İkinci çocuk? :/

Ben tek çocuk fikrine bile alışmamışken ‘kazara’ ikinci çocuğumu kucağıma aldım.
İyi ki diyorum, iyi ki olmuş.
Araları 14 ay olan iki erkek bebeği nasıl büyüttüğümü ve ne hale geldiğimi anlatmaya sayfalar yetmez ama, küçük olan büyüğe ‘abim’ diye sesleniyor, büyüğü ise kardeşine ‘bebe’ diyor.
Onların bu halini gördükçe içim eriyor, ne kadar kavga da etseler, evimiz pazar yeri hali alsa da, aşırı yaramaz olsalar ve ben bitik bir insan şeklinde yaşamaya devam da etsem, iyi ki küçüğüm doğmuş, evinin şansı olmuş diyorum.

Ayrıca, ikinci çocuk anne için tam bir keyif.
Başımıza gelecekleri bildiğimizden, panikten öte kendimizi anı yaşamaya odaklandığımız ve belki de korkup mıncıra mıncıra sevemediğimiz, öpmelere kıyamadığımız ilk bebeğimizin tatlılığını, ikincide yaşamamız demek.

Annem tek çocuk bir kadın, anneannem dedem vefat edince kaldı bir başına.
Ben hiç teyze, dayı, kuzen nedir bilmeden yaşadım.
Biz hep ablam annem ve ben olarak, et tırnak misali kaldık hayatta.
Ve bu hayatta annem babam bir yana, ablam bir yanadır.
Ne evlatlarımdan ne de ablamdan vazgeçemem, o kadar canım kanımdır.
Annemin tek öğüdüdür bize, ‘asla tek çocuk yapmayın bakın halime, annemi gömünce ağlayacak omzum kalmadı’ der.

Çocuğu olan herkes kardeşi düşünmeli.
 
Ben cesaret edemedim, üzgünüm yardımcı olamayacağım. Tek çocuk bencilliktir lafı bence ağır bir itham. O zaman maddi manevi zorlanacağı halde 2. hatta 3. çocuğu yapanlara bizde düşüncesiz diye itham edelim.
Zaten bakamayacaksa 2yi 3ü yapması anlamsız. Hiç yapmasın o zaman. Şart mı çocuk yapmak?
 
Benim kara böceğim 5.5 aylık oldu. Ben bile ikinciyi düşünüyorum :KK70:
Maddi imkanlarım iyileşirse yaparım aksi halde hayır.
seni görünce sormak istedim nasilsin nasil gidiyor hayatin bebegin nasil saglikli sihhatli mutlu bir hayatiniz olur insallah konudan alakasiz oldu ama gorunce mesajini hemen yazmak istedim
 
Bir gün 2.yi yaparsam kesin delirmisimdir kendimde degilimdir o kadar yani ...
Isterse eşim amuda kalksin bu sefer ih ih
Deme öyle demeee vallahi annelik kim ben kim benden olmaz yaaa derken hop kizimi aldim kucagima deli gibi korunurken aklimin ucundan dahi gecmezken de oglum dogdu su an 3 yasina giricek o yüzden en iyisi Rabbim isteyenlere versin demek sanirim ben yandim sen yanma :confused:
 
Daha bir yaşındayken acaba diye düşünmeye başlamışsanız, bence oğlunuz kardeşsiz kalmayacaktır. iki belki üç çocuk fikri bana uzak olmamasına rağmen ilk iki yıl değil düşünmek, hamile bir kadın gördüğümde nefes alamıyordum.
 
Eşimde bende tek çocuguz 2. Çocugu ikimizde asla düşünmüyoruz. Yani kızımın halası, teyzesi, dayı yada amcası yok böyle iyiyiz yarın bi gün okula başladımı 2 çocugun sorumlulugu onların yetiştirilmesi bana agır geliyor hatta tek çocukta bile bu sorumluluk gelecek kaygısı beni sıkıyorken 2. Çocugu düşünmek imkansız bize
 
Yokuspokus Yokuspokus çiftleri ilgilendiren özel konularda çok da yorum yapmak istemiyorum ama, benim ama'm gibi senin de ama'ların olduğundan eşinle açık açık henüz hazır olmadığını konuşmalısın.
Ben tek çocuk kararında ısrar edip bu yolda ilerleyen bir anneyim lakin tek çocuk kararında eşimle mutabıktık, ikimizde istemiyorduk o yüzden bu aramızda sorun olmadı, işin güzeli kızım da yalnızca beni sevin diyen bir çocuk olduğundan o da kardeş istemedi, tek çocuk hiç çocuk veya bencillik fikirlerine katılmıyorum, eşin belki çok sevecen ve yardım eden biridir, belki bir bebeğiniz daha olsa çok faydası dokunacaktır ama kadın ruhen hazır değilse eşinden çevresinden yardım alması da yeterli olmuyor, psikolojisi çocuklarına ister istemez yansıyor, kaldı ki oğlunun kardeşi olsun diye düşünüyorsun ama oğlun bir kardeşe hazır mı?

