İlişkide kişisel alan sorunu

rapunzelmatmazel

Üye
Kayıtlı Üye
28 Haziran 2020
404
853
23
Şöyle bir partner düşünün;
-öğleden sonra işyerine geliyor(ofis ortamı rahat ama patron siz değilsiniz, sizden üst bir çalışan o ofiste yok, zaten az kişi çalışılıyor)
-akşama kadar duruyor, akşam sizi alıp eve veya gitmek istediğiniz başka bir yere götürüyor. Genelde akşama kadar yanınızda durup akşam çıkarken yemeğe gidelim tatlı yiyelim kahve içelim vb diyor.
-sürekli ben bırakayım-ben götüreyim olayı var. Sizin arabanız yok ama yürümeyi seviyosunuz. Toplu taşıma kullanmak uzun sürse de problem değil bulunduğunuz çevrede.
-partnerinizin bağlı olduğu bir ofis yok, telefon ve maille hallediyor genelde.
-bazen emrivaki yapıp “ben kapıdayım müsait misin?” Diye arayıp ofise çat kapı geliyor. O kadar çok yanınızda ki siz hiç buluşmaya bile davet edemiyorsunuz…

Bu süreç 2-3 aydır böyle, ve ben dün biraz iş kaynaklı olarak gerildim-yoruldum. Yanıma geldiğinde “gerginsin, sana x alıyım y ısmarlıyım, seni şuraya götüreyim vs” diye mesai bitene kadar “gerginsin, sinirlisin” vb 40 sefer şakayla karışık söyledi. Ben de “sen eve git zaten benim işim uzun sürecek, eve yürüyerek gitmek istiyorum, bekleme boşuna” dedim. Gitmedi, acıktım dedi eve git ozaman dedim yine gitmedi, yemek söyledim. Sonra yürümeme izin vermedi arabaya bindik. Ozaman avm’ye gideyim geçerken beni bırak dedim, birlikte gidelim dedi. Saat zaten 8 olmuş ve nerdeyse tüm günü yanımda geçirmiş(birlikte yaşamıyoruz). Sıkılmışım yani. Önce lafı dolandırdım, ben patron değilim işe sürekli geliyor olman belki hoş karşılanmaz köstebeklik yapan olur laf çarpıtır, sıkıntı yaşamak istemiyorum dikkat edelim dedim. Sonra nasıl olduysa pat diye “bence biz biraz az görüşelim” dedim.

“Sabahtan beri suratın asık, bana patladı olay, anlamıyorum artık, iyi görüşmeyelim diyosan görüşmeyelim ozaman” dedi sinirle.
“Suratımın asıklığını gün boyu duymaya ihtiyacım yok, bu suratı görmekten rahatsızsan gidebilirsin kırk sefer söyledim, ben robot değilim devamlı seni neşelendirip gülümseyemem bazen böyle olabilirim” dedim.
“İyi tamam iyi görüşmeyelim ozaman” dedi tekrar.
“İşte bu yüzden olmuyor, benim şarj olmaya ihtiyacım var sen bunu bir türlü anlamıyorsun, kalp kırmak istemiyorum ama anlatmaya çalıştığımda da küsüyorsun konuşamıyoruz bile.” Dedim, arabadan indim. Güzelce alacaklarımı aldım ve dolmuşa binip kulağıma müziğimi takıp eve döndüm. Bu bana iyi geldi, resmen boğulmuş hissediyorum. Bir daha da konuşmadık akşam. Sabah hiçbir şey olmamış gibi sıcak bir günaydın mesajı geliyor.

Karşı taraf sürekli görüşme ihtiyacı hissettiğini söylüyor, kendi başına hiçbir şeyden tat almıyormuş anlamıyormuş vs. ama bu görüşme değil artık resmen benim hayatımı yaşıyor. Böyle bir yere varılmaz dimi? Ben mi abartıyorum, ilişki gerçekten sağlıksız mı?
 
