• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Popüler Konu KARATAY DİYETİ ile yiyerek aç kalmadan zayıflıyoruz ve hastalıklardan kurtuluyoruz...

topik yavaşlamış...yaa bu akşam ne yapayım gül ablacım bi akıl ver
lahana sarmasını fazla yiyemem.
buzluktaki proteinleri de çıkaramam don çünkü...
ama sulu kereviz çorbam(unsuz çünkü her zamanki lezzetş olur mu bilemeyecepğim)
ve eriştesiz yeşil mercimeğim mevcut..bi kase..

kereviz,yeşil mercimek, bol salata, yoğurt yetmezmi,,,,,
 
Kızlar bu isim konusunda fransızca felan girince aklıma çook komik bir anı geldi. Umarım aranızda adı Rana olan yoktur. Varsa da şimdiden özür diliyorum. Ben Italyanlarla çalışıyorum. Türklere çok benziyorlar, gırgır şamata dalga dedikodu... Neyse 2 Italyan bir de ben müşterimizi ziyarte gittik. Karşımızda 3 bayan var. Karşılıklı kartvizitler verildi. Herkes masaya dizdi kartları. Bizim İtalyanlar benim solumda karşılıklı oturuyorlar. Bir baktım ikisi kafalarını eğdiler dudak ısıryorlar. Yaklaşık5-6 saat kaldık müşteride. Deneme üretimi felan vardı uzun sürdü. Çıktık iş bitince bizimkiler bastı kahkahayı arabanın içinde nasıl tuttularsa artık 5 saat kendilerini.Ne olduğunu anlamadım tabii. Sonra anlattılar. Görüştüğümüz bayanların biri Rana Italyanca ve latince kurbağa demekmiş, diğeri de ceren italyancada cirino da iri baş kurbağa yavrusu demekmiş. Sonuçta isimler hernekadar Türk ismi olsada yabancı dillerdeki manaları da önemsemek lazım. Türkçe karakter konusunda da katılıyorum. Soyismimde Ğ , ve ş harfleri var ve daha söyleyebilen bir yabancı hiç görmedim. Ama ismimi herkes kusursuz telaffuz edebiliyor. Ben de çocuğum olursa Türkçe karakter ve anlam konusuna dikkat edeceğim. Çünkü çokk şeyler yaşadım bu konuda. Yukarıdaki sadece 1 tanesi.:9::9::9:

:9::9::9: iki bayanında isminin anlamının kurbağa olmasıda ne tesadüf adamlar türkler herkese kurbağa ismi koyuyor sanmışlardır,,:9: kurbağa, iri baş kurbağa,
 
:9::9::9: iki bayanında isminin anlamının kurbağa olmasıda ne tesadüf adamlar türkler herkese kurbağa ismi koyuyor sanmışlardır,,:9: kurbağa, iri baş kurbağa,
Üstelik bir de sordular Türkçe'de Rana'nın anlamı var mı diye. Evet var hoş , güzel demek deyince daha bi bastılar kahkahayı :9::9:
 
acıkmamış olman güzel leptin epey çalışmış:34:

karatay,yağı normalin 5 katı 10 katı fazla yeyin hem yağ yakar hem acıktırmaz diyor onun faydası demekki

yumurtayı 1 ye onun yerine Pastırma veya soğuk et yiyebilirsin, Karatay Menüsü'nü incelerseniz orada yumurta yiyemeyenler için mortadella var. Ondan yapıp yiyebilirsin. Kuru fasulye ve mercimek gibi bitkisel protein de alabilirsin Ama mutlaka protein almalısın

zaten kuru fasulyeyi cok yemeye koyub yıyorum,kereviz corbasına da koymuşdum,bugun bulgur corbası yaptım,icine karatayın izin verdiği her ne bulduysam,kuru fasulye,sarımsak,yeşil sogan,kuru sogan,yumurta,kişniş,yazın hazırladığım konserve domates,zeytınyağı,sumak,pul biber koydum,tadı da güzel oldu. bu günkü menüm:
07 15 -kahvaltı: 2 yumurta,haşlanmış balkabağı,peynir,bol zeytinyağlı zeytinler,yoğürt,1 bardak süt,fındık.
öğlen:12 15-kereviz corbası,bulğur corbası,sarımsaklı yoğurt,sade haşlanmış dana eti,1 bardak ayran, azcık balkabağı,fındık,ceviz.
akşam-18 45-öğlendekinin aynısı, balkabağı yok.her öğünden sonra yeşil cay,gün boyu 2,5 ya 3 litre su,çoook yürüyüş
 