Çocuk aklıyla hareket edilir mi diye düşünenler olabilir lakin ben çocukların doğduklarından itibaren birey olduğunu savunup onları da ilgilendiren kararlarda fikirlerinin sorulmasından yanayım zira anne babasıyla sadece onun sevildiği ilgilenildiği bir ortama aniden sevgi ve ilgisini bölüşmek zorunda kalacağı biri daha geliyor, sen annesin annelik duygusunun nasıl olduğunu oğlunla öğrendin, öğrenmeye devam ediyorsun üstelik sen anne olurken yetişkin bir bireydin, oysa oğlun anne babasının sevgisini paylaşmak, kardeşlik nedir henüz bilmiyor ve küçük.

Kardeş olmayı, kardeşini sevmeyi aynı senin gibi yaşayarak öğrenecek ama o küçük olduğundan epey bir süre kardeşini kendine rakip olarak görüp zaman zaman kıskançlık krizlerine girecek.

Evet kardeş sevgisi çok güzel ama kendi psikolojiniz kadar oğlununda psikolojisini düşünerek, kardeşi sonrası hissedebileceklerini hesap ederek karar vermelisiniz bence.
 
Şu an 27 aylık tatlı bir çocuğum var, zaman zaman ona bakıp 2.yi de yapsak mı diye içimden geçirmiyor değilim. Hamileliğim çok rahat ve sorunsuz geçti, sıfır sancıyla epidural sezaryen doğum (keyfi değildi doğum şeklim) yaptım ama lohusalığım gerçekten zor geçmişti,ama şimdi doğum yapsam biliyorum ki lohusayken aklıma gelebilecek düşünceler ve durup durup ağlamalar loğusalığın getirisi olacak , bunun bilincinde olacağım ve daha rahat bir büyütme sürecine gireceğim. Ben çocuğum 3 yaşındayken 2.yi istiyorum ama şu an açıkcası biraz rahat etmek , evliliğimin tadını çıkarmak istiyorum zira evliliğimin 6.ayında hamile kaldım( planlı bir gebelikti ama hamile kalmak zor bir süreç gibi gelmişti gözüme , ilk deneme ayımda hamile kalabilceğimi düşünemedim) , dolayısıyla evliliğimi tam anlamıyla idrak edemeden doğum yaptım. Pişman mıyım asla , ama 2 sene ertelesem daha iyi olurdu belki .

Sonuç olarak kardeş bence de olmalı, arayı fazla da açmayın bence , fazla yaş farkı olduğunda hem ilk çocuk için zor olur( oyun arkadaşı gibi olmaz fazla büyük olur ) hem de sizin yaşınızdan dolayı aynı enerji olmaz, aynı hoşgörü ve sabrı gösteremeyebilirsiniz. Kardeşler arası 4 yaş pedagoglar tarafından da öneriliyor, ama işte hazır olmalısınız yine de çünkü hemfikiriz ki anne en çok yıpranıyor bu süreçte,hamilelik süreci, doğumu, emzirmesi vs.
 
Biliyorum zor bir şey annelik. Benim de bebeğim var ve zorlanıyorum çoğu zaman bir şeyleri yetiştirirken. Ama evliliğime güvenseydim ikinci çocuğu isterdim. Kardeşten güzel ne olabilir ki...
 
Eger kendinizi fiziksel ve psikolojik olarak bu kadar yorgun hissediyorsaniz ve esinizin de bu istegini yerine getirmek istiyorsaniz oglunuzun biraz buyumesini beklemenizi oneririm mesela benim ablamla aramda 8 yas fark var benimle cok ilgilenmis annemin ustunden biraz olsun yuku almis. Ama eger yok olmaz pes pese olsun diye tutturuyorsa esiniz, size cok fazla destek olup yardimci olmasi lazim siz de insansiniz sonucta evde bi ufak cocuk bi bebek hic kolay olmayacaktir.
 
