• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kendimi bulma yolundayım

benkahvecanavari

ne kedisiz ne kitapsız
Kayıtlı Üye
22 Temmuz 2014
1.655
2.537
133
29
İzmir
Merhaba herkese,

Öncelikle bu benim için bir dert değil hatta çok uzun zamandır yapmam gerektiğine inandığım birşey diyelim. Kendimi tanımaya yönelik adımlar atmaya başladım. Üniversite'de okuyorum ve okulumun kütüphanesinden çok fazla yararlanmaktayım, Edebiyat öğrenciyisiyim ve kendimi bildim bileli çok sık Dünya Klasikleri ve Felsefe kitapları okumaktayım. Aslında kafamdaki düşünceler ve insanlarla yaşadığım deneyimler kendimi ve kişiliğimi tanıma yolunda adımlar atmama vesile oldu. Şöyle söyleyeyim, yatağımı toplarken, yemek yaparken bile çok sık "Ben kimim?" ve "Ne istiyorum?" diyorum. Aslında bu soruları birlikte şekillendirebiliriz, siz kendinize bu durumlarda nasıl sorular sorup, bu düşüncelerle baş edebiliyorsunuz?

Önce biraz kendimden bahsedeyim, sanırım biraz garip biriyim, bu ülkenin normlarını ve toplumsal baskıları çok benimseyemeyen, ayak uyduramayan, çağa göre şekillenemeyen bir karakterim var. Kimse hakkında kötü düşünmüyorum, iftira atmıyorum, yalanı sadece kendimi koruma amaçlı yada konuşmak istemediğim kişisel sorunlarımı geçiştirmek için kullanıyorum. Modum çok inişli-çıkışlı, birşeyden zevk alırken bir saat kadar sonra kendimi çok bitkin, sıkılmış ve yorulmuş hissediyor, yanlız kalmak istiyorum. Goygoy muhabbetini bir yere kadar yapabiliyorum, sonra insanlarla daha çok ciddi konuşmalar yapıp onları tanımaktan hoşlanıyorum. Eve gidince "Karşımdaki kişiden bu gün ne öğrendim?" sorusunu soruyorum, hiçbir şey öğrenmemişssem tamamen zaman kaybı olarak bakıyorum. Normalde hiç "Hayır" diyemeyen bir insandım, şu sıralar kullanıyorum, çok ince düşünceli biriyim ve aynı ince düşünceyi karşımdakinden de bekler, yapmadığı zaman hayal kırıklığına uğrardım, sonra bu durum benim fevriliğimi daha çok kuvvetlendirdi, fevriliğimi üstümden atamadım ama artık karşımdaki insana düşüncelerimi daha net açıklamaya başladım. Normalde herşeye çok çabuk sinirleniyorum ve karşımdaki insanları kırıyorum, hem de ne kırmak. Arkadaşlık açısına gelecek olursak, maalesef hiçbir şey yapmadan insanların nefretini kazanıyorum, neden bilmiyorum. Arkamdan çok kötü dedikodular da duydum, iyi şeyler de. Herkes gibi davranmadığım için mi bir yer edinemiyorum, anlamıyorum. Bu konuda da kimsenin fikrini değiştiremediğim için artık insanların düşüncelerini de umursamadan önüme bakarak ilerliyorum, kendime eskisinden daha fazla güveniyorum ve kendimi özümde seviyorum. Mesela geçen gün yaşadığım bir olaydan bahsetmek istiyorum sizlere, okulda çok arkadaşım var fakat zaman geçirdiğim kişi sayısı beşi geçmez, bu arkadaşlarımla çok sık zaman geçirdik, her pazar birlikte kahve içme ritüelimiz vardır, geçen hafta kendilerine "Günaydın" desem de görmemezlikten gelindim, şok etkisi yarattı. "Neden?" diye sordum kendime, acaba yanlış birşey mi yaptım, bilmeden bir dedikoduya mı dahil oldum da öğrenildi dedim, sonra bende uğraşmayı bırakıp kendimi geri çektim, selam vererek geçiştirdim, artık insanlar bana nasılsa bende onlara öyle olmaya başladım. Sebebini sormayı düşündüm ama yanlış anlamış olmaktan korktuğum için dile getirmedim, belki bir problemleri vardı, ama bana söylemeleri gerekmez miydi? Arama mesafe koydum, çünkü artık insanların düşüncelerini irdeleyecek zamanım ve takatim yok, fark etmiş olmalılar ki bana "Senin bir iki gündür modun çok düşük" dediler, bende ailemin geldiğini ve biraz yorgun olduğumu söyleyip konuyu kapattım, bu günde onlar dışarda birlikteyken ben evdeyim, aslında şu an daha mutluyum.

