Harika anlatmışsın. Sadece o boşluğa yol açan etkenleri yıkmak için bir uğraş verdik sonuca ulaşmak üzereyiz. Aslında tek başıma yaşadığım bir kan emici taraf değil bu. Aynı kenenin bir kaç hayata bulaşması gibi bir durum.
İnsan zaten kendi kendini sabote etmeye görsün, onu sevenler, çevresindekiler herkes etkilenir. Bir hortum gibi, ne varsa alır, havaya kaldırır ve bitince, herkes yere düşer. Seni öyle görmeye dayanamazlar, anlamazlar da; çözümler sunuldukça daha çok sinirlenirsin çünkü o an çözüm değil, istediğin şey sadece anlaşılmaktır, hissi geçirmektir bazen.
Sizi böyle dinleyen birinin yokluğu, buraya bu kusuma sebep.
Anlatım değil, anlamak harika esas.

Aynı lisan işi değil, aynı duygu işi, ondan.
Geçer bu zamanlar da, aklındakileri, hayalleri gerçekleştirmek, kalbin gazını alır.
İnsan zamanla da, duvarlarını aşar, yeter ki doğru yöntemlerini, kendini keşfetsin.
On kere, yirmi kere aynı duvarın aynı yerine yumruk atmak ve duvarı böylece yıkacağına inanmak seni alıkoyan. Oysa derini parçalar kanatır ve daha hızlı vurdukça kendi kemiklerini kırarsın. Her duvar yıkılmak için değildir, bazılarının sadece üzerinden atlaman ve geçip gitmen gerekir.