Umarım ve buradaki arkadaşlar gibi dilerim ki her şey gönlünce olur. AMA zor bir işe giriyorsun bunu göz ardı edemediğinin farkında olduğun için de soruyorsun.
Yaş farkı denilince akla hemen fiziksel efor ve cinsellik gelir bunların bir şekilde tolere edildiğini düşünelim daha önemlisi şu: Eşinizin kişiliği kemikleşmiş zevkleri alışkanlıkları değişime direnç kazanmış, sizinse en hızlı değiştiğiniz yaşlar.
Siz değişirken O " ben seni böyle sevmedim" çok değiştin diyecektir. Peki değişmemek elde mi?
Değişmediğini ona olan sevginin ilginin devam ettiğini her gün arttığını kanıtlarken, Topluma ( o çok önemsediğiniz Kamuoyuna: Çok lazımmış gibi) bir şeyleri kanıtlarken , hayat karşısındaki seçimleriniz öncelikleriniz ve kişiliğiniz sıkışıp kalabilir bu duvarlar arasına. Çok üzgünüm bunları yazmam belki hoş değil ama birinin söylemesi gerekiyor. Kızabilirsiniz bu riski alıyorum.
Siz bırakın 35 yaşındaki biri ile evlenme konusunu, bana sorsanız ki mükemmel bir ilişki içindeyim 20 yaşındayım evleneyim mi? Ben bekleyin derim.
Çünkü evlilik bazı sorumlulukları ve bazı alışkanlıklarımızdan feragat tmeyi de beraberinde getiriyor. 20 yaş rutin bir hayata girmek için biraz erken.
Sonra evlendiğinizde ailecek görüştüğünüz kişiler sizin arkadaşınız olunca eşiniz, eşinizin arkadaşları olunca siz zorlanacaksınız. Enç bir bayan olgun bir beyin yanında prenses muamelesi görecek ama zamanla bir çocuk değil o evde , o ilişkide karar mercii olan ayakları yere basan bir KADIN olarak yerinizi almak istediğinizde ilk yıllarda başlayan o alışkanlık zincirini kırmak her ikiniz için de zor olacak.
Eşinizin bir hatasını yada alışkanlığını kabullenemezseniz sonra bir daha konusunu açmak bile zor olacak
Evet çok sevecek sizinle gurur duyacak gelişimize şahitlik edecek bunadan yaşama gücü bulacak, ama kendine de hep pay çıkaracak bir çocuğu sabırla büyütmüş olmak gururunu hissedecek. Oysa siz O olmasa da zaten gelişeceksiniz.
Zamanla sizi başkaları ( arkadaş çevreniz iş çevreniz ..vb. ) ile paylaşmada zorluk yaşayabilir. Yetersizlik hissi yaşayabilir.
Şu an Ona hayran olabilir , karizmatik, kişilikli şefkatli bulabilirsiniz. Belki unutmamamız gereken bir şey var " Biriyle olmak ile, biri gibi olmak arasında fark vardır" hayran olmak AŞK anlamını taşımayabilir.
Toplumun karşı çıktığı ve çıkma olasılığını dikkate alarak bir olaya girdiğimizde ne yazıkki onlara verilecek cevapları hazırda bulundurmak telaşı, bizim sıl tartmamız gereken konuyu aşabiliyor.
Şöyle düşün lütfen
Söz konusu kişiyi ( sevdiğiniz kişi) hiç tanımasanız ve görücü gelse. Aileniz, toplum ve bütün çevre " aman çok uygun bir kişi, evlen bu kişiyle prensesler gibi yaşarsın, korur, kollar sahip çıkar sana( sanki nerede yaşıyoruz da birileri birilerini koruyacaksa artık bilemedim )
Siz o zaman da bu kişiye yakından tanıma fırsatı verir miydiniz?
Eşiniz çok iyi Türkiye tarihi, futbol, felsefe, siyaset, gazete okuma, kitaplar, edebiyat şiir , romantizim, yaşama görgüsü vs. her konuda yetkin olma olasılığı yüksek olabilir. İşte Arkadaş ve aile toplantılarında belki de baş başa kaldığınız her şeyin en iyisini bilmesi kaçınılmaz. Hal böyle olunca da siz hep bir adım geri kalabilirsiniz. Siz erkenden olgunlaşmaya çalışırken, eşiniz çocuk kalmak isteyecek, bazı davranışları size yaşının hakkını vermiyor diye kabullenmesi güç gelebilir. Kişiliğiniz açısında buna göğüs gerebilecekseniz, hep başkaları her şeyi sizden daha iyi bilecek kararlarınızı tek tekrara gözden geçirmek zorunda kalacaksanız. Aşırı derecede hassas davranmayı eşinizi üzmemek adına bir çok toplumsal kurala daha fazla dikkat edecek ve olağan kişisel başarılarınızdan başkaları olması gerekenden daha çok kendine pay çıkaracak ve O'nu rahat rahat eleştirmeyeceksiniz. buna "peki" diyecekseniz;
Ben bir şey diyemem. Özelinize burnumu sokmuş ve ya çok bilmiş gibi olmak istemem. Şimdiden kusura bakmayın derim. Umarım her şey istediğiniz gibi olur.
Görünüş, fiziksel efor, yaşam anlayışı ve her şeyi bilen birinin yanında kendini gerçekleştirmek, mükemmeli oynamak: Bunları biraz düşünün. Kısa sürede evliliğe taşımayın derim.
