Kalbi Olana

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

tolstoyevski

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
23 Eylül 2017
789
781
53
İncitmekten korkanların, kalplerini kötülük bürümüşlere istese de tam anlamıyla gaddar olamayanların ve Allaha havale edenlerin, bir insana Yaradılanın nuru değdi diye asla kin besleyemeyenlerin, affetmeyi,unutmayı şiar edinenlerin, bunların toplamı olarak= yani bir kalbi olanların,, her zaman mı araf duygusu olur derininde.

birine ısınamasam davranışlarından rahatsız olsam ve mesafe koysam yine ben düşünürüm, acaba incindi mi , ben mi onu yanlış anladım. halbuki haklı olduğumu sonuna kadar hissetsem dahi çok zaman sonra tekrar bir iç hesaplaşma hâli.

birine kalbimi bütünüyle göstersem en içten şekilde davransam(buna rağmen) beni tek hatamla silebilse, ya da tek hatamda benden soğusa, yine kendimi hesaba çekişim ama ötekinin hiç umrunda olmayışı ve kalbimin buz gibi olup samimiyetimi saklayışım. çok geçmeden bu samimiyetin kıymetini anlayıp geri dönüşleri ve bu kadar basit kırıp silenlerin beni yine arafta bırakıyor oluşları.yine affedişim..

her insan bir alem,her insan kendi içinde kıymetli, her insandan öğrenecek bir şeyim var diye diye,arada kendimi hırpalayıp incinir buldum. ve ne hikmetse, samimiyetim er ya da geç muhakkak itibar gördü ve arama mesafe koyduğum,ya da kendisi gidenler bile tek tek döndüler ama benim içim soğudu gitti bazı şeylerden. niçin benden gidenler tam anlamıyla gitmeyip hatta geri dönüp beni hırpalıyor ve buna izin veriyorum diye düşünüyorum. halbuki gitmesi belki çok daha iyi olacak bende silicem. ama benim insan'a sadece insan olduğu için verdiğim kıymet var. ben buyum. değişemem ki. silerim hayatımdan ama o dönerse kalp kıramam ki. kıranlar var. ben niye yapamıyorum? bazen yoruluyorum bu kalbi taşımaktan.

merak ediyorum, dostlar arasında olsun arkadaşlar arasında olsun, bu arafları yaşayanlarınız, bir insanı silmek,kaybetmek ya da kazanmak konusunda nasıl hareket ettiklerini,

sonrasında kalplerinin bu işe ne dediklerini yazabilirler mi?
 
İncitmekten korkanların, kalplerini kötülük bürümüşlere istese de tam anlamıyla gaddar olamayanların ve Allaha havale edenlerin, bir insana Yaradılanın nuru değdi diye asla kin besleyemeyenlerin, affetmeyi,unutmayı şiar edinenlerin, bunların toplamı olarak= yani bir kalbi olanların,, her zaman mı araf duygusu olur derininde.

birine ısınamasam davranışlarından rahatsız olsam ve mesafe koysam yine ben düşünürüm, acaba incindi mi , ben mi onu yanlış anladım. halbuki haklı olduğumu sonuna kadar hissetsem dahi çok zaman sonra tekrar bir iç hesaplaşma hâli.

birine kalbimi bütünüyle göstersem en içten şekilde davransam(buna rağmen) beni tek hatamla silebilse, ya da tek hatamda benden soğusa, yine kendimi hesaba çekişim ama ötekinin hiç umrunda olmayışı ve kalbimin buz gibi olup samimiyetimi saklayışım. çok geçmeden bu samimiyetin kıymetini anlayıp geri dönüşleri ve bu kadar basit kırıp silenlerin beni yine arafta bırakıyor oluşları.yine affedişim..

her insan bir alem,her insan kendi içinde kıymetli, her insandan öğrenecek bir şeyim var diye diye,arada kendimi hırpalayıp incinir buldum. ve ne hikmetse, samimiyetim er ya da geç muhakkak itibar gördü ve arama mesafe koyduğum,ya da kendisi gidenler bile tek tek döndüler ama benim içim soğudu gitti bazı şeylerden. niçin benden gidenler tam anlamıyla gitmeyip hatta geri dönüp beni hırpalıyor ve buna izin veriyorum diye düşünüyorum. halbuki gitmesi belki çok daha iyi olacak bende silicem. ama benim insan'a sadece insan olduğu için verdiğim kıymet var. ben buyum. değişemem ki. silerim hayatımdan ama o dönerse kalp kıramam ki. kıranlar var. ben niye yapamıyorum? bazen yoruluyorum bu kalbi taşımaktan.

merak ediyorum, dostlar arasında olsun arkadaşlar arasında olsun, bu arafları yaşayanlarınız, bir insanı silmek,kaybetmek ya da kazanmak konusunda nasıl hareket ettiklerini,

sonrasında kalplerinin bu işe ne dediklerini yazabilirler mi?


-
"Sokmak akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek var. Neden sokmak akrebin doğasında var diye
kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?"

Sevmekten vazgeçmeyin iyiliğinizden vazgeçmeyin etrafınızdaki akrepler sizi soksalarda...
 
Yalniz degilsiniz ben de oyleyim yalniz kalan arkadasim oldu onu bir ortama soktum sonra o ortamdan beni disladi ve gayet hayatina devam etti.

Boyle insanlar degismiyor biz kendimize uygun olanlarla arkadasligimizi surdurmeliyiz diye dusunuyorum

Insanlar genel olarak bencil,hirsli ve baskasini dusunmuyor bu bir gercek.

Her sey hizli ilerliyor ve kim ne yaptigini anlamadan sindirmeden yasiyor ona da yasamak denilirse..
 
-
"Sokmak akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek var. Neden sokmak akrebin doğasında var diye
kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?"

Sevmekten vazgeçmeyin iyiliğinizden vazgeçmeyin etrafınızdaki akrepler sizi soksalarda...
Cevabınız için çok teşekkür ederim, manidardı
 
Yalniz degilsiniz ben de oyleyim yalniz kalan arkadasim oldu onu bir ortama soktum sonra o ortamdan beni disladi ve gayet hayatina devam etti.

Boyle insanlar degismiyor biz kendimize uygun olanlarla arkadasligimizi surdurmeliyiz diye dusunuyorum

Insanlar genel olarak bencil,hirsli ve baskasini dusunmuyor bu bir gercek.

Her sey hizli ilerliyor ve kim ne yaptigini anlamadan sindirmeden yasiyor ona da yasamak denilirse..
durum yazınızda hoşmuş konuya cuk oturuyor "sanırım artık insan tutanamıyor insana"
 
Bende sizin gibiyim.
Sufizim ile ilgileniyorsunuz galiba.

Yukarda arkadaşın yazdığı gibi... ben böyleyim, bu benim tabiyatim diyorum AMA gere geleni asla geri kabul etmiyorum. Selami asla kesmem ama dostum demem birdaha.

30 senemi yedi bunu öğrenmek. Ama öğrendim
 

Eklentiler

  • images (1).webp
    images (1).webp
    13,8 KB · Görüntüleme: 261
Bende sizin gibiyim.
Sufizim ile ilgileniyorsunuz galiba.

Yukarda arkadaşın yazdığı gibi... ben böyleyim, bu benim tabiyatim diyorum AMA gere geleni asla geri kabul etmiyorum. Selami asla kesmem ama dostum demem birdaha.

30 senemi yedi bunu öğrenmek. Ama öğrendim
ister sufizim diyelim ister incelik ister tasavvuf ahlakı, insanlık ve incelik bu devrin terimleri değil. bu güzelliklere rastlarsam bir insanda bırakmıyorum zaten. bıraktıklarım sildiklerim huzursuz edenler,kötü enerjisi olanlar, onlar bile geri döndüklerinde değişmişlerdir belki diye şans veriyorum. en büyük hatam bu galiba, belkide hata değil, sevmek işlenmiş hamuruma engel olursam sanki delik deşik oluyo kalbim:)
 
ister sufizim diyelim ister incelik ister tasavvuf ahlakı, insanlık ve incelik bu devrin terimleri değil. bu güzelliklere rastlarsam bir insanda bırakmıyorum zaten. bıraktıklarım sildiklerim huzursuz edenler,kötü enerjisi olanlar, onlar bile geri döndüklerinde değişmişlerdir belki diye şans veriyorum. en büyük hatam bu galiba, belkide hata değil, sevmek işlenmiş hamuruma engel olursam sanki delik deşik oluyo kalbim:)

Evet en büyük hatan bu. Sevmek işlenmiş hamuruna ama ilk kendini sev. Senin güvenini kiran insan dostun olmasin. Olamaz zaten. Geri gelince, dinle konuş ama artik eskisi gibi olmaz de. Cevrende güzel insanlar barindir. O insanlar senin aynan olur zamanla... bunu unutma.

Evreni sevdiğin kadar kendini sev.
Bu karşındakini cezalandirmak değildir... sadece kendini korumaktir. Kendine karşı böyle bir mecburiyetin var bunu unutma.
Kendin kimseyi kirma ama kendinide kirdirma
 
birine ısınamasam davranışlarından rahatsız olsam ve mesafe koysam yine ben düşünürüm, acaba incindi mi , ben mi onu yanlış anladım. halbuki haklı olduğumu sonuna kadar hissetsem dahi çok zaman sonra tekrar bir iç hesaplaşma hâli.

her insan bir alem,her insan kendi içinde kıymetli, her insandan öğrenecek bir şeyim var diye diye,arada kendimi hırpalayıp incinir buldum.
Bunları yaşıyorum ama giden ben oluyorum. Kimsenin dönmesine izin vermedim. Çok nadir de olsa, belki gerekçeli olarak ya da belki bazı şeylerden çekinerek, izin verdiklerimin de tekrar gidiş ya da hatalarını bilerek kabul ettim. Beni şaşırtmadılar. Tekrar kötü yüzlerini gösterdiler. Tekrar şaşırmadım. Benim kalkanım da bu olsa gerek. Belki de lanetim. Bilmek.
Siz henüz kalkan geliştirecek narinliğe gelmemişsiniz. Daha acıtmaları için yeriniz var ki( yanlış anlamayın bunun anlamı hala güveniyor oluşunuz da olabilir) tekrar izin verişleriniz ve tekrar aynı acıyı yaşayışlarınız.
 
Daha insanı öğrenmeniz ve öğrendikçe kendinizi görmeniz gerekiyor demek. :)
Şu an tarif ettiğiniz ve bol bol dağıttığınız sevgiyi, tartmaya başladığınızı gördükçe anlarsınız insan ile insanın farklı ederini.
Kolay gelsin.
 
Daha insanı öğrenmeniz ve öğrendikçe kendinizi görmeniz gerekiyor demek. :)
Şu an tarif ettiğiniz ve bol bol dağıttığınız sevgiyi, tartmaya başladığınızı gördükçe anlarsınız insan ile insanın farklı ederini.
Kolay gelsin.
Sevgi kıymetli, onu hakedenin de kıymetli olması gerekiyor evet. Tarttığımda oluyor kendimi ama herkese bir şans vermişimdir muhakkak, acaba o şansı da mı kessem diye düşünüyorum şu sıralar.
 
Sevgi kıymetli, onu hakedenin de kıymetli olması gerekiyor evet. Tarttığımda oluyor kendimi ama herkese bir şans vermişimdir muhakkak, acaba o şansı da mı kessem diye düşünüyorum şu sıralar.

Şans da hak edilir.
Herkes ikinci şansı hak etmez. Bazıları eder.

Onu da tartarsınız.
 
Bunları yaşıyorum ama giden ben oluyorum. Kimsenin dönmesine izin vermedim. Çok nadir de olsa, belki gerekçeli olarak ya da belki bazı şeylerden çekinerek, izin verdiklerimin de tekrar gidiş ya da hatalarını bilerek kabul ettim. Beni şaşırtmadılar. Tekrar kötü yüzlerini gösterdiler. Tekrar şaşırmadım. Benim kalkanım da bu olsa gerek. Belki de lanetim. Bilmek.
Siz henüz kalkan geliştirecek narinliğe gelmemişsiniz. Daha acıtmaları için yeriniz var ki( yanlış anlamayın bunun anlamı hala güveniyor oluşunuz da olabilir) tekrar izin verişleriniz ve tekrar aynı acıyı yaşayışlarınız.
Ben bildiğimde de şans veriyorum ama çok içime almıyorum o kişiyi, yani mesafe devam ediyor.incindiklerim bilmediklerim oluyor genelde. yani düzelir diye umup tekrar muhabbet beslediklerim. en temizi selâmı kesmeden / geri dönmesine de izin vermeden mesafeli olmak galiba.
 
