Güzel Dostlukların Anavatanı , İkinci Yuvamız "Erkek İnfertilitesi"nin Geyik Topiği!!

Kırmızı ışıkta yaya olarak karŞıdan karşıya geçen bi genci polis ceza yazmak için durduruyor.
Çocuk da,"Herkes geçti,onları niye çevirmiyosun da beni çeviriyosun"diyerek duruma itiraz ediyor.
Tartışma sürerken millet başlarına toplanıyor falan
Bu sırada polis ceza yazmak için ekip otosuna doğru giderken ordan yaşlı teyze çocuğa bağırıyor;
"KAÇ OĞLUM KAÇ GÖT.NDE PLAKAMI VAR!"
 
yazarken bile gülüyorum hala
arkadaşlarla balığa çıkacağız.yem almaya gittik yemi aldım(araba da doblo) bagaja atim dedim malum kokmasın:) bagaj kapağını kapatamadım kapanmıyor napim. kanka da ordan sonra kapatırız deyince ellemedim.neyse eve gittik bişiler yedik balık kıyafetlerimizi giydik.benim kuzen de gelecek onu bekliyoruz beyfendi kız arkadaşının yanından ayrılamıyor:)sonunda biz buna kıyafet aldık arabada giysin.aldık kuzeni arkaya atla şu kıyafetleri giy dedim . bu atladı arkaya biz de o sırada tekel bayi arıyoduk malum sigara falan:)
bindik arabaya kanka gaza bi yüklendi o sırada ABı DUR diye bi ses duydum arkamı döndüm bi baktım ki kuzen 20 metre geride bi yandan bize doğru koşuyo bi yandan da pantolonu giymeye çalışıyo... meğerse bizim akıllı bagaj kapağına yaslanmış sanki başka yer yokmuş gibi:):)görmeniz lazımdı:):):)
 
Gorünüsü ihtiyar ama kalbi kipir kipir olan ihtiyar manifaturacilik yapiyor, gecinip gidiyormus. Günlerden bir gün iceri bir afet girmis ve sormus:

- Kumasin metresi kaca?

Ihtiyar yaradana siginmis:

- Metresi bir opücüktür, dudaktan.

Kiz kararsiz:

- On metre alayim bari,

Ihtiyarin gozler fildir fildir.

On metreyi saniyede keser, kiza uzatir. Hesabi ister.

Kiz kapiya dogru seslenir:

- Büyükanne hesabi oder misin?
 
1. Adınız Soyadınız:
Mehmet Tartar

2.Yaşınız:
Yirmi sekiz.

3.Şirketimizdeki hangi pozisyon için Başvuruyorsunuz?
Mümkünse yatay bir pozisyon için. Eğer daha ciddi bir cevap istiyorsanız, ne iş
olsa yaparım. Şart öne sürebilecek durumda olsaydım, burada bu formu dolduruyor olmazdım.

4. Düşündüğünüz ücret:
Aylık 5.000 YTL maaş artı yıllık kardan yüzde 10 hisse! Eğer bu mümkün değilse, siz bir ücret Önerin, ben size evet yahut hayır derim.

5. Eğitiminiz?
ıdare eder

6. Son işiniz
Sadist bir şefin deneme tahtası olmak.

7. Son ücretiniz:
Hak ettiğimin çok altında.

8. Önemli başarılarınız:
Arakladığım kalemlerden muhteşem bir kolleksiyonum
var; evde sergiliyorum.

9. ışten ayrılma sebebiniz:
Bkz. Cevap 6.

10. Size ulaşabileceğimiz saatler:
Banka atm'si gibiyim: 7/24.

11. Çalışmak istediğiniz saatler:
Pazartesi, Salı ve Perşembe 13.00-15.00 arası.

13. Şimdiki işvereninizle görüşebilir miyiz?
ışverenim olsa burada olmazdım.

14. Fizik durumunuz 20 kilogramdan fazla taşımanıza engel Mı?
Belli olmaz, ne taşıdığıma bağlı.

15. Otomobiliniz var mı?
Evet, ama soru yanlış sorulmuş. "Çalışır durumda bir otomobiliniz var mı?" diye
sorsaydınız, cevabım farklı olurdu.

