Bize genç kızlığımız boyunca evi en çok süpüren, çocuklarına ve eşine en çok fedakarlık yapan en iyi eş-annedir diye işlediler bilerek ya da bilmeyerek. Kendi isteklerinden fedakarlık yaparak para biriktirmek meziyetti, ama erkek biriktirmez savruk olursa ne yapsaydık..
Benim annem de öyle. Keşke kendini bu kadar harap edeceğine saçını başını yaptırıp, bir kere olsun şık bir elbise giyip arkadaşlarıyla gezseydi..
Siz eşinizi nasıl alıştırırsanız öyle oluyor. 4 çeşit yemek yapmakla 3 çeşit yemek yapmanın farkı yok biliyor musunuz? Camları 1 ay silmezseniz eşiniz farketmiyor bile, ev de pislikten gömülmüyor. Yerleri saatlerce ovmadan da temizlik yapılabiliyor. Hem eğlenceye ve kendine zaman ayırıp hem de ev işlerini halletmek mümkün biliyor musunuz?
Bu kadar yorgunluk hep mmükemmeliyetçilik hissinden kaynaklanıyor. Evliliğim ilk zamanları kahvaltıya kelli felli bir şey yapmazsam sıkıntıya düşüyordum. Eşim uyurken kalkıp hazırlıyordum. Ben hazırlayınca tabi ki daha mutlu oluyordu ama inanın poğaça alıp yediğimiz günler mutsuz olmadı.Oysa ben eşim poğaça alırken görünürse benim kadınlığıma laf ederler olur mu hiç diye düşünüyordum.
Kısacası ne yaparsak kendimize yapıyoruz. Bu hayatta tek görevimiz ev işi değil, annelik ya da eşlik değil. Sorumluluklarımızı yerine getireceğiz ama kendimizi zora sokarak, bunalıma girerek değil, ailemizi aşırı beklentili hale sokarak değil.
kızlar hepiniz süpersiniz
annelerimiz ne çok çekmiş.siz yazınca aklıma geliyor.
şimdi halı yıkayan yerler,hazır bezler,hazır mamalar,çalışanlar için eve yardımcı.
eskiden herşeyi annelerimiz yapıyordu.birde yardım eden bir kocada yoktu.çocuk sayısıda fazla.
nasıl yetişmişler herşeye.ama şimdi baksan neredeyse hepsinde bir hastalık var.erkekler dipçik gibi
olan kadınlara oluyor.
itiraf edeyim ben ne hamur açıp börek yapıyorum nede tatlı.
arada bir sarma okadar,mantı bükmeylede uğraşmıyorum.
annemede,kayınvalideme de üzülüyorum o yüzden.
aklıma geldikçe zaten içimden gelmiyor.
birinin beli,birinin kolu derken neler çekmişler.
bence ev işini tümüyle bayana yüklemek yanlış :44:
Erkekler de birbirine akılveriyor bizim gibi. Eşim ilk süpürgeyi kullandığında yarım milyarlık makineyi koltuklara çarpa çarpa vura vura kullandı. Gık demedim. "çok güzel oldu evimiz ellerine sağlık" dedim. Evdeki işlere yardım etmesi gerektiğini zor da olsa tatlı dille öğrettim. "benim elime yakışmaz" diye geveliyordu ara sıra salata yapıyor şimdi.Onların daha çok takıntısı var. Kadına çok fazla rol yüklemiş toplum onlar da benimsiyor.bu konularda hem haklı hem hatalıyız malesef, çünkü eşlerimizi öyle alıştırıp sonrada baş edemediğimizi düşünüyorum hele birde adamın içinde karısına saygı sevgi unsurları eksikse vay halimize ..
beş senelik evliyim ve çalışan bir kadınım, evlenmeden önce evcilik oynarken eşim yardım etmeye çalışırım sana ama tabi herşey elimden gelmez yakışmaz onu yapamam bunu beceremem diye konuşurdu, kesinlikle tartışmadım ben sana güveniyorum dedim, yok yok desede ısrar ettim.
evlendik işler başa gelmeye başladı tabi, bir cumartesi hadi bakalım evimizi temizleyelim dedim kaldırdım verdim eline süpürgeyi bende başka işe başladım, işler bitince beraber onu yapıcaz bunu yapıcaz diye plan yaptık başladık, başlarda beceremedi söylendi bikaç eşyayı mındar etti asla almadım elinden, beğenmedim yeri gösterdim bidahakine daha dikkatli ol aşkım dedim bıraktım arkasından yapmadım. canım bugün iş yapmak istemiyor dediğinde bende yapmadım beraber oturduk film izledik.
böyle böyle o evin sorumluluğunun ikimizdede olduğunu bir güzel anladı ve şu an ütü hariç yapamadığı hiçbirşey yok.
belki bu anlattıklarım bazılarımız için çok zor ama eşini biraz olsun seven bir erkeği küçük oyunlarla tatlı dille yola getirmenin çokta zor olmadığını düşünüyoum ben yani birşey yaptırmak istiyorsak direkt üste çıkmamalı alttan girip üste çıkmalıyız
Erkekler de birbirine akılveriyor bizim gibi. Eşim ilk süpürgeyi kullandığında yarım milyarlık makineyi koltuklara çarpa çarpa vura vura kullandı. Gık demedim. "çok güzel oldu evimiz ellerine sağlık" dedim. Evdeki işlere yardım etmesi gerektiğini zor da olsa tatlı dille öğrettim. "benim elime yakışmaz" diye geveliyordu ara sıra salata yapıyor şimdi.Onların daha çok takıntısı var. Kadına çok fazla rol yüklemiş toplum onlar da benimsiyor.
Ben çalışıyorum eşim de. Ben aynı zamanda mükemmel ev hanımı, aynı zamanda çalışan bayan, aynı zamanda da dişi panter olamam ki. İlla ki bir şeyler eksik olacak. Ütü mü çoğaldı, ev her gün değil de haftada bir mi temizleniyor, ne yapalım. Kalkıp iki saat daha az uyusam tabi ki halledebilirim ama benim iki saat uyumdan taviz vermeme değer mi? Her gün her gün kaç tane iki saat olacak kimbilir. Ömür o kadar kısa, yapılacak şey o kadar çok ki.
Bu akşam kahvaltı tarzı yapsak, çayımızı demleyip omletimizi yesek eksilir mi bir şey? Onun yerine kendimi paralayarak üç çeşit yemek yapabilirm ama yorgunluğum öfkeye dönüşür ve bunu aileme yansıtırım. Acaba eşler ve çocuklar mükellef bir sofradan sonra yorgun ve hırçın bir anne/eş mi ister yoksa muhabbetli bir sofradan sonra güler yüzlü hoşsohbet bir anne/eş mi?
eşim bir keresinde dedi ki (bu bir keresinde de akşam yemek yapmamıştık, peynir ve karpuz yiyorduk) "sen şöyle güler yüzlü ol, ben aç da yatarım."
mesela 2 gün önce öğlen yemeğini geç yedik, akşama yemek yoktu. e yatarken acıktık. "hatun var ya ben çok açım" dedi. eminim kalkıp sofra kurmamı bekliyordu. sırnaştım azıcık "halley yiyek mi? hem de 2şer tane" dedim, kahkahayı bastı "olur" dedi.
2şer halley yedik, sarılıp yattık
burdanda şu anlaşılıyorki evde mutlaka halley bulunmalı
yazdım bir kenara
bende boşu boşuna yemek yapmaya çalışıyordum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?