Canim merhaba yazdiklarinin cogunda kendimi buldum benimde kizim ekimde 3 yas olacak sadece esim suan degil ilerisi icin istiyor 2.cocuk ama ben ilerisi icin bjle istemiyorum cok yorgun hissediyorum kendimi dha bizim cocuklar rahata kavusmadi cunku hala dha deliksiz uykum yok gunduz asiri mizmiz kendimi iyi hissetmiyorjm . Gercekten cocuk delisi bi insandim cok severim konu sevgi degil zatrn kendi sorumlulugnda bi cocuk bambaska onun annesi olmak bambaska . Ayrica esler icin bi cocuk dha istemek kolay kim ne derse desin bazi istisnalar haric cogu sey anneye kaliyor . Birde su var korunurken hamilr kalan okadar cokkj en azndan bilr isteye 2.yapmim diyorum ola ki kalirsam cok cok kesinlkle istemedegm bisey degil en azndan derim. ama cok yakin 2 arkadasm var 2.cocuktan 1 sene sonra kazara hamilr kaldilar bu dha zor bna gore. Hersey kismet hepimizij hakknda hayirljsi olsn.
 
seni görünce sormak istedim nasilsin nasil gidiyor hayatin bebegin nasil saglikli sihhatli mutlu bir hayatiniz olur insallah konudan alakasiz oldu ama gorunce mesajini hemen yazmak istedim
Hayatım daha yoğun ama daha atraksiyonlu. Küçğk adam henüz 5.5 aylık, bana bağımlı, ek gıda dönemi ve sanırım diş huysuzluğu derken biraz sıkıntılıyız ama yine de ciddi manada değişim yaşadım. Geziyoruz tozuyoruz, büyüyoruz beraber :)
 
Çok geç anne olanlardanım bende evladımı düşündüğüm için ikinciyi istiyorum kendimi düşünseydim kesinlikle istemezdim. Tabi ki ölüm bu sıralı bişey değil ama ilerde çocugum yalnız kalsın istemem en azından bir kardeşi olsun birbirilerine kol kanat gersinler isterim. Yaş ilerledikçe çocuk bakımı zorlaşıyor uykusuzluk gerginlik sosyal hayattan kopma eşler arası mesafe tabiki kolay değil ama işte derler ya annelik fedakarlık diye.. iyi düşünmek lazım tabi öncelikle kendini iyi tartmalı insan ondan bundan destek almadan büyütebileceğinize inanıyorsanız çocuk düşünün derim eğer hazır hissetmiyorsanız ruhsal açıdan da fiziki açıdanda çok sıkıntılı bir süreç olur
 
Merhabalar. Forumda yorumlarınıza denk gelip her seferinde ne kadar aklı başında bir kadın diyorum.
Bence böyle aklı başında kadınların üremesi gerekiyor ki dünya da iyi yetişmiş insan sayısı artsın. Keşke 3 tane yapsanız :KK70:
Ben de kalabalık bir ailenin tek kızıyım. Keşke diyorum kız kardeşim olsaydı bir tane de . Hatta anneme 5. Neden yapmadın diye de kızıyorum :))
Ama Allah var erkek kardeşlerim de her daim destek olurlar , bir sorun olur konuşuruz, canımız sıkılır gider bir yerlerde bir şeyler yer -içeriz.
Yani diyeceğim o ki kardeş gerçekten candır... Hele sizin gibi doğru bir ailede şarttır.
 
Hanımlar, yorumlar için çok teşekkür ederim, ancak tamamını okuyup yazabilecek fırsatım oldu.

Genele bir cevap olarak, biraz daha spesifik bilgi vereyim;

Eşim, çocuk konusunda yardımcı olan, öyle köşeye çekilip minder gibi babalık yapmayan biri.
Altını da değiştirir, üstünü de giydirir, oğlumun banyo işi hala daha babasındadır mesela, birlikte oynarlar, gezdirir tozdurur da, maddi-manevi hep yanındadır vb... Yani ilgili, görevden kaçmayan bir baba ve fakat, ben kadar tetikte değil, ayık değil bu da bir gerçek. Sanırım, bu kadın-erkek farkının devreye girdiği bir nokta.

Mesela, balkonun kenarında sandalye unutabilen biri; bende de tik haline gelmişti bu ki hala daha kontrol etme ihtiyacım devam ediyor, dikkat etse de, sandalye, bıçak vb. ne varsa sürekli bir toplama -kaldırma- kontrol etme hali...
Kapılar-pencereler toptan kapanıp kilitlenmeden uykuya dalamam, 2-3 kere kontrol etme ihtiyacı hissederim, ya benden önce uyanırsa oğlan, sessizce kalkar evi gezer de başına bir iş gelirse diye, uykum da dahil hep bir tetik durumu.