16. Daha önce bir yarışma veya madalya kazandınız mı?
Madalyam yok ama lotoda iki kere 3 tutturdum.

17. Sigara içiyor musunuz?
Otlanacak bir enayi bulabilirsem.

18. Beş yıl sonra ne yapmayı hayal ediyorsunuz?
Bana tutkun zengin bir fotomodelle Bahama Adaları'nda yaşamayı. Bir yolunu biliyorsanız bunu beş yıl beklemeden de yapabilirim.

19. Yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu taahhüt ediyor musunuz?
Hayır, ama sıkıyorsa aksini iddia edin.

20. Sizi bu başvuruyu yapmaya iten gerçek sebep nedir?
Birbiriyle tutarlılık derecesini kestiremediğim iki cevabım var:
a ) ınsan sevgisi ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum.
b ) Gırtlağıma kadar borca batmış olmam..

Sonuç: Mehmet Tartar işe alındı
 
Otobüsle giderken, Bolu Dağı'nda verilen molada hemen tuvalete koşturdu.
Korkunç sıkışmıştı. Şansına boş kabin bulup kendini oraya attı...
Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses "merhaba" dedi.
Adam şaşkın "Merhaba" diye cevap verdi.
Ses devam etti: "Nasılsın?"
ılk defa başına böyle bir şey geliyordu...
Yine şaşkın şaşkın yanıtladı: "Sağ ol, iyiyim. sen nasılsın?"
Ses sordu: "Ne yapıyorsun?"
Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu. Düşündü ve yanıtladı: "Ben" dedi "ıstanbul'dan Ankara'ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?"
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
"Hayatım, telefonu kapatıyorum.Yandaki tuvalette bir gerizekalı var. Sana sorduğum sorulara yanıt verip duruyor. Ben seni sonra ararım
 
diyette olan ve bir ayda 5 kilo veren fadik miydi?
semiha mı?
gelirlerse cevap versinler
çünkü çok merak ediyorum ne yaptığını veeee
maşallah diyorum
 
Dün gece yine ölümle burun buruna geldim. Kendime bir
zarar geleceginden degil ama karim Cemile ne yapar
sonra. Biz aksam yemegimizi genelde saat 11-12 gibi
yerdik, ama ev sahiplerimizin misafiri geldiginden geç
vakitlere kadar oturup yatmadilar. Neyse ki konuklarin
gitmesiyle birlikte uykuya daldilar. Bir süre
ortaligin sakinlesmesini bekleyip, yiyecek
toplamaya basladim. Bugün misafirler geldigi için
menü çok zengindi. Pasta ve börek kirintilarina
bayiliriz. Her neyse ben nevaleyi toplarken
birden mutfagin isigi yandi ve "Aaaaaa! Karafatma"
diye bir ses duydum.
Salak adam, ben bir erkegim Fatma da nereden çikti.
Benim adim Ismail. Böyle seyler delikanliyi bozar.
Hadi beni karimla karistirdin diyelim. Sen ne kadar
korkak bir adamsin. Benim kaç katim büyüklügünde
olmana ragmen bu bagiris da ne böyle? O korkunç sesin
kesilmesiyle birlikte,sanki ben ona bir şey yapmisim
gibi beni kovalamaya basladi. Inanin o kadar da
dikkat ediyorum, tabak, çanak bardak üzerinde
dolasmamaya çünkü bu dingilin karisi çok titiz. Bazen
diyorum ki bu giciklarin misafiri Geldiginde git
>ortalarda dolas böylelikle utanilacak duruma
düssünler..Ama yapamiyorum iste. Ne olursa olsun,
ekmek yedigin tekneye kötü gözle bakmamak
gerekir.
Ben eve geldigim ilk yillari hatirliyorum da ne
güzeldi o günler. Rahmetli kayinbabam ve kayinvalidem
beni evlerine kabul etmislerdi. O zamanlar rahattik,
çünkü ev sahibimiz Riza amca kördü. Bu sebeple
evin her yerinde serbestçe dolasabiliyorduk. Hatta
Riza amcayla ayni sofrada yemek yedigimiz günlerde
oldu. Gerçi bizleri görebilseydi nasil davranirdi
bilmem ama o hep yüregimizde yasayacak. Riza amcanin
durumu pek iyi sayilmazdi, memur emeklisiydi. Bu evde
rahmetli karisininmis,bu yüzden yiyecek konusunda bu
kadar fazla seçenegimiz yoktu. Ama daha mutlu ve
huzurluyduk.
Riza amca bir gün görünmez kazaya kurban
gitti.Gerçi onun için bütün kazalar görünmezdi. Riza
amcanin topraga verildigi gün biz de oradaydik.
Karsi komsusu Osman Zeki bey bize geldiginde ceketini
asmisti. Biz de bunu firsat bilip ceketin cebine
girdik. Ardindan Osman Zeki beyle birlikte mezarliga
dogru yola koyulduk. Riza amcanin üç tane oglu vardi
ama bugüne kadar sadece nüfusta gözüküyorlardi.
Hayirsizlar daha ilk günden evi satisa çikardilar.

