sahibide keza öyle.
aynı evde bulunmamakla konunun ne alakası var ki?

"eşim geçimsiz, kavga ediyoruz, horluyor uyayamıyorum sürekli eşimin ailesi yemeğe geliyor" vs demiyor ki...
odamı istiyorum diyor

tahminim hayatında sabah-öğlen-akşam ne pişecek düşünmedi
alışveriş, planlama vs. yapmadı
temizleyip düzenlemedi, ev çekip çevirmedi...0 sorumluluk ergen çocuk gibi yaşadı gitti.

kaldı ki muhtemelen çalışmıyor da çalışsa bir de para yönetme kısmı var zira anlaşılan bekarken para derdi de olmamış.
seviyodum cünkü. bu kadar yorucu olacağını kim bilebilir ki?
kim mi?
yetişkin ve
asgari düzeyde zeka sahibi olan herkes.

bence bunu bilemedim diyen kendisine yetişkinim de dememeli.
 
ay amaan inanın bana her yeni evlenmiş kadının fikirleri bunlar çok uzun zamaaan ben de yeni evimi kabullenememiştim, annemin evine gidince evdeymiş hissine kapılıyordum felan derkeeen zaman geçiyor alışıyorsunuz olduğunuz yer yuvaya dönüşüyor

27 yaşında bir insanın kendi sorumluluğunu almayı yük görüp ömür boyu böyle annemin küçük kızı olayım odamda yaşayayım demesi çok ilginç bence.
Ben ilk evlendiğimde iki sene kimsenin olmadığı şehirde yaşadım. Çok da güzel geçti. Sevdiğim insanla kendi hayatımı kurdum diyordum. Ama bunun sebebi 17-18 yaşında başka şehirde üniversite eğitimi almak bence.
Vaktinde yuvadan uçamayan kuşlar böyle oluyor.
Siz kocaman bir genç kadınsınız ömür boyu anne evinde yaşayan bir ergen olamazsınız
üniversiteyi de yaşadığım ilde okudum. annemin dizinden hiç ayrılmadım diyebilirim. çalışırken de öyleydi. bağımız hiç kopmadığı için ayrılmak garip bir his yarattı
 
Eşi sevip sevmemekle alakası olmayan bir his. Bugün annemgile gittim geldim aynı duygular içerisindeyim. Liseyi üniversiteyi dışarda okudum. Ama her gelip gitmemde bekar hayatını ne kadar özlediğimi hissediyorum. 28imde evlendim ben de. Belki 25imde evlensem her şey daha mı kolay olurdu? Aslında evdekilerin gözünde -babam hariç-evlense de yer açılsa diye gözlenen biriydim. Ama duygularıma engel olamıyorum.
 
aynı evde bulunmamakla konunun ne alakası var ki?

"eşim geçimsiz, kavga ediyoruz, horluyor uyayamıyorum sürekli eşimin ailesi yemeğe geliyor" vs demiyor ki...
odamı istiyorum diyor

tahminim hayatında sabah-öğlen-akşam ne pişecek düşünmedi
alışveriş, planlama vs. yapmadı
temizleyip düzenlemedi, ev çekip çevirmedi...0 sorumluluk ergen çocuk gibi yaşadı gitti.

kaldı ki muhtemelen çalışmıyor da çalışsa bir de para yönetme kısmı var zira anlaşılan bekarken para derdi de olmamış.

kim mi?
yetişkin ve
asgari düzeyde zeka sahibi olan herkes.

bence bunu bilemedim diyen kendisine yetişkinim de dememeli.
çalışıyorum. yıllardır da çalışıyordum. evliliği yaşayamadım, bir hafta sonra işe başladım hatta. büyük borçlarım olmadı yalan yok, derdim hep kendi harcama yaptığım kartımın ödemesiydi. hayatın sillesini yememiş ya da konforlu bir ortamda yaşamış olmak neden böyle bir etikete sebep oluyor ki?
 
üniversiteyi de yaşadığım ilde okudum. annemin dizinden hiç ayrılmadım diyebilirim. çalışırken de öyleydi. bağımız hiç kopmadığı için ayrılmak garip bir his yarattı
İşte sorun bu aslında.
Normal değil bu hissiniz.
Siz 27 yaşında genç bir kadınsınız. Ömür boyu yuvada kalamazsınız. Sağlıklı bir ayrışma yaşayıp kendi hayatınızı kurmalısınız. Normalde gençler 18inde kendi hayatını kuruyor.
Evlilikte mutlu değilseniz ayrılın elbette. Ama ev sorumluluğu ağır geldi, odamda yaşayayım annem bana baksın ben yetişkin olamıyorum demeniz acıklı.
 
Son düzenleme:
Alışırsınız, kimse evliliğe alışamadım deyip boşanmıyor, ben hiç duymadım bu sebepten ayrılan, sadece bazı insanlar ailelerine daha bağlı olup alışmakta zorluk çekebilir son derce doğal bişiy. Ama alışana kadar da çocuk düşünmeyin lütfen.
 