Sürekli evde yalnız kalıp kendime sorular sormaktan kafayı yiyebilirim, bu sorular kendimi bulmaya yönelik ve tamamen kişiliğimi bir nebze de olsa törpüleme işlemi diyorum kendime. Çok yazmış ve sıkmış olabilirim, belki burada benim gibi eğitim gören arkadaşlar vardır, birçoğunuz iş hayatındasınız, daha deneyimli olduğunuzu düşünerek danışmak istedim, illa ki bu yollardan geçmiş birileri vardır diye yazdım. Özellikle Mune Mune ablanın yorumunu görmek ve düşüncelerini almak isterim. Sevgiler
 
Burada kaynanalı konular kadar hit almaz bu konu ama sende bir miktar kendimi gördüm :)

Açıkçası böyle berrak beyinlerin olması bana hala ümit veriyor ülke adına . Sorgulamaya devam edersen belki kendini bulursun belki bulamazsın ama şartlara göre eğilip bükülmemek güzel meziyet . Omurgalı insanlar böyle sıkıntılardadır daima . Sorgulamak hayatlarını karartır belki diğerleri kadar zevk almazlar hayattan ama güdülmedikleri için de kendileriyle ne kadar gurur duysalar az bence .

Ben de sorguluyorum hala cevap bulamadım . İçinde bulunduğum şartlardan mutlu değilim . Diyorum ki bazen milyonlarca yıl bekledim doğmak için sahiden bunun için miydi . Sonra da diyorum ki senin farkın ne ki fark yaratacak ne yaptın tembel kız :)

Sonra kendimi iç sesimle konulurken buluyorum en sonunda da kendimi üzmemek için konuyu değiştiriyorum hahah :))
 
Burada kaynanalı konular kadar hit almaz bu konu ama sende bir miktar kendimi gördüm :)

Açıkçası böyle berrak beyinlerin olması bana hala ümit veriyor ülke adına . Sorgulamaya devam edersen belki kendini bulursun belki bulamazsın ama şartlara göre eğilip bükülmemek güzel meziyet . Omurgalı insanlar böyle sıkıntılardadır daima . Sorgulamak hayatlarını karartır belki diğerleri kadar zevk almazlar hayattan ama güdülmedikleri için de kendileriyle ne kadar gurur duysalar az bence .

Ben de sorguluyorum hala cevap bulamadım . İçinde bulunduğum şartlardan mutlu değilim . Diyorum ki bazen milyonlarca yıl bekledim doğmak için sahiden bunun için miydi . Sonra da diyorum ki senin farkın ne ki fark yaratacak ne yaptın tembel kız :)

Sonra kendimi iç sesimle konulurken buluyorum en sonunda da kendimi üzmemek için konuyu değiştiriyorum hahah :))

Çok teşekkür ederim yorumun için. :dua: Buradaki birçok konuyu takip ediyorum ve yaşanılan once şeyi gördükten sonra artık ne hayat pespembe ne de erkeklere dair bir umudum var. Bu konu hakkında yorum yapacak olursam, geçen gün kendime "Bu kadar eğitim hayatım var, onun bunun peşinde koşup geleceğimi şekillendirmeye çalışıyorum, yok asla bir erkeğe kendimi ezdirmem, mümkün değil" dedim. Sorun yaşayan herkese de sabır diliyorum.

Sen de benimle hemen hemen aynı düşünceleri paylaşıyorsun, övgülerin için çok teşekkür ederim, maalesef öyle, açıkçası çok üzülüyorum bu duruma ve katiyen değiştiremiyorum. İkili oynamak toplumda ikinci bir özellik olmuş, örneğin bir arkadaşım bana X kişisinden hoşlanmadığını söylüyorsa ertesi gün onunla olmasını garipsiyorum. Acaba ben net sınırlar koyduğum için mi tutunamıyorum diyorum.
 