Kusana kadar ağlamaları olduğu zamanlarda, "Boğulacak, nefes alıyor mu, tıkandı?" korkusunu sürekli yaşamaktan mütevellit, bozulan psikolojim, çocuk öldü ölecek diye kendimi taş gibi sıktığım ve bir yandan doğru adımları atmaya çalıştığım çok olay yaşadım. Bunlar içimi eritti, beni eskitti.

Soranlar olmuş, ilave edeyim; çocuk için tedavi görmedik, korunmayı bıraktığımız ilk dört-altı ay kadar içinde sanırım, hamile kaldım, evliliğimizin 3. senesi dolmak üzereydi, evliliğimiz oturmuştu, maddi-manevi kendimizi hazırlamıştık vb. Yani oldukça planlı-tarihli gerçekleşti. O zaman 30 yaşındaydım, eşim 29; şimdi işte 33 oldum, eşim 32.

Yalnız tahmin edemediğimiz ve içine yuvarlandığımız bir sallantılı evlilik halini de çocukla beraber yaşadık.
Bebekli hayata geçtiğimiz ilk zamanlar, çift olarak birbirimize karşı bocaladık, uzaklaştık ve boşanma lafı da telaffuz edilen bir süreci yaşadık. Yani çocukla pekişiriz, güzelleşiriz, mis gibi oluruz dediğimiz evliliğimiz, çocukla beraber ilk sene, yıkımın köşesinden döndü. Sebep, ikimizin de gerilip, yorulup birbirimize patladığımız (Daha çok benim), çocuklu hayata alışma sürecimiz, bu da geçti, dönülemez hale girmeden toparlandık, rutinimizi oturttuk, beklentilerimizi tekrar sağlıklı aralığa çekebildik ilişkimiz için, şimdi her evlilikte olan kadar bazı bazı terslenmelerimiz haricinde iyiyiz, normal-standart bir aileyiz, eski halimize geri döndük.

İkinci çocuğa cesaret edemiyorum çünkü:

Hamileliğim zordu-riskliydi, attığım her adım için kırk kez düşündüğüm bir süreçti, hayatım kökünden değişti, işten ayrıldım, eve oturdum ve ilk üç-dört seneyi gözden çıkardım.
Ama daha fazla seneyi gözden çıkarabilir miyim, bilmiyorum işte, yine sıfır noktasına dönmek, işimi-gücümü ertelemek, yine yeniden riskli yolları yürümek ki bu kısmı çok açmak istemiyorum, sadece ciddi ve kronik bir sağlık sorunu ile beraber bu sürecin takip edilmesi gerektiğini söyleyeyim; birinden geçtim, diğerinden de layığı ile geçebilir miyim, bu büyük mesele.

Oğlum olduktan sonra, karakterim değişmeye başladı diyebilirim zor biriydim, illet oldum; çocuğuma karşı ekstra sabırlı olduğum hallerin acısı, eşimden çıktı, ikiye bölündüm; bir yüzüm olması gerektiği gibi aşırı anlayışlı-sabırlı-fedakar-tetikte olma vb. şekilde çocuğuma dönük iken, baş başa kaldığımızda kendimi sıkmaların acısının çıktığı adres, eşim oldu. Garibim, bir ara şamar oğlanına dönmüştü ya :/ Adamın her şeyi batıyordu, yazık, beni alttan almaktan bir hal olmuştu. Sonrasında işte kendimi toparladım ama yıprandığım gibi yıprattım da o süreçte... Aslında eşimin istememesi gerekiyor ama istiyor, bunu da söyledim "Eziyet gibi biri oluyorum sana, yine aynı olursa, ya inceldiği yerden koparsa?" filan da dedim. "Kopmaz sen benim delimsin, git deyip kovsan da kapında yatarım gönlünü biliyorum ben senin" gibisinden romantizme bağlıyor hemen, mantıklı düşününce böyle bir sürece kendinin yanaşmaması gerekiyor "Ya yine aynılarını yaşarsam" diye, ama "Bunun da üstesinden geliriz"e bağlıyor. Tam anlatabildim mi bilmiyorum.