Ben haklı olduğunuzu düşünüyorum. Birlikte vakit geçirmek, yan yana olmak çok güzel şeyler ilişkide ancak bunun bir sınırı olmalı. İnsan yalnız başına da AVM'ye gidip gezebilmeli, alışveriş yapabilmeli veya en basitinden bir kahve içebilmeli. Sevgiliniz yalnız birşeyler yapmaktan keyif almıyor olabilir ama bu durum bence onda bitiyor tamamen ve bunu düzeltmeye odaklanmalı. Ben tepkinizi çok doğru ve haklı buldum. Umarım çözebilirsiniz bu sorunu. İlişkiniz tam anlamıyla sağlıklı mı değil mi bilemem çünkü sadece tek bir konudan buna hüküm vermek doğru değil diye düşünüyorum ama sevgilinizin bu davranışları sağlıksız onu söyleyebilirim size.
 
bu adamin kendine ait bir hayati yok mu? butun gunlerini sizin ofisinizde nasil geciriyor? bana cok urkutucu geldi.

biz ayni ofiste calisiyoruz o durumda bile odalarimiz ayri, sabah herkes kendi arabasiyla gidiyor, isi biten cikiyor, aksamlari kendi arkadaslarimizla takiliyoruz vs.
 
Şöyle bir partner düşünün;
-öğleden sonra işyerine geliyor(ofis ortamı rahat ama patron siz değilsiniz, sizden üst bir çalışan o ofiste yok, zaten az kişi çalışılıyor)
-akşama kadar duruyor, akşam sizi alıp eve veya gitmek istediğiniz başka bir yere götürüyor. Genelde akşama kadar yanınızda durup akşam çıkarken yemeğe gidelim tatlı yiyelim kahve içelim vb diyor.
-sürekli ben bırakayım-ben götüreyim olayı var. Sizin arabanız yok ama yürümeyi seviyosunuz. Toplu taşıma kullanmak uzun sürse de problem değil bulunduğunuz çevrede.
-partnerinizin bağlı olduğu bir ofis yok, telefon ve maille hallediyor genelde.
-bazen emrivaki yapıp “ben kapıdayım müsait misin?” Diye arayıp ofise çat kapı geliyor. O kadar çok yanınızda ki siz hiç buluşmaya bile davet edemiyorsunuz…

Bu süreç 2-3 aydır böyle, ve ben dün biraz iş kaynaklı olarak gerildim-yoruldum. Yanıma geldiğinde “gerginsin, sana x alıyım y ısmarlıyım, seni şuraya götüreyim vs” diye mesai bitene kadar “gerginsin, sinirlisin” vb 40 sefer şakayla karışık söyledi. Ben de “sen eve git zaten benim işim uzun sürecek, eve yürüyerek gitmek istiyorum, bekleme boşuna” dedim. Gitmedi, acıktım dedi eve git ozaman dedim yine gitmedi, yemek söyledim. Sonra yürümeme izin vermedi arabaya bindik. Ozaman avm’ye gideyim geçerken beni bırak dedim, birlikte gidelim dedi. Saat zaten 8 olmuş ve nerdeyse tüm günü yanımda geçirmiş(birlikte yaşamıyoruz). Sıkılmışım yani. Önce lafı dolandırdım, ben patron değilim işe sürekli geliyor olman belki hoş karşılanmaz köstebeklik yapan olur laf çarpıtır, sıkıntı yaşamak istemiyorum dikkat edelim dedim. Sonra nasıl olduysa pat diye “bence biz biraz az görüşelim” dedim.

“Sabahtan beri suratın asık, bana patladı olay, anlamıyorum artık, iyi görüşmeyelim diyosan görüşmeyelim ozaman” dedi sinirle.
“Suratımın asıklığını gün boyu duymaya ihtiyacım yok, bu suratı görmekten rahatsızsan gidebilirsin kırk sefer söyledim, ben robot değilim devamlı seni neşelendirip gülümseyemem bazen böyle olabilirim” dedim.
“İyi tamam iyi görüşmeyelim ozaman” dedi tekrar.
“İşte bu yüzden olmuyor, benim şarj olmaya ihtiyacım var sen bunu bir türlü anlamıyorsun, kalp kırmak istemiyorum ama anlatmaya çalıştığımda da küsüyorsun konuşamıyoruz bile.” Dedim, arabadan indim. Güzelce alacaklarımı aldım ve dolmuşa binip kulağıma müziğimi takıp eve döndüm. Bu bana iyi geldi, resmen boğulmuş hissediyorum. Bir daha da konuşmadık akşam. Sabah hiçbir şey olmamış gibi sıcak bir günaydın mesajı geliyor.