Oncelikle yalan soylemeyi birakin
Kendimi korumak amacli yada kisisel sorulardan kacinmak amakli demissiniz ya , yalan soylemeyin dogrulari soyleyin
Mesela bu konulari konusmaktan hoslanmiyorum deyin , ozelimi paylasmayi sevmiyorum deyin , bu cevap uzerine anlayisli davranan kisi gercek dosttur , bozulup gidene zaten ihtiyaciniz olmaz
Ve dogrulari soylemek zaten hayir demenizi de kolaylastirir

Belki sacma gelecek ama hayir demek insan hayatindaki mutlulugun en temel noktasidir , pek cok kisi hayir demedigi icin mutsuz
 
Çok teşekkür ederim yorumun için. :dua: Buradaki birçok konuyu takip ediyorum ve yaşanılan once şeyi gördükten sonra artık ne hayat pespembe ne de erkeklere dair bir umudum var. Bu konu hakkında yorum yapacak olursam, geçen gün kendime "Bu kadar eğitim hayatım var, onun bunun peşinde koşup geleceğimi şekillendirmeye çalışıyorum, yok asla bir erkeğe kendimi ezdirmem, mümkün değil" dedim. Sorun yaşayan herkese de sabır diliyorum.

Sen de benimle hemen hemen aynı düşünceleri paylaşıyorsun, övgülerin için çok teşekkür ederim, maalesef öyle, açıkçası çok üzülüyorum bu duruma ve katiyen değiştiremiyorum. İkili oynamak toplumda ikinci bir özellik olmuş, örneğin bir arkadaşım bana X

Burasi bdv , sadece derdi olanlarin konu actigi yer , buraya bakip da hayati genelleme , her erkek burada anlatilanlar gibi degil , her kadin burada dert acanlar gibi degil
 
Oncelikle yalan soylemeyi birakin
Kendimi korumak amacli yada kisisel sorulardan kacinmak amakli demissiniz ya , yalan soylemeyin dogrulari soyleyin
Mesela bu konulari konusmaktan hoslanmiyorum deyin , ozelimi paylasmayi sevmiyorum deyin , bu cevap uzerine anlayisli davranan kisi gercek dosttur , bozulup gidene zaten ihtiyaciniz olmaz
Ve dogrulari soylemek zaten hayir demenizi de kolaylastirir

Belki sacma gelecek ama hayir demek insan hayatindaki mutlulugun en temel noktasidir , pek cok kisi hayir demedigi icin mutsuz

Aslında çok haklısınız, neden yalana başvurduğumu şöyle açıklayayım, bir konuda eğer dediklerinizi cevap olarak söylesem çok fazla üsteleniyorum, bu da beni sıkıyor. Bende yalan söyleyerek geçiştiriyorum, artık karşımdakine birşeyleri açıklamaktan sıkıldığımı dile getiremiyorum ama onların hala ısrarla çoğu şeyi sormamalarını gerektiğini öğretemiyorum. Ben de genellikle sessiz sakin kalıyorum çoğu kez, bu durumuma bile "Sinsilik" adını koyanlar olmuş, gerçekten gülünç. Artık daha az konuşup, daha çok dinliyorum. Şimdilik kaçışı böyle buldum. Ve evet son cümleniz çok doğru, herşeye "Evet" diyerek bin parçaya bölünmeye çalıştım ama olmuyor, "Hayır" demek için çok geç kalmışım.
 
Ayni durumdaydim yillarca. Insanlar cirkinlesti. Avantajim yurt disi oldu.

Isime odaklanip guler yuzle geciriyorum gunlerimi ne olursa olsun. "Bugun ne ogrendim" insanlari degil benim aldigim karar ve yaptigim isle ilgilendiren bir soruya donustu.

Sosyallik iyi guzel, ama artik dozunda birakip benimle adam gibi konusabilen insanlarla vakit geciriyorum. Yuzeysel muhabbetlere pek gelemem ve biraz fazla durustum is ne dusundugume gelince. Buna saygi duyan insan varsa zaten onlar bana geliyor, yoksa selam verip geciyoruz.

Bence beyniniz kadar bedeninize de dikkat ederseniz daha iyi hissedeceksiniz. Bir spor secin ve yapin salt yuruyus disinda. Yuzme, agirlik vs. gibi seyleri deneyin. Tenis, voleybol oynayin. Sizi "form" uzerine dusundurup beden olarak nasil hissettiginizi sorgulatacak seyler yapin yani. O da bir dusunme sekli fakat kafanizin icinde dusuncelerin sagliksiz sekilde olusmasi yerine kendi bedeninize odaklaniyorsunuz.

Sorgulamak guzeldir, cok dusunup beyni yormak gereksiz.
 
