Şöyle bir giriş yapayım sonra kısaca konuya geleyim. Dostlarım tek zenginliğimdir onlar bir yana dünyalar bir yanadır. Konu ise arkadaşım, onun adına dertlensem de onun bu konuyu dert ettiği yok ancak ben çok endişeliyim.
Bu kişi, İlkokul 1 den beri arkadaşım bu demek oluyor ki 30 senelik bir dostluğumuz var. Yaklaşık 12-13 yıl önce Doğu Anadolu'da bir ile yerleşti. Eşi çocuk istemedi bu da zamanla bu tercihi kabullendi, bahçeli bir evde eşi ve hayvanlarıyla yaşıyor.
Ancak hayvan sevgisini abartmış durumda. Hatta özellikle eşi tarafından hayvanlara yönlendirildiğini düşünüyorum, çocuk konusunu unutturmak için. Ve gene özellikle bu kadar uzağa götürüldüğünü düşünüyorum (iyilikle gönlü yapılarak tabi ki, ohh mis gibi hava, doğal yiyecek vs) Çünkü ben ve diğer arkadaşlarım sık gidemiyoruz çünkü havaalanı yok, yok derken başka ildeki havaalanı + güvensiz yollarda 4-5 saat otobüs yolculuğu. Çocuğumu nasıl riske atayımda götüreyim. Arkadaşlar arasında baskın olduğum için ben organize etmeden bir yere gitmezler, hele bensiz hiç gitmezler. Dolayısıyla dostumuz oralarda tek başına.
Arkadaşım ise mutlu yada mutlu olduğunu söylüyor, o kadar onaylamadığımız bir evlilikti ki çok karşıydık belkide söyleyemiyor, demiştik dediğimizi duymamak için.
Çok detay veremiyorum ancak hayvan sevgisinin uçlarında, şart şurt yok yemek kapları aynı. Aynı derken pat diye sofradan kalan yemeği alıp tabağıyla direk köpeğinin önüne koyabiliyor. Sonrada o tabak yıkanıp yeniden sonraya gelmesi için yerine kalkıyor. Sokak köpeklerini (varya mideniz kalkar salyalı vs ) öpmeler ve ben bu durumun psikolojik bir rahatsızlık boyutuna geçtiğini düşünüyorum. Düşünmek hafif kaldı aslında eminim. Çünkü eşinin psikolojik rahatsızlığı vardı. Arif Verimli bir konuşmasında bu rahatsızlıkların bulaşıcı olduğu (yanlış anlamayın virüs türü değil tabi ki kabulleniş anlamında) karşı çıkılan davranışlara zamanla uyum sağlayıp kabullenildiğinden bahsetmişti.
Konuşayım diyorum, diğer arkadaşlarım konuşma diyorlar anlamaz dostluğunuz bozulur. Eee dost acı söyler ama !!! Gene de konuşmamam gerektiği konusunda hem fikirler. Babası yok annesini ise yıllardır görmedi. Çünkü ne o geliyor, nede kadın gidebiliyor.
Aslında biraz dertleşme gibi oldu ama gerçekten çok üzülüyorum.
Bu kişi, İlkokul 1 den beri arkadaşım bu demek oluyor ki 30 senelik bir dostluğumuz var. Yaklaşık 12-13 yıl önce Doğu Anadolu'da bir ile yerleşti. Eşi çocuk istemedi bu da zamanla bu tercihi kabullendi, bahçeli bir evde eşi ve hayvanlarıyla yaşıyor.
Ancak hayvan sevgisini abartmış durumda. Hatta özellikle eşi tarafından hayvanlara yönlendirildiğini düşünüyorum, çocuk konusunu unutturmak için. Ve gene özellikle bu kadar uzağa götürüldüğünü düşünüyorum (iyilikle gönlü yapılarak tabi ki, ohh mis gibi hava, doğal yiyecek vs) Çünkü ben ve diğer arkadaşlarım sık gidemiyoruz çünkü havaalanı yok, yok derken başka ildeki havaalanı + güvensiz yollarda 4-5 saat otobüs yolculuğu. Çocuğumu nasıl riske atayımda götüreyim. Arkadaşlar arasında baskın olduğum için ben organize etmeden bir yere gitmezler, hele bensiz hiç gitmezler. Dolayısıyla dostumuz oralarda tek başına.
Arkadaşım ise mutlu yada mutlu olduğunu söylüyor, o kadar onaylamadığımız bir evlilikti ki çok karşıydık belkide söyleyemiyor, demiştik dediğimizi duymamak için.
Çok detay veremiyorum ancak hayvan sevgisinin uçlarında, şart şurt yok yemek kapları aynı. Aynı derken pat diye sofradan kalan yemeği alıp tabağıyla direk köpeğinin önüne koyabiliyor. Sonrada o tabak yıkanıp yeniden sonraya gelmesi için yerine kalkıyor. Sokak köpeklerini (varya mideniz kalkar salyalı vs ) öpmeler ve ben bu durumun psikolojik bir rahatsızlık boyutuna geçtiğini düşünüyorum. Düşünmek hafif kaldı aslında eminim. Çünkü eşinin psikolojik rahatsızlığı vardı. Arif Verimli bir konuşmasında bu rahatsızlıkların bulaşıcı olduğu (yanlış anlamayın virüs türü değil tabi ki kabulleniş anlamında) karşı çıkılan davranışlara zamanla uyum sağlayıp kabullenildiğinden bahsetmişti.
Konuşayım diyorum, diğer arkadaşlarım konuşma diyorlar anlamaz dostluğunuz bozulur. Eee dost acı söyler ama !!! Gene de konuşmamam gerektiği konusunda hem fikirler. Babası yok annesini ise yıllardır görmedi. Çünkü ne o geliyor, nede kadın gidebiliyor.
Aslında biraz dertleşme gibi oldu ama gerçekten çok üzülüyorum.
Son düzenleme: