Kalbim göğüs kafesime sigmiyor

İlgisizlik vardi bir de . Son haftalarda sadece Günaydın ve iyi geceler mesajı vardı . Bu durumdan çok sıkıldım

Hmm o sıkıntı evet.. En azından her akşam konuşmanız gerekirdi.. Boşver iyi yaptın. Zaten o da seviyosa pişman olup arar.. Aramasa da yoluna bak ne diyim.. Uzak mesafe ilişkisi zordur bilirm..
 
İyi geceler hanımlar ,
2 gün önce 16 aydır sürdürdüğüm ilişkiyi, uzak mesafeden dolayi karşılıklı anlaşarak bitirdik. Çok yipraniyorduk özellikle ben . Onun için bir sorun yoktu. Ben onun basının etini yiyordum. Burda herkes aşk acısı çekmiştir sanırım nasıl geçer ki ? Tabi ki zaman ama bu süre içinde ne yapmalıyım . Sanki bir defa sevemeyecekmisim gibi geliyor , hayatımdaki en iyi insanı kaybettim gibi ... sanki bundan sonra iyi bir insan çıkmayacak karşıma. Çok korkuyorum. Dertlesmek istedim
kalbim göğüs kafesime sığmıyor diyosun ya hiç kalp krizi geçirdin mi konu sahibi. geçirince anlarsın kalbin göğüs kafesine nasıl sığmadığını. böyle aşk acısı gibi saçma şeylerle üzülmeyin. millet beni kaybettiğine üzülsün onlar üzülsün bana ne. hayatta değmeyecek kişiler için üzülme. üzüldüğün tek kişi annen baban olsun
 
İlgisizlik vardi bir de . Son haftalarda sadece Günaydın ve iyi geceler mesajı vardı . Bu durumdan çok sıkıldım

Bir arkadas demis ki, 6 sene uzaktan götürdükleri ilişkilerini sonunda evlenerek taclandırdılar. Her gecen gün sevgileri arttı.
Gercek sevgi, emek budur. Her seyi yapmaktır gercek sevgi, emek. Sana sadece iyi geceler, günaydın diyorsa zaten bitmesi icin ugrasmıstır. Seni yıldırmaktır amacı, erkeklerde bırakacak g.t yoktur. Konusma yapmazlar. Ya bir anda hadi git derler ya da böyle kötü davranarak bak olmuyor gördün müye baglarlar olayı. Sonrasında da beraber karar verdik olmuyordu, ühü, ama ben seni cok sevdim derler. O sana sus payıdır.

Eger ilerisi olmayacagını düsünüyorsan yani kuvveti yoksa karsındakinin, resimleri, mektupları, aldıklarını kısaca her seyi yok et. İçin acısa da yap bunu. Sil numarasını, onunla iletisim yollarını kapa. Cünkü iki gün sonra sana hicbir sey yapmayanın, baskalarına köpek oluslarına sahit olur üzülürsün. Takibi bırak. HAYATINA KİMSEYİ ALMA, çivi çiviyi sökmez. Herkeste onu - onun iyi oldugu zamanları - ararsın bulamazsın üzülürsün. Cünkü her insan baskadır birbirinden.

Allah yar ve yardımcımız olsun.
 
Ben de 8 sene bir iliskimiz vardı ayrıldık saçma bir sebeple hergün ağla dovun baktım ona umrunda değil sonra ailem le vakit geçirmeye başladım kendime zaman ayirdim çalıştım ve unuttum denmez ama inan aklıma bile gelmiyo ve evliyim suan da birde kızım var emin ol herseyi utunuyo insan zaman zaman
 
her kadının yaptığını yap:KK48: çık arkadşlarınlaa gez eğlen her gününde farklı farklı planlar yap
Aaaaa kuaförde unutmayalım değişiklik yapmk iiyidir :KK66:
 