Oncelikle yalan soylemeyi birakin
Kendimi korumak amacli yada kisisel sorulardan kacinmak amakli demissiniz ya , yalan soylemeyin dogrulari soyleyin
Mesela bu konulari konusmaktan hoslanmiyorum deyin , ozelimi paylasmayi sevmiyorum deyin , bu cevap uzerine anlayisli davranan kisi gercek dosttur , bozulup gidene zaten ihtiyaciniz olmaz
Ve dogrulari soylemek zaten hayir demenizi de kolaylastirir

Belki sacma gelecek ama hayir demek insan hayatindaki mutlulugun en temel noktasidir , pek cok kisi hayir demedigi icin mutsuz

Kesinlikle katiliyorum. Insanlar her sekilde cirkinlesecek ya yuzunuze karsi ya arkanizdan. Kendinizi bulmak istiyorsaniz durustlugunuzu de koruyun.

Hayat sizi olusturur, siz sizi degil.
 
Aslında çok haklısınız, neden yalana başvurduğumu şöyle açıklayayım, bir konuda eğer dediklerinizi cevap olarak söylesem çok fazla üsteleniyorum, bu da beni sıkıyor. Bende yalan söyleyerek geçiştiriyorum, artık karşımdakine birşeyleri açıklamaktan sıkıldığımı dile getiremiyorum ama onların hala ısrarla çoğu şeyi sormamalarını gerektiğini öğretemiyorum. Ben de genellikle sessiz sakin kalıyorum çoğu kez, bu durumuma bile "Sinsilik" adını koyanlar olmuş, gerçekten gülünç. Artık daha az konuşup, daha çok dinliyorum. Şimdilik kaçışı böyle buldum. Ve evet son cümleniz çok doğru, herşeye "Evet" diyerek bin parçaya bölünmeye çalıştım ama olmuyor, "Hayır" demek için çok geç kalmışım.

Yasiniz itibariyle etrafinizdakilerin merakli olmasi dogal , yas ilerledikce is hayatindayken bunlar azalacak , siz netliginizi ve mesafenizi koruyun , bir sure sonra birakacaklardir sormayi
Hayir demeye simdi basladiysaniz buyuk basari , ben 20'li yaslarin ortalarinda ogrenmistim hayir diyebilmeyi
Univ zamaninda kimseye hayir diyemedigim icin bir bulusmaya 10 farkli arkadasimin geldigini bilirim , her bulusalim diyene kirmamak yada baskasina sozum var diyemedigim icin
Hatta daha da komigini soyliyim , bir keresinde benden hoslanan 2 adama ayni geceye randevu vermistim , ucumuz beraber yemek yemistik 😂😂 buyuk ihtimalle tonla kufur yemisimdir o gece ama hayir diyemiyordum kimseye
Ne zaman ki ogrendim cok mutluyum gercekten :)
 
Tabiiki öyle, fakat hayatın gerçekleri burada da saklı diye düşünüyorum
Bende sirf toplumu takip edebilmek adina buradayim :) cunku cevremde buradaki insanlarin cogunlugundan yok hatta bazen esime anlatiyorum bazi konilari off sacmalama olmaz oyle sey diyor 😅😅
Elbette toplumu yansitiyor ama genelini degil , burada bahsedilen pek cok sey benim cevremde yok , sizde kendinize istediginiz gibi bir cevre kurabilirsiniz o bilincte bir insansiniz bu cok belli
 
Ayni durumdaydim yillarca. Insanlar cirkinlesti. Avantajim yurt disi oldu.

Isime odaklanip guler yuzle geciriyorum gunlerimi ne olursa olsun. "Bugun ne ogrendim" insanlari degil benim aldigim karar ve yaptigim isle ilgilendiren bir soruya donustu.

Sosyallik iyi guzel, ama artik dozunda birakip benimle adam gibi konusabilen insanlarla vakit geciriyorum. Yuzeysel muhabbetlere pek gelemem ve biraz fazla durustum is ne dusundugume gelince. Buna saygi duyan insan varsa zaten onlar bana geliyor, yoksa selam verip geciyoruz.

Bence beyniniz kadar bedeninize de dikkat ederseniz daha iyi hissedeceksiniz. Bir spor secin ve yapin salt yuruyus disinda. Yuzme, agirlik vs. gibi seyleri deneyin. Tenis, voleybol oynayin. Sizi "form" uzerine dusundurup beden olarak nasil hissettiginizi sorgulatacak seyler yapin yani. O da bir dusunme sekli fakat kafanizin icinde dusuncelerin sagliksiz sekilde olusmasi yerine kendi bedeninize odaklaniyorsunuz.

