Bu konu başlığını açıyor olmak beni üzmekle birlikte; bir o kadar da gelecek yanıtları merak ediyorum. Lütfen ergen kızlar gibi yaklaşmayınız konuya..
Kadın ya da erkek fark etmez, seçim yapması gereken anda zaafiyet gösteren insan aldatır.
Zira seçimlerin getirdiği sorumluluklar vardır; birini seçerseniz diğerinden vazgeçmeniz gerekir mesela. (Ya da ikinizi de istiyorum diyecek ....... sahip olmak gerekir ki o seviyede vazgecilmez olan/olduguna inanan bi insanın da aldatmayla isi olmaz zaten.) Kurduğunuz düzeni bozmanız gerekir, yeniye yer açmak için eskiyi yıkmak gerekir. Bir sürü iş özetle.
Bununla da bitmez, seçimlerin sonuçları vardır ve bu sonuçlar çoğu zaman öngörülebilir değildir. Geçmişteki kişiyle olan ilişkiniz orada durur, iyisiyle kötüsüyle size bi fikir verir, güvenlidir, belirlidir. Yeni biri ise sizi heyecanlandırır, merak uyandırır, potansiyellerle doludur ama bi yandan da nereye çıkacagı belirsiz bi yoldur, güvenilmezdir.
Ve en önemlisi seçimlerimiz bizi tanımlar, kim oldugumuzu, kim olmadıgımızı çevremize anlatma biçimimizdir.
Bu noktada karakteri zayıf olan bi insan korkmaya başlar, seçimlerinin getireceği sonuçlarla, sorumluluklarla, dönüseceği insanla yüzleşmek istemez. Onun yerine sinsilik eder, saklanır ve seçim yapmaz.
Halbuki en kötü seçeneği seçmiş olmak bile bu hale düşmekten iyidir. Herşeye sahip olmaya çalışırken gerçekte hiçbi şeyi olmayan kişiliği oturmamış bi yalancı olmaktan iyidir. Sahte olmaktan iyidir. Ama o öyle görmez, kendine olan güvensizliginin ve bencilliğinin getirdiği korku o kadar büyüktür ki başkalarından da kendinden de ne çaldıgını görmez. Özetle konunun fiziksel ya da duygusal tatmin bi noktada ikincil kazanç olarak kalıyor bence, asıl amaç kim olduğunu en yakınların bile bilmezken hiçbi yükün altına girmeden gittigi yere kadar at koşturma istegi.