- 1 Mayıs 2021
- 6.703
- 31.361
- 498
- Konu Sahibi Belgisizamir
-
- #21
Bence duymuyor. Firsat,merak ve sans her zaman bir arada sunulmuyor insana..Gecmise odaklanminiz bugununuzden ve yarininizdan calar.Olmayan seyler icin hayiflanmak yerine olabilecek seyler icin cabalamak daha yerinde olmaz mi..?Küçükken çok hayal kurardım.
Çok yazı yazardım öyküler uydururdum.
Bir kelime öğrenince hayalimde o kelimeden bir karakter, bir şehir, bir ev oluştururdum.
Büyüdüm o uçsuz bucaksız hayallerim yok oldu.
Geçen öğrencilerimle hayaller, gelecekte yapmak istedikleri hakkında konuşuyorduk.
Öyle güzel fikirler çıktı ki tazecik zihinlerden kendi çocukluğumu gençliğimi anımsadım. Sonra körelen gerçekle yüzleşen şimdiki halimden hiç memnun olmadığımı gördüm. Öğrencilerime hayallerini gerçekleştirme konusunda teşvik edici konuşurken utandım kendimi gerçekleştiremediğim için samimiyetsiz buldum.
Bazen durduk yere ağlıyorum sebepsiz. Geçen yıllara acıyorum. Aldığım kararları sorguluyorum. Çoğu yanlış ama zararsız. Suya sabuna dokunmadan hırpalanmadan hayatı yaşıyorum ama ben bunu planlamamıştım.
Sizce bu ruh hali bir psikoloğa mı ihtiyaç duyuyor?
Buraya yazılanları fırsat bulup da cevaplayamadım. Ağırlık oldu içimde zahmet edip sıkıntıma ortak olanların yorumlarını cevaplamamak ayıp olurdu.Çeşitli sebepler, hayat şartları hep bizi bir taraflara itiyor. Hatta öyle ki başkalarının deyişiyle "dünyayı kurtarmayacağımız" için tek amacımız evlenmek, çocuk yapmak, para kazanmakmış gibi bakılıyor, başka türlü mutlu olabileceğimize ihtimal verilmiyor. Üniversite okurken bile puanımız daha yüksek diye istediğimiz bölümden vazgeçtiğimiz oluyor :) Fakat ne olursa olsun, her zaman yeni hedefler ve hayaller vardır, yaşamamız için gerekli. Umarım bundan sonrası için kendinize güvenip bir adım atarsınız.
Matrak adlı bloğu inceledim. Çok hoş bir üslubu var yazarın keyifle okudum. Hayatla barışık zorlukları keyifle anlatışı sanki omuza dokunup geçiyor her şey dercesine his uyandırıyor. Tavsiye için teşekkürler.Aslinda kadınlar kulübü üyeliğiniz var. Burada da hislerinizi gayet güzel acmissiniz. Yani neden aynısını bir baska bir platformda yapamayasiniz ki? Anonimliginizi korumak için soyadinizi kullanmazsinız ilk zamanlar. Bence gayet de olur, en azından yazdıklarıniz okunur, mutlu olursunuz...
Onun disinda , Instagram'da birkizbiroglan_secce isimli bir kadın var (yedi yıldır takip ettiğim matrak da bir blogu var). Ev hanimiydi, evden çevirmenlik işi yapardı freelance olarak. O da mesela çocuk kitapları yazmaya başladı. Hatta pandemiden önce okullara davet edilirdi, küçük çocuklarla söyleşi yapardıona bir dm atın bence, zaten Cook tatlı bir kadın, seve seve destek olacaktır hayalinize. Nasıl bir yol izlemeniz gerektigini sorabilirsiniz, ya da sadece hayalinizi çocuk kitabı yazan biriyle paylaşmak onu daha gerçekçi kilabilir...
Bir diğer önerim okullar yüzyüze egitime geçince okul dergisi kulübüne ya da kitap kulübüne sorumlu öğretmen olarak alınmak isteyin (ben o yolları çoktan geçtim ama benim zamanımda her kolun sorumlu hocası vardı,şimdi de vardır heralde) . Kulüp bünyesinde okula çocuk kitabı yazarlarını çağırın,çocuklarla söyleşi yapsınlar... Böylece bir sürü yazarla bir araya gelme fırsatınız olur, çevreniz bu tarz iş yapmış insanlarla dolar, belki ortak hayale sahip bir arkadaş edinirsiniz.. Yani belli olmaz ki,belki de bir vesileyle bir yayınevi kitabınızı basmayi kabul eder...