Sorgulamak guzeldir, cok dusunup beyni yormak gereksiz.

Ne kadar şanslısınız, Avrupadasınız. Ben geçen yıl Erasmus ile Avrupayı gezdim, okudum hem de doyasıya dolaştım. Gitmeden önce buradaki insan ilişkilerini normal bulurdum, "Ne yapalım, kaderimiz" vs. derdim. Gittim, gördüm, kafa yapısı olarak çok değiştim, hayallerim, hedeflerim bambaşka oldu, çok geç kalmış hissettim kendimi. Sonra bu kafa yapısı ile çok insan kaybettim hayatta, hepsi de bana "Erasmustan sonra amma değiştin" dediler, bu değişikliği sevdim, bende olaylara sizin gibi bakıyorum. Bana yarar katmayacağını düşündüğüm insanlara sizin gibi selam verip geçmekte buldum çareyi, ne yapalım?

Son paragrafınız hakkında da birkaç şey yazmak istiyorum, öncelikle buna değindiğiniz için ve öneri sunduğunuz için inanılmaz mutluyum. Geçen gün yine bu yorgunluğun sebebi nedir diye düşünürken acaba beynimin bana oynadığı bir oyun mu yoksa vücuduma gerçekten dikkat etmiyor muyum dedim. Yemek düzenim yok, kahvaltı oldum olası sevmem zaten, hayatında hiç sigara içmeyen ben bir yıldır tüketiyorum, hatta sabah kalkar kalmaz kahve sigara yapıyorum. Spora ilgim yok, bir ara fitness yapmıştım, kendimi çok ferahlamış hissettim, bu yıl benim için oldukça yoğun geçti, spora pek zamanım yok ama seneye istikrarlı bir biçimde bunu hayatımın bir parçası haline getireceğim. Belki yoga ya da meditasyon olabilir, ne dersiniz?
 
Yasiniz itibariyle etrafinizdakilerin merakli olmasi dogal , yas ilerledikce is hayatindayken bunlar azalacak , siz netliginizi ve mesafenizi koruyun , bir sure sonra birakacaklardir sormayi
Hayir demeye simdi basladiysaniz buyuk basari , ben 20'li yaslarin ortalarinda ogrenmistim hayir diyebilmeyi
Univ zamaninda kimseye hayir diyemedigim icin bir bulusmaya 10 farkli arkadasimin geldigini bilirim , her bulusalim diyene kirmamak yada baskasina sozum var diyemedigim icin
Hatta daha da komigini soyliyim , bir keresinde benden hoslanan 2 adama ayni geceye randevu vermistim , ucumuz beraber yemek yemistik 😂😂 buyuk ihtimalle tonla kufur yemisimdir o gece ama hayir diyemiyordum kimseye
Ne zaman ki ogrendim cok mutluyum gercekten :)
Bende sirf toplumu takip edebilmek adina buradayim :) cunku cevremde buradaki insanlarin cogunlugundan yok hatta bazen esime anlatiyorum bazi konilari off sacmalama olmaz oyle sey diyor 😅😅
Elbette toplumu yansitiyor ama genelini degil , burada bahsedilen pek cok sey benim cevremde yok , sizde kendinize istediginiz gibi bir cevre kurabilirsiniz o bilincte bir insansiniz bu cok belli

Aman amaaannn... Neler olmuş öyle? :) Bende ortalarında sayılırım sanırım yaşım 24. Yaşadığınız deneyim kötü olmuş ama gülünecek bir iz bırakmış sizde. Teşekkür ederim tüm yorumlarınız için. En kocamanından kalpler... :KK200:
 
Aslında çok haklısınız, neden yalana başvurduğumu şöyle açıklayayım, bir konuda eğer dediklerinizi cevap olarak söylesem çok fazla üsteleniyorum, bu da beni sıkıyor. Bende yalan söyleyerek geçiştiriyorum, artık karşımdakine birşeyleri açıklamaktan sıkıldığımı dile getiremiyorum ama onların hala ısrarla çoğu şeyi sormamalarını gerektiğini öğretemiyorum. Ben de genellikle sessiz sakin kalıyorum çoğu kez, bu durumuma bile "Sinsilik" adını koyanlar olmuş, gerçekten gülünç. Artık daha az konuşup, daha çok dinliyorum. Şimdilik kaçışı böyle buldum. Ve evet son cümleniz çok doğru, herşeye "Evet" diyerek bin parçaya bölünmeye çalıştım ama olmuyor, "Hayır" demek için çok geç kalmışım.