Sonra, endişeden delirebilen biri olduğumu ekleyeyim; çocuğumu kreşe göndermekten kaçıyorum hala, son ana kadar. Başına bir iş gelir mi, biri kolundan çeker götürür mü, nerelere gider, ne yapar... Korkuyorum. Mecburen bunu aşmak zorunda kalacağım biliyorum çünkü çocuğumu kafeste gibi büyütemem, kreşe gidecek yaşı geliyor.
Ben ne yapacağım artık, nasıl alışacağım, kendimi sıka sıka yine alışacağım, aşacağım...
İki çocuğu takip, tek çocuğu takipten daha zor olacak diye de korkuyorum özetle. Öyle işte.
Aslında bu konuya benzer bir konuya yorumum da var "Bir miktar kaderci olunacak, araştırıp-soruşturup öğretmene/kuruma güvenilecek bölgeye doğru gidilmesi gerekiyor" diye de işte, ele verir talkımı misali...

Maddi kısmını yorumlayacak olursam, şu anki halde evet, buradaki tüm kolejler bizim, hepsine gönderebilirim.
Her kursa düşünmeden yazdırabilirim, her şeyi ihtiyaç dahilinde alabilirim, imkanı bol çocuğumun. Ama ikinci çocuk olunca, elbette bu bolluk olmayacak. Zora kalmayız ama süper de olmayız, birine verirken diğerine vermezsek olmaz; eşit olmalı. Bu eşitliği sağlarken de, tek çocuklu planımızın maddi aralığından sapacağız elbette, daha ortalama olacak her şey. Bunu da tartmak gerekiyor.

Çocuğumun kardeş isteyip istememesi kısmını yazayım, babası arada takılıyor "Kardeş ister misin?" diye, oğlum "Kardeş istemem" diyor. :) Tabi kardeşin ne demek olduğunu bilmiyor. Bebek görünce sever "Oiy bebek" diye. Evde bir kedimiz var, kedimize abilik yaptığını söyleyebilirim, mamasını oğlum verir "Safiş acıktı" diye, suyunu beraber tazeleriz vb. "Gel safiş-git safiş, düşücen in ordan Safiş, güzel Safiş" ... Bilmiyorum bir kardeşle kıyaslamak ne kadar doğru ama, Safiş'e abilik yapıyor kendince, yalnız hissetmiyor da sanırım. Bilmiyorum, bunu daha çok gözlemlemem, irdelemem gerekiyor.

Kuzenlerle oynar vb. denilmiş, kardeşim evlilik düşünmeyen bir insan diye ilave edeyim.
İleride ne olur, fikri değişir mi, bir anlık basireti bağlanır mı bilmiyorum ama kariyere kilitli, eş-çocuk-aile düşünceleri olmayan birisi şu an ve flört-evlilik-tanışma vb. tüm teklifleri ufacık bir şans vermeden reddettiği bir süreçte. Yani gidişat bu.

Çok güzel yazmışsınız, imrendim ikinci çocuğa... Ama yapabilir miyim, yapamam diyorum hala.
Kendimi hazır hissetmeden yapmayacağım, kendime de doğacak çocuğa da haksızlık olur bu diye düşünüyorum.
Ancak bilemiyorum... İşte karışığım, kendimi ikna edebilir miyim ki diye de yokluyorum.
 
Yazmicaktim konuna ama dayanamadim yaziyorum😂

Yap gitsin ya sen dusunurken geciyor yillar.. evet zor evet cok zor..

az once disari ciktik cocuklarla.. bi kiz oynuyordu yanliz basina, bende cocuklara hadi su kizlada oynayin dedim..bu kizla oynadi benim cocuklar. Buyuk oglum soruyor kardesin var mi? Diye.. hayir tek cocugum dedi mahsunca.. icim gitti.. dunyanin sonu degilde ne bilim.. yapabilirken yapmak lazim, bu hakki ellerinden almamak lazim. Evet dunya kotu bir yer.. ama 1 cocuk icinde yeterince kotu zaten.
 
11 aylık oğlum ve resmen tazmanya canavarı gibi her geçtiği yer darmaduman. Şuanki bel, omuz, bacak ağrılarım arasından uzanıp bir kısırlık iksiri içmek istiyorum. Çocuk sorumluluk demek, sürekli endişe etmek, yorulmak, bölünmek demek ve çocuk sayısı arttıkça bunlarda artıyor. Evlat edinme işi bana daha sıcak geliyor, belki berbat bir hayat yaşayacak olan bir çocuğa mutlu bir aile verme düşüncesi...
 
