Kocanızı nasıl eğitirsiniz?

italim

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
30 Ocak 2009
10.130
7
206
Antalya
a.s. ilginç ama denemeye değer, tamamen alıntıdır

Kocanızı nasıl eğitirsiniz?


• Evin orasına burasına dağılmış kirli çamaşırlardan... Bir omlet uğruna muharebe alanına çevrilmiş mutfak manzaralarından... Randevu yerine sanki Yemen'den geliyormuşçasına geç kalmalardan...

• Anahtardan dosyaya, tıraş losyonundan cep telefonuna kadar ne kaybedilse, sizi sorumlu tutan tavırlardan... Uzun lafın kısası, tertipten, düzenden nasibini almamış, dağınık, aklı bir karış havada kocanızdan yorulup, sıkılıp, usandıysanız...


İmdadına yetişen kitap


• Kitabın yazarı, ABD'li gazeteci Amy Sutherland, ne bir ilişki uzmanı ne de evlilik danışmanı. Kendisinin, “Savsak kocanızı nasıl hayallerinizdeki ideal eşe dönüştürürsünüz?” tarzında, bir çeşit Güzin Abla haline geliş macerası hem komik hem ilginç.

• Amy'nin 12 yıllık evlilik geçmişlerine rağmen hâlâ âşık olduğu kocası Scott, pek çok hemcinsi gibi unutkan, dalgın, ihmalkâr, her yere geç kalmayı seven, kararsız ve değişken bir mizaca sahipti.

• Amy de kimi zaman homurdanarak, bağırıp azarlayarak kendince bir yol tutturdu. Ancak bütün bu serzenişleri işe yaramadı. Evlilik danışmanı da derdine çare olmadı.


Tam umudunu kesmişken


• Meseleyi çözmekten umudunu kesen Amy'nin hayatı ve erkeklere bakış açısı, konuyla son derece alakasız bir proje sayesinde değişti. O dönemde egzotik hayvan eğitmenleri hakkında yazması gereken bir kitap vardı. Bu nedenle hayvanların yaşadıkları değişimi anlamak amacıyla Kaliforniya'ya gidip gelmeye başladı. Bu eğitimler sonucunda, sırtlanlar bir emirle tek ayakları üzerinde dönüşler yapıyor, pumalar tırnaklarını kestirmek için pençelerini uzatıyor, denizaslanları burunlarının ucunda top oynatıyor, babunlar kaykay kullanıyordu.

• Amy uzun eğitim süreçlerini izlerken, kafasında sihirli bir ampul yandı. Yırtıcı, egzotik yaratıklar bütün bu imkânsız hareketleri, davranış biçimlerini yapabiliyorlarsa; bu tekniklerin, evdeki bambaşka bir tür üzerinde de olumlu sonuçlar verebileceğini düşündü. Acı ama gerçek... Bu farklı tür, inatçı ama sevimli kocası Scott'tan başkası değildi.


Film teklifleri aldı


• Amy Sutherland, bu garip deneyini ve kendince elde ettiği başarıyı ilk olarak 2006'da, The New York Times gazetesinde kısa bir makale olarak yayımladı. Makalesi o yılın, elektronik postayla en çok gönderilen hikâyesi seçildi.

• NBC'nin ünlü 'The Today Show'una konuk oldu. Hollywood'dan film teklifleri aldı, hatta bir tanesini kabul etti. Son olarak Şubat 2008'de 'Shamu Bana Hayat, Aşk ve Evlilik Hakkında Ne Öğretti? Hayvanlardan ve Eğitmenlerinden İnsanlar İçin Dersler' adlı kitabı piyasaya çıktı.


Koca eğitiminin temel kuralları


• Olumlu davranışı takdir ettiğinizi belli edin. Kirli sepetine bir tek çorap bile atsa teşekkür edin.

• Hoşunuza giden bir şey yaptığında bir öpücükle, sevdiği bir yemekle, vs. ödüllendirin.

• Unutmayın! Tepkinin iyisi de kötüsü de davranışı körükler.

• Hoşunuza gitmeyen tavırları sabırla görmezden gelin.

• Sakın boşu boşuna dırdır etmeyin! İşe yaramaz. Azarlamak, bağırmak sadece erkeğin sıkıcı huylarını müzminleştirmeye yarar.

• Etrafa atılmış kirli çamaşır sadece kirli çamaşırdır. Kişisel olarak algılamayın!