Zaman zaman insanlara neden kucuk yalanlar soylediginizi anliyorum aslinda. Ben mesela erkek kardesimi kaybettim 5.yilina girecegiz. Aile ici durumlar berbat, annem ve babam ayriligin esigindeler. Benim saglik sorunlarim ve dahasi. Moralman cokmus bir durumdayim ama hayat devam ediyor ve etmek zorunda. Isyerinde olsun, arkadas cevresinde olsun durumu farkedip nasilsin diye soruldugunda iyiyim yorgunluk var ustumde diyorum. Yeni bir insani tanimak oyle zor geliyor ki. Su icinde bulundugum durumu anlatabilmek, kendimi anlatabilmek.

Anlattigim zamanlar oldu ama insanlarin gozlerine bakinca agizlarinin baska gozlerinin baska konustugunu hissettim. Anliyorum diyenler hic anlamiyorlardi. Anliyormus gibi yapiyorlardi. Bende orda kesiyordum devamini getirmiyordum. Artik o konulara hic girmiyorum bile. Kendimi cok yakin hissedipte konustugum insan yok nerdeyse. Isim geregi tam tersine cok sosyal cok konuskan olmam gerekiyor. Isimde oyleyim. Benim derdimden cok onlarin dertlerini dinliyorum.

Bu devir boyle goturuyor. Iyiymisim gibi davraniyorum. Politik mi davraniyorum dogru bir tabir midir bilmiyorum.
 
Zaman zaman insanlara neden kucuk yalanlar soylediginizi anliyorum aslinda. Ben mesela erkek kardesimi kaybettim 5.yilina girecegiz. Aile ici durumlar berbat, annem ve babam ayriligin esigindeler. Benim saglik sorunlarim ve dahasi. Moralman cokmus bir durumdayim ama hayat devam ediyor ve etmek zorunda. Isyerinde olsun, arkadas cevresinde olsun durumu farkedip nasilsin diye soruldugunda iyiyim yorgunluk var ustumde diyorum. Yeni bir insani tanimak oyle zor geliyor ki. Su icinde bulundugum durumu anlatabilmek, kendimi anlatabilmek.

Anlattigim zamanlar oldu ama insanlarin gozlerine bakinca agizlarinin baska gozlerinin baska konustugunu hissettim. Anliyorum diyenler hic anlamiyorlardi. Anliyormus gibi yapiyorlardi. Bende orda kesiyordum devamini getirmiyordum. Artik o konulara hic girmiyorum bile. Kendimi cok yakin hissedipte konustugum insan yok nerdeyse. Isim geregi tam tersine cok sosyal cok konuskan olmam gerekiyor. Isimde oyleyim. Benim derdimden cok onlarin dertlerini dinliyorum.

Bu devir boyle goturuyor. Iyiymisim gibi davraniyorum. Politik mi davraniyorum dogru bir tabir midir bilmiyorum.

Öncelikle başınız sağolsun, Allah sabırlar versin. Beni anlayabilmenize o kadar çok sevdindim ki... Resmen yalan söylememin sebepleri bunlar aslında, çünkü insanlarla birşey paylaşılınca onları koz olarak kullandıklarını hissediyorum, birkaç yıl önce en zayıf noktalarımdan vurulunca artık kendi dertlerimi kendi başıma çözmeye başladım, ilkem hep "Yine beni ben anlarım" oldu. Aynı şey irade için de geçerli, aynı tırnak yemek gibi, acı ojeyi ne kadar çok sürseniz de kafanızda tırnak yemeği bitiremezseniz isterseniz acı biber sürün yine yapıyorsunuz. :) İnsanlar başkalarının mutsuzluklarından besleniyor gibi geliyor bana, o yüzden bende çoğu şeyi üstü kapalı yapıyorum artık, sizin gibi. Kendimi size yakın hissettim. Bu arada Allah şifa versin, dualarım sizinle olacak :KK60:
 
Ne kadar şanslısınız, Avrupadasınız. Ben geçen yıl Erasmus ile Avrupayı gezdim, okudum hem de doyasıya dolaştım. Gitmeden önce buradaki insan ilişkilerini normal bulurdum, "Ne yapalım, kaderimiz" vs. derdim. Gittim, gördüm, kafa yapısı olarak çok değiştim, hayallerim, hedeflerim bambaşka oldu, çok geç kalmış hissettim kendimi. Sonra bu kafa yapısı ile çok insan kaybettim hayatta, hepsi de bana "Erasmustan sonra amma değiştin" dediler, bu değişikliği sevdim, bende olaylara sizin gibi bakıyorum. Bana yarar katmayacağını düşündüğüm insanlara sizin gibi selam verip geçmekte buldum çareyi, ne yapalım?