İkinci çocuk kararını nasıl aldınız?
4 senedir daha ilk çocuğun kararını alamadım dostum :KK70: :KK53:
Eşinizin baskılarını hüptür edin, çocuğun %90bakımı anne ile geçiyor. Kararı verecek, hazır hissedecek olan sizsiniz.
Dipnot: Pedagoji 2.5 yaştan sonrasının kardeş için uygun olduğunu söylüyor.
 
Yokuspokus Yokuspokus çiftleri ilgilendiren özel konularda çok da yorum yapmak istemiyorum ama, benim ama'm gibi senin de ama'ların olduğundan eşinle açık açık henüz hazır olmadığını konuşmalısın.
Ben tek çocuk kararında ısrar edip bu yolda ilerleyen bir anneyim lakin tek çocuk kararında eşimle mutabıktık, ikimizde istemiyorduk o yüzden bu aramızda sorun olmadı, işin güzeli kızım da yalnızca beni sevin diyen bir çocuk olduğundan o da kardeş istemedi, tek çocuk hiç çocuk veya bencillik fikirlerine katılmıyorum, eşin belki çok sevecen ve yardım eden biridir, belki bir bebeğiniz daha olsa çok faydası dokunacaktır ama kadın ruhen hazır değilse eşinden çevresinden yardım alması da yeterli olmuyor, psikolojisi çocuklarına ister istemez yansıyor, kaldı ki oğlunun kardeşi olsun diye düşünüyorsun ama oğlun bir kardeşe hazır mı?

Çocuk aklıyla hareket edilir mi diye düşünenler olabilir lakin ben çocukların doğduklarından itibaren birey olduğunu savunup onları da ilgilendiren kararlarda fikirlerinin sorulmasından yanayım zira anne babasıyla sadece onun sevildiği ilgilenildiği bir ortama aniden sevgi ve ilgisini bölüşmek zorunda kalacağı biri daha geliyor, sen annesin annelik duygusunun nasıl olduğunu oğlunla öğrendin, öğrenmeye devam ediyorsun üstelik sen anne olurken yetişkin bir bireydin, oysa oğlun anne babasının sevgisini paylaşmak, kardeşlik nedir henüz bilmiyor ve küçük.

Kardeş olmayı, kardeşini sevmeyi aynı senin gibi yaşayarak öğrenecek ama o küçük olduğundan epey bir süre kardeşini kendine rakip olarak görüp zaman zaman kıskançlık krizlerine girecek.

Evet kardeş sevgisi çok güzel ama kendi psikolojiniz kadar oğlununda psikolojisini düşünerek, kardeşi sonrası hissedebileceklerini hesap ederek karar vermelisiniz bence.

çocuk açısından baktığınız kısma bir yandan hak veriyorum bir yandan vermiyorum :)
şöyle ki şimdi canımı isteseler verecek olduğum kardeşlerimin, 20 küsür sene önce yok olmalarını diliyordum 🤣
o zaman niye yaptınız bunları diye böğürdüğüm canlarımdan, şimdi keşke bir kaç tane daha olsa 😅
öte yandan evet, kardeş eve geldiğinde çocuğun nasıl etkileneceğini göz ardı edemeyiz.
burada ebeveynler hatta geniş aile süreci iyi yönetmeli.
bunu başarırız derlerse, çocuğun ne istediği bence kriter değil pek.

ama annenin hazır olması, eşlerin iyi geçiniyor olması, eşlerin çocuk isteği konusunda mutabık olması, maddi imkanlar ve hayat kaliteleri önemli.

ben kendi hayat standartlarımda 3 çocuk annesi oldum.
ama Yokuspokus Yokuspokus ın yerinde olsam bir kaç kere daha düşünürdüm.
onu bir kaç sene daha eve bağlayacak bir karar.
belki tam kendini bulma zamanı gelmişken sanatının sekteye uğraması.
öte yandan
zaten eşi işe asosyal olmaları konusu aralarında sıkıntı(idi), bu evde olma durumu artık ona batmayabilir, belki yeni gelen minik canlı ilhamı olabilir 🤷🏻‍♀️ bilemeyiz. 😊
 
Hanımlar, yorumlar için çok teşekkür ederim, ancak tamamını okuyup yazabilecek fırsatım oldu.

Genele bir cevap olarak, biraz daha spesifik bilgi vereyim;

Eşim, çocuk konusunda yardımcı olan, öyle köşeye çekilip minder gibi babalık yapmayan biri.
Altını da değiştirir, üstünü de giydirir, oğlumun banyo işi hala daha babasındadır mesela, birlikte oynarlar, gezdirir tozdurur da, maddi-manevi hep yanındadır vb... Yani ilgili, görevden kaçmayan bir baba ve fakat, ben kadar tetikte değil, ayık değil bu da bir gerçek. Sanırım, bu kadın-erkek farkının devreye girdiği bir nokta.

