Bak ben sana kendi çevremden örnek vereyim hani demişsin ya kimler kimler yuva kuruyor diye... Al sana benim çevrem:
Ben 24 yaşındayım, üniversiteden de mezun olunca okul defterini kapadım.
Benim liseden sonra üniversiteye gitmeyen arkadaşlarım (tanıdıkları da dahil ediyorum) evlendiler.
Önlisans mezunu olanlar evli ya da nişanlı artık.
Ailesi çok tutucu olan taze lisans mezunu bir arkadaşım evlendi.
Onun dışındakiler hep bekar, kiminin sevgilisi var kiminin yok. Millet hayatını yaşıyor, aralarında 26-27 yasında olanlar da var. Ve hiçbiri evlilik meraklısı değil. Evlilik kader kısmet işidir, nasiptir, ne bileyim şansla da alakası vardır. Böyle nerde artık evleneyim diyen tanıdığım, akraba falan varsa öylesine evlendiği için mutsuz oldu. Neden evliliği gözünüzde büyütüyorsunuz ben anlamıyorum. Mesela ben isterim ki herkes kalbindeki insanla evlenebilsin, evet ben gerçekten bu insanla bir ömrü paylaşmak istiyorum diyebilsin. Günümüzde kaç insan böyle evleniyor ki? Evlenmek demek bir aileyle de evlenmek oluyor, ya bir Türk kızı neden hayatının en güzel döneminde kayınvalide, kayınpeder, kayın ve görümce, ek olarak elti gibi dertlerle uğraşmak ister bana bunu anlatsın birisi. Evlilik her gün romantik geçen birşey değil ki. İnşallah seni her gün daha da artan bir aşkla sevecek olan birini bulursun ama gerçekte durumlar çok farklı. Keşke hiçbir aşk evlilikteki sorunlar yüzünden yıpranmasa. Bi de çocuk konusu var tabi, insan sevdiği kişiden çocuk sahibi olması güzel de o da ayrı bir dert. Bir insan neden şu ülkeye hala çocuk dünyaya getirir bunu da anlamıyorum. Çocuk işi tamamen bencillik, insanların kendileri için ve kendilerini düşünerek yaptıkları birşey. Toplum baskısı yüzünden çocuk yapan da çok. Evlilik gerçekten harika birşey olsaydı bu kadar çok boşanma olmazdı sanırım.