2 aydır evliyim ve anneme cok yakın oturuyorum. Babam ben cocukken vefat etti, dogal olarak anneme düşkünüm. Evlendim ve gece annemi, orada bıraktıgım kedimi özledigim icin ağladım. Hala bazen ağlayasım geliyor. Eski hayatımı cok özlüyorum. Orada onun ve kardeşimin yaşadığını biliyorum, hayat devam ediyor ama o evde ben yokum. Bok gibi bir his. Esimin bir işi çıksa da, gitsem/bir durum olsa da kalsam diye bakıyorum. Hayat konforum aile evinde daha iyiydi, sorumluluklar/yaşam telaşı da felaket bunaltıyor. Rahat battı sanırım diyorum. Aslında dağ kadar borcumuz da yok, klasik herkesinki gibi kredi kartları. Refah seviyem düştü yine de tabi. Böyle şeyler görmediğim için bunalıyorum. Doğru kişi mi, doğru mu yaptım diye düşünüyorum hep. Boşansam ilk düşüncem eski odama kavuşacağımı bilmek sanki.
Alişirsin. Ama 27 yasında bi kadının odamı özlüyorum demesi garip geldi. Terapi mi alsanız? Hadi 20 li yasların basında olsan neyse. Evlendim yurtdışına gittim 1 yıl nerdeyse annemi görmedim çok da yakındık.
 
aynı evde bulunmamakla konunun ne alakası var ki?

"eşim geçimsiz, kavga ediyoruz, horluyor uyayamıyorum sürekli eşimin ailesi yemeğe geliyor" vs demiyor ki...
odamı istiyorum diyor

tahminim hayatında sabah-öğlen-akşam ne pişecek düşünmedi
alışveriş, planlama vs. yapmadı
temizleyip düzenlemedi, ev çekip çevirmedi...0 sorumluluk ergen çocuk gibi yaşadı gitti.

kaldı ki muhtemelen çalışmıyor da çalışsa bir de para yönetme kısmı var zira anlaşılan bekarken para derdi de olmamış.

kim mi?
yetişkin ve
asgari düzeyde zeka sahibi olan herkes.

bence bunu bilemedim diyen kendisine yetişkinim de dememeli.
şöyle alakası var
ailesinden bu kadar ayrı kalmadığı için eşiylede hiç aynı evde bulunmadığı için içinde bulunduğu durumu seveceğini sandı ama sevemedi.
konu oda değil ki,odamı istiyorum diyor ama bekar hayatını istiyor.Dedgm gb her insan evlilik insanı değil
evlilik denen müessese tamamen anaç kadınlar için.
 
İşte sorun bu aslında.
Normal değil bu hissiniz.
Siz 27 yaşında genç bir kadınsınız. Ömür boyu yuvada kalamazsınız. Sağlıklı bir ayrışma yaşayıp kendi hayatınızı kurmalısınız. Normalde gençler 18inde kendi hayatımı kuruyor.
Evlilikte mutlu değilseniz ayrılın elbette. Ama ev sorumluluğu ağır geldi, odamda yaşayayım annem bana baksın ben yetişkin olamıyorum demeniz acıklı.
ben kendi parasını kazanan ve harcayan bir insanım. öyleydim ve hala öyleyim. sadece annem ile olan o küçük dünya daha huzurluydu, problemler yoktu çünkü birbirimizi çok iyi tanıyorduk. şimdi bir sürü bilinmezlik ve kurulması gereken dengeler var. evliliği herkes ilk kez deneyimliyor. bocalamak veya zorlanmak, başladığımız yere dönme arzusu çok mu anormal? hepimiz seyid onbaşı olamayız, bütün her şeyi sırtladığımızı sanarak yürümek bir noktadan sonra inanılmaz yorucu olabiliyor
 
çalışıyorum. yıllardır da çalışıyordum. evliliği yaşayamadım, bir hafta sonra işe başladım hatta. büyük borçlarım olmadı yalan yok, derdim hep kendi harcama yaptığım kartımın ödemesiydi. hayatın sillesini yememiş ya da konforlu bir ortamda yaşamış olmak neden böyle bir etikete sebep oluyor ki?
"evliliği yaşamak" ne demek? bu arada çoğu kişinin izni o kadar oluyor ve o süreden sonra başlıyor. 1 hafta 10 gün yani genelde, öğretmen filan değilsen...
 
Alişirsin. Ama 27 yasında bi kadının odamı özlüyorum demesi garip geldi. Terapi mi alsanız? Hadi 20 li yasların basında olsan neyse. Evlendim yurtdışına gittim 1 yıl nerdeyse annemi görmedim çok da yakındık.
evimi özlüyorum, odamı değil. 27 yıl yaşadım orada normal değil mi? hepimiz evlendik ve bir evde beraber yaşamaya başladık. kurulu düzene dahil olmak ve bir düzen kurmak arasında dağlar kadar fark var. terapi de aldım, anneme olan düşkünlüğüm babamın vefatından dolayı olağan bir durum. fakat hayatımın merkezinde olması normal değil ama bunu yenmek insanın içinde çok büyük yenilikler gerektiriyor. bu da vicdanen annemi yalnız bırakmak, terk etmekmiş gibi hissettiriyor
 
Back
X