Mesela, balkonun kenarında sandalye unutabilen biri; bende de tik haline gelmişti bu ki hala daha kontrol etme ihtiyacım devam ediyor, dikkat etse de, sandalye, bıçak vb. ne varsa sürekli bir toplama -kaldırma- kontrol etme hali...
Kapılar-pencereler toptan kapanıp kilitlenmeden uykuya dalamam, 2-3 kere kontrol etme ihtiyacı hissederim, ya benden önce uyanırsa oğlan, sessizce kalkar evi gezer de başına bir iş gelirse diye, uykum da dahil hep bir tetik durumu.

Kusana kadar ağlamaları olduğu zamanlarda, "Boğulacak, nefes alıyor mu, tıkandı?" korkusunu sürekli yaşamaktan mütevellit, bozulan psikolojim, çocuk öldü ölecek diye kendimi taş gibi sıktığım ve bir yandan doğru adımları atmaya çalıştığım çok olay yaşadım. Bunlar içimi eritti, beni eskitti.

Soranlar olmuş, ilave edeyim; çocuk için tedavi görmedik, korunmayı bıraktığımız ilk dört-altı ay kadar içinde sanırım, hamile kaldım, evliliğimizin 3. senesi dolmak üzereydi, evliliğimiz oturmuştu, maddi-manevi kendimizi hazırlamıştık vb. Yani oldukça planlı-tarihli gerçekleşti. O zaman 30 yaşındaydım, eşim 29; şimdi işte 33 oldum, eşim 32.

Yalnız tahmin edemediğimiz ve içine yuvarlandığımız bir sallantılı evlilik halini de çocukla beraber yaşadık.
Bebekli hayata geçtiğimiz ilk zamanlar, çift olarak birbirimize karşı bocaladık, uzaklaştık ve boşanma lafı da telaffuz edilen bir süreci yaşadık. Yani çocukla pekişiriz, güzelleşiriz, mis gibi oluruz dediğimiz evliliğimiz, çocukla beraber ilk sene, yıkımın köşesinden döndü. Sebep, ikimizin de gerilip, yorulup birbirimize patladığımız (Daha çok benim), çocuklu hayata alışma sürecimiz, bu da geçti, dönülemez hale girmeden toparlandık, rutinimizi oturttuk, beklentilerimizi tekrar sağlıklı aralığa çekebildik ilişkimiz için, şimdi her evlilikte olan kadar bazı bazı terslenmelerimiz haricinde iyiyiz, normal-standart bir aileyiz, eski halimize geri döndük.

İkinci çocuğa cesaret edemiyorum çünkü:

Hamileliğim zordu-riskliydi, attığım her adım için kırk kez düşündüğüm bir süreçti, hayatım kökünden değişti, işten ayrıldım, eve oturdum ve ilk üç-dört seneyi gözden çıkardım.
Ama daha fazla seneyi gözden çıkarabilir miyim, bilmiyorum işte, yine sıfır noktasına dönmek, işimi-gücümü ertelemek, yine yeniden riskli yolları yürümek ki bu kısmı çok açmak istemiyorum, sadece ciddi ve kronik bir sağlık sorunu ile beraber bu sürecin takip edilmesi gerektiğini söyleyeyim; birinden geçtim, diğerinden de layığı ile geçebilir miyim, bu büyük mesele.

Oğlum olduktan sonra, karakterim değişmeye başladı diyebilirim zor biriydim, illet oldum; çocuğuma karşı ekstra sabırlı olduğum hallerin acısı, eşimden çıktı, ikiye bölündüm; bir yüzüm olması gerektiği gibi aşırı anlayışlı-sabırlı-fedakar-tetikte olma vb. şekilde çocuğuma dönük iken, baş başa kaldığımızda kendimi sıkmaların acısının çıktığı adres, eşim oldu. Garibim, bir ara şamar oğlanına dönmüştü ya :/ Adamın her şeyi batıyordu, yazık, beni alttan almaktan bir hal olmuştu. Sonrasında işte kendimi toparladım ama yıprandığım gibi yıprattım da o süreçte... Aslında eşimin istememesi gerekiyor ama istiyor, bunu da söyledim "Eziyet gibi biri oluyorum sana, yine aynı olursa, ya inceldiği yerden koparsa?" filan da dedim. "Kopmaz sen benim delimsin, git deyip kovsan da kapında yatarım gönlünü biliyorum ben senin" gibisinden romantizme bağlıyor hemen, mantıklı düşününce böyle bir sürece kendinin yanaşmaması gerekiyor "Ya yine aynılarını yaşarsam" diye, ama "Bunun da üstesinden geliriz"e bağlıyor. Tam anlatabildim mi bilmiyorum.

