Facebook da tanıdığım o aile

Dışı seni içi beni yakar diye bir söz vardır.
Hiç bir aile facebook ve diğer sosyal paylaşım sitelerinde göründüğü gibi mutlu değildir.
Bence bir çok insan mutsuzluğunu gizlemek için mutlu imiş gibi paylaşımlarda bulunuyor.
Kocası ile kavga eder hatta dayak yer aynı gün düğüne giderler düğünden bir fotoğraf canım kocamla dans ederken.
İnsanlar mutlu görünmeyi sever. Mutsuzluklarını kolay söyleyemezler...
 
ben oksam hayatimi yasardim. tabi herkesin kendi hayati. buyuk kizimi 29 da dogurdum. o gun bugun onun ve kardesinin hayatini yasiyorum. annelik omur boyu
yine yaşadım hayatımı. lise de müzik grubum vardı stüdyolara gidip kayıt alırdık solist olacaktım hayalimdi :) enstrüman çalabililmeyi öğrendim. üniversiteyi ailemden çok uzakta bambaşka bir şehirde istanbulda okudum zaman zaman ailemin gönderdikleriyle yetinmedim daha fazlasını istediğimde haftasonları aminatörlük yaptım hem harçlığımı çıkardım hem üniversite hayatını yaşadım arkadaşlarımla eve çıktım, sevgilimle evlenmeden önce aynı evde iki yıl yaşadım sonra evlendim ve kpss ye girdim ilk senemde atandım. eğitim hayatım boyunca hiç sene kaybetmedim ve asla ddüşük not almadım. akademik başarıma herşeyden çok önem verdim. şimdi ise hobilerimi de sürdürebiliyorum. çocuğuma tek başıma bakabiliyorum maddi manevi yetebiliyorum ve yaşım da geçkin değil. hala da hayatımı yaşıyorum yani çocuğum olunca ölmedim de bitmedim de yanmadım da. herşey daha anlamlı ve lezzetli oldu. bi tanıdığım 35 yaşında anne oldu süt problemi erken doğum vs gibi problemlerin yanında, bebeğe bakması için hem annesini hem akrabasını aynı anda çağırdı 3 kadın bir bebeğe bakmaya çalışıyorlar yani. bu kadar büyük bir mevzu değil ki anlamlandıramadım.
 
yine yaşadım hayatımı. lise de müzik grubum vardı stüdyolara gidip kayıt alırdık solist olacaktım hayalimdi :) enstrüman çalabililmeyi öğrendim. üniversiteyi ailemden çok uzakta bambaşka bir şehirde istanbulda okudum zaman zaman ailemin gönderdikleriyle yetinmedim daha fazlasını istediğimde haftasonları aminatörlük yaptım hem harçlığımı çıkardım hem üniversite hayatını yaşadım arkadaşlarımla eve çıktım, sevgilimle evlenmeden önce aynı evde iki yıl yaşadım sonra evlendim ve kpss ye girdim ilk senemde atandım. eğitim hayatım boyunca hiç sene kaybetmedim ve asla ddüşük not almadım. akademik başarıma herşeyden çok önem verdim. şimdi ise hobilerimi de sürdürebiliyorum. çocuğuma tek başıma bakabiliyorum maddi manevi yetebiliyorum ve yaşım da geçkin değil. hala da hayatımı yaşıyorum yani çocuğum olunca ölmedim de bitmedim de yanmadım da. herşey daha anlamlı ve lezzetli oldu. bi tanıdığım 35 yaşında anne oldu süt problemi erken doğum vs gibi problemlerin yanında, bebeğe bakması için hem annesini hem akrabasını aynı anda çağırdı 3 kadın bir bebeğe bakmaya çalışıyorlar yani. bu kadar büyük bir mevzu değil ki anlamlandıramadım.
Siz anne olmadan da zaten bir hayat yaşamışsınız, ben annelikle kendimi buldum öncesinde bir hiçmişim gibi bir tanımlamaya girmemişsiniz yorumunuzda. İşte bu sizin bu ülkedeki farklılığınız zaten. Kendinizi sadece annelikle ya da eş olmakla tanımlayan bir kadın değilsiniz. Ama sizin gibi kaç kadın var bu ülkede? Çocuk doğurmak üretmek olarak görülüyor. O kadar akademik başarı, yabancı dil, kariyer vs varken kadına artık doğur da üret deniyor bu ülkede ciddi ciddi. Üremek üretmek sanılıyor.