Öncelikle merhabalar,

Buraya hayat hikayemi yazmak isterdim. Ama hayat hikayemin dramatikliğinden değil.
Seni ne kadar iyi anlayabildiğimin kanıtı olarak.
Çok ufak yaştan beri, fazlasıyla incinerek, gözardı edilerek, hırpalanarak, savrularak büyüdüm.
Çok şükür , bir tek ölümle sınanmadım.
Mecazi olarak en çok sınandığım şeydi gerçi.
Kimi sahiplendiysem, kime sarıldıysam, sanki elleriyle kollarımdan tutup üstlerinden ittiler kollarımı.

Ailesizlikle , sevgisizlikle, dostsuzlukla, yalnızlıkla sınandım durdum hep.
27 yaşındayım, yediğim içtiğim ayrı gitmeyen bir dostum yok. Gecenin bir vakti arayabileceğim bir dostum yok.
Evet çok sevdiğim dostlarım var. Ama kararında. Ve bana en iyi gelen dostluk biçimi de buymuş aslında.
Kardeşim dediğim, yediğim içtiğim ayrı gitmeyen, gecenin bi vakti arayabileceğim dostum dediğim kız,
Benim için bir sevgiliden öte sevdiğim adama yavşayınca yıkılmıştım. Hayatımda uğradığım büyük ihanetlerde ilk üçtedir.
Birinci sırayı, babamın ihanetleri çekiyor :)

O kızla yüzleştiğimde, sanki ben onun ilklerini oluşturan adama yavşamışım gibi bir tavırla yüzleşmiştim.
Ben , beni oraya konuşmak için çağırdığında, benden özür dileyecek sanmıştım.
Aksineee.... Neden özür dileyecekmiş ki ? O hesabı bir tek ailesine verirmiş.

Neyse işte, o günden beri kimseyle çok fazla samimi olmadım, olamadım.
Yazdıklarında o kadar kendimi buldum ki ve keşke şuan bir masanın çevresinde hep birlikte sohbet ediyor olsaydık diye düşündüm.
Sonuna kadar haklı olduğumu bildiğim konuda bile karşımdakinin incinmemesi için kafamda bir sürü planlar yapıyorum,
100 cümle arasından en yumuşağını buluyorum,
Buna rağmen karşımdaki kendi dandan laflarına bakmadan benimkilere kırılıyor ya,
Hah haklı olmam fark etmez. Aşırı vicdan yapıyorum.
Hayır neden ???? Bazen isyan ediyorum, YA RABBİM BANA BU MERHAMETİ, BANA BU VİCDANI NİYE VERDİN ?
Bir ablamın sayesinde anladım kendimi, tüm duygularımı çok uçlarda yaşıyorum.
Nefretimi, sevgimi, aşkımı,tutkumu, kızgınlığımı, pişmanlığımı, merhametimi vs vs.
O yüzden anksiyetem ve panik atağım var :) O yüzden yalnızım.

Kaç yaşındasın ? Bilmiyorum ama 27 yaşıma kadar aynen tüm bunları düşünerek, sürekli nedenini sorgulayarak geçirdim.
Ama bu sene bana bir şey oldu, artık yalnızlığıma aşığım. Hayatımdan insan çıkarmaktan korkmuyorum bu yüzden.
Onlar beni çıkardığında da fazla takılı kalmıyorum. Aklıma gelen beni dibe iten hangi düşünce varsa, savuşturmasını öğrendim.
Başka şeyler düşünerek savuşturuyorum. Güzel şeyler. Ya da bir şeyler okuyorum vs.
Çok uzun yazdım. Daha da yazsam , yazarım. İnsanları düşünme, bir kedi sahiplen. Ben böyle yaptım ve çok iyi geldi.
 
Öncelikle merhabalar,

Buraya hayat hikayemi yazmak isterdim. Ama hayat hikayemin dramatikliğinden değil.
Seni ne kadar iyi anlayabildiğimin kanıtı olarak.
Çok ufak yaştan beri, fazlasıyla incinerek, gözardı edilerek, hırpalanarak, savrularak büyüdüm.
Çok şükür , bir tek ölümle sınanmadım.
Mecazi olarak en çok sınandığım şeydi gerçi.
Kimi sahiplendiysem, kime sarıldıysam, sanki elleriyle kollarımdan tutup üstlerinden ittiler kollarımı.

