gerçek dostlar arkadaşlar...

peki konuyu biraz değiştireyim,gerçek dost arkadaşının , özel hayatındaki yanlışları onun yüzüne söylemeli mi,yoksa bozulur kırılır diye vazmı geçip,görmemezliğe gelmeli ve sadece dinlemeli mi..
ben söyledim ve 20 gündür görüşmüyoruz.

Zamanında söylemeyi çok denedim uygun dille
Ben evlenmeden önce arkadaşlarımı kolundan tutar çeker anlatırdım kafasına vura vura tabiri caizse öyle bir ilişkimiz vardı
Ama şimdi yeni edindiğim arkadaşlarım da bu hakkı görmüyorum kendimde daha doğrusu hak tanımıyorlar sana insanlara ne olmuş anlayamıyorum bekar dünyam başka bir boyuttaydı galibakaydirigubbakcemile3
Bir kaç arkadaşım var sadece hayır yanlış yapıyorsun diyebildiğim
Rahat rahat konuşabildiğim
Hepsine söylemeyi istemiyor muyum tabiki istiyorum ama işaret kendini savunmaya başlamasıyla geliyor ve susman gerektiğini anlıyorsun yoksa sonuç işte araya giren soğuklukla oluyor
Bir de benim hayatta en nefret ettiğim laf sokmalardır
Ben açık bir insanım arkamdan konuşma gel yüzüme istediğini söyle konuşalım
Kırdıysam özür diliyim
Ama dolup dolup laf sokarak çıkma karşıma ya da birikiminle çıkma öfkenle ya da düşman oluruz ancak
Birde arkadan konuşurlar Aamaann Allah...
Bilmem belki yanlışımdır kendim gibi açık görüyorum insanları bi yanlışı söylersem surat yapılmayacak sanıyorum y da onun üzerine senaryolar üretim dolarak çıkılmayacak karşıma
Nerden tutacağımı şaşırdım şimdi bıraktım ucunu gidiyor

Eşime göre dostluk bu değil haklı da
Bildiğini söyle diyor kırılmak istemiyorum aynı zamanda kırmak
Zamanı geldiğinde ben sana söylemiştimlerden ne kadar kaçarsa insanlar o kadar kar sayıyor kendilerine
 
Bazı insanlar vardır. Dost dediği insan azdır hatta tektir o da kardeşi ailesinden biri gibi özeldir. Ama ya karşındaki için bu anlamı ifade etmiyorsa, her şeyin değiştiği tükendiği gibi dostluğumuzda değişir tükenir düşüncesindeyse en ufak bir değişiklik araya mesafe sokuyor ve kopuyorsun. Yani senin dost diye tanımladığın farklı bir olgu onunki daha farklı geçmişte verilen sözlerde çocukluk anısı olarak sayılıyor.

Çiğdem bende benzer nedenlerle (hani şu farklı frekans mı ne karın ağrısıysa) dostumu kaybettim. Bende çok didindim ama çocuğum olduktan sonra hepten koptu gitti benden. Evli bekar muhabbetleri sebep gösterildi bana. İş bahaneleri hep yoğun ama diğer arkadaşları ile gezmelerde cirit atıyordu bana gelince vakti yoktu. Ama ben inanmıyorum. Çünkü dostların arasına hiç bir şey giremez. Kalbinde yer etmiştir çünkü vazgeçilmezlerindendir.

Olsa olsa hani dünya hayat görüşleri değişmiştir ne bileyim kendini artık sana yakın hissetmiyordur. Başka dostları arkadaşları vardır senin yerini dolduran sana ihtiyacı kalmamıştır. En kötüsü de bunlar dürüstçe söylenmeyip hala en iyi dostumsun cümlesi ile kandırılman. Güya kırılmayasın darılmayasın yıllarca avutuluyorsun. Gerçekleri görüyorsun biraz deşmeye kalksan şikayetçi mızmız ilan edilip susturuluyorsun. İnsan kendini suçluyor bu sefer kuruntu ediyorsun dostuna diye. Ama bakıyorsun görüşmeler bölük pörçük görüşme isteklerinin çoğu senden çıkıyor. Gözlerine bakıyorsun o sıcaklık yok. Donuk bakıyor sana. Ya ben omzunda ağladım o omuz bana battı resmen, yürekten olmayan bir dokunuşla sırtım sıvazlandı.

