• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kendimi çirkin ve yıpranmış hissediyorum

Ooooo bir kira parası çokmuş,her gün mü çağırmayı düşünüyorsunuz nedir?
Bence şu temizlik takıntınızdan vazgeçin.
Haftadabir kadın gelip evi toparlasa siz de idare etmelisiniz.
Kendinizi heba etmenin anlamı yok.
Siz kendinize vakit ayırdığınızda daha çok mutlu olacaksınız,kloraklı pijamalarla değil.
Kloraklı pijamaları eşimin yanında giymiyorum canım :KK48: Allahtan daha o kadar olmadım.
 
resmen korktuğum şeylere ayna tutmuşsun şu anda. ben daha 2 aylık evliyim. evlenmeden önce gayet sosyal olan, dışarda yiyip içmeye gezmeye, kıyafete düşünmeden para harcayabilen biriydim. eşim de benim bakımıma giyimime hayrandır. daha şimdiden maddi olarak eskisi gibi rahat hareket edememekten, gezip tozamamak ve dilediğim şeyleri alamamanın getirdiği bir sıkıntı var içimde. ben de evimde her gün sulu yemek pişiriyorum, ev temizliğine dikkat ediyorum. ütü çamaşır bulaşık hiçbir şey biriktirmeyeceğim derken yüksek lisans tezimi ihmal etmeye başladım. işimde eskisi gibi özenli değilim. eşim ise bir sene daha uzatsan ne olur diyor. ev işlerinin aksamasını asla istemiyor. ama nedense hepsi benim görevim. daha geçenlerde beyazları hemen yıkamadım beyaz gömleğini giyemedi diye bir saat surat astı. sanırım şu ara önlem aldım aldım. yoksa her şey ömür boyu sadece benim görevimmiş gibi olacak ve ben de mutsuz olacağım.
 
valla bizde aynı durumdayız be tatlım.. eski fotolarıma bakıp ben bu muydum, ne hale gelmişim diyorum :KK43:

İş hayatım yok ama sanki bende çalışıyor gibiyim kaynananın her işine koş kendi evinin her işine koş bir şey eksik olsa hemen o görünüyor.. Ben böyle değildim...

Ev işerine olan ilginizi biraz boşlayın lütfen mesela sürekli yemek yapmayın arada kahvaltılık dışardan alınmış börek çay da işinizi görebilir belki yanına bi çorba bu şekilde bazı işleri biraz aksatarak kendinize vakit ayırabilirsiniz,ayırmalısınız...
 
Selam kızlar. Bu, bir dert değil ancak uzun zamandır içimde sinsi sinsi büyüyen bir his sadece. Evliliğim 3 yılı geçti; şu an çalıştığım işte beşinci yılım. Evlenmeden önce gerçekten güzel ve karizmatik biriydim. Yani kendime has bir havam vardı. Etkileyici bir mizacım vardı. Evlendikten sonra çok değiştim. Eşimle arada bir yaptığı hödüklükler dışında sorunumuz yok çok şükür. Evin bütün yükü üzerimde; daha bir kere temizlikçi gelmedi evime. Yemeğe makarna yaptığım gün sayısı 5'i geçmez; daima sulu yemek ve çorba bulunur evimde. Yaptığım iş de çok stresli bir iş. Ama günden güne renklerimin solduğunu hissediyorum. Pasaklı görünen biri değilim ama kendimi güzel ve ayrıcalıklı da hissetmiyorum. Müzisyenim aynı zamanda..Ama artık içimden müzik yapmak da gelmiyor. Ruhen ve fiziken çirkinleşiyorum sanki. Bütün mesaimi evin düzenine ve eşimin rahatına harcıyorum neredeyse. Eskiden çok özel hissederdim kendimi. Gitgide anlamsızlaşıyorum kendi içimde. Çok mu yıprandım ben? Bilmiyorum. Eskiden asla tv izlemezdim. Varsa yoksa tiyatro, sinema, kitap, müzik.. Hatta evime tv bile almamıştım bekarken. Dün gece o ses türkiye izlerken buldum kendimi; geçen hafta da müge anlı'ya baktım. Eşim evdeyken akşam 21:00'lere kadar hep mutfaktayım. Ellerim hep soğan kokuyor; saçlarım tereyağı. Keman yayı tutması gereken ellerim porçözden, ciften yıprandı. Çamaşır suyu lekesi olmayan eşofmanım kalmadı .. Kendimi çok iyi bir ev kadını olarak hissediyorum; bundan içten içe gurur da duyuyorum ama içimden farklı bir kadın çığlık çığlığa ağlıyor her gün. Anlamıyorum.
Hayatta ilk once "ben" dedigimiz kadar huzurlu ve mutluyuz.
Baskalarini memnun etmek icin yasanan hayatlarda hep bir eksiklik olmustur. Kendimizi ikinci ucuncu plana atariz farkinda olmadan. O eksiklik giderek buyur, buyur kocaman bir bosluk olur icimizde. Ve o icimizdeki boslugun icinde kendimizi aramaya baslariz bir gun. Zamanla ne kadar da alismisizdir bulundugumuz ortama. Nerden nereye gelmisizdir yillar sonra. Bir gun o boslugun icine bir merdiven dayayip disariya bakmaya calistigimizda anlariz ki, icimizdeki yasam hevesini de o boslugun icinde kaybetmisizdir.
Kendisini evine, cocuklarina ve odun kocasina adamis bir kadin olarak paylasmak istedim.
 
