Zihinsel Yetersizlik: 18 yaşından önce ortaya çıkan zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde anlamlı sınırlılıklar görülen yetersizlik durumudur.
Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizlik: Bireyin eğitim dönemi içinde, sınırlı seviyede destek eğitim hizmetleri ve özel düzenlemelere ihtiyacı olması durumudur.
Orta Düzeyde Zihinsel Yetersizlik: Bireyin temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerinin kazanılmasında yoğun özel eğitim ihtiyacı olması durumudur.
Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizlik: Bireyin öz bakım becerilerinin öğretimi de dahil olmak üzere yaşam boyu süren, yaşamın her alanında tutarlı ve daha yoğun özel eğitim ve destek hizmet ihtiyacı olması durumudur.
Çok Ağır Düzeyde Zihinsel Yetersizlik: Bireyin zihinsel yetersizliği yanında başka yetersizlikleri bulunması nedeniyle öz bakım, günlük yaşam ve temel akademik becerilere sahip olmamasından dolayı yaşamı boyunca bakım ve gözetim ihtiyacı olması durumudur.
Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan
Çocukların Özellikleri
Zihinsel yetersizliklerin büyük çoğunluğu bu gruba dahildir (% 85). Tipik olarak toplumsal ve konuşma becerilerini okul öncesi dönem-de kazanırlar. Bu çocuklar, kendi yaşlarındaki normal zekâ düzeyindeki çocuklardan 2-3 zekâ yaşı geridedirler.
MEB, hafif düzeyde zihinsel yetersizliği; bireyin eğitim dönemi içinde, sınırlı seviyede destek eğitim hizmetleri ve özel düzenlemelere ihtiyacı olması durumu olarak tanımlamıştır.
Hafif derece zihinsel yetersizlik, çocuk okula başlamadan önce anne-baba veya çevre tarafından fark edilmeyebilir. Çocuklar okula başladıktan ve ev dışındaki etkinliklere katıldıktan sonra zihinsel yetersizliği anlaşılmaya ve görünür hale gelmeye başlar. Derslerin sınıf atladıkça daha da güçleşmesi ve bilişsel yeti gerektirme-si nedeniyle ergenlik dönemine doğru fark edilme doruğa çıkar. Hafif derece zihinsel yetersizliği olan çocukların yarısından fazlası özel desteğe gerek duymaz. Duygusal ve motor alanlardaki bozukluklar çok azdır ve sıklıkla okul çağına kadar ayırt edilemezler.
Bu çocukların konuşmada, öğrendiklerini hatırlamada, emirleri izlemede, el-göz işbirliğinde bazı zorlukları vardır. Düşündüklerinin tümünü sözlü ifade edemeyebilirler.
Uygun destek ile kendi başlarına ya da yeterli denetimle toplum içinde başarı ile yaşayabilirler.
Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocuklar ilköğretimde bulunduğu sınıfta kaynaştırma eğitiminden veya özel eğitim sınıfın-dan yararlanmaktadırlar. Bu çocuklar için ilköğretimin 5. sınıfına kadar bulunduğu sınıfta kaynaştırma eğitiminden 6-8. sınıfta özel eğitim sınıfından yararlanmalarının uygun olacağı düşünülmektedir.
Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrencilerin
Öğretmenleri, Sınıf İçinde Neler Yapmalıdırlar?
Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrencilerin öğretmenleri sınıf içinde şunları yapmalıdırlar: , , ,
1. Bulunduğu sınıf ne olursa olsun, bildiği ve başardığı şeyler, hareket noktası olarak alınmalıdır. Onda sebat, sabır, düzen, işbirliği gibi niteliklerin geliştirilmesi için özel bir önem verilmelidir.
2. Çocuğun kişiliğine saygı gösterilmelidir. Çocuğun engelini ve başarısızlıklarını olur olmaz vesile ile yüzüne vurmaktan kaçınıl-malı, kuvvetli yanları bulunup geliştirilmelidir.
3. Çocuğa o şekilde davranılmalıdır ki, öteki çocuklar da onu sınıfın bir üyesi olarak kabul etsin. Örneğin; diğer çocukların derslerde zaman zaman ona yardım etmesini sağlanmalıdır. Sınıf et-kinliklerinde başarabileceği sınırlı sorumluluklar verilmelidir. Böylece sınıftaki öteki çocuklar onu daha iyi anlayacaklar ve gelişme-sine yardım etme isteği duyacaklardır.
4. Öğretmen, çocukları öğrenim kademelerine değil, iş yaşamına hazırladığını çok iyi bilmelidir. Öğrenci, bir önder olacak değildir. Yaşamını daha çok kafasıyla değil, elleri ile kazanacaktır. Bu bakımdan ona yaşam boyunca kullanacağı temel bilgi ve beceriler kazandırılmaya çalışılmalıdır.
5. Çocuklar, soyut konuları çok zorlukla öğrenirler ve yaratıcılık isteyen etkinliklerde zorluk çekerler. Konuları elden geldiğince somut biçimde, yaşayarak, deneyerek, göstererek, karşılaştırarak öğretmeye çalışmalıdır.