Yaş farkı denilince akla hemen fiziksel efor ve cinsellik gelir bunların bir şekilde tolere edildiğini düşünelim daha önemlisi şu: Eşinizin kişiliği kemikleşmiş zevkleri alışkanlıkları değişime direnç kazanmış, sizinse en hızlı değiştiğiniz yaşlar.
Siz değişirken O " ben seni böyle sevmedim" çok değiştin diyecektir. Peki değişmemek elde mi?
Değişmediğini ona olan sevginin ilginin devam ettiğini her gün arttığını kanıtlarken, Topluma ( o çok önemsediğiniz Kamuoyuna: Çok lazımmış gibi) bir şeyleri kanıtlarken , hayat karşısındaki seçimleriniz öncelikleriniz ve kişiliğiniz sıkışıp kalabilir bu duvarlar arasına. Çok üzgünüm bunları yazmam belki hoş değil ama birinin söylemesi gerekiyor. Kızabilirsiniz bu riski alıyorum.
Siz bırakın 35 yaşındaki biri ile evlenme konusunu, bana sorsanız ki mükemmel bir ilişki içindeyim 20 yaşındayım evleneyim mi? Ben bekleyin derim.
Çünkü evlilik bazı sorumlulukları ve bazı alışkanlıklarımızdan feragat tmeyi de beraberinde getiriyor. 20 yaş rutin bir hayata girmek için biraz erken.
Sonra evlendiğinizde ailecek görüştüğünüz kişiler sizin arkadaşınız olunca eşiniz, eşinizin arkadaşları olunca siz zorlanacaksınız. Enç bir bayan olgun bir beyin yanında prenses muamelesi görecek ama zamanla bir çocuk değil o evde , o ilişkide karar mercii olan ayakları yere basan bir KADIN olarak yerinizi almak istediğinizde ilk yıllarda başlayan o alışkanlık zincirini kırmak her ikiniz için de zor olacak.
Eşinizin bir hatasını yada alışkanlığını kabullenemezseniz sonra bir daha konusunu açmak bile zor olacak
Evet çok sevecek sizinle gurur duyacak gelişimize şahitlik edecek bunadan yaşama gücü bulacak, ama kendine de hep pay çıkaracak bir çocuğu sabırla büyütmüş olmak gururunu hissedecek. Oysa siz O olmasa da zaten gelişeceksiniz.
Zamanla sizi başkaları ( arkadaş çevreniz iş çevreniz ..vb. ) ile paylaşmada zorluk yaşayabilir. Yetersizlik hissi yaşayabilir.
Şu an Ona hayran olabilir , karizmatik, kişilikli şefkatli bulabilirsiniz. Belki unutmamamız gereken bir şey var " Biriyle olmak ile, biri gibi olmak arasında fark vardır" hayran olmak AŞK anlamını taşımayabilir.
Toplumun karşı çıktığı ve çıkma olasılığını dikkate alarak bir olaya girdiğimizde ne yazıkki onlara verilecek cevapları hazırda bulundurmak telaşı, bizim sıl tartmamız gereken konuyu aşabiliyor.
Şöyle düşün lütfen
Söz konusu kişiyi ( sevdiğiniz kişi) hiç tanımasanız ve görücü gelse. Aileniz, toplum ve bütün çevre " aman çok uygun bir kişi, evlen bu kişiyle prensesler gibi yaşarsın, korur, kollar sahip çıkar sana( sanki nerede yaşıyoruz da birileri birilerini koruyacaksa artık bilemedim )
Siz o zaman da bu kişiye yakından tanıma fırsatı verir miydiniz?
Eşiniz çok iyi Türkiye tarihi, futbol, felsefe, siyaset, gazete okuma, kitaplar, edebiyat şiir , romantizim, yaşama görgüsü vs. her konuda yetkin olma olasılığı yüksek olabilir. İşte Arkadaş ve aile toplantılarında belki de baş başa kaldığınız her şeyin en iyisini bilmesi kaçınılmaz. Hal böyle olunca da siz hep bir adım geri kalabilirsiniz. Siz erkenden olgunlaşmaya çalışırken, eşiniz çocuk kalmak isteyecek, bazı davranışları size yaşının hakkını vermiyor diye kabullenmesi güç gelebilir. Kişiliğiniz açısında buna göğüs gerebilecekseniz, hep başkaları her şeyi sizden daha iyi bilecek kararlarınızı tek tekrara gözden geçirmek zorunda kalacaksanız. Aşırı derecede hassas davranmayı eşinizi üzmemek adına bir çok toplumsal kurala daha fazla dikkat edecek ve olağan kişisel başarılarınızdan başkaları olması gerekenden daha çok kendine pay çıkaracak ve O'nu rahat rahat eleştirmeyeceksiniz. buna "peki" diyecekseniz;
Ben bir şey diyemem. Özelinize burnumu sokmuş ve ya çok bilmiş gibi olmak istemem. Şimdiden kusura bakmayın derim. Umarım her şey istediğiniz gibi olur.
Görünüş, fiziksel efor, yaşam anlayışı ve her şeyi bilen birinin yanında kendini gerçekleştirmek, mükemmeli oynamak: Bunları biraz düşünün. Kısa sürede evliliğe taşımayın derim.