Olmayacak bir şey degil...
Bence düşünün siz bu işi
O emekleri sayılarla belirttiğimiz sınavlar ruhumuzu tüketti.Kim gerçekleştirdi ki? Siz gene iyi bakın öğretmensiniz. Öğretmen olmak için üniversite okuyup olmuşsunuz. Ben konsoloslukta çalışıp ileride konsolos olmak için 5 yıl okuyup,1 yıl kpss çalışıp ,91 puan aldığım bakanlık tarafından sizi mülakata çağırmayacağız aramayın diye suratına telefon kapatılmış bir insanım. Benim gibi bir çok emeklerinin karşılığını göremedi yıllarını çöpe attı. Öyle şeyler yaşadık ki hayal gerçekleştirememek artık dert gibi gelmiyor, hayal işte gerçekleşmez normal falan diyoruz kendi aramızda. Bu ülke bizim nesli bitirdi malasef. 80 sonrası özellikle 84 sonrası doğan nesil komple mutsuz
Nice çocuğumuz kendini tanımadan yeteneklerini geçen zamana gömerek büyüdü. Büyüyünce içindeki cevheri farketti sonra artık o cevheri çok derinlere gömüldüğünü çıkarmanın imkanı olmadığını anladı. Bu gerçek derine gömülen bir kıymık gibi acıttı. Deştikçe kanadı kurcaladıkça sızladı. Her şey farklı olabilirdi düşüncesiyle dönüp ardımıza bakakaldık.Ben de hayallerine geç kalmış bir öğretmenim. Küçüklüğümden beri basketbolcu olmak istiyordum. Ama hayatımdaki en ciddi şey bununla ilgili ortaokul sondayken beden eğitimi öğretmenimin ortaokul.2 de olsaydın seneye seni kızlar takımına kesinlikle alırdım demesiydi.
Sonra hazırlık lise 1 derken lise 2 de gençlik ve spor bakanlığın kursuna gideyim dedim artık nasıl öğrendim bilmiyorum. Gittim yaşın geçmiş dediler ...
Maalesef maddi imkansızlık ve bilinçli yönlendirme yaşamadım hiç. Lisedeki bölümümü bile ablam seçip karar verdi. Bende eşit ağırlık iyi olacaktı ama.ablam sayısal seçtirdi.
Sonra babamı kaybettim 19 yaşımda ÖSS falan hikaye dershane boş geçti o sene.
Hayatımda kendi adıma verdiğim tek ve ilk karar sınava eşit ağırlıktan hazırlanmak. Ben bunu yaparım dedim ablama. Peki dedi yap görelim. Nitekim sınıf öğretmenliği kazandım, bitti atandım. Evliyim bir oğlum var ama bir şeyler hep eksik.
Bazen kendime kızıyorum. Şükret diyorum bu mutsuzluk hissi de nerden geliyor. Neyin eksik ki diyorum ama olmuyor işte.
Dediğiniz gibi öğretmen olmak çocuklarla çalışmak büyük mutluluk sebebi. Sadece çalışırken her şeyi unutuyorum. Kendim yapamadığım şeyler konusunda çocuklarımı yüreklendiriyorum. Her çocuğun yeteneği kapasitesi farklı. İnşallah diyorum içimden onlar istediklerini yapsınlar okusunlar inşallah...
Matrak adlı bloğu inceledim. Çok hoş bir üslubu var yazarın keyifle okudum.
Bloğun adını yanlış yazmışım siz sıfatlandırmışsınız bağlantıyı dikkat etmemiştim.Aslinda kadınlar kulübü üyeliğiniz var. Burada da hislerinizi gayet güzel acmissiniz. Yani neden aynısını bir baska bir platformda yapamayasiniz ki? Anonimliginizi korumak için soyadinizi kullanmazsinız ilk zamanlar. Bence gayet de olur, en azından yazdıklarıniz okunur, mutlu olursunuz...