6. Geç ve güç öğrenirler. Çabuk unuturlar. Bu çocukların öğretiminde en aza indirilmiş bilgi ve beceriler üzerinde sık tekrara önem verilmelidir.
7. Dikkatleri dağınık ve dikkat süresi kısadır. Sık sık dikkatlerini toplayacak hareketler yapmalı, ilgi duymadıkları konular üzerinde fazla durmamalı ve elden geldiğince dersleri somut biçimde izle-meye çalışılmalarına yardımcı olunmalıdır.
8. Çocuk genelleme yapamaz, bir konuda öğrendikleri kuralı başka konulara uygulayamaz. Bu bakımdan, her konuda gerekli olan bilgi ve becerileri ayrı ayrı öğretmek gerekir. Örneğin; çocuk çiçek ve otların birer bitki olduğunu öğrenmişse, ağacı gördüğün-de onun da bitki olduğu düşünemez. Ona, ağacın da bir bitki olduğunu ayrıca öğretmek gerekir.
9. Basit sözcükler ve kısa cümlelerle konuşulmalıdır. Bu çocuklara her fırsatta kendilerini sözlü olarak anlatmalarına olanak vermeli, buna teşvik etmelidir. Böylece duygularını, düşüncelerini sözlü olarak anlatarak kendilerine güven kazanabilirler. Sık eleştiriler kendilerine olan güveni yıkacağından bu konuda dikkatli olun-malıdır.
10. Çocuklar kolayca yorulur ve sebatsızdırlar. Onların bu durumunu daima göz önünde tutmalı, hoş karşılamalıdır. Uzun süre aynı tür çalışmaya zorlanmamalıdırlar. Yorulduğu zaman çalışmanın türü değiştirilmelidir.
12. Çocukların gerek kendilerinin, gerekse anne ve babalarının bu duruma uyumu sağlanmalıdır. Bu çocukların anne ve baba ta-rafından başaramayacağı zihinsel çalışmalar ve akademik öğrenim basamaklarına itilmesini önlemeye çalışılmalıdır.
Hafif Düzeyde Zihinsel Yetersizliği Olan Çocukların
Aileleri Neler Yapmalıdırlar?
Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan çocukların aileleri şunları yapmalıdır: , ,
1. Çocuk, yaşıtlarına göre biraz daha geç ve güç öğreneceğinden, çocuktan zekâ düzeyinin üzerinde başarı beklenmemeli, normal başarı göstermesi için zorlanmamalıdır.
2. Sınıfına uyum sağlayabilmesi için öğretmenlerle işbirliği yaparak, evde derslerini kavramasına yardımcı olunmalıdır.
3. Küçük başarıları bile desteklenerek daha başarılı olma isteği için ortam sağlanmalı, böylece kendine güven duygusu geliş-tirilmelidir.
4. Evde yapabileceği işler verilerek sorumluluk duygusu geliş-tirilmeli, etkin olduğu konulara yöneltilmelidir.
5. Çocuğun zayıf yönleri eleştirilmemeli, kuvvetli yönleri bulu-nup geliştirilmeye çalışılmalı; olumlu davranışları her fırsatta de-ğerlendirilmeli ve desteklenmelidir.
6. İyi arkadaş ve çevre ilişkileri kurmasına olanak sağlanmalı, yardımcı olunmalıdır.
7. Kardeşleri ve arkadaşları ile kıyaslanmamalıdır.
8. Çocuktaki davranış bozukluğunun birçoğunun, doğrusunu bilmediğinden ya da beceremediğinden kaynaklanacağını düşüne-rek, bu bozukluğun ve hataların neler olduğunu ve doğrunun nasıl olacağı sevgi ve anlayışla anlatılmalı, çocuk ikna edilmelidir (Hata-larından dolayı hırpalanan bu çocuklarda kişilik bozuklukları artar).
9. Çocukta görülen davranış bozukluklarının nedenleri ince-lenmeli, problemlerini çözmede yardımcı olunmalıdır.
10. Olumsuz davranışları bazı hallerde görmezlikten gelinmeli, hataları büyütülmemelidir.
11. Aşırı sevgi ve aşırı baskı kaldırılmalı, sınıflandırma zama-nında ve yerinde yapılmalıdır.
12. Anne ve babanın “eğitim görüşleri” tutarlı olmalı, alacakları eğitim önlemleri, birbirini desteklemelidir.
13. Anne ve baba, aile sorunlarını çocuğun yanında tartışma-malıdır. Ailedeki huzursuzluklar, çocuğun başarısında ve davranış bozuklukları göstermesinde en büyük etkendir.
14. Çocukta akademik başarıdan çok, sanata yönelik becerile-rin gelişmesini sağlayıcı etkinlikler yapılmalıdır. Çocuk ileri öğrenim kademelerine değil, iş hayatına hazırlanmalıdır.