derinss sen bugünkü ruh halime hiç iyi gelmedin inan :gitme:
Bu kadar zor değil insanın sevdiğini mutlu etmesi ama işte :çok üzgünüm:
Yaklaşmış doğum günün biz kk olarak kutlarız yada daha iyisi umarım sevgilin çok güzel bi süpriz yapar kaydirigubbakcemile3
macheriecim ;
Sorun doğum günüde değil aslında benim çok sevdiğim bir yazısı var Rengin SOYSAL'ın bunu alıntı yapayım yerimseniben
Sevgililer Günü, sevgilinin kendisinden bile daha heyecanla bekleniyor artık...
Bu günü kutlamazlarsa, sevgililer sevgili olduklarına inanmıyorlar sanki...
Oysa sevgili olmayı özel kılan her şeyi, böyle bir günün varlığı ortadan kaldırıyor aslında.
Hatırlamaya ve hatırlatılmaya hiç ihtiyaç duyar mı sevgililik? Hangi sevgili sevdiğini bir an olsun aklından çıkarabilir ki...
Ne Anneler Günü’nü ne ona benzer başka günleri bu günle bir tutmak, işin en başından yanılmaktır belki de.
Ne kadar sevsek annelerimizi, ne kadar değer versek onlara veya diğer yakınlarımıza, hepimiz biliriz ki çok zaman ihmal de ederiz onları.
Sevgililerimizi ihmal etmek ise biz istesek dahi elimizden gelmez... Aşkın ‘tabiatına’ aykırıdır ihmal...
Tabii şayet gerçekten ‘sevgili’ysek, seviyorsak birbirimizi.
Bundan şüphemiz varsa, özel bir günü adeta ‘sınav günü’ne çevirmek neye yarar ki? Sevgiyi sınamaya kalkmak, en büyük zararı yine sevgiye verir çünkü.
Sevmek sınamak değil, inanmaktır.
İlle de bir ispat beklentisi açıyorsa ya esas yarayı...
Böylelikle biz yaratıyorsak yahut teşvik ediyorsak samimiyetsizliği...
Yoksa ‘sevgililik halimizin’ başkalarının ve toplumun gözünde onaylanması mı asıl arzumuz? Eğer öyleyse, aşkın doğasıyla başlı başına ters düşmez mi bu yaptığımız?
Aşk onay istemez; tam aksine başkaldırmaktır, karşı çıkmaktır bütün kabullere...
Hem bizim için ‘biricik’ olanı sıradanlaştırmaktan gayri nedir ki herkesle birlikte ve aynı anda ‘kutsamak’ onu...
Sevgililer Günü diye alınmış bir hediyenin baştan savma kabilinden olup olmadığına nasıl emin olabiliriz mesela...
Halbuki sevdiğimiz insana, zamanlı zamansız bir şeyler armağan etmek geçmez mi içimizden?
Görüp de onun seveceğini tahmin ettiğimiz ya da ona ne kadar yakışacağını hayal ettiğimiz bir şeylere rastladığımızda düşünmez miyiz bunu hep?
Bize bir sürpriz yapılmasını beklememiz, onu sürpriz olmaktan çıkarmaz mı, en azından değerini, yaşatacağı heyecanı eksiltmez mi?
Özel hayat dediğimiz şey, ne zaman herkesin haberdar olması gereken, olmadığında rahatsızlık veren bir hale dönüştü?
Teşhir etmediğimizde yaşanmamış, ortaya sermedikçe hissetmemiş mi varsayıyoruz aşklarımızı?
Öyle çok seyretmeye alıştırıldık ki, seyredilmediğimizde ‘varoluşumuzdan’ kuşkuya mı düşüyoruz bu yüzden?
Sevgilimizin olması bir mutluluk kaynağı olmaktan ziyade bir ‘statü’ ölçüsü oldu da ondan mı ilişkilerimizi mütemadiyen ötekilerinkiyle karşılaştırmamız?
Bir güne bu kadar çok anlam yüklediğimizde, umulanları abarttığımızda hayal kırıklığına uğramamak mucize sayılır zaten.
Tehlike, Sevgililer Günü’nü arkadaşlarımızın, dostlarımızın, tanışlarımızın beraberliklerini kendimizinkiyle kıyaslamak için bir mihenk taşı yapmamızda saklı olmasın sakın...
Biz sevmeyi, sevilmeyi, mutlu bir aşk mı yaşamayı murad ediyoruz; sevgilimizi, onunla gittiğimiz gezdiğimiz yerleri, aldığımız verdiğimiz hediyeleri gösteriş ve gurur vesilesi yapıp övünmeyi mi?
Ve bunun için mi kullanıyoruz Sevgililer Günü’nü?
Bu sebepten mi öfkeleniyoruz yeterince şaşaalı bulmadığımızda kutlamalarımızı?
Aşk, bizi farklı hissettirdiği ve bizim sevdamız kimselerinkine benzemediği için özel bulmuyor, üzerine titremiyor muyuz...
Bu denli özel olanın bu kerte genelleşip de yaşanmasına itirazımız yok mu hiç?
Sokaklarda, yılbaşı veya bayram misali birbirlerinin sevgililer gününü kutlayanlara rastladığınız olmadı mı sizin de?
Sadece bize ait, sırrını yalnızca bizim bildiğimiz özel günleri kutlamaktaysa aşkın güzelliği...
Paket programlarla değil kendi keşiflerimizle zenginleştirmekteyse...
Minik kırmızı kalplerin ‘kitsch’liğinde, ezberlenmiş sözlerin yüzeyselliğinde değil, yaratıcılığımızın bileylenmesindeyse...
Sevgililer Günü, günümüzün sevgililerinin aşklarını teste tâbi tutmaları olup çıktıysa bir yanlışlık olmalı bunda.
Bunca söze rağmen ama, bu güne karşı çıkıp, kampanyalar düzenlemeye kalkışmak da o kadar saçma... Kişisel duyguları topluma maletmekten öte nedir ki bu türlü davranmak da...
Bütün sevgililerin Sevgililer Günü’nü kutluyorum fakat her şeyden önce sevdikleriyle mutlu olmalarını diliyorum.
Yani konu ilişkimize özel günlerse bunun en itinalı şekilde hatırlanıp , hakkının verilmesi lazım bence tabi mafoldumben