Son düzenleme:
acıkmamış olman güzel leptin epey çalışmış:34:

karatay,yağı normalin 5 katı 10 katı fazla yeyin hem yağ yakar hem acıktırmaz diyor onun faydası demekki

yumurtayı 1 ye onun yerine Pastırma veya soğuk et yiyebilirsin, Karatay Menüsü'nü incelerseniz orada yumurta yiyemeyenler için mortadella var. Ondan yapıp yiyebilirsin. Kuru fasulye ve mercimek gibi bitkisel protein de alabilirsin Ama mutlaka protein almalısın

zaten kuru fasulyeyi cok yemeye koyub yıyorum,kereviz corbasına da koymuşdum,bugun bulgur corbası yaptım,icine karatayın izin verdiği her ne bulduysam,kuru fasulye,sarımsak,yeşil sogan,kuru sogan,yumurta,kişniş,yazın hazırladığım konserve domates,zeytınyağı,sumak,pul biber koydum,tadı da güzel oldu. bu günkü menüm:
07 15 -kahvaltı: 2 yumurta,haşlanmış balkabağı,peynir,bol zeytinyağlı zeytinler,yoğürt,1 bardak süt,fındık.
öğlen:12 15-kereviz corbası,bulğur corbası,sarımsaklı yoğurt,sade haşlanmış dana eti,1 bardak ayran, azcık balkabağı,fındık,ceviz.
akşam-18 45-öğlendekinin aynısı, balkabağı yok.her öğünden sonra yeşil cay,gün boyu 2,5 ya 3 litre su,çoook yürüyüş.
mortadella sosis,salam türü anladığım kadarıyla,ama biz ailece sasis,salam yemiyoruz
 
ZMO.ORG SİTESİNDEN ALINTIDIR[/QUOTE]

ZMO Konya Şube Başkanımız Hasan Hüseyin MOTUK, basına yaptığı açıklamada hiçbir şekilde GDO’ lu sebze meyve üretmeyen yerli üreticinin zarar görmeye başladığını söyledi