Selam kızlar. Bu, bir dert değil ancak uzun zamandır içimde sinsi sinsi büyüyen bir his sadece. Evliliğim 3 yılı geçti; şu an çalıştığım işte beşinci yılım. Evlenmeden önce gerçekten güzel ve karizmatik biriydim. Yani kendime has bir havam vardı. Etkileyici bir mizacım vardı. Evlendikten sonra çok değiştim. Eşimle arada bir yaptığı hödüklükler dışında sorunumuz yok çok şükür. Evin bütün yükü üzerimde; daha bir kere temizlikçi gelmedi evime. Yemeğe makarna yaptığım gün sayısı 5'i geçmez; daima sulu yemek ve çorba bulunur evimde. Yaptığım iş de çok stresli bir iş. Ama günden güne renklerimin solduğunu hissediyorum. Pasaklı görünen biri değilim ama kendimi güzel ve ayrıcalıklı da hissetmiyorum. Müzisyenim aynı zamanda..Ama artık içimden müzik yapmak da gelmiyor. Ruhen ve fiziken çirkinleşiyorum sanki. Bütün mesaimi evin düzenine ve eşimin rahatına harcıyorum neredeyse. Eskiden çok özel hissederdim kendimi. Gitgide anlamsızlaşıyorum kendi içimde. Çok mu yıprandım ben? Bilmiyorum. Eskiden asla tv izlemezdim. Varsa yoksa tiyatro, sinema, kitap, müzik.. Hatta evime tv bile almamıştım bekarken. Dün gece o ses türkiye izlerken buldum kendimi; geçen hafta da müge anlı'ya baktım. Eşim evdeyken akşam 21:00'lere kadar hep mutfaktayım. Ellerim hep soğan kokuyor; saçlarım tereyağı. Keman yayı tutması gereken ellerim porçözden, ciften yıprandı. Çamaşır suyu lekesi olmayan eşofmanım kalmadı .. Kendimi çok iyi bir ev kadını olarak hissediyorum; bundan içten içe gurur da duyuyorum ama içimden farklı bir kadın çığlık çığlığa ağlıyor her gün. Anlamıyorum.
Bence kendi kendini bir rol karmaşası içine düşürmüşsün. Evde daima sulu yemek pişmesi, hiç makarna pişirmemen, eve temizlikçi çağırmaman filan bunlar övünülecek şeyler değil. Bir ev kadını olsan tek meziyetin bu olsa anlarım bunlar için bu kadar didinmeni ama başlarda anlattığın kadının gururla söyleyeceği laflar değil bunlar. Yani hayal ettiğin kadın evi her daim düzenli temiz, sürekli ocakta kaynayan bir tenceresi olan, kocasına padişahlar gibi hizmet eden kadın mı? eğer sen bi yandan da bu kadını olmayı hayal ediyorsan o etkileyici kadın bi daha hiç olamayacaksın ne yazık ki. Ancak komşu teyzeleri filan etkilersin. Eşinin de istediğinin bu olduğunu sanmıyorum.
 
evlilik egonuzun yüksek yerlerini törpülemiş, normal hayata dönmüşsünüz. hepsi bu.
Bu nasıl bi yorum, hobileri olan, yaşamayı, kendini seven kadın mı egolu oluyor. Bence tam tersi bir hayatı kabullenen kadın ezik ve silik oluyor. Sanırım siz bu guruba girdiğiniz için rahatsız etti sizi konu sahibinin evlilik öncesindeki kıskanılası yaşam tarzı.
 