Ailesizlikle , sevgisizlikle, dostsuzlukla, yalnızlıkla sınandım durdum hep.
27 yaşındayım, yediğim içtiğim ayrı gitmeyen bir dostum yok. Gecenin bir vakti arayabileceğim bir dostum yok.
Evet çok sevdiğim dostlarım var. Ama kararında. Ve bana en iyi gelen dostluk biçimi de buymuş aslında.
Kardeşim dediğim, yediğim içtiğim ayrı gitmeyen, gecenin bi vakti arayabileceğim dostum dediğim kız,
Benim için bir sevgiliden öte sevdiğim adama yavşayınca yıkılmıştım. Hayatımda uğradığım büyük ihanetlerde ilk üçtedir.
Birinci sırayı, babamın ihanetleri çekiyor :)

O kızla yüzleştiğimde, sanki ben onun ilklerini oluşturan adama yavşamışım gibi bir tavırla yüzleşmiştim.
Ben , beni oraya konuşmak için çağırdığında, benden özür dileyecek sanmıştım.
Aksineee.... Neden özür dileyecekmiş ki ? O hesabı bir tek ailesine verirmiş.

Neyse işte, o günden beri kimseyle çok fazla samimi olmadım, olamadım.
Yazdıklarında o kadar kendimi buldum ki ve keşke şuan bir masanın çevresinde hep birlikte sohbet ediyor olsaydık diye düşündüm.
Sonuna kadar haklı olduğumu bildiğim konuda bile karşımdakinin incinmemesi için kafamda bir sürü planlar yapıyorum,
100 cümle arasından en yumuşağını buluyorum,
Buna rağmen karşımdaki kendi dandan laflarına bakmadan benimkilere kırılıyor ya,
Hah haklı olmam fark etmez. Aşırı vicdan yapıyorum.
Hayır neden ???? Bazen isyan ediyorum, YA RABBİM BANA BU MERHAMETİ, BANA BU VİCDANI NİYE VERDİN ?
Bir ablamın sayesinde anladım kendimi, tüm duygularımı çok uçlarda yaşıyorum.
Nefretimi, sevgimi, aşkımı,tutkumu, kızgınlığımı, pişmanlığımı, merhametimi vs vs.
O yüzden anksiyetem ve panik atağım var :) O yüzden yalnızım.

Kaç yaşındasın ? Bilmiyorum ama 27 yaşıma kadar aynen tüm bunları düşünerek, sürekli nedenini sorgulayarak geçirdim.
Ama bu sene bana bir şey oldu, artık yalnızlığıma aşığım. Hayatımdan insan çıkarmaktan korkmuyorum bu yüzden.
Onlar beni çıkardığında da fazla takılı kalmıyorum. Aklıma gelen beni dibe iten hangi düşünce varsa, savuşturmasını öğrendim.
Başka şeyler düşünerek savuşturuyorum. Güzel şeyler. Ya da bir şeyler okuyorum vs.
Çok uzun yazdım. Daha da yazsam , yazarım. İnsanları düşünme, bir kedi sahiplen. Ben böyle yaptım ve çok iyi geldi.
bende öncelikle bu kadar vakit ayırıp beni anladığını hissettiren bir yorumda bulunduğun için çok teşekkür ederek başlıyorum.. bir solukta okudum. çünkü birbirini anlamak- birinde kendini bulmak insana o kadar iyi geliyor ki .
yorumu okuyunca hakiki anlamda bir masa etrafında konuşmayı diledim bende, anlayan-gerçekten dinleyen-ortak dertlere sahip insanlarla.

gel gelelim ki kirli dünyada nasibimize merhametli olmak düşmüş, varsın bundan yaralanalım.

ama buna dur dememek kendi kalbimizi de incitmek bi nevi kendimizi kırmak-değersiz görmek olmuyor mu,
aslında şimdi düşününce,kimsenin kalbini yıkmadan,kırmadan,
üslubunca hareket edip de,
karşılığında sevgisizlik,nankörlük buluyorsak
ve hâlâ kendimizde suç arayıp ama 'ya incittiysem' diye pır pır ediyosa kalbimiz..,
kendimize merhametsiz davranmış olmuyor muyuz,
bize verilen merhameti kendimiz için kullanmayıp ,habire haketmeyenlere dağıtıyoruz..hatta belki onlardan daha çok hakeden varken merhamet duygumuzdan da hesaba çekiliriz israf ettik diye..
galiba evvela kendimize merhamet beslemeli.ben bu akşam bunu çıkardım tüm yazılanlardan.. ben 20 yaşımdayım. daha çok yolum var, kedim olmasını çok çok istedim. ama annem katiyyen kabul etmiyor. belki bir gün ikna olur (yaralı bi kedi bulup tedavi için eve getirsem anca) bakalım.. :)
 