Genetiği değiştirilmiş organizmalar, kısa adıyla GDO‘ lar, bir canlının gen dizilimine genetik müdahale yöntemleri ile bitki, bakteri, virüs vb. herhangi bir başka canlının DNA‘sının aktarılması ile elde edilen yeni organizmalardır.. Bu işlem için çeşitli metodlar geliştirilmiştir. Genetik Mühendislik ya da Genetik Modifikasyona Uğratılmış Gıdalar, laboratuar şartlarında gıda için kullanılan bitkilerin ya da hayvanların DNA‘larının içine çeşitli genlerin yapay olarak aktarılmasıyla oluşurlar.
GDO‘lu ürünlerin üretilmesinin sebebi ise, bu ürünlerin, Üretici ve Tüketicilerinin bazı avantaj beklentileri, bu tür gıdaların gelişmesine öncülük etmiştir. Daha ucuz bir maliyet ve daha büyük fayda, bir üründeki gen transferi talebini artırmıştır. Daha büyük fayda derken, ürünün dayanıklılığı ve gıda değeri üzerinde sağlanabilen üstünlükler söz konusu olmaktadır.
Genetik işlem görmüş tohumlarda, genellikle böceklerin ve virüslerin sebep olduğu hastalıklara karşı direnç gösterecek veya yabani ot öldürücülerine karşı direnç sağlayacak özelliklerin kazandırılması ön planda olmaktadır.
Kabak, sarı crookneck kabak ve tatlı mısırların bazıları GDO‘lu olabilir. Genetiği değiştirilmiş tek ticari meyve Hawaii‘den gelen Papaya‘dır. Hawaii‘den gelen papayaların neredeyse yarısı GDO‘ lu dur.
Henüz genetiği değiştirilmiş balık, kümes hayvanı veya çiftlik hayvanı satışa sunulmamıştır. Fakat tahıl gibi GDO‘ lu ürünlerle beslenen hayvanlardan üretilen pek çok organik olmayan ürün vardır. %100 ot/çimenle beslenen hayvanları ve çiftlik balığı yerine açık deniz balıkları tercih edilebilir.
Pek çok alternatif et ürünleri genetiği değiştirilmiş ürünlerle işlenir. Bu sebepten ürünlerin içeriğini incelerken risk içeren dört büyüklere, özellikle soyaya çok dikkat edilmesi gerekir. Bazı ABD‘li süt ürünleri çiftlik sahipleri ineklerine süt üretimini arttırmak için genetiği değiştirilmiş hormon rbGH( rbST olarakta bilinir) enjekte eder. "rbGH/rbSTsiz inek" etiketli ürünleri satın alınmalıdır. Pek çok alternatif süt ve süt ürünleri soya fasulyesinden üretilir ve GD maddeler içerebilir. Çoğu mamanın ana maddesi süt ya da soya proteinidir. Genelde bu ürünlerin içindeki gizli ürünler rbGH enjekte edilmiş ineklerden elde edilen süt veya soyadır. Aynı zamanda bazı markalar GDO‘ lu mısır şurubu, mısır şurubu veya soya lecithini de kullanırlar.
Mısır dışında gıda marketinde GDO‘ lu tahıl ürünleri bulunmaz. %100 buğdaydan üretilmiş makarna, kuskus, pirinç, arpa, yulaf, sorgum ve soya hariç kuru baklagiller tercih edilmelidir. Genellikle mısır ve soyadan üretildikleri için, kahvaltılık gevrek ve barların GDO‘ lu ürün içerme ihtimali yüksektir. Mısır Şurubu GDO‘ lu maddeler içerir. Çoğu dondurulmuş gıda üretim aşamasında çok sayıda işleme uğrar.
Dört büyüklere dikkat etmek gerekir. Mısır, Soya Fasulyesi, Kanola, Pamuk ve bunların bulunduğu gıda ürünleridir. GDO‘ suz etiketi taşımadığı sürece dört büyüklerden herhangi birini içeren dondurulmuş gıdalardan uzak durmak gerekir. Çoğu çorba ve sos pek çok işlemden geçer; alışveriş sırasında içindekiler listesini dört büyükleri de göz önünde bulundurarak dikkatlice incelemek gerekir. Etikette açıklanmadığı takdirde mısır, soya yağı, pamuk tohumu ve kanola yağı büyük ihtimalle GDO içerir. Saf zeytin, hindistancevizi, susam, ayçiçeği, badem, üzüm çekirdeği ve yer fıstığı yağı tercih edilmelidir; mısır şurubu değil. Buğday, pirinç ve yulaflı, ayçiçek yağı ve aspir içeren snackleri tercih edilmelidir. Genetiği değiştirilmiş patlamış mısır bulunmamaktadır. Çoğu tatlandırıcı ve tatlandırıcı barındıran şeker ve çikolata GDO içerir. Yüzde 100 kamış şekeri, konsantre kamış suyu veya organik şeker içeren GDO‘suz tatlandırıcıları, şeker ve çikolataları tercih edin. Çikolatadaki soya lesitin‘e ve şekerdeki mısır şurubuna dikkat edilmelidir. Tatlandırıcılardan aspartam GD mikroorganizmalardan üretilir. Aynı zamanda NutraSweet® ve Equal® olarak ta bilinir ve alkolsüz içecekler, şeker, sakız, tatlılar, yoğurt, tabletop tatlandırıcıları, vitamin ile şekersiz öksürük bonbonları gibi eczane ürünleri de dahil olmak üzere 6,000den fazla gıda maddesinde bulunur. Çoğu meyve suyu GDO‘ suz meyveden üretilse de mısır bazlı tatlandırıcıların büyük kısmı (mesela yüksek fruktozlu mısır şurubu) GDO içerir. Sodaların çoğu su ve mısır şurubundan üretilir. Yüzde 100 meyve sularını tercih edin. İşlenmiş ürünler "organik" ya da "GDO‘suz" ilan edilmedikleri sürece çoğunlukla gizli GDO barındırırlar.
"GDO‘ suz" etiketli ürünler üretim aşaması süresince GDO‘ lu ürün kullanılmadığı anlamına gelse de, GDO doğal yollarla; polen yolu ile, rüzgar ve böcekler ile tohum bozulması yolu ile ya da insan hatalarıyla yayılabilir. GD herhangi bir mahsul içeren tüm ürünlerden kaçınmak gerekmektedir.
Çoğu GD içerikli ürünler dört büyükler ile üretilmiştir: Mısır, Soya Fasulyesi, Kanola ve Pamuk.
Mısır içerikliler
- Mısır unu, yağı, nişastası, gluteni, şurubu
- Tatlandırıcılar: fruktoz, glikoz, dekstroz
- Modifiye edilmiş gıda nişastası