Evi su anda oturan adam ve karisi satin aldi. Eve
ayak basmalariyla kayinbabam ve kayinvalidemi
öldürmeleri bir oldu. Adam sonra igrenerek cansiz
bedenleri kagida sararak çöpe atti. Sanki kendisi
çok temizmis gibi. Halbuki tuvaletten çiktiktan sonra
ellerini yikamadigina defalarca sahit oldum.
Simdilerde kendine üzerinde rahmetli kayinvalidemin
resmi olan bir ilaç almis, durmadan üzerimize sikip
duruyor Kayinvalidem Sultan hanim gençliginde
fotomodel oldugu için bu tür ilaçlarin üzerinde
resmi bulunuyor. Hatta bir iki reklam filminde de
oynamisti. Ama evlenince mecburen birakti. Çünkü
kayinbabam tam bir Osmanli erkegiydi. Bugüne kadar
rahmetli Riza amcanin anisina bu evde oturduk,
artik daha fazla dayanacak halimiz kalmadi. Ese dosta
haber saldik. Kendimize göre bir ev bulur bulmaz
tasinacagiz buradan. Belki de sizin evinize yerlesiriz
hayat bu belli mi olur?
 
Kalp ameliyati oldum. 4 ay rapor aldim ve bu 4 ayin sonunda rapor parami > almak için Fatih SSK'ya gittim. > Klasik bir sekilde eksik evraklari parti parti söyledikleri için 3 gün > ugrastim ve büyük gün geldi. Param hesaplaniyor. > Bankodayim, sorular geldi. > Hastanede yattin mi? > Herhalde abi, dedim, henüz evlerde kalp ameliyati yapamiyorlarmis > Hiç yorum yapmadi ve 2. soruya geçti. > Çiktin mi peki? Ve ben dumur... > Hayir, hala aksamlari isten sonra yatmaya > hastaneye gidiyorum. Ve kafami duvarlara vurduracak soru geldi. Espri bile > anlamaktan aciz bu adam sordu: > Istanbul'da kimsen yok mu yav. Niye hastanede kaliyorsun ki hala? > ******** > Geçen gün aksam vakti dolmusta gidiyorum, arkadan teyzenin biri bagirdi: > "Evladim su sari kamyonetin yaninda indiriver." > Dolmus soförü dumur olmus bir vaziyette: > Iyi de teyze, o kamyonet hareket halinde, nerde duracagini nerden > bileyim... > > ****** > Simdi arkadasimla Taksim'de takiliyoruz. Bi adam aglayan çocugunu > susturmaya çalisiyor. Yaninda da bi polis var; sonra adam çocuga dedi ki: > "Sus yoksa seni polise veririm." Yandaki polis de bi dellendi: > "Lan gerizekali, biz adam mi yiyoruz da bize veriyon çocugu? > > ***** > Bir gün Izmir' de belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaslarla. > Bizim arkadas bos yer buldu ve oturdu. Sonraki durakta da eli bastonlu > yasli bi amca geldi. Arkadas da killigina adama yer vermedi. Adam o > arkadasin oturdugu koltugun yanina geldi ve ayakta arkadasin yer vermesini > bekliyor. Fakat arkadas yerini vermedi. Neyse adamcagizin da yazik, > bastonu otobüs hareket ettikçe bi o tarafa bi bu tarafa kayiyo. Arkadas > dayanamadi ve yasli amcaya: 'Amca bastonun ucuna lastik takarsan > kaymaz'dedi. > Adam söyle bakti, sonra 'o lastigi zamaninda baban taksaydi simdi sen > olmazdin, ben de orda oturuyo olurdum' deyince bütün otobüs koptu. > Arkadas o gün bu gündür belediye otobüsüne binmez. > > ***** > Bu