Kardiyoloji - Kalp ve Dolaşım Sistemi Hastalıkları Kolesterol Nedir ve Hakkinda Bilmedigimiz Seyler

Elif

Onur Üyesi
Pro Üye
12 Temmuz 2006
34.848
29.705
60
Kolesterol, yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Kolesterol, beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunur.

Vücut kolesterolü kullanarak hormon (kortizon, seks hormonu), D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretir. Bu işlemler için kanda çok az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir.

Eğer kanda fazla miktarda kolesterol varsa, bu kan damarlarında birikir ve kan damarlarının sertleşmesine, daralmasına (arteriyoskleroz) yol açar. Arteriyosklerozda damar duvarında biriken tek madde kolesterol değildir; akyuvarlar, kan pıhtısı, kalsiyum... gibi maddeler de birikir. Toplumda, arteriyoskleroz için damar sertliği, damar kireçlenmesi gibi ifadeler de kullanılmaktadır.

Damarlar tüm vücutta yaygın olarak bulunur ve kalp, beyin, böbrek... gibi organlara kan taşıyarak bu organların görev yapmasını sağlar. Kolesterol, hangi organın damarında birikirse o organa ait hastalıklar ortaya çıkar. Örneğin, kalbi besleyen atardamarlarda (koroner arterler) kolesterol birikimi olursa, göğüs ağrısı, kalp krizi gibi sorunlar oluşur. Böbrek damarlarında kolesterol birikimi ise, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.
 
Kanda aşırı miktarda bulunan kolesterol, yavaş yavaş (yıllar içinde) damarların duvarında birikir. Bu birikim sonucu damarlarda daralma, tıkanma ortaya çıkar. Bu durum, bir su borusunda pisliklerin birikmesine benzetilebilir. Kolesterol hangi damarda birikmişse o damarla ilişkili sorunlar ve hastalıklar ortaya çıkar.

Kolesterol yüksekliğinde belirti ve bulgular, çoğu zaman ani kolesterol yükselmesine bağlı değildir, uzun süreli kolesterol yüksekliğinin damar duvarında kolesterol birikmesine yol açmasının sonucudur. Yani kolesterolünüz şu andaki değerinin 2-3 katına yükselse ve 3-4 saat yüksek kalsa size bir zararı olmaz. Asıl sorun, sizde daha önce uzun süreli kolesterol yüksekliği olmasıdır.

Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikimi, bu damarlarda tıkanma ve daralmanın sonucu, göğüs ağrısı, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi sorunlara neden olur. Bunların sonucu, hasta koroner by-pass ameliyatı (cerrahi olarak darlığın ortadan kaldırılması) veya anjiyoplasti (balonla daralmış koroner arterin genişletilmesi) işlemine ihtiyaç duyabilir. Beyini besleyen boyun damarlarında kolesterol birikimi olması, felçlere, konuşma bozukluklarına, dengesiz yürümeye, bilinç kaybına yol açar.

Böbrek damarlarında kolesterol birikimi, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol birikintileri, daha küçük damarları tıkayarak çok değişik sorunlara yol açabilirler: Bağırsağı besleyen damarları tıkayarak bağırsak ölümüne, göz damarlarını tıkayarak körlüğe, bacak damarlarını tıkayarak kangrene yol açabilirler.

Kolesterol yüksekliğine bağlı sorunlar ortaya çıktığı zaman, hasta geç kalmış olabilir; bu nedenle kolesterol yüksekliğini önlemek, yükselmişse düşürmek çok önemlidir.
 
İlaçsız tedaviler yaşam düzeninin değiştirilmesi olarak da isimlendirilir. Yüksek kolesterol tedavisinde en önemli konu, ilaçsız tedavilerdir, kesinlikle ihmal edilmemelidir. İlaçsız tedavilerde yapılan ihmal, kolesterol düşürmek amacı ile kullanılan ilaçların başarısını da azaltır.
İlaçsız tedavilerin başında, beslenme alışkanlığının değiştirilmesi gelir. Beslenme alışkanlığından ayrı bir konu halinde bahsedilmiştir.

