- 13 Eylül 2019
- 510
- 488
- 33
- 38
- Konu Sahibi kumru00115599
- #1
ben o kadar mutsuzum ki.
yaşamayı severdim. eskiden sevgilim şimdi kocam olan kişiyi deli gibi severdim.
merhametliydi. beni el üstünde tutardı. çevremizdekiler bile farkındaydı, aşkla bakıyor sana derlerdi. ben de ona öyleydim. çok iyi anlaşıyorduk. seneler sonra kavuşmuştum ben ona. allahım diyordum daha mutlu olamam.
işini çok seviyordu. insanın sevdiği işi yapması önemli bilirsiniz. sabah kalkıp şarkılar söyler mutlu mesut giderdi işine. bende onu öyle mutlu görünce daha da mutlu olurdum. iyi de maaş alıyordu 6 bin civarı. aylar geçti bulutların üstündeydik kızımız olmuştu.
sonra bir gün işten çıkarıldı. kızımıza eşim bakmaya başladı büyümüştü 1 yaş civarıydı zaten. eşim 1 seneden fazladır işsiz. gelelim asıl meseleye eşimin psikolojisi gittikçe bozuldu görüyorum bunu. her şeye aniden öfkelenen biri oldu. özellikle bana karşı. tahammülsüz, beni incitmekten çekinmeyen bir adam var karşımda. o bana söylendikçe ben ona söyleniyorum. en sevdiğim insanı kaybettim ben.
dün akşam kıza çorba içirirken onunda kendimin de üstümüze döktüm biraz. bağırıp çağırmaya başladı. ne biçim yediriyorsun her tarafı batırdın diye. ben takılmam öyle yok halıya dökülmüş yok üstümüze dökülmüş. ama eşim hemen sinirlenir. 2 yaşındaki çocuk hala kendi kendine yemiyor yemek. eline kek poğaça veririm al şunları yere dökülüyor der hemen. ya dökülsün ne var elektrikli süpürgeyi çalıştırmakta. çocuğun gelişiminden daha mı önemli. resim çizsin diye kalem kağıt veririm al hemen kalemi yerleri boyayacak koltukları boyayacak diye söylenir. bi yoruldum uykusuzum desem sen hep söyleniyorsun bıktım aynı şeyleri duymaktan diye başlıyor. ben sana derdimi hiç mi anlatamayacağım diye bende başlıyorum. bağırıp çağırmalar birbirimize karşı. aradan 10 dakika geçiyor gelip öpmeye çalışıyor. sen kendin dengesizsin benim de dengemi bozdun dedim dün. bunun gibi eften püften kavgalar, her defasında gelip gönlümü almaya çalışmalar..
her şeye karışıyor her şeyin içinde. üstümü başımı parçalayıp yeteeer diye bağırıp ağlamak geçiyor içimden. yarım saat markete gitse o arada da çocuk uyuyorsa bayram ediyorum resmen. eski günlerimdeki gibi 4 sene yalnız yaşadığım anlara geri dönüyorum. allahım diyorum ne büyük mutlulukmuş ve ben nasıl farkında değilmişim.
iş arasın bulsun deseniz o seçenek 1 sene daha gündemimizde yok ( yazamayacağım şeyler var iş bulsun yazmayın yani boşuna )
ben bu adamla ne yapacağım ? sakin ol alttan al bu adam böyle değildi diye teskin etmeye çalışıyorum kendimi. bitecek bu kötü günler siz yine aynı olacaksınız desem de aynı olacağımıza olan inancım her gün bitiyor.. belki 2-3 seneye her şey düzelecek ama bizden çok şey götürdü..
yaşamayı severdim. eskiden sevgilim şimdi kocam olan kişiyi deli gibi severdim.
merhametliydi. beni el üstünde tutardı. çevremizdekiler bile farkındaydı, aşkla bakıyor sana derlerdi. ben de ona öyleydim. çok iyi anlaşıyorduk. seneler sonra kavuşmuştum ben ona. allahım diyordum daha mutlu olamam.
işini çok seviyordu. insanın sevdiği işi yapması önemli bilirsiniz. sabah kalkıp şarkılar söyler mutlu mesut giderdi işine. bende onu öyle mutlu görünce daha da mutlu olurdum. iyi de maaş alıyordu 6 bin civarı. aylar geçti bulutların üstündeydik kızımız olmuştu.
sonra bir gün işten çıkarıldı. kızımıza eşim bakmaya başladı büyümüştü 1 yaş civarıydı zaten. eşim 1 seneden fazladır işsiz. gelelim asıl meseleye eşimin psikolojisi gittikçe bozuldu görüyorum bunu. her şeye aniden öfkelenen biri oldu. özellikle bana karşı. tahammülsüz, beni incitmekten çekinmeyen bir adam var karşımda. o bana söylendikçe ben ona söyleniyorum. en sevdiğim insanı kaybettim ben.
dün akşam kıza çorba içirirken onunda kendimin de üstümüze döktüm biraz. bağırıp çağırmaya başladı. ne biçim yediriyorsun her tarafı batırdın diye. ben takılmam öyle yok halıya dökülmüş yok üstümüze dökülmüş. ama eşim hemen sinirlenir. 2 yaşındaki çocuk hala kendi kendine yemiyor yemek. eline kek poğaça veririm al şunları yere dökülüyor der hemen. ya dökülsün ne var elektrikli süpürgeyi çalıştırmakta. çocuğun gelişiminden daha mı önemli. resim çizsin diye kalem kağıt veririm al hemen kalemi yerleri boyayacak koltukları boyayacak diye söylenir. bi yoruldum uykusuzum desem sen hep söyleniyorsun bıktım aynı şeyleri duymaktan diye başlıyor. ben sana derdimi hiç mi anlatamayacağım diye bende başlıyorum. bağırıp çağırmalar birbirimize karşı. aradan 10 dakika geçiyor gelip öpmeye çalışıyor. sen kendin dengesizsin benim de dengemi bozdun dedim dün. bunun gibi eften püften kavgalar, her defasında gelip gönlümü almaya çalışmalar..
her şeye karışıyor her şeyin içinde. üstümü başımı parçalayıp yeteeer diye bağırıp ağlamak geçiyor içimden. yarım saat markete gitse o arada da çocuk uyuyorsa bayram ediyorum resmen. eski günlerimdeki gibi 4 sene yalnız yaşadığım anlara geri dönüyorum. allahım diyorum ne büyük mutlulukmuş ve ben nasıl farkında değilmişim.
iş arasın bulsun deseniz o seçenek 1 sene daha gündemimizde yok ( yazamayacağım şeyler var iş bulsun yazmayın yani boşuna )
ben bu adamla ne yapacağım ? sakin ol alttan al bu adam böyle değildi diye teskin etmeye çalışıyorum kendimi. bitecek bu kötü günler siz yine aynı olacaksınız desem de aynı olacağımıza olan inancım her gün bitiyor.. belki 2-3 seneye her şey düzelecek ama bizden çok şey götürdü..