komik olayi arkadasim anlatti. Arkadasim, okulun Ingilizce hazirlik > bölümünde gereken "More ReadingPower" adli kitabi almak için okulun > yakinina tezgah açan kitapçiya gitmis. Kitapçiya kitabin ismini > söylediginde adam ona üzerinde yalnizca "ReadingPower" yazan mor renkli > bir kitap uzatmis. Arkadas dogal olarak kitabin o kitap olmadigini, "More > ReadingPower" adli kitabi istedigini yinelemis. Adam ise su cevabi > vermis: > - Kardesim bu mor ya iste. Alacaksan al sunu,almiyosan tezgahin önünü > kapama! > > ***** > Bir kiz arkadasim ve ablasi beraber Zeki Triko'ya > gidiyolar mayo bakmaya. Neyse bi bayan ilgileniyo, arkadasimin ablasi bi > mayo begeniyo, bayan diyo ki "aa çok güzel bi tercih yaptiniz, zaten onun > çizimini Zeki Bey'le ikimiz yaptik, ben Zeki Bey'in yegeniyim." > Ablamiz "aa sizin de mi soyadiniz triko" > deyince, arkadasim arkasina bakmadan olay mahallinden uzaklasiyor. > > ***** > Bir gün böle 3-4 arkadas Ankara'da Ankara Metrosu istasyonundayiz; > bekliyoruz metroyu. Tam da okullarin çikis saati filan, etraf hinca hinç > dolu. Neyse 2-3 dk. sonra metro geldi herkes hücum etti; biz baktik "tren > çok doldu bi sonrakine binelim" dedik ve gittik ordaki banklardan birine > oturduk. Daha tren gitmemis bir ding-dong ve anons: > "Istasyonlarimizda gereksiz bekleme yapmak yasaktir." > Biz sallamadik, nolcak filan derken bir ding-dong > daha ve ikinci anons: > "Hist gençler size söylüyorum binin lan trene! > > ****** > Ishanimizin kapicisi Ismet Abi'ye bir gün laf olsun diye "Ismet Abi > binada > dinozor görmüsler. Ilaçlamazsan çogalirlar, hastalik yaparlar" > dedim. O da, "Ula dinozor ne ki?" diye sordu. Yemi yuttugunu görünce > siraladim:"Küçük, fare gibi bir hayvan, çabuk ürer." Bir süre detayli > attim. > Hepsine inandi. Yarim saat sonra: "ısmet Abi, sana saka yaptim, dinozor > filan yok > burada," dedim. Cevabi yüzünden iki dakika kendime gelemedim: "Ben > biliyordum zaten. Hayvanat bahçesinde hiç mi dinozor görmedim ki!" > > ****** > Bi gün arkadasla dolmus bekliyoruz. Üst geçit var ama kendi halinde bir > kadincagiz yayaya kirmizi yanarken caddeden geçmeye çalisiyo. Üst geçitin > altinda beklemekte olan polis otosundan söyle bir anons yapiliyo: > Hanim nireeee, hanim nireee? > Teyzeden cevap: > Eltimgileee, beyimin haberi var. Sana ne kiii.
 
günlük yürüyüşüme çıkıcam birazdan
dönüşte nöbetime kaldığım yerden devam
kimi yakalarsam laf atıcam
iyi yürüyüşler canımŞeniz
benim bugün işim yoktu hep kk ye takılmayı düşünüyordum ama anneannem geldi...
şimdi yanında pcyle uğraşırsam olmaz...
zaten yaşlılar ilgi görmeyince hemen darılıyorlar...
şuan bu mesajı yazarken bile laf ettikaydirigubbakcemile3
neğmiş pc delisi olmuşuzkaydirigubbakcemile3
aslında kadında haklıyerimseniben
neyse kızlar ben çıkıyorum...
sonra görüşürüz...
 