Karşı taraf sürekli görüşme ihtiyacı hissettiğini söylüyor, kendi başına hiçbir şeyden tat almıyormuş anlamıyormuş vs. ama bu görüşme değil artık resmen benim hayatımı yaşıyor. Böyle bir yere varılmaz dimi? Ben mi abartıyorum, ilişki gerçekten sağlıksız mı?
gerçekten Türk insanı neden böyle ya karşısındakine hiç alan bırakmıyor. Kültürel bir alışanlık olduğunu düşünüyorrum ve tabii ki çok haklısınız. Sadece bunu ifade ediş tarzınız yanlış.
 
ben sizi haklı buldum.
özellikle sürekli ofise gelip saatlerce oturması hiç hoş değil. hani ayda 1 sürpriz yapar gelir kahvesini içer, orada diğerleriyle şakalaşır gider tamam.
bunun dışında sevgililik olsun evlilik olsun insanların yalnızlığa da ihtiyaçları var. yanımızda biri varken en sevdiğimiz olsa bile rahat edemeyiz bazen. yalnız kalmak düşünmek yada hatta düşünmemek isteriz.
çok yapışmış size ve bu sağlıksız.
empati de yapamıyor bence. bu da çok temel bir problem.
 
yapış yapış. azı da zarar çoğu da. ben de sonuncusu ile görüşemediğimiz ve az ilgilendiği için bitirdim. hem de üzülerek bitirdim yani. günde attığım sadece 2-3 mesaj onda da ben yazmayınca yazılmadığında, bazen soğuk saçma sapan kısa kısa kesildiğinde değersiz hissediyorum. 2 ayda 3 kez görüşmüş olunca yeter dedim mesela. ama fazlası çok daha kötüymüş, insan bıkar yani. kendisini düzeltmiyorsa ayrılmaktan başka çare gözükmüyor.
 
Çok haklısınız okurken darlandım. Görüşmeyelim o zaman onerisi yerine, kişisel alanlardan, yalnızlık isteğinizden, bu yalnızlığın ayrilmak demek olmadığından, özlemekten bahsedin ona. Sanki biraz çocuksu gibi. Yani bu kadar tepemde bu kadar mıç mıç, neredeyse tuvalete bile birlikte gidecegimiz bir sevgili çok yorucudur.
 
Kendi işini hep telefon-mail ile hallediyordu bu zamana kadar ofise ihtiyaç duymadı evden çalıştı, şimdi ofis açıyor 1 aya geçer oraya muhtemelen. Ben de vakit kısıtlı diye sabretmeye çalıştım ama patladım artık.
 
Aynen eşim böyle bıkmış vaziyetteyim.Evlililkte de böyle devam edecektir.Kendisinin başka bir hayatı olmadığı gibi beni de o girdabın içine çekmek istiyor sürekli.Bu bağımlılığı bizim en büyük problemimiz.Bu huyu yüzünden kendimi köşeye sıkışmış hissediyorum.Empati de yapamıyor bu tipler.
İyice durumlara bakın gerekirse yol verin gitsin.Dayanılacak dert değil valla.
 
Çok haklısınız okurken darlandım. Görüşmeyelim o zaman onerisi yerine, kişisel alanlardan, yalnızlık isteğinizden, bu yalnızlığın ayrilmak demek olmadığından, özlemekten bahsedin ona. Sanki biraz çocuksu gibi. Yani bu kadar tepemde bu kadar mıç mıç, neredeyse tuvalete bile birlikte gidecegimiz bir sevgili çok yorucudur.
Aynen sorun tam olarak bu zaten. Hem çocuk gibi davranıyor, hem de şunu şöyle yapmalıyız dediğimde asla kabul görmüyor kendini biraz olsun değiştirmeye eğilimi yok. Yani idare edilmeyi seviyor desem değil, ilişkide baskın olmayı seviyor desem o hiç değil… nereye koyacağımı bilemedim:)
 
Back
X