Son paragrafınız hakkında da birkaç şey yazmak istiyorum, öncelikle buna değindiğiniz için ve öneri sunduğunuz için inanılmaz mutluyum. Geçen gün yine bu yorgunluğun sebebi nedir diye düşünürken acaba beynimin bana oynadığı bir oyun mu yoksa vücuduma gerçekten dikkat etmiyor muyum dedim. Yemek düzenim yok, kahvaltı oldum olası sevmem zaten, hayatında hiç sigara içmeyen ben bir yıldır tüketiyorum, hatta sabah kalkar kalmaz kahve sigara yapıyorum. Spora ilgim yok, bir ara fitness yapmıştım, kendimi çok ferahlamış hissettim, bu yıl benim için oldukça yoğun geçti, spora pek zamanım yok ama seneye istikrarlı bir biçimde bunu hayatımın bir parçası haline getireceğim. Belki yoga ya da meditasyon olabilir, ne dersiniz?

Amerika'dayim aslinda ve avrupa'da oldugumdan cok daha mutluyum burada. Kimse kimseye karismiyor, ama sosyallik istediginde cok kolay bir sekilde bulabiliyorsun. Insanlari biraz da Anadolu'nun iyisi gibi benim oldugum yerde, onune gelen besliyor :)

Illa ki yurt disina cikmak gerekmiyor mutlu olabilmek icin, alaniniz edebiyatmis. Turk dili mi yoksa genel mi? Dil cok degistiriyor. Turkce ile ilgiliyse yaptiginiz her sey baska ulkede ne kadar mutlu olacaksiniz?

Dedigim gibi siz tepkilerinizi belirleriniz, hayat sizi oyle sekillendirir. Yas olmus 24, birakin ince detaylari. Insanlar gercekten pis bazen. Ne yaparsaniz yapin diyecek bir sey bulacaklar. Mutlu degilseniz yapmayin, hayir demeyi ogrenin. Sevdiginiz, sizi de seven insanlara saklarsiniz "evet"leri.

Bu yorgunluk icin de kesinlikle benim tavsiyem agirlik. Az agirlikla baslayip evde yavas yavas artirabilirsiniz. Erasmus yaptiginize gore dil var, cok guzel YouTube kanallari var evde fitness icin.

Yoga guzel, ikisini beraber yapabilirsiniz bence. Ben cok fazla meditasyon modunda olmaktansa aktif olarak kaslari calistirmayi seviyorum. 6 ayda %6 yag kaybettim kilolu bir insan olmama ragmen. Kafam rahat ve guclu hissediyorum.

Yemek isini duzene sokun derim. Beynin saglikli yaglara, kaslarin proteine ve yeterli oranda karbohidratlara ihtiyaci var. Her ne olursa olsun iyi isleyen bir makine olmaniz lazim. Beden bir butundur, beyin ve sinir sisteminin sagligini olabildigince garantilemek istiyorsaniz geri kalan kismina da ayni ozenle yaklasmaniz lazim.

Ozelden birkac kanal bilgisi verebilirim isterseniz.
 
Amerika'dayim aslinda ve avrupa'da oldugumdan cok daha mutluyum burada. Kimse kimseye karismiyor, ama sosyallik istediginde cok kolay bir sekilde bulabiliyorsun. Insanlari biraz da Anadolu'nun iyisi gibi benim oldugum yerde, onune gelen besliyor :)

Illa ki yurt disina cikmak gerekmiyor mutlu olabilmek icin, alaniniz edebiyatmis. Turk dili mi yoksa genel mi? Dil cok degistiriyor. Turkce ile ilgiliyse yaptiginiz her sey baska ulkede ne kadar mutlu olacaksiniz?