Sevgili günlük, Bu sabah Hürriyet'in Kelebek ekinde sigarayı bırakmanın vücuda yaptığı olumlu etkileri anlatan bir haber okudum. Bu tarz haberlerden oldum olası tiksinmeme rağmen nedense coşup sigarayı bırakmaya karar verdim. Kararım kesin, sigarayı bırakıyorum. Bu kararımın vücuduma etkilerini gösteren tabloyu başucuma astım. ıçimin zehirden temizlenmesini tabloya bakarak daha rahat hissedeceğim. Şimdi masanın üzerindeki dolu sigara paketini buruşturup çöpe sallıyor ve sağlıklı gürbüz bir kişi olma yolundaki ilk adımımı atıyorum.

SEKıZıNCı SAAT

Sevgili günlük,
Tabloya göre sigarayı bıraktıktan sekiz saat sonra tansiyon ve nabız normale dönüyormuş. ınanır mısın, bunu hissediyorum sanırım. Tamam, tansiyon ve nabzımın bundan sekiz saat önceki halinde de anormallik hissetmemiştim,ama normale dönmesi iyi bir şey herhalde. Coşkumu paylaşmak için Teoman'ı aradım, sigarayı bırakmama "geçici Ubeyd Korbey sendromu" adını taktı. "Oğlum" dedim, "bak tam sekiz saattir sigara içmiyorum, tansiyonum ve nabzım cillop gibi oldu".
Bunu söyleyince kendi nabzının ve tansiyonunun da harika olduğunu söyledi, meğer sekiz saattir uyuyormuş. Yavşak işte, ben ne diyorum o ne diyor. Yalnız laf aramızda, kafama takıldı gerçekten, demek ki günde sekiz saat uyuyan bir sigara tiryakisinin tansiyonu ve nabzı da günde bir kere normalleşiyor. E peki, tansiyon ve nabız günde üç kez normale dönemeyeceğine göre benim kazancım ne bu işten? Demek ki, savaşı erken bırakmayacaksın. Yoksa Teoman itinden ne farkım kalır? Onun tansiyonu da normal, benimki de.... Neyse, bakıcaz....

ONUNCU SAAT

Sevgili günlük,
Sigarayı bırakırken başlangıcın çok zor geçtiğini duymuştum. Hiç de değilmiş. Az önce yemek yedim, iştahım açılmış, yemeklerin tadını daha iyi aldım. Yıllardır ilk kez yemeğin üzerine sigara içmeyeceğim.

ON BıRıNCı SAAT

Acaba azaltarak mı bıraksam? Sadece yemeklerden sonra içsem mesela? Yok yok, dayanmam lazım. Kuruyemişçiye gidip kabak çekirdeği alayım, oyalanırım.

ON ÜÇÜNCÜ SAAT

ıki saattir aralıksız kabak çekirdeği yiyorum. Ve bir de yıldıran dejavu: "abi bu çekirdeğe elini sürünce bırakamıyorsun."

ON DÖRDÜNCÜ SAAT

Kabak çekirdeğini bırakınca yemekten sonrakine benzer bir sigara içme isteği uyandı. Çöpe attığım sigara paketini ararken telefon çaldı, Teomanmış. "Sağlığında yeni düzelmeler var mı?" diye sorup kahkaha attı .Vay ayı vaaay, sigarayla mücadelemde başarısız olmamı bekliyor demekki. Bu beni sinirlendirmekten çok kamçıladı. Ulan Teoman, görüşürüz bakalım. ılk işim sigara paketinin olduğu çöp torbasını evden atmak

ON YEDıNCı SAAT

Sevgili günlük,
Kendimden utanıyorum. Az önce kapıdaki çöp torbasını geri almaya karar verdim, kapıcı götürmüş. Kararsızım, sigarayı bırakanların sinirli olmaya başladığı ve kilo aldığı söyleniyor. Şişman ve sinirli biri olup Hüseyin'e benzemeyeyim sakın?