Bu nasıl bi yorum, hobileri olan, yaşamayı, kendini seven kadın mı egolu oluyor. Bence tam tersi bir hayatı kabullenen kadın ezik ve silik oluyor. Sanırım siz bu guruba girdiğiniz için rahatsız etti sizi konu sahibinin evlilik öncesindeki kıskanılası yaşam tarzı.
Aynen boyle dusunuyorum.
 
arada bir mantı filan alın hazırdan ne bileyim arada kurabiye vs
hani kendi yemek yükünüzü azaltacak ev yemeği satın alın mesela yanına yapın hemencecik salata ya da pilav olsun bitsin
biraz maalesef parayı daha çok harcamanız gerek ama yükünüz hafiflesin azıcık yahu yazıksınız
 
Maalesef geç kaldım. Yaptığım herşey artık görevim oldu :KK61:. Eşim sadece ay sonlarında eve gelebiliyor. Eve geldiğinde, 5- 7 gün arası kalıyor ve dinleniyor. O evde yokken de hem bizim taraftan hem onların taraftan gelenim gidenim çok oluyor. Yani eşim olmasa bile tempoya devam. Eşim evdeyken üst düzey bakım ve ilgi istiyor. Ama ben 18:10'da işten geliyorum, yemekti bulaşıktı, ertesi günü yemeğiydi, saat 21:30u buluyor. Bir de tabi beraberinde getirdiği bir çuval kirlinin yıkanıp ütülenmesi de o hafta yapılmak zorunda. Geçenlerde, sadece gece yetiştirip meyve ve kuru yemiş koyamadığım için "sen bana bakmıyorsun" dedi. Yani benim asli görevim oldu bunlar.
Nasıl bi adam eşin. Ayda sadece bir hafta görüşüyorsunuz ve o senden ona hizmetçilik mi yapmanı istiyor. Bir ay boyunca evliliğe dair özlediği, paylaşmak istediği tek şey önüne meyvesinin gelmesi mi oluyormuş.
 
Maalesef geç kaldım. Yaptığım herşey artık görevim oldu :KK61:. Eşim sadece ay sonlarında eve gelebiliyor. Eve geldiğinde, 5- 7 gün arası kalıyor ve dinleniyor. O evde yokken de hem bizim taraftan hem onların taraftan gelenim gidenim çok oluyor. Yani eşim olmasa bile tempoya devam. Eşim evdeyken üst düzey bakım ve ilgi istiyor. Ama ben 18:10'da işten geliyorum, yemekti bulaşıktı, ertesi günü yemeğiydi, saat 21:30u buluyor. Bir de tabi beraberinde getirdiği bir çuval kirlinin yıkanıp ütülenmesi de o hafta yapılmak zorunda. Geçenlerde, sadece gece yetiştirip meyve ve kuru yemiş koyamadığım için "sen bana bakmıyorsun" dedi. Yani benim asli görevim oldu bunlar.
Üst düzey ilgi ve bakım ne yahu. Fenalık geldi birden. Eşinizden bahsetme şekliniz de çok enteresan. E kendinizi adamayın, saçınızı süpürge etmeyin madem? Çelişkili geliyor yani bana ben böyle bir kadın değilim deyip, önüne birgün kuruyemiş koyulmayınca isyan eden kocaya tepki verememek.
 
Kendinizi bu kadar hirpalama vakit harciyorsunuzda ondan es ile ara iyiyse ondannyardim istenir ki beklentiler karsilanamyacagi icin birntemizlikci tutulur ve biraz kendine zaman ayrilir cocukta yaparim kariyerdeeee onun hevesini almissiniz 40 ta cokmemek icin bunlari yapin heyecaniniz kacmasin zira heycanlanacak.kendinizi guzel hissedecek.vakit lazim oncelikle surekle elde toz bezi ve sogan boyle hissettirmezzz iyinev hanimisiniz zirvede birakin derim
 