Soya içerikliler:
- Soya unu, lesitini, proteini, isolat ve isoflavonu
- Bitkisel yağ ve protein

Kanola içerikliler:- Kanola yağı

Pamuk içerikliler:- Pamuk yağı
Son günlerde GDO‘ lu ürün tartışmaları içerisinde insanların kafası iyiden iyiye karışmış durumda. Konunun bir açıklık kazanamaması, birbirini tutmayan bilimsel açıklamalar sanki bütün sebze ve meyveler, GDO‘ lu yanılgısı oluşmasına neden oldu. GDO‘ lu ürün tartışmaları içerisinde halk ikilemde kalmış; bu durum halkı etkilediği kadar sebze ve meyve yetiştiricisinin ve satıcısının da ciddi bir şekilde tedirgin olmasına neden olmuştur.
Türkiye‘ de şu an üretilen, hatta domuz gribi salgını nedeni ile bolca tüketilmesi gereken sebze ve meyveler, haksız yere kötülenmeye başlandı. GDO tartışmalarının başladığı günlerde semt pazarları yarı yarıya boşaldı. Genetiği değiştirilmiş ürünler, ebter (üründen tohum alınmayan) tohumlu ürünleri vatandaş bu bilgi kirliliğinde birbirine karıştırıyor. Bunun tam aksi Türkiye‘ de yetiştirilen hiçbir sebze ve meyvede GDO yoktur. Zaten ürünlerimizde GDO olsa, bu konuda çok hassas olan AB pazarına bir kilogram ürün ihraç edemeyiz.
GDO‘ lu tek meyve Hawaii‘ den gelen Papayadır. GDO‘ lu ürünler domates, salatalık, patlıcan vb. gibi tarla ve sera da yetişen ürünler değil; Mısır, Soya Fasulyesi, Kanola, Pamuk ve bunları içeren gıda ürünleridir.

ZMO.ORG SİTESİNDEN ALINTIDIR

Cok teşekkür ederim. Cok güzel bir paylaşım olmus. Ancak yazı sadece GDO üzerine olmus. Bir yerde kısır tohumdan bahsediyor.
"Genetiği değiştirilmiş ürünler, ebter (üründen tohum alınmayan) tohumlu ürünleri vatandaş bu bilgi kirliliğinde birbirine karıştırıyor"
Bu da oldukça sıkıntı verici bir konu. Bu konuda cok üzülüyorum. Kendi tohumlarımızın olması, dışa bağımlı olmamayı isterdim. Çünkü bir arkadas demişti, bir sebze nerenin topragında yetişiyorsa o "yerli"dir diye. İste bizim topraklarda , bizim tohumumuza yetişen yerli ürün yemek en sağlıklisi.
 
Türkiye'den arkadaş geldi staja, 1,5 kilodan fazla kayısı getirdi gün kurusu:)) yaşasın artık ben de kahvaltıma ekleyebilicem kayısı:)
 
ZMO.ORG SİTESİNDEN ALINTIDIR



Cok teşekkür ederim. Cok güzel bir paylaşım olmus. Ancak yazı sadece GDO üzerine olmus. Bir yerde kısır tohumdan bahsediyor.
"Genetiği değiştirilmiş ürünler, ebter (üründen tohum alınmayan) tohumlu ürünleri vatandaş bu bilgi kirliliğinde birbirine karıştırıyor"
Bu da oldukça sıkıntı verici bir konu. Bu konuda cok üzülüyorum. Kendi tohumlarımızın olması, dışa bağımlı olmamayı isterdim. Çünkü bir arkadas demişti, bir sebze nerenin topragında yetişiyorsa o "yerli"dir diye. İste bizim topraklarda , bizim tohumumuza yetişen yerli ürün yemek en sağlıklisi.[/QUOTE]
Kesinlikle katılıyorum size. Ithal tohumla yetişen sabze meyve yerli diye satılıyor. Çiftçinin elinde yerli tohum kalmadı. Ayrıca non- GDO ve GDO'suz tanımı da karıştırılıyor. Maalesef artık GDO'suz diye bir şey kalmamıştır sadece non-GDO vardır. Çünkü GDO topraktan bile geçer.
 