YıRMı DÖRDÜNCÜ SAAT

Sevgili günlük,
Biliyor musun, sigarayı bıraktıktan 24 saat sonra kalp krizi riski yüzde 25 azalıyormuş. Fena değil ha, ne dersin? Teoman'ı aradım az önce, sana en fazla 15 gün veriyorum dedi. Kalp krizi riskinin azalmasından sözettim, güldü. Gül bakalım Teoman efendi, gül... Gidip kabak çekirdeği alayım.

ıKıNCı GÜN

Sevgili günlük,
Dün çok kötü geçti. Kuruyemişçiye gidip bir kilo kabak çekirdeği aldım. Gazeteleri çıkmadan okusaydım keşke, Hıncal Uluç köşesinin yarısını "kabak çekirdeğinin cinsel güce katkıları"na ayırmış. Allahım, ya kuruyemişçi de okumuşsa yazıyı? Ulan yüz gram al çık, bir kilo niye alıyorsun? Bundansonra o dükkanın önünden geçemem.

ÜÇÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Çok güzel bir gündeyiz. Sigarayı bırakmamın üzerinden 72 saat geçti, yani sinir uçlarım bugünden itibaren yenilenmeye başlıyor. Daha da güzeli, sevgilim geliyor. Bugün biraz sinirli gibiyim, kızın yanında arıza yapmasam bari...

DÖRDÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Dün ne güzel başlamıştı hatırlarsın, ama korktuğum başıma geldi ve sevgilimle kavga ettim. Her şey iyi başlamıştı halbuki. Bir ara dışarı çıktık, ben sosisli sandviç almak istedim, hanımefendi karşı çıktı. Neymiş, yürüyerek yemek yenilmezmiş. Durduk yerde kavga çıktı. Sonunda dayanamayıp karşıdaki lokantaya gittim ve patlıcan musakka söyledim. Garson tabağı getirir getirmez hatunun yanına koştum ve "yürüyerek yemek öyle yenmez böyle yenir" diyerek elimde tabak yürümeye başladım. Bir yandan da musakkayı yemeye çalışıyorum. Kız kaçmaya başladı, ben de peşinden koşuyorum. Bir ara ağzımdan köpükler çıktığını farkedince durakladım. Elimdeki tabağı çöpe atıp eve döndüm. Sevgilimin telesekreterine not bıraktım, umarım arar.

BEŞıNCı GÜN

Sevgili günlük,
Bu sabah ıstikbal'den çek-yat gelecekti, öğlene kadar bekledim, ne gelen var ne giden. Birden sinirlerim tepeme çıktı, elimde odunla beklemeye başladım. Hayır, niye sözünde durmuyorsun kardeşim? Sabah dediysen sabah getir. Adamlar saat üçte geldiler, ben odunla kapıya çıkınca tedirgin olup kaçtılar. ıstikbal'i arayıp siparişi iptal ettim, Seray'ı var Mobella'sı var canım, banane yani...

ALTINCI GÜN

Sevgili günlük,
Sevgilim aradı, bana çok kızgın olduğunu söyleyip bir çuval zır zır yaptı. zaten ona moralim bozuk, bir de Teoman gelip karşımda fosur fosur sigara imesin mi? Dumanı suratıma üflediğinde çaktırmamaya çalışarak içime çekmeye çalıştım. Ulan özlemişim be...