Onun disinda , Instagram'da birkizbiroglan_secce isimli bir kadın var (yedi yıldır takip ettiğim matrak da bir blogu var). Ev hanimiydi, evden çevirmenlik işi yapardı freelance olarak. O da mesela çocuk kitapları yazmaya başladı. Hatta pandemiden önce okullara davet edilirdi, küçük çocuklarla söyleşi yapardıona bir dm atın bence, zaten Cook tatlı bir kadın, seve seve destek olacaktır hayalinize. Nasıl bir yol izlemeniz gerektigini sorabilirsiniz, ya da sadece hayalinizi çocuk kitabı yazan biriyle paylaşmak onu daha gerçekçi kilabilir...
Bir diğer önerim okullar yüzyüze egitime geçince okul dergisi kulübüne ya da kitap kulübüne sorumlu öğretmen olarak alınmak isteyin (ben o yolları çoktan geçtim ama benim zamanımda her kolun sorumlu hocası vardı,şimdi de vardır heralde) . Kulüp bünyesinde okula çocuk kitabı yazarlarını çağırın,çocuklarla söyleşi yapsınlar... Böylece bir sürü yazarla bir araya gelme fırsatınız olur, çevreniz bu tarz iş yapmış insanlarla dolar, belki ortak hayale sahip bir arkadaş edinirsiniz.. Yani belli olmaz ki,belki de bir vesileyle bir yayınevi kitabınızı basmayi kabul eder...
Olmayacak bir şey degil...
Bence düşünün siz bu işi
Link koymayı unutmuşsun.Tek ihtiyacınız olan dövünmeyi bırakıp ayağa kalmak.
Ne demiş nike? Just do it!
Ben size daha acısını söyleyeyim mi ? Başkaları için kendi hayallerinden vazgeçmek. Son 1 senedir tam olarak yaşadığım (yaşamak zorunda bırakıldığım diyelim) şey tam olarak bu ve emin olun bu çok daha acı…
hayal kurmayı 2 senedir bıraktım o düşüncelere girmemeye hatta plan dahi yapmıyorum çünkü olmuyor..Küçükken çok hayal kurardım.
Çok yazı yazardım öyküler uydururdum.
Bir kelime öğrenince hayalimde o kelimeden bir karakter, bir şehir, bir ev oluştururdum.
Büyüdüm o uçsuz bucaksız hayallerim yok oldu.
Geçen öğrencilerimle hayaller, gelecekte yapmak istedikleri hakkında konuşuyorduk.
Öyle güzel fikirler çıktı ki tazecik zihinlerden kendi çocukluğumu gençliğimi anımsadım. Sonra körelen gerçekle yüzleşen şimdiki halimden hiç memnun olmadığımı gördüm. Öğrencilerime hayallerini gerçekleştirme konusunda teşvik edici konuşurken utandım kendimi gerçekleştiremediğim için samimiyetsiz buldum.
Bazen durduk yere ağlıyorum sebepsiz. Geçen yıllara acıyorum. Aldığım kararları sorguluyorum. Çoğu yanlış ama zararsız. Suya sabuna dokunmadan hırpalanmadan hayatı yaşıyorum ama ben bunu planlamamıştım.
Sizce bu ruh hali bir psikoloğa mı ihtiyaç duyuyor?
psikoloğa gerek yok , bence gayet aklı başında , düzgün bir haliniz var , sizdeki sıkıntı kolay alt edilir.Küçükken çok hayal kurardım.
Çok yazı yazardım öyküler uydururdum.
Bir kelime öğrenince hayalimde o kelimeden bir karakter, bir şehir, bir ev oluştururdum.
Büyüdüm o uçsuz bucaksız hayallerim yok oldu.
Geçen öğrencilerimle hayaller, gelecekte yapmak istedikleri hakkında konuşuyorduk.
Öyle güzel fikirler çıktı ki tazecik zihinlerden kendi çocukluğumu gençliğimi anımsadım. Sonra körelen gerçekle yüzleşen şimdiki halimden hiç memnun olmadığımı gördüm. Öğrencilerime hayallerini gerçekleştirme konusunda teşvik edici konuşurken utandım kendimi gerçekleştiremediğim için samimiyetsiz buldum.
Bazen durduk yere ağlıyorum sebepsiz. Geçen yıllara acıyorum. Aldığım kararları sorguluyorum. Çoğu yanlış ama zararsız. Suya sabuna dokunmadan hırpalanmadan hayatı yaşıyorum ama ben bunu planlamamıştım.
Sizce bu ruh hali bir psikoloğa mı ihtiyaç duyuyor?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?