En sonunda bıraktım ben ipin ucunu hani bir laf var ya gerçi en çok sevgiliye söylenir ama sevdiğini bırak dönerse senindir dönmezse zaten hiç senin olmamıştır hesabı bıraktım öyle arada bir selamdan öteye geçmeyen msn mesajları yolda görünce 1-2 laf o kadar. Böyle 1.5 yıl geçti üstelik sizin ki gibi şehirler yoktu aramızda sadece bir sokak vardı. En son tartıştık çok dolmuştum zaten yine sen benim dostumsun mavalları ile aptal yerine koymaya başlayınca yine, samimiyetine inanmıyorum artık dedim o da keyfin bilir dedi ve bitti. Şimdi iki yabancı gibiyiz.

Ben hala aylardır sorguluyorum üzülüyorum eski günlerimiz geliyor aklıma ağlıyorum ama ne fayda "o artık benim dostum değil, yaşadıklarımız geçmişte kaldı, ortak hiç bir yanı olmayan iki yabancıyız" gel de bunu kabul ettir kendine ama başka çare de yok...
 
peki konuyu biraz değiştireyim,gerçek dost arkadaşının , özel hayatındaki yanlışları onun yüzüne söylemeli mi,yoksa bozulur kırılır diye vazmı geçip,görmemezliğe gelmeli ve sadece dinlemeli mi..
ben söyledim ve 20 gündür görüşmüyoruz.

Söylemeli tabi,
Arkadaşınla nasıl bir konuşma yaptın hassas biri midir bilemiyorum ama sert bir şekilde ifade ettiysen belki o da yanlışını söylemene değilde, söyleyiş şekline alınmıştır. Eğer değer verdiğin birisiyse daha fazla uzatmadan arayıp sormalısın bence.
 
gerçek dost senin sevincinide üzüntünüde yanında olandır saklamaya saklanmaya gerek yoktur allah herkese böyle arkadaşlar verir umarım
 
peki size hep "meşgulüm, mutsuzum, hayatla boğuşuyorum" diyen birisinin paylaşım sitelerinde başkalarıyla gayet keyifli fotolarını görseniz...fotoğraflar anlık mıdır, yoksa hayatı yansıtır mı???

ne bileyim artık aptal gibi hissetmeye başladım...onca yılın hatırına hiç aklıma gelmemişti böyle düşünmek ama artık "aptal" gibi hissediyorum..
 
peki size hep "meşgulüm, mutsuzum, hayatla boğuşuyorum" diyen birisinin paylaşım sitelerinde başkalarıyla gayet keyifli fotolarını görseniz...fotoğraflar anlık mıdır, yoksa hayatı yansıtır mı???

ne bileyim artık aptal gibi hissetmeye başladım...onca yılın hatırına hiç aklıma gelmemişti böyle düşünmek ama artık "aptal" gibi hissediyorum..

Seninle aynı düşünüyoruz galiba, bende öyle fotolarını gördüm ne hissettim keklendiğimi hissettim. Bana gelince yorgunum yoğunum işten eve evden işe. C.tesiler çıkmıyorum ev temizliği yapıyorum mavalları ama başkaları ile gayet sosyal arkadaşlık ilişkileri. Ha bunları dile de getiremiyorsun haliyle. Kıskandığın anlamını çıkarıyorlar. Niye kıskanayım benim tekelimde değil ya bende hayatımı onunla doldurmuş değilim ama bana gelince vakit yok mavalı okuma o zaman karşındaki senin yıllar yılı dost dediğin insansa en azından dürüstçe bir açıklamayı hakediyor kırılmak pahasına da olsa...
 