Dedigim gibi siz tepkilerinizi belirleriniz, hayat sizi oyle sekillendirir. Yas olmus 24, birakin ince detaylari. Insanlar gercekten pis bazen. Ne yaparsaniz yapin diyecek bir sey bulacaklar. Mutlu degilseniz yapmayin, hayir demeyi ogrenin. Sevdiginiz, sizi de seven insanlara saklarsiniz "evet"leri.

Bu yorgunluk icin de kesinlikle benim tavsiyem agirlik. Az agirlikla baslayip evde yavas yavas artirabilirsiniz. Erasmus yaptiginize gore dil var, cok guzel YouTube kanallari var evde fitness icin.

Yoga guzel, ikisini beraber yapabilirsiniz bence. Ben cok fazla meditasyon modunda olmaktansa aktif olarak kaslari calistirmayi seviyorum. 6 ayda %6 yag kaybettim kilolu bir insan olmama ragmen. Kafam rahat ve guclu hissediyorum.

Yemek isini duzene sokun derim. Beynin saglikli yaglara, kaslarin proteine ve yeterli oranda karbohidratlara ihtiyaci var. Her ne olursa olsun iyi isleyen bir makine olmaniz lazim. Beden bir butundur, beyin ve sinir sisteminin sagligini olabildigince garantilemek istiyorsaniz geri kalan kismina da ayni ozenle yaklasmaniz lazim.

Ozelden birkac kanal bilgisi verebilirim isterseniz.

Ben Batı Dillerinin birisinde okuyorum ve Avrupa'ya gittim, 3 dil biliyorum, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca, ilk ikisi Upper İntermadiate, diğeri henüz Beginner. Bu yüzden genellikle Youtube'da İngilizce kanallar izliyorum, bu dediklerinizi uygulayacağım, bu akşam biraz araştıracağım açıkcası. Bedenen düzene sokmakta bu işin kilit noktası olabilir, belki vücudum sinyal veriyordur, bu da beni yorgun olmasam bile enerjimi düşük hissettiriyordur. Gayet normal, çok teşekkür ederim, beni çok mutlu ettiniz.
 
Üstüninsan yolunda ilerliyosun :) Şaka bi yana Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında Nietszche İnsan üstüninsan ve ilkel canlılar arasında bi köprüdür. İnsan üstüninsan olunca insana ilkel bi canlıymış gibi bakar,diyor. Bence bu dert değil. Bu güzel bişey. İzole olmuş hissedeceksin. Ama kendin olma yolun için bu göze alınabilir.
 
Ben Batı Dillerinin birisinde okuyorum ve Avrupa'ya gittim, 3 dil biliyorum, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca, ilk ikisi Upper İntermadiate, diğeri henüz Beginner. Bu yüzden genellikle Youtube'da İngilizce kanallar izliyorum, bu dediklerinizi uygulayacağım, bu akşam biraz araştıracağım açıkcası. Bedenen düzene sokmakta bu işin kilit noktası olabilir, belki vücudum sinyal veriyordur, bu da beni yorgun olmasam bile enerjimi düşük hissettiriyordur. Gayet normal, çok teşekkür ederim, beni çok mutlu ettiniz.

Cok guzel, harika. Mis gibi hayat var onunuzde, kendinize bakin, yurt disinda da bulursunuz kendinizi isle ilgili :)
 
Üstüninsan yolunda ilerliyosun :) Şaka bi yana Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında Nietszche İnsan üstüninsan ve ilkel canlılar arasında bi köprüdür. İnsan üstüninsan olunca insana ilkel bi canlıymış gibi bakar,diyor. Bence bu dert değil. Bu güzel bişey. İzole olmuş hissedeceksin. Ama kendin olma yolun için bu göze alınabilir.

Teşekkür ederim :KK51: O kitabı duydum ama henüz almadım, şu sıralar Rousseau'nun "Yalnız Gezerin Düşleri"ni okuyorum, kitabın içinde toplamda 10 gezinti var ve her bir gezintide kendi hayatında sorguladığı şeyler hakkında tartışıyor, hatta kitap için "Bir başına felsefe yapmak" diyorlar, aslında bu kitaptan sonra beynim daha çok yandı diyebilirim. Kafamdaki düşünceler yön değiştirip, daha da allah bullak oldu, ama sonucunda bu işin içinden yine kendim çıkacağım. Nietszche'nin kitabını alacağım, bir de aklımda şu sıralar Dostoyevski'den "Yeraltından Notlar" kitabı var, önermek istediğiniz herhangi bir kitap varsa, ona da açığım.
 
Back
X