Bir kere Müge Anlı izlemeyi kötü lanse etmene kızdım canım ben kendisine hayranım çünkiiii:D
Hem iş kadınlığında hem ev hanımlığında mükemmel olayım derken içine düştüğümüz sendrom bu..Silkelenip kendine gelmen gerek..Cilt bakımı randevusu al ne bileyim saçlarına bakım yaptır..Birkaç gün fazladan hazır yemek girsin evine boşver sen kendine bak vakit ayır iç huzurun yerine gelsin:KK200:
 
Çalışıyorsanız temizlikci ve makarnaya dayan derim
çalışmıyorsan tertipsizsin derim
5.5 yasında oglum var gayet havalı hissediyorum kendimi
 
eşim ayda bir hafta evde oluyor diyorsun. Anladığım kadarıyla o yokken yalnız yaşıyorsun evde. Boş bir ev için mi yani bu kadar eziyet kendine. Anlam veremiyorum dört duvara bu kadar hizmet etmesine insanların. Ne kadar dağılabilir, kirlenebilir bir kişinin yaşadığı bir ev. Günde en fazla 2,3 kere kullanabildiğin bi tuvaleti porçözle çamaşırsuyuyla yıkayıp durmanın anlamı nedir? Sırf kendin için çorbasından, sulu yemeğine her gün yemek pişirmenin mantığı nedir? Köfte salata, kısır, menemen filan neyinize yetmiyor. Çağırmayın misafirleri evinize siz gidin tam tersi eşim yok yalnız olmuyor evde diye.
 
Egoyla ne alakasi var ya? Ozel zevklere hobilere vakit ayirmak anormal, kendini ev isine adamak mi normal?

Bu nasıl bi yorum, hobileri olan, yaşamayı, kendini seven kadın mı egolu oluyor. Bence tam tersi bir hayatı kabullenen kadın ezik ve silik oluyor. Sanırım siz bu guruba girdiğiniz için rahatsız etti sizi konu sahibinin evlilik öncesindeki kıskanılası yaşam tarzı.

neyi niye yazdığımı bilmeden yazdığım yorum üzerine kendinizce kritik yapıyorsunuz.
sizleri hiç ilgilendirmemesine rağmen o bahsettiğiniz silik gruptan olmadığımı belirtmek durumunda kalıyorum.
benim temizlkti, yemekti, çocuktu vs sorunum yok. yani kıskanacak hiçbir şeyim yok.
kadının erkek egemenliği altına girmesine de sonuna kadar karşıyım.
bir kadının asli vazifesinin bir adamın karısı olup o'na yemek pişirip çamaşırını yıkamak olmadığını da defalarca söylemişimdir.

"egonuzun çıkıntılı yerlerini evlilik törpülemiş" sözünden kastım hobileri ya da kendine zaman ayırması değil (ki aklı başında hemen her kadın yapar bunu) "Evlenmeden önce gerçekten güzel ve karizmatik biriydim", "Yani kendime has bir havam vardı. Etkileyici bir mizacım vardı", "kendimi güzel ve ayrıcalıklı da hissetmiyorum" ve "Eskiden çok özel hissederdim kendimi" şeklindeki cümleleriydi.

psikolojiden anlar mısınız bilmem kişinin bu şekilde kendini övmesi (ki şu konumda da ev kadınlığıyla övünmeye devam ediyor hala) egosunu cilaladığının en güzel kanıtıdır.
kişinin kendi kendine "karizmatiğim, çok güzelim, havam var, mizacımdan etkilenmeye yoktur" şeklinde yaptığı tanımlamalar ego değildir.

hayatın mecburiyetleri veya zorlukları kişileri zaman zaman olduğu hayattan ya da alışkanlıklarından uzaklaştırabilir (evlilik, parasızlık, çocuk bakımı vs vs). ancak "evlendiğimden beri kendime bakmayı bıraktım" demek başkadır, bu şekilde ifade etmek başkadır.

evlilik zaten (bizim toplumumuzda) en çok kadından bir şeyler koparan bir olaydır. çocuk sorumluluğu, mutfak sorumluluğu, kayınvalide, kayınpeder, görümce, elti, aldatma, ilgisizlik derken pekçok kadın yaşam enerjisini erkenden tüketir. Dışarıda hakkını sonuna kadar savunan kadın evde kocaya susar misali konu sahibinin de bazı yanları törpülenmiş işte.

ben kendimce fikrimi belirttim konuya. nedense sizler anlamamakla kalmayıp yorumumu benim asla ifade etmediğim şekilde saptırarak çıkarımlar yapmışsınız.

ikinize de iyi forumlar.
 
Back
X