İyi geceler hanımlar ,
2 gün önce 16 aydır sürdürdüğüm ilişkiyi, uzak mesafeden dolayi karşılıklı anlaşarak bitirdik. Çok yipraniyorduk özellikle ben . Onun için bir sorun yoktu. Ben onun basının etini yiyordum. Burda herkes aşk acısı çekmiştir sanırım nasıl geçer ki ? Tabi ki zaman ama bu süre içinde ne yapmalıyım . Sanki bir defa sevemeyecekmisim gibi geliyor , hayatımdaki en iyi insanı kaybettim gibi ... sanki bundan sonra iyi bir insan çıkmayacak karşıma. Çok korkuyorum. Dertlesmek istedim
AYRILIK

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak…

Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz…

Sokağa fırlayacaksınız…

Sokaklar da dar gelecek…

Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi…

Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü…

Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz…

Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan…

”Önemli olan sağlık.”

”Yaşamak güzel.”

”Boşver, her şey unutulur.”

Siz hiçbirini duymayacaksınız…

Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.

O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz…

Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz…

”Ölüme çare bulundu” ya da ”Yarın kıyamet kopacakmış” deseler başınızı kaldırıp ”Ne dedin?” diye sormayacaksınız…

Yalnız kalmak isteyeceksiniz…

Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…

İkisi de yetmeyecek.

Geçmişi düşüneceksiniz…

Neredeyse dakika dakika…

Ama kötüleri atlayarak…

Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz…

Gittiğiniz yerlere gitmek…

Bu size hiç iyi gelmeyecek…

Ama bile bile yapacaksınız.

Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız…

Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.

Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz…

Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz…

Herkesi ona benzetip…

Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız…

Hiçbir şey oyalamayacak sizi…

İlaçlara sığınacaksınız…

Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan…

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…

Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…

Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz…

Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…

Sabahı iple çekeceksiniz…

Bazen de ”Hiç güneş doğmasa” diyeceksiniz.

Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler…

Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz…

Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz…

Nafile…

Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…

Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz…

Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz…

Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz…

Aramayacağını bile bile…

Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek…

Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla…

Yüreğiniz burkulacak…

Canınız yanacak…

Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz. Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden…

Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız…

Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz…

Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz…

Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…

Ama bir umut…

Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu…

Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak…

Gel gitler içinde yaşayacaksınız…

Buna yaşamak denirse…

(Pakize Suda)
 
10 yıldır uzaktan ilişki yürütüyoruz :)
Arada ayriliklarimizda oldu aramızda soguklukta oldu ama gerçek sevgi bağlılık varsa vazgecilmiyor.
Eger çok büyük sorunlar yoksa herşeyin sevgiyle aşılabileceği taraftarıyım. Çünkü sevgi aşk kolay bulunmuyor .
 
AYRILIK

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak…

Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz…

Sokağa fırlayacaksınız…

Sokaklar da dar gelecek…

Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi…

Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü…

Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz…

Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan…

”Önemli olan sağlık.”

”Yaşamak güzel.”

”Boşver, her şey unutulur.”

Siz hiçbirini duymayacaksınız…

Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.

O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz…

Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz…

”Ölüme çare bulundu” ya da ”Yarın kıyamet kopacakmış” deseler başınızı kaldırıp ”Ne dedin?” diye sormayacaksınız…

Yalnız kalmak isteyeceksiniz…

Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…

İkisi de yetmeyecek.

Geçmişi düşüneceksiniz…

Neredeyse dakika dakika…

Ama kötüleri atlayarak…

Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz…

Gittiğiniz yerlere gitmek…

Bu size hiç iyi gelmeyecek…

Ama bile bile yapacaksınız.

Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız…

Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.

Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz…

Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz…

Herkesi ona benzetip…

Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız…

Hiçbir şey oyalamayacak sizi…

İlaçlara sığınacaksınız…

Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan…

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…

Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…

Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz…

Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…

Sabahı iple çekeceksiniz…

Bazen de ”Hiç güneş doğmasa” diyeceksiniz.

Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler…

Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz…

Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz…

Nafile…

Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…

Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz…

Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz…

Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz…

Aramayacağını bile bile…

Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek…

Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla…

Yüreğiniz burkulacak…

Canınız yanacak…

Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz. Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden…

Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız…

Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz…

Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz…

Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…

Ama bir umut…

Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu…

Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak…

Gel gitler içinde yaşayacaksınız…

Buna yaşamak denirse…

(Pakize Suda)
Icimi karartti bu sözler valla insan ayrılınca okusa intihar eşiğine gelir :KK35:
 
Kendinize yeni aşklar bulun. Resim aşkı, müzik aşkı, dans aşkı, spor aşkı, okuma aşkı vb.. hayatta bizi karşı cinsten daha çok mutlu edecek bir sürü sey var. Tek eksiğiniz ilgiyse bi köpek alın ilgiye boğulun. Hem asla ihanet de etmez :KK68:
 
Ben 2 senelik iliskimi bitirdim zamaninda.
Su an 2 bcuk seneyi asti ayrilali.
Geciyor canim merak etme, elbette geciyor.
Bir gun karsina birisi cikiyor ve digerleriyle neden olmadigini cok iyi anliyosun, ve sukrediyosun( burda oyle diyorlar ben kk nin yalanciyim, daha o kisiye rastlamadim maalesef)
 
AYRILIK

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak…

Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz…

Sokağa fırlayacaksınız…

Sokaklar da dar gelecek…

Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi…

Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü…

Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz…

Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan…

”Önemli olan sağlık.”

”Yaşamak güzel.”

”Boşver, her şey unutulur.”

Siz hiçbirini duymayacaksınız…

Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz.

O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz…

Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz…

”Ölüme çare bulundu” ya da ”Yarın kıyamet kopacakmış” deseler başınızı kaldırıp ”Ne dedin?” diye sormayacaksınız…

Yalnız kalmak isteyeceksiniz…

Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…

İkisi de yetmeyecek.

Geçmişi düşüneceksiniz…

Neredeyse dakika dakika…

Ama kötüleri atlayarak…

Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz…

Gittiğiniz yerlere gitmek…

Bu size hiç iyi gelmeyecek…

Ama bile bile yapacaksınız.

Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız…

Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz.

Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz…

Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz…

Herkesi ona benzetip…

Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız…

Hiçbir şey oyalamayacak sizi…

İlaçlara sığınacaksınız…

Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan…

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…

Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…

Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz…

Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…

Sabahı iple çekeceksiniz…

Bazen de ”Hiç güneş doğmasa” diyeceksiniz.

Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler…

Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz…

Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz…

Nafile…

Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…

Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz…

Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz…

Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz…

Aramayacağını bile bile…

Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek…

Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla…

Yüreğiniz burkulacak…

Canınız yanacak…

Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz. Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden…

Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız…

Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz…

Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz…

Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…

Ama bir umut…

Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu…

Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak…

Gel gitler içinde yaşayacaksınız…

Buna yaşamak denirse…

(Pakize Suda)
Bitti dedgim ask acisi alevlendi be, bu neydi...
Surya katiliyorm ve eklme yapmak istiyorum. " gogsunuzdeki aciyi sokup atmak isteyenler olucak ama siz bunu istemiyceksiniz".
Burda aklima hep " aciyi sevmek olurmu" diye dusnuyorum. Tabiki kimse aciyi sevmez. Ama ask diyince cok mantksiz dusjnuyoruz ve cikis yolu varken tamda o aciyi seciyoruz biz.
 
İster sevinç ister üzüntü olsun, hiçbir duygu ilk günkü gibi kalmaz. Aksi olsaydı, insanlar yaşayamazdı. Bu hüzün gurbetinin doğal durağının unutmak, alışmak ve normallesmek olduğuna inanın. Eşyanın doğası bu çünkü.

Harika bir cevap olmuş takdir ettim sizi...
 
Back
X