YEDıNCı GÜN

Sevgili günlük,
Kabul etmem gerekir ki bugün çok sinirliydim. Gevşemek için televizyonu açıp belgesel izlemeye başladım. Discovery Channel'da Timsah Avcısı diye bir lavuk var, 10 dakika dayanamadım herife. Eline bir yılan almış, yılan çıtır çıtır ısırıyor, bu gevrek gevrek gülüyor. Neymiş, yılan zehirsizmiş.Ya arkadaşım, zehirsiz diye ne bu yani? National Geographic'I açıyorum, zürafalar var, daha iyi. Ama zürafalardan, Mary ve ailesi diye söz ediliyor. Allah belanızı versin hepinizin. Süt içip uyumaya karar veriyorum, süt şişesinin üzerine "lütfen çalkalayınız" yazmışlar. Çal-ka-la-mı-yo-rum. Mecbur muyum lan sizin şişenizi temizlemeye. Para almasını biliyorsunuz eşşoğlueşşekler sizi be! Akşam arkadaşlarla bira içmeye gittik. Buinsanlarne kadar anlayışsız var ya günlük, aklın oynar.Ulan zaten sigarasız bira içiyorum, beynim sulanmış, hala üzerime geliyorlar. Masada ideolojik hadise çıktı, dışarı kadar uzadı. Tartışma sorun değildi de "sigarayı bıraktığındanberi kilo aldın lan kocagöt" deyince dayanamayıp kafa attım Teoman'a. Yapmasam iyiydi.

SEKıZıNCı GÜN

Sevgili günlük,
Teoman arayıp bir daha benimle görüşmek istemediğini söyledi. Çok umurumdaydı lavuk. Gereken cevabı verdim zaten. Bu arada, gazetede okudum yine. Sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden bahsediyordu. Azaltarak bırakma ve marka değiştirerek bırakma maddeleri ilgimi çekti. Acaba? Ama yok yok, bu kadar dayandım, gerisini getirmek lazım.

DOKUZUNCU GÜN

Sevgili günlük,
Sana ne zamandır sevgili günlük diye seslenmediğimi farkettim. Oysa sen bu dünyada beni anlayan tek varlıksın, tek dostumsun. Bugün ne oldu biliyormusun, sevgilim beni terketti. Alçak kadın, Manyaklaştığımı söyleyip ayrıldı benden. Bu arada kabak çekirdeğinin bokunu çıkardım, her tarafımda sivilce çıktı.

ONUNCU GÜN

Sevgili günlük,
ıki gün önce, sigarayı bırakmanın çeşitli yöntemlerinden sözetmiştim. Ben iki yöntemi birleştirip hem marka değiştirdim hem de azalttım. Günde üç tane yemeklerden sonra Parliement içiyorum. O kadar zaman sonra ilk içilen sigaranın bir güzel kafası var, şaşırırısın.

ON BıRıNCı GÜN

Sevgili günlük,
Kendime bir iyilik yapıp sigarayı beşe çıkardım. Ha üç, ha beş. Eskiden günde bir paket içiyordum, şimdi beş tane içiyorum. Yine kazançlıyım yani...

ON ıKıNCı GÜN

Sevgili günlük,
Bugün gazetede Amerika'da yapılan bir araştırmayla ilgili haber okudum. Habere göre günde 10 taneye kadar sigaranın çok fazla zararı yokmuş. Üstelik sigaranın markasını değiştirmekten falan da bahsedilmiyordu. Madem öyle günde 10 tane Camel içebilirim.

ON ÜÇÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Sevgilimi ve Teoman'ı arayıp özür diledim. Sevgilim, bir süre daha görüşmek istemediğini söyledi. Ağzımdan köpükler çıkarken koşturduğum sahneyi unutamıyormuş. Haklı kız, bir şey söyleyemedim. Teoman aramızda geçen hadiseyi sigaraya yordu, ona göre yavaş yavaş sigara içmeye başlayınca beynim tekrar faaliyete geçmiş. Neyse barıştık ve yarın akşam buluşmaya karar verdik.

ON DÖRDÜNCÜ GÜN

Sevgili günlük,
Teoman'la ocakbaşına gittik. ıçtiğim sigaraları saymadım. Teoman'ın da dediği gibi, sigaranın zararlarını bilerek içiyorum, kime ne? Sana da soruyorum günlük, sana ne?

ON BEŞıNCı GÜN

Sevgili günlük,
Püfür püfür içiyorum sigaraları. Bir de, "sigaraya tekrar başlayınca ne olur" tablosu yapmaya başladım. Sevgilim de bir daha sigarayı bırakmayacağım sözünü verince geri döndü. Elveda günlük, bir daha işim olmaz seninle.
 





:roflol::roflol:
amanın karı bedavaya gitti:roflol:
he bacım hiç sorma:roflol:


:roflol::roflol: :roflol:süperdi hepsi saol..
 