Bir de bakın siz iki yıl tanımışsınız aynı evde de öyle evlenmişsiniz..

Oysa 6 ayda nişanlanan, düzen kurayım derdiyle 6 ay ila 2 yıl arasında evlenen, adamla bir tatile bile çıkmadan hiç tanımadan imza atıp aynı eve giren, bir de hemen çocuk yapan çok kadın var bu ülkede. Zaten koca adayını bulduğu anda evlenip doğurma hayalleri kurulmuyor mu? Hatta daha ortada aday bile yokken. Ya da toplumun veya adamın manipülasyonuyla bunu apar topar yapan kadınların sayısı gerçekten fazla, değil mi? O kocaya bir şey olsa, ya da çocuk bakımında destek bulamazsa ne kendini ne hayatı tanıdığı için kalakalıyorlar ortada çoğunlukla. Mecbur hissettiklerinden, kendilerini kocaları ve çocukları dışında tanımlayabilecekleri hiç bir hayatları, hiç bir meşgaleleri olmadığından (çalışıyor olsalar dahi), mutsuz hayatlar, onaylanma ve sevilme bağımlılığı yaşıyorlar ve o adamın her kahrını çekiyorlar.
Yine aksi tarafta her 35 yaşında doğuran da bir bebeğe 3 kişi bakmaya çalışmıyor. Bu kadınla ve bebekle alakalıdır. Bazı bebekler gerçekten kolay oluyor, bazıları da 4-5 saate varan ağlama krizleriyle başında 10 kişi olsa uğraştırıyor. Hele bir de doğum sonrası depresyon varsa o kadının illa ki desteğe ihtiyacı oluyor.
Siz kendinizi çocuğunuzdan ve kocanızdan önce bir çok şeyle tanımlamışsınız zaten, azınlıktasınız bu ülkede, tebrik ederim. Ama ülke kadınlarının çoğu, çocuk ve eş dışında size özenmeyecektir bile. Akademik başarılarınıza da, meşgalelerinize de... İşte o kadınlar kaç yaşında anne olursa olsunlar bence kendi mutluluklarını riske atmaya da hep hevesli oluyorlar.
 
Son düzenleme:
yine yaşadım hayatımı. lise de müzik grubum vardı stüdyolara gidip kayıt alırdık solist olacaktım hayalimdi :) enstrüman çalabililmeyi öğrendim. üniversiteyi ailemden çok uzakta bambaşka bir şehirde istanbulda okudum zaman zaman ailemin gönderdikleriyle yetinmedim daha fazlasını istediğimde haftasonları aminatörlük yaptım hem harçlığımı çıkardım hem üniversite hayatını yaşadım arkadaşlarımla eve çıktım, sevgilimle evlenmeden önce aynı evde iki yıl yaşadım sonra evlendim ve kpss ye girdim ilk senemde atandım. eğitim hayatım boyunca hiç sene kaybetmedim ve asla ddüşük not almadım. akademik başarıma herşeyden çok önem verdim. şimdi ise hobilerimi de sürdürebiliyorum. çocuğuma tek başıma bakabiliyorum maddi manevi yetebiliyorum ve yaşım da geçkin değil. hala da hayatımı yaşıyorum yani çocuğum olunca ölmedim de bitmedim de yanmadım da. herşey daha anlamlı ve lezzetli oldu. bi tanıdığım 35 yaşında anne oldu süt problemi erken doğum vs gibi problemlerin yanında, bebeğe bakması için hem annesini hem akrabasını aynı anda çağırdı 3 kadın bir bebeğe bakmaya çalışıyorlar yani. bu kadar büyük bir mevzu değil ki anlamlandıramadım.
peki
 