Sonra, endişeden delirebilen biri olduğumu ekleyeyim; çocuğumu kreşe göndermekten kaçıyorum hala, son ana kadar. Başına bir iş gelir mi, biri kolundan çeker götürür mü, nerelere gider, ne yapar... Korkuyorum. Mecburen bunu aşmak zorunda kalacağım biliyorum çünkü çocuğumu kafeste gibi büyütemem, kreşe gidecek yaşı geliyor.
Ben ne yapacağım artık, nasıl alışacağım, kendimi sıka sıka yine alışacağım, aşacağım...
İki çocuğu takip, tek çocuğu takipten daha zor olacak diye de korkuyorum özetle. Öyle işte.
Aslında bu konuya benzer bir konuya yorumum da var "Bir miktar kaderci olunacak, araştırıp-soruşturup öğretmene/kuruma güvenilecek bölgeye doğru gidilmesi gerekiyor" diye de işte, ele verir talkımı misali...

Maddi kısmını yorumlayacak olursam, şu anki halde evet, buradaki tüm kolejler bizim, hepsine gönderebilirim.
Her kursa düşünmeden yazdırabilirim, her şeyi ihtiyaç dahilinde alabilirim, imkanı bol çocuğumun. Ama ikinci çocuk olunca, elbette bu bolluk olmayacak. Zora kalmayız ama süper de olmayız, birine verirken diğerine vermezsek olmaz; eşit olmalı. Bu eşitliği sağlarken de, tek çocuklu planımızın maddi aralığından sapacağız elbette, daha ortalama olacak her şey. Bunu da tartmak gerekiyor.

Çocuğumun kardeş isteyip istememesi kısmını yazayım, babası arada takılıyor "Kardeş ister misin?" diye, oğlum "Kardeş istemem" diyor. :) Tabi kardeşin ne demek olduğunu bilmiyor. Bebek görünce sever "Oiy bebek" diye. Evde bir kedimiz var, kedimize abilik yaptığını söyleyebilirim, mamasını oğlum verir "Safiş acıktı" diye, suyunu beraber tazeleriz vb. "Gel safiş-git safiş, düşücen in ordan Safiş, güzel Safiş" ... Bilmiyorum bir kardeşle kıyaslamak ne kadar doğru ama, Safiş'e abilik yapıyor kendince, yalnız hissetmiyor da sanırım. Bilmiyorum, bunu daha çok gözlemlemem, irdelemem gerekiyor.

Kuzenlerle oynar vb. denilmiş, kardeşim evlilik düşünmeyen bir insan diye ilave edeyim.
İleride ne olur, fikri değişir mi, bir anlık basireti bağlanır mı bilmiyorum ama kariyere kilitli, eş-çocuk-aile düşünceleri olmayan birisi şu an ve flört-evlilik-tanışma vb. tüm teklifleri ufacık bir şans vermeden reddettiği bir süreçte. Yani gidişat bu.

Çok güzel yazmışsınız, imrendim ikinci çocuğa... Ama yapabilir miyim, yapamam diyorum hala.
Kendimi hazır hissetmeden yapmayacağım, kendime de doğacak çocuğa da haksızlık olur bu diye düşünüyorum.
Ancak bilemiyorum... İşte karışığım, kendimi ikna edebilir miyim ki diye de yokluyorum.

şimdi okudum burayı da.

genel olarak ikinci çocuklar daha kolay olur çünkü anne tecrübeli olur.
ilkinde yaşadığın o akıl kaçırma durumlarında daha soğukkanlı olmayı öğrenmiş olursun.
benim ikinci ilk 6 ay yok gibiydi.
hiç hesapta olmayan 3. için son 15 gündür aklımdan geçen, ruhuma şifa olduğu.
ama çok çok zor.
iki de zordu.

ama bence zamana bırak. rafa kaldı bu fikri.
belki 2-3-4-5 sene sonra kendin isteyeceksin.
belki hepten vazgeçeceksin.
belki hayat başka bir kapı açacak.
zamanı varken, şimdi odağına bunu koyma. ister istemez insanın aklına arada uğrar ama bununla kendini yorma.
yaşın çok genç.
 
X