zaten kuru fasulyeyi cok yemeye koyub yıyorum,kereviz corbasına da koymuşdum,bugun bulgur corbası yaptım,icine karatayın izin verdiği her ne bulduysam,kuru fasulye,sarımsak,yeşil sogan,kuru sogan,yumurta,kişniş,yazın hazırladığım konserve domates,zeytınyağı,sumak,pul biber koydum,tadı da güzel oldu. bu günkü menüm:
07 15 -kahvaltı: 2 yumurta,haşlanmış balkabağı,peynir,bol zeytinyağlı zeytinler,yoğürt,1 bardak süt,fındık.
öğlen:12 15-kereviz corbası,bulğur corbası,sarımsaklı yoğurt,sade haşlanmış dana eti,1 bardak ayran, azcık balkabağı,fındık,ceviz.
akşam-18 45-öğlendekinin aynısı, balkabağı yok.her öğünden sonra yeşil cay,gün boyu 2,5 ya 3 litre su,çoook yürüyüş

:9: şaştım aşı olmuş seninki bende ne yapayım diye düşünüp bişey bulamayınca ne varsa karıştırıp yaparım:9:

bugün hatalı bişey göremedim ama balkabağını bu kadar çok yemen kg vermeni engelleyebilir Gİ si yüksek çünki
 
Cok teşekkür ederim. Cok güzel bir paylaşım olmus. Ancak yazı sadece GDO üzerine olmus. Bir yerde kısır tohumdan bahsediyor.
"Genetiği değiştirilmiş ürünler, ebter (üründen tohum alınmayan) tohumlu ürünleri vatandaş bu bilgi kirliliğinde birbirine karıştırıyor"
Bu da oldukça sıkıntı verici bir konu. Bu konuda cok üzülüyorum. Kendi tohumlarımızın olması, dışa bağımlı olmamayı isterdim. Çünkü bir arkadas demişti, bir sebze nerenin topragında yetişiyorsa o "yerli"dir diye. İste bizim topraklarda , bizim tohumumuza yetişen yerli ürün yemek en sağlıklisi.

[video=youtube_share;zowN22p-utc]http://youtu.be/zowN22p-utc[/video]

Hem tohum hem büyük başlar açısından da dışa bağımlıymışız. İneklerde Amerikadan ithal ediliyormuş. Şu an bir kitap okuyorum ve inekleri inek parçaları ve mısır ile besliyorlarmış ve bunun sonucu deli dana hastalığı ortaya çıkmış. Hayvanlara kesinlikle yemeyeceği şeyleri alıştırıyorlar. Türkiye de varmı bilmem ama, sonuçta hayvanlar ithal ediliyor, yerli değiller. Hayvanlar bu yedikleriyle hastalanıyorlar ve hastalanmamaları için birde antibiyotik veriyorlarmış o kadar çok şey varki kafam karıştı iyice. :18:
 
[video=youtube;mgRRzb1Ar5c]http://www.youtube.com/watch?v=mgRRzb1Ar5c&list=PLyM7xn1mfaWK1KcLqrqgu3vX tig3hDzQP[/video]
 
Bugün spor günüm ve benim canım hiç yapmak istemiyor. :37:
 
[video=youtube;mgRRzb1Ar5c]http://www.youtube.com/watch?v=mgRRzb1Ar5c&list=PLyM7xn1mfaWK1KcLqrqgu3vX tig3hDzQP[/video]

erkek kardeşimde kafaya taktı buna benzer çiftlik kurmaya çalışıyor, Marmaris teki herşeyini sattı burdur a taşındı devletten kredi alarak gerekli olan malzemeleri almaya başladı yaza kadar bitecek ama bize bi faydası olmaz ki uzak ne etinden ne sütünden yararlanamayız ...:50:
 
Back
X