Niye onları takip etmek yerine kendin icjn bişeyler yapmiyorsun sen onların mutluluğunu görerek mutsuz oluyosun ve araştırmalara göre de zaten sosyal medya insani daha cok depresyona sokuyomus sırf bu sebeplerden dolayi kendini geliştirmeye bak bide ibadet en önemlisi kardeşim huzurun en uç noktası bence bunu unutma
 
Kimsenin hayarına özenme sen kendi hayatının aktörü ol kopyası olma
 
İnsanlar sosyal medya hesaplarina sadece guzel anilarini kaydeder, hayat facebook fotograf albumlerindeki gibi guzel degil malesef. O kizinda belki bir suru sorunu vardir bilemeyiz. Ama bence fazla takilma benimde instagramdan oyle takip ettigim bi kiz vardi. Kiz benden 4-5 yas buyuk ama felaket guzel bi kiz. Sonra o kiz surekli yurt disina vs gitmeye başladı, cok guzel okullar okudu. Bende ayni senin gibi kiskanma degil ama bi imrenme yasamistim. Simdi ise guluyorum takintili gibi her gun kizin profiline bakiyodum.
Bosver sen kendi hayatina bak daha 22 yasindasin onunde upuzun bi omur var. Her zaman evlenip yuva kurabilirsin ama her zaman genc olamazsin. Bence bu yaslarda hayatin tadini cikarmaya bak o tarz seyler icin bence erken. (Yalniz yaşlı gibi konustum bende 21 yasindayim :D)
 
Kavga anini paylasan bir cift gormedim henuz sosyal medyada bak ne guzel kavga ediyoruz cok mutsuzuz diyen ...herkes cok mutlu hep cocuklariyla gezmelerde kocasiyla yemekte piknikte hic kimsenin saglik sorunu para sorunu yok masallah ee bizde bi kendimize bakiyoruz bi onlara ben niye boyle deyilim deyip ic geciriyoruz ama bilmiyoruz ki onlar buz daginin gorunen yuzu sadece.
 
Bence o kız sana özenmeli
Okumuşsun ne güzel
O çocukluğunu tamamlamadan kadın olmuş anne olmuş ne yazık ki

Ama tuhafsın gördüğün herkesi ekleyip takip mi edersin ?
Sadece birkaç fotoğraftan yola çıkarak mutlu olduklarına emin olur, özenir misin ?
Sosyal medyaya hüzünlü resimler konmaz ki zaten
18 inde neden kaçarak evlendiğini, anne baba ayrı olmasa da hanesinde ne sorunlarla karşılaştığını oralarda bulamazsın elbette
Ben böyle insanların yağmurdan kaçarken doluya tutulduğunu düşünüyorum.
evet çok doğru 18 20 yaş arası evlenenler hep mutsuz, aldatılan onlar dayak yiyen onlar, 30 yaşındakiler hep evli Mutlu çocuklu. Onlar dayak yemez dayak yiyince anında boşanırlar hepsi ayaklarının üzerinde durabilirler Çünkü.
Ben 20 yaşımı doldurmama üç
Gün vardı evlendiğimde. Annem babam ayrı. Eşimi severek evlendim. 22 yaşındayım.4 aylık bir oğlum var. Hukuk fakültesi son sınıfım.
Kiminin mantığı 20 yaşında oturur kiminlinki 30 yaşında bile oturmaz. Ve her erken evlenen yağmurdan kaçarken doluya tutulmaz, çünkü hukuk genel ilkeleri gibi mantık genel İlkeleri vardır, bir insanın karakteri bellidir ve o insanla evliliğin yürüyüp yürümeyeceğini değerlendirmek size kalır..
Bir insan 20 yaşından sonda çocukluğunu zaten yaşayamaz, yaşayanlar hayata hala pembe gözlükle bakabilenlerdir, nadirdir. En geç hayata atılması gereken yaştır bence 20. İlla herkes 20 yaşında evlenmeli demiyorum ama 20 yaşında insan çocukluğunu yaşamak yerine hayatını Nasıl şekillendirmeli onu düşünmeli..
Yani yine AKIL VE MANTIK..
 
bence çok iyi niyetli bi insansın o kadar güzel anlatmışsın ki bu aileyi... eminim yarın öbür gün senin de en azonlar kadar mutlu ve tatlı bi ailen olacak...
 
Back
X