Seninle aynı düşünüyoruz galiba, bende öyle fotolarını gördüm ne hissettim keklendiğimi hissettim. Bana gelince yorgunum yoğunum işten eve evden işe. C.tesiler çıkmıyorum ev temizliği yapıyorum mavalları ama başkaları ile gayet sosyal arkadaşlık ilişkileri. Ha bunları dile de getiremiyorsun haliyle. Kıskandığın anlamını çıkarıyorlar. Niye kıskanayım benim tekelimde değil ya bende hayatımı onunla doldurmuş değilim ama bana gelince vakit yok mavalı okuma o zaman karşındaki senin yıllar yılı dost dediğin insansa en azından dürüstçe bir açıklamayı hakediyor kırılmak pahasına da olsa...

aynen canim katiliyorum.bende gelemiyorum öyle yapmacik seylere.yaok söyleydide böyleydide, kimse aptal degil dürüstce söylemek lazim.öyle cok yaglayip ballayan insanlardan da hoslanmiyorum mesela bence bi dostlukta en önemli seylerden biri dürüstlük.ayrica bana göre dürüstlük yalan söylemedimki sustum degil, direk acik olmaktir.
 
işin kötüsü de aslında şikayet ettiği insanlar yanında....samimi olmadıklarını düşündüğü ve "mecburiyet" arkadaşlıkları yaşadığı insanlar....ben artık inanmıyorum mutsuz olduğuna...hayatından memnun şikayet eden insan değiştirmek için çabalar...

başka bir arkadaşım...sigortacıydı (büyük bir bankanın emeklilik acentesi)...iyi de para kazanıyordu yıllarca çalıştı ama iş şartlarından ortamdan çalıştığı insanlardan hep şikayetçiydi...ve ne yaptı...kppps ye girdi deli gibi çalıştı memur oldu şimdi ankara dışında küçük bir şehirde ama huzurlu içi rahat...e ben şimdi hangisinin samimiyetine inanayım..ikisi de arkadaşım...ikisi de hemen hemen aynı şartlarda aynı ortamlarda çalıştılar ikisi de şikyetçiydi...birisi şikayet ettiği hayatı bırakıp daha mütevazi bir hayat yaşamaya başladı diğeri hala şikayet ediyor ve kendi seçtiği hayatın faturasını bana ödetiyor...

ha ben bu iki arkadaşıma da aynı şekilde davrandım aynı geyikleri yaptım hayatımı ikisi de aynı derecede hayatımın içinde birisi hala ben gülüyorsam benimle gülüyor diğeri nerde?????bilmem

hala düşünüyorum yeterince anlamadımmı???
 
işin kötüsü de aslında şikayet ettiği insanlar yanında....samimi olmadıklarını düşündüğü ve "mecburiyet" arkadaşlıkları yaşadığı insanlar....ben artık inanmıyorum mutsuz olduğuna...hayatından memnun şikayet eden insan değiştirmek için çabalar...

başka bir arkadaşım...sigortacıydı (büyük bir bankanın emeklilik acentesi)...iyi de para kazanıyordu yıllarca çalıştı ama iş şartlarından ortamdan çalıştığı insanlardan hep şikayetçiydi...ve ne yaptı...kppps ye girdi deli gibi çalıştı memur oldu şimdi ankara dışında küçük bir şehirde ama huzurlu içi rahat...e ben şimdi hangisinin samimiyetine inanayım..ikisi de arkadaşım...ikisi de hemen hemen aynı şartlarda aynı ortamlarda çalıştılar ikisi de şikyetçiydi...birisi şikayet ettiği hayatı bırakıp daha mütevazi bir hayat yaşamaya başladı diğeri hala şikayet ediyor ve kendi seçtiği hayatın faturasını bana ödetiyor...

ha ben bu iki arkadaşıma da aynı şekilde davrandım aynı geyikleri yaptım hayatımı ikisi de aynı derecede hayatımın içinde birisi hala ben gülüyorsam benimle gülüyor diğeri nerde?????bilmem

hala düşünüyorum yeterince anlamadımmı???

Bence o arkadaşın mutsuz değil sadece şikayet ediyor, mızmızlanıyor. Hayatının monotonluğu sıkıyor onu. Eğer hayat biçimi çok mutsuz etseydi diğer arkadaşın gibi değiştirmeye çalışırdı. Kendini rahatlatma şekli bu...
 
Back
X