• Kocanızı sizden çok farklı, bambaşka bir tür gibi kabullenin. Böylece objektif olabilirsiniz.

• Hatayı kendinizde de arayın. İşe yaramayan stratejileri değiştirin.

• İlgisini başka yöne çekin. Örneğin, mutfakta dolaşmaması için salona cips ve bira hazırlayın.


Ders 1: Yaklaştır


• Amy'nin egzotik hayvan eğitmenlerinden öğrendiği temel ders, beğendiği davranışı ödüllendirmek, beğenmediğini ise görmezden gelmekti. Dırdır etmek, azarlamak söz konusu değildi.

• Kaliforniya'dan Maine'deki sıcak ama dağınık yuvalarına döndüğünde, Amy, Scott'a tamamen farklı davranmaya başladı.

• Örneğin, Scott çamaşır sepetine kirli tişört mü attı, hemen teşekkür etti. İkinci kirli çamaşır için öpücükle ödüllendirdi. Bu arada yatak odasının yerinde duran kirli yığınının üstünden, tek bir ters laf bile etmeden usulca geçip gitti.

• Zamanla fark etti ki Scott, Amy tarafından takdir edilmenin keyfini çıkarırken etraftaki kirli yığınları da küçülmeye başladı. Bu yöntemin adı 'yaklaştırma'ydı.


Ders 2: Sabret


• Eğitmenin beğenmediği davranışlara en ufak bir tepki vermemesinin adı ise 'en az güçlendirici sendrom'. Zira pozitif ya da negatif herhangi bir tepki, davranışı körüklemekten başka bir işe yaramaz.

• Oysa hiçbir tepki verilmediğinde, o davranış biçimi zamanla yok oluyordu. İşte bu nedenle Amy kendini çok zor tutsa da hoşuna gitmeyen tavırlara kayıtsız kalmaya karar verdi.


Ders 3: İmkânsız kıl


• Uyguladığı üçüncü teknik 'uyuşmaz davranış' kavramıydı. Bu yöntem, dikkati başka bir noktaya çekerek, istenmeyen davranışın yapılmasını engellemeye, mümkünse imkânsız kılmaya yönelikti.

• Amy bu tekniği kendisi yemek pişirirken Scott'ı mutfaktan uzak tutabilmek için kullandı. Ayağının altında dolaşmaması için salonun uzak bir köşesine bir çanak cips ve salsa sos koydu, parlak fikri tabii ki işe yaradı.


Ders 4: Kişisel alma


• Dördüncü kural ise hataları asla kişisel olarak ele almamaktı. Eskiden Scott'ın münasebetsiz tavırlarını hakaret gibi ya da değer görmediğinin işareti olarak algılayan Amy, buna da son verdi.

• Eğitmenlerin mottosunu benimsedi: 'Hata hiçbir zaman hayvanda değildir.' Böylece kendi tepkilerini ve yanlışlarını da tahlil etmeyi öğrendi. Scott'ın kimi içgüdüsel tavırlarının köklü ve değişmez olduğunu kabullendi.

• Artık eskiye oranla, sivri uçları biraz daha yontulmuş bir kocası ve daha hoşnut olduğu bir evliliği vardı. Üstelik bu durumu anlayan kocası, üzerinde böyle bir teknik uygulanmasından hiç gocunmadığı gibi, taktiği kapıp Amy üzerinde denemeye başlamıştı
 
bu yazıyı başlık çok itici ve bir o kadar da ilginç gelince okumaya başlamıştım.İnsanla hayvan nasıl kıyaslanabilir derken sayfanın sonunda buldum kendimi
 
evet gerçektende çok ilginç tezler savunuluyor burada ama ne kaybederiz ki hanımlar
bir de bunu deneyelim hihoyyyt
 
bunlar ölmeyi bayılmak sanıyor heralde şakkıdı
sevmediğin hareketleri görmezden gel kirli sepetine çorabını atsa bile teşekkür etmiş miş mişde mişşşşşşşşşşşşş süprizzzzzsüprizzzzzsüprizzzzz:jeyyar:
 
konuyu görünce kocanızı değilde köpeğinizi nasıl eğitirsiniz gibi aklıma geldi kafamda böyle çağrıştı.


ben eşimi eğitiyorum sayılmaz bazen ben sanki senin çocuğunmuşum gibime geliyo ama bütün gün evde tekim kurallarım var ve bu kuraların çiğnenmesinden nefret ederim mecburen uymak zorunda uymasında görim onu
 
Son düzenleme:
kocalar hayvanlarla kıyaslanacaksa işimiz çok demektir.. ne yazikki doğruluk payı var...
 
