- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.571
- 598
(Olay üzerine yazacağım sadece, terapi ihtiyacınız varsa konuşmaya anlatmaya, ihmal etmeyin)
Sinir halinizin katlanarak kavgaya dönme potansiyelini hissedersiniz ufak bi aralığı olur onun, oradan gerisini tutamazsınız.
Ama o ana kadar o siniri yatıştıracak, sinir halinden çıkacak şeyler yapabilirsiniz, kendinizi dinleyin önce.
Duşa girin, oda değiştirin, işinizi bırakın öbür taraflara yürüyün, su için, yüzünüzü yıkayın, ayaktaysanız oturun, oturuyorsanız uzanın vs. O halden çıkın.
Karakteristik olarak sinirli bir insanımdır, katlanarak çabuk artan bir öfkem var (bazı konular için) ve vaktinde ortam değiştirip kendimi yalnız bırakamazsam, karşımdaki de öfkeli anlarımı iyi bilen biri değilse, bir olay çıkar yani...
Düşük yapmışsınız, geçmiş olsun, bunun psikolojik olarak yıpranmışlığı ile birlikte kendinize ve çevrenizdekilere daha çok zarar verme potansiyeliniz oluyor. Bırakın eşiniz ortalığı batırarak yapsın, sildirin, temizletin, ondan sonra daha dikkatli olmaya başlayacaktır muhtemelen. Nereye ne zarar veriyorsa, onu kendisi telafi etsin, söyleyin, öfkelenmeden mümkün olduğunca ve bırakın, sofraya, tatlıya, yemeğe geciken bir siz değilsiniz, eşiniz kendini de bekletmiş oluyor, böyle düşünün.
Beklettiği işi bırakın siz, yapmayın ve onu tamamen eşinize yıkın.
Geç kalsın bakalım iftara, geç kalsın bazı şeylere de anlasın. Onun geç kalmışlığını kendi can tezliğiniz ile kapatırsanız, sizi bekletmeye devam edecektir "Nasıl olsa eşim yetişiyor" diye.
Benim eşim de ağır kanlı bir insandır ve aksine ben çok hızlıyım.
Belki normalden de hızlıyım, çabuk ve düzgün yaparım işimi, pratik insanım. Ancak eşim, aynı işe saatini harcayabilir ve üstelik (alanı değilse) o işi ben kadar düzgün de yapamaz. Bekletme huyu aynen vardır eşimde de, ağır adam. Ben de 2 den fazla söylemem, bırakıveririm, yapmam. Kendisi bir şey isterse de ben sallanırım, çileden çıkarana kadar bilerek uğraşırım ve "Nasılmış?" derim. (Bu laf 2 yıldır aramızda espri haline bile geldi)
Kavga etmeden burnundan getirin bazı şeyleri, öyle öyle biraz törpülenebiliyorlar böylesi konularda.
Sinir halinizin katlanarak kavgaya dönme potansiyelini hissedersiniz ufak bi aralığı olur onun, oradan gerisini tutamazsınız.
Ama o ana kadar o siniri yatıştıracak, sinir halinden çıkacak şeyler yapabilirsiniz, kendinizi dinleyin önce.
Duşa girin, oda değiştirin, işinizi bırakın öbür taraflara yürüyün, su için, yüzünüzü yıkayın, ayaktaysanız oturun, oturuyorsanız uzanın vs. O halden çıkın.
Karakteristik olarak sinirli bir insanımdır, katlanarak çabuk artan bir öfkem var (bazı konular için) ve vaktinde ortam değiştirip kendimi yalnız bırakamazsam, karşımdaki de öfkeli anlarımı iyi bilen biri değilse, bir olay çıkar yani...
Düşük yapmışsınız, geçmiş olsun, bunun psikolojik olarak yıpranmışlığı ile birlikte kendinize ve çevrenizdekilere daha çok zarar verme potansiyeliniz oluyor. Bırakın eşiniz ortalığı batırarak yapsın, sildirin, temizletin, ondan sonra daha dikkatli olmaya başlayacaktır muhtemelen. Nereye ne zarar veriyorsa, onu kendisi telafi etsin, söyleyin, öfkelenmeden mümkün olduğunca ve bırakın, sofraya, tatlıya, yemeğe geciken bir siz değilsiniz, eşiniz kendini de bekletmiş oluyor, böyle düşünün.
Beklettiği işi bırakın siz, yapmayın ve onu tamamen eşinize yıkın.
Geç kalsın bakalım iftara, geç kalsın bazı şeylere de anlasın. Onun geç kalmışlığını kendi can tezliğiniz ile kapatırsanız, sizi bekletmeye devam edecektir "Nasıl olsa eşim yetişiyor" diye.
Benim eşim de ağır kanlı bir insandır ve aksine ben çok hızlıyım.
Belki normalden de hızlıyım, çabuk ve düzgün yaparım işimi, pratik insanım. Ancak eşim, aynı işe saatini harcayabilir ve üstelik (alanı değilse) o işi ben kadar düzgün de yapamaz. Bekletme huyu aynen vardır eşimde de, ağır adam. Ben de 2 den fazla söylemem, bırakıveririm, yapmam. Kendisi bir şey isterse de ben sallanırım, çileden çıkarana kadar bilerek uğraşırım ve "Nasılmış?" derim. (Bu laf 2 yıldır aramızda espri haline bile geldi)
Kavga etmeden burnundan getirin bazı şeyleri, öyle öyle biraz törpülenebiliyorlar böylesi konularda.