İthal mercimekte kanser tehlikesi

ema1

Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdlr
Pro Üye
10 Ağustos 2009
26.011
18.148
www.milliyet.com.tr/ithal-mercimekte-kanser-tehlikesi--gundem-2051295/
Dünya sağlık Örgütü’nün (WHO)
kanser kuruluşu Uluslararası Kanser
Araştırmaları Kurumu GDO’lu
ürünlerin yüzde 80’inde kullanılan
ot ilacının (herbisit) etken maddesi
olan ‘glifosat’ın insanlarda
muhtemelen kansere neden
olduğunu açıkladı.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi
öğretim üyesi Prof. Dr. Tayfun
Özkaya ise “İnsanlarda
muhtemelen kanser yapar”
sözünün hafife alınmaması
gerektiğini altını şu sözlerle çiziyor;
“Çünkü doğrudan insanlarda deney
yapılması mümkün değil. Hayvan
deneyleri ile bu sonuca ulaşılıyor.”
Organik tarım konusunda
Türkiye’nin öncü kurumu Buğday
Derneği de konuya ilişkin yaptığı
değerlendirmede, glifosatın tüm
herbisitler içinde en yaygını
olduğuna dikkat çekerek, “Glifosat,
değişik tarım, orman, şehir ve
konut uygulamalarında yaygın
olarak kullanılıyor. Kullanımı,
genetiği değiştirilmiş glifosat
herbisitine dayanıklı ürünlerin
geliştirilmesiyle daha da arttı.
Genellikle GDO’lu soya ve Mısır
üretiminde kullanılan ve Roundup
adıyla satılan glifosat, havada, suda
ve yiyeceklerin yanı sıra ilaca maruz
kalan tarım işçilerinin kan ve
idrarlarında da tespit edildi. ABD’de
2011’de 300 soya fasülyesi üstünde
yapılan testlerde 271’inde glifosata
rastlandığı belirtiliyor” tespitine yer
verdi.
Buğday Derneği Eş Genel Müdürü
Batur Şehirlioğlu da, 2013’te ABD
Çevre Koruma Ajansı’nın (EPA),
gıdalarda bulunabilir glisofat
miktarını arttırdığını vurgulayarak
şunları söyledi; “Kalıntı miktarı
havuçta 25, tatlı patateste 15 kat
fazlalaştırılıyor. Bu artışların, ilaç
firmasının yaptığı talebin ardından
gelmesi de dikkat çekici.”
Mercimekte saptandı!
Derneğin açıklamasında şu satırlar
dikkat çekici:
“ABD’de soya gibi kontrollü ekimi
yapılan alanlar da bile son üründe
çıkan glifosat kalıntısı Türkiye’de
ekilen mısırda niye çıkmasın? Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
“10-15 gün içinde toprakta
parçalanır” diyerek kamuoyunu
yanıltıyor. Aslında toprakta
glifosatın yarı ömrü 2 ila 197 gün
arasında değişiyor. Ülkemiz ithalat
yoluyla bir çok tarım ürününü yurt
dışından temin ediyor. AB Hızlı
Alarm Sistemi verilerine göre; 2011
yılının 8. - 17. haftalarında AB
ülkelerine Türkiye’den gönderilen
16 parti mercimekte glifosat
kalıntısı saptandı. Türkiye ithal
ettiği mercimeğin çoğunu Genetiği
değiştirilmiş (GDO) mercimek
üretimi yapan Kanada ve ABD’den
alıyor.
Bu durumda ithal edilen ve GDO’lu
olma olasılığı bulunan ürünlerin
ülkemize de girme riski devam
ediyor. Analizlerin yetersiz olduğu
bizzat bakanlık tarafından kabul
edildi. Bakanlığın 1 Ağustos 2014
tarihli resmi yazısında GDO içeren
bazı mısır ve soya çeşitlerinin de
Türkiye’de kimlik ve miktar
tespitinin yapılamadığı belirtiliyor.
Ayrıca Biyogüvenlik Kurulu, hayvan
yemi olarak kullanılmak üzere
10’un üstünde GDO’lu soya ve mısır
ithalatına izin veriyor. Bunların yem
olarak Türkiye’ye girdikten sonra
ne amaçlı kullanıldığına yönelik de
bir izlenebilirlik yok.”
ORGANİK ŞÜPHE!
Yazı dizisinin girişinde de
belirttiğimiz üzere organiğin de
artık bir sektöre dönüşmesi, kar
amaçlı kötü niyetli girişimlerin bu
alanda da görülmesine neden
oluyor. Markette, pazarda, manavda
birçok ürünün açıklamasına
“doğal”, “organik” gibi ibareler
ekleniyor. bugün için tüketici
açısından ürünün organik olup
olmadığını anlamasının tek yolu
sertifikasının olması. Tabi sertifika
kuruluşları açısından da sorunlar
yaşanmıyor değil.
Üründen örnek alınıyor
Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı’ndan aldığımız bilgiye
göre, 2006 - 2014 arasında organik
tarım mevzuatına aykırı faaliyet
gösteren 2 adet yetkilendirilmiş
sertifika kuruluşunun yetkisi iptal
edilirken, 8 yetkilendirilmiş
kuruluşa da 332 bin 400 TL para
cezası uygulandı. Bakanlık ayrıca,
11 kontrolün kontrolörlük yetkisini,
3 sertifikerin de sertifikerlik
yetkisini iptal etti. Yapılan
denetimlerde organik ürün üreten,
pazarlayan 42 müteşebbise 720 bin
683 TL idari para cezası uygulandı.
29 kuruluş sertifikasyon yetkisine
sahip ve bu kuruluşlar yılda 2 kez
ürünlerden örnek alarak üreticiyi
denetliyor. Cezalar da üretici
açısından oldukça ağır.
‘Önce sigara bırakılmalı’
Organik ürünlere yönelik
tereddütler bazı bilim insanlarında
da var. Prof. Dr. Enver Durmuşoğlu,
“Hiç kimyasal ilaç ve gübre
kullanmadığına göre, organik
tarımda kullanılmasına müsaade
edilen ve ‘biyolojik savaş’ denilen
bitkisel kökenli ilaçların
kullanılması gerekiyor. Ama
organik tarıma bakıyorsunuz yüzde
200-300’lük bir artış varken,
biyolojik silahların tüketimi son 10
yılda yüzde 10-20 artmış. Girdilerle
üretim tutarlı değil. Ya hastalıklar
ve böcekler zarar vermiyor ya da
yalan söyleniyor. El altından başka
birşey yapılıyo
 
zaten Türkiye gibi bir ülke neden tahıl ithal eder ki :KK75: ona kota buna kota. çiftçiye ektirme sonra git elden al. ne güzel dünya. kimlerin cukkası doluyosa :cool:
 
kimsenin konuşmaya hakkın yok. başörtüsüne özgürlük getirdi. mercimek yiyemiyorsanız marmaray yiyin , metro yiyin , kaldırım yiyin , alfaltın pekini yiyin.. :KK12:
 
X