:1shok:
Bence herkes kendi akli iradesini kullanır ve yüreğiyle sentezlerse böyle birşeye gerek kalmaz..
Kendimizi eğitelim önce
Eşimi eğitmek...:uhm: kötükedihüso Çok nahoş bir başlık..Zaten bu tezi savunan ve teori haline getirenler dikkat çeksin diye bu başlığı tayin etmişlerdir kanımca:1closedeyes:
Şahsen hoşuma gitmediÇok üzgünüm çoook
sırnaşık şey
 
iyiye doğruya ve güzele teşfik etmek desek çok daha soft ve güzel olur..
Düşünsenize o zaman erkeklerde eşlerini eğitsin..Buradaki eğitmek bana daha çok yönetmek emretmek fiilerini çağrıştırdı...
Marifet iltifata tabidir,tatlı dille güler yüzle ve istişarede bulunarak rahatsız olduklarımızı söylersek ve düzelmesi için ne kadar istekli olduğumuzu gösterirsek bence çok daha iyi sonuçlar alınır.
 
kocalar hayvanlarla kıyaslanacaksa işimiz çok demektir.. ne yazikki doğruluk payı var...


heralde bana dedin ama ben yanlış bişey söylemedim ilk okuyunca kafamda öyle çağrıştı tabiki eşlerimizi köpeğe benzetmedim yanlış anlaşıldım.
 
her reçete her insana uygun değildir.

ben bu tezi şöyle bir tezle karşılaştırırım;

iki insan başta çok farklıdır,birbirlerine çarparak,bazen kırılarak,alışarak, zamanla farkında bile olmadan birbirlerine benzerler.

dahası erkekler (aksi sanılsada)kadınlardan daha uyumlu ve değişkendir.bir erkek bir kadını seçerken aslında o hayatı seçer.

yoksa hiçkimseyi ne değiştirebilirsiniz nede bir erişkinin üzerinde kısa vadade sonuç alabilirsiniz.
 
evet çok haklısın ilayda_cem herkes bir değildir çünkü hem bir de bizim bir lafımız vardır insan 7sinde neyse 70inde de odur diye
bir insanın içinde varsa eğer kolay kolay değiştiremeyiz yapacak bir şey yok
yine de acaba işe yarar mı diye düşünmeden edemiyor insan
örneğin bu başlık benim dikkatimi çektiğinde açıp okudum ve çok dağınık olan eşime sürekli dır dır ettiğimi farkettim
bu neden burada bu niye burada lütfen çoraplarını salonda bırakma pantolonunu salonda bırakma gömleğin neden yerde falan gibi
giydiği şeyi çıkarır ve orada da kalır çok nadirdir alıp dolabına astığı yada kirli sepetine attığı
sonuçta bende çalışıyorum
sabah beraber çıkıyoruz akşam beraber giriyoruz eve bi pazar günü evdeyim onun bana karşı biraz daha anlayışlı ve biraz daha yardımcı olmasını çok isterdim
sağolsun yardım ediyor ama dağınıklık konusunda anlaşamıyoruz
 
günaydın kızlar,15 gündür yazıyı uyguluyorum sabırla:jeyyar:,dırdır etmiyorum ve evet değişiklikler olmaya başladıbir haftadır:sm_cool:.Artık eşim dağıttığını topluyo,pijamalarını yatak odası kapısına askılık almış oraya asıyor(zamanla katlayacakta işallah:Saruboceq:) kirli çamaşırlarını sepete atıyor,benim gibi oğluma söylenmeye başladı,"şu çoraplarını kir sepetine atsan olmuyo değil mi""çok mu zor odanı toplamak":1shok:diye yatarken kullandığı küllüğü çöpe döküyor,üzerine aldığı battaniyeyi katlıyor,terliklerini orda burda bırakmıyor...Kızlar sizde bıkmadan,sabırla deneyin derim.Ben şahsen kendimde kabahat buldum ne çok konuşuyormuşum meğerse:mymeka:,ben söyledikce o inadına yapmıyormuş bunu anladım şuan, dır dır yaptığım zamanları sohbet ederek geçiriyoruz şimdi:asigim:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…