1998'de bir fransız oldukça karmaşık bir intihar girişiminde bulundu.
Bir deniz kıyısında yüksek bir yamacın tepesine çıkıp boynuna bir ip bağladı,ipide büyük bir kayaya bağladı.Sonrazehir içti ve kendini ateşe verdi.Uçurumdan atlarken de tabancayla kafasına ateş etti!Ama devamı daha ilginç. Çünkü kuşun onu ıskalayıp ipi kesti,böylece adam suya düştünde asılı kalmadı.Soğuk su sadece yanan elbiseleri söndürmekle kalmadı aynı zamnda onu şoka sokarak yutuğu zehiri kusmasını sağladı.sudan bir balıkçıtarafından çıkarılıp hastaneye götürülen adam hipotermi(vücüd ısısının aşırı düşmesi) nedeyli öldü!!!!!




(yazıyı fem yayınları dergisinden aldım
 
bana göre komik bir çoklarına görede salakça gelen bir hikaye...
bundan 1 sene önce çek cumhuriyetine gezmek amaçli gitmiştim uçağım gece saatlerinde vardı apar topar otele yerleştik ama sağolsunlar otelde ne otel.Neyse uyudum sabah kalktım garson kızdan çay isticem tea diorum anlamıo parmagımla çayı karıstırır gıbı yapıorum anlamıo çay ulan çay gerizekalı dedım he okeyy çay dedi megersem çekçede çay çay demekmiş.. neyse otelden ayrıldım bı ev tuttum kendıme temizlik yapıcam markete girdim cif alıcam bi gorevlı buldum ingilizce derdimi anlatıorum tabi bastan cif dedım anlamadı ya dedım cif yerli malı değilki dünyaca ünlü bir marka anlamıo sığır. ben anlatmaya devam ediorum işte lavabo temizler parlatır böyle anlattım yarım ıngılızcesıyle bana lavabo tıkayıcısı getirdi sabır dedim başladım markette aramaya ahanda buldum cifi aldım goturdüm o salğın yanına al sana dedim cif sattığın ürünü bilmosun ne dese begenırsınız haaaaa tiiifffff megersem c harfi t die okunuomus dedım bu kadar rezillik yeter ilk ucakla gerı dönüyorum
 
Nebraska’da yaşlı bir adam yaşardı.patates ekini için bahçeyi kazdırması gerekiyordu , lakin bu çok zor bir işti.tek oğlu olan david ona yardım edebilirdi fakat oda hapisteydi.yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.
Sevgili david , patates bahçemi kazdıramıyacağımdam kendimi çok kötü hissediyorum.bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım.burada olsan üyün derdim bitecekti.biliyorum ki senbenim içib hallederdin.sevgiler baban.
Birkaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.
Babacığım , babacığım allah aşkına bahçeyi kazma , ben oraya cesetleri gömüştüm.sevgiler devaid…
Ertesi gün sabaha karşı 4 te fbı ve yerel çıkageldi ve tüm sahayı kazdı lakin bir cesede rastlamadılar.yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.
Babacığım , şimdi patatesleri ekebilirsin.bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım .
Sevgiler david….
 
Atilla dedenin hikayesini dinleyeceğiz bu sefer...

Atilla dede bundan yıllar önce bir yüzme yarışına katılmış ve 3. olarak yarışmayı tamamlamıştı.Hep orada asılı dururdu(duvarda) madalyası...Herkese anlatılırdı bu hikaye.Birgün bize de başladılar anlatmaya:
"Çok çetin bir savaştı!(Oysa sadece bir yüzme yarışıydı.)Kendimi adeta cephede vatanım için savaşıyor zannediyordum!(sadece küçücük bir havuzdaydı aslında...)Ve en sonunda zafere ulaştım 3. oldum.Bu sefer alkışlar benim içindi, her yer inliyordu.(sadece birkaç kişi varmış)
Tabii yarışmada sadece 4 kişi olduğunu da kimseye açık etmedi...
 
kızlar sizleri innşşş biraz gülümsetmişimdir delikafadulden delikafadulden delikafadulden
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…