bende öncelikle bu kadar vakit ayırıp beni anladığını hissettiren bir yorumda bulunduğun için çok teşekkür ederek başlıyorum.. bir solukta okudum. çünkü birbirini anlamak- birinde kendini bulmak insana o kadar iyi geliyor ki .
yorumu okuyunca hakiki anlamda bir masa etrafında konuşmayı diledim bende, anlayan-gerçekten dinleyen-ortak dertlere sahip insanlarla.

gel gelelim ki kirli dünyada nasibimize merhametli olmak düşmüş, varsın bundan yaralanalım.

ama buna dur dememek kendi kalbimizi de incitmek bi nevi kendimizi kırmak-değersiz görmek olmuyor mu,
aslında şimdi düşününce,kimsenin kalbini yıkmadan,kırmadan,
üslubunca hareket edip de,
karşılığında sevgisizlik,nankörlük buluyorsak
ve hâlâ kendimizde suç arayıp ama 'ya incittiysem' diye pır pır ediyosa kalbimiz..,
kendimize merhametsiz davranmış olmuyor muyuz,
bize verilen merhameti kendimiz için kullanmayıp ,habire haketmeyenlere dağıtıyoruz..hatta belki onlardan daha çok hakeden varken merhamet duygumuzdan da hesaba çekiliriz israf ettik diye..
galiba evvela kendimize merhamet beslemeli.ben bu akşam bunu çıkardım tüm yazılanlardan.. ben 20 yaşımdayım. daha çok yolum var, kedim olmasını çok çok istedim. ama annem katiyyen kabul etmiyor. belki bir gün ikna olur (yaralı bi kedi bulup tedavi için eve getirsem anca) bakalım.. :)


Yaşına göre çok olgun cümlelerin var. Senin yaşındakiler buraya "ben evlenemicem galibağ" diye konu açıyor.
Ben de senin kadarken böyle düşünürdüm. Ama aydınlanma yaşadığım yaştayım.
İnan bana senin de o aydınlanmayı yaşayacağın yaş gelecek. Bu tüm soruların cevabını kendi içinde bulacaksın.
belki 23'ünde belki 25'inde belki de benim gibi 27'inde.

Estağfurullah ben teşekkür ederim asıl ... Yalnız olmadığımı hissettirdiğin için.
Evet evvela , kendini en çok kendini sevmelisin. Ego gibi değil bu, gerçekten sevmek gibi.
Ben artık bana merhamet etmeyene etmiyorum diyemem.
Ama Şöyle bir karar aldım: İlk merhameti ben etsem bile, karşılığında aynısını görmezsem ikinci merhameti etmiyorum.
Birden fazla şans vermiyorum yani kimseye.

Dediğin gibi yaralı bir kedi işe yarar belki de :)) Ne burcusun merak ettim ?
 
Yaşına göre çok olgun cümlelerin var. Senin yaşındakiler buraya "ben evlenemicem galibağ" diye konu açıyor.
Ben de senin kadarken böyle düşünürdüm. Ama aydınlanma yaşadığım yaştayım.
İnan bana senin de o aydınlanmayı yaşayacağın yaş gelecek. Bu tüm soruların cevabını kendi içinde bulacaksın.
belki 23'ünde belki 25'inde belki de benim gibi 27'inde.

Estağfurullah ben teşekkür ederim asıl ... Yalnız olmadığımı hissettirdiğin için.
Evet evvela , kendini en çok kendini sevmelisin. Ego gibi değil bu, gerçekten sevmek gibi.
Ben artık bana merhamet etmeyene etmiyorum diyemem.
Ama Şöyle bir karar aldım: İlk merhameti ben etsem bile, karşılığında aynısını görmezsem ikinci merhameti etmiyorum.
Birden fazla şans vermiyorum yani kimseye.

Dediğin gibi yaralı bir kedi işe yarar belki de :)) Ne burcusun merak ettim ?
akrep burcuyum =) bende merak ettim burcunu balık diye tahmin ettim ama ? bakalım ne çıkıcak. kafa dengiyiz galiba, o yüzden dertler de bir anlayış da hatta hayat içindeki uygulamalarımız da
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X