Sigara kesinlikle bırakılmalıdır. Sigara da kolesterol yüksekliği gibi bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Sigara ayrıca akciğer kanseri, akciğer hastalığı, beyin kanaması ve birçok kansere de zemin hazırlar.

Hastada yüksek tansiyon varsa, yüksek tansiyon tedavisinde geçerli olan ilaç dışı tedaviler ihmal edilmemelidir. Yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliğinde uygulanan ilaç dışı tedaviler birbirine benzerlik gösterir. Yüksek tansiyonlu hastalarda, ilaveten beslenme ile alınan tuzun da azaltılması gerekir.

Şeker hastalığı kontrol altına alınmalıdır. İnsülin kullanmak gerekiyorsa kaçınılmamalıdır.

Şişmanlık kesinlikle kontrol altına alınmalıdır. Şişmanlık tedavisi için bazı ipuçları, Nasıl zayıflarım ? başlığı altında verilmiştir.

Düzenli egzersiz HDL-kolesterolü (iyi kolesterol) yükseltir, LDL-kolesterolü (kötü kolesterol) düşürür. Hastalar, düzenli egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirmelidirler. Haftada, en az 3, tercihen 5 kez, 30-45 dakika süre ile yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binme gibi sporlar yapılmalıdır.

Alkol, HDL-kolesterolü yükseltir, ancak alkolün insan sağlığı ve sosyal yaşantı üzerine çok sayıda olumsuz etkisi olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, alkol alımı kesinlikle sınırlandırılmalıdır. İzin verilen etil alkol miktarı, erkeklerde günde 30 ml, kadınlarda günde 15 ml’dir.
30 ml etil alkol, 720 ml bira, 300 ml şarap, 60 ml 100 derece viski ve 60 ml rakıda bulunur
 
ellerine saglik elifim benimkide tam tersi cok düsükmüssss
3hafta sonra doktorum geliyor gelsin tedavisi neyse yazarim okisss
 
Kolesterol ilacı üreten firmaların ekmeğine yağ sürmeyelim



Daha dün annemizin kollarında yaşarken… Çiçekli bahçemizin yollarında koşarken… Tereyağını ekmeğe sürüp de yerken... Sütlerimiz bir karış kaymak tutarken… Yumurta sofralarımızdan eksik olmazken... Koyun eti soframızın baş tacı iken… ‘Yüksek kolesterol’ nedir bilmezdik.
İlaç endüstrisi, margarin lobisi el ele verdi ve kısa zamanda tüm dünyada müthiş bir ‘kolesterol fobisi’ oluşturuldu. İnsanlar sistemli bir şekilde ‘kolesterol manyağı’ yapıldı.
Kolesterol, topluma ve maalesef aynı zamanda doktorlara da türlü pazarlama taktikleriyle kalp krizi ve inme gibi ölümcül hastalıkların tek nedeni imiş gibi tanıtıldı. Korkutma kampanyası aynı hızda sürmekte, çünkü kolesterol pazarında müthiş para var. Sadece kolesterol düşürücü ilaçların yıllık satışları 25 milyar doları geçiyor.
Gerçekte, yüksek kolesterol kalp krizi ihtimalini artırabilen sigara, hareketsiz yaşam biçimi, dengesiz beslenme, şişmanlık, yüksek tansiyon, diyabet, stres…gibi risk faktörlerinden sadece biri. Kolesterol yüksekliği tek başına asla bir hastalık değil ve kalp hastalığı riski olmayan insanların tedavi edilmesi de kesinlikle gerekmiyor.
KOLESTEROL EZBERİNİ BOZAN GERÇEKLER
Kolesterol, tüm memelilerin hücreleri için gerekli ve yararlı bir maddedir. Tehlikeli olan şey bizatihi kolesterolün kendisi değil, kanda kolesterolün yükselmesine yol açabilen stres, hareketsizlik, obezite… gibi faktörlerdir.
Kalp krizi ve inmelere yol açan ateroskleroz, yani damar sertliği ile kandaki kolesterol düzeyi arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Kan kolesterol düzeyi normal hatta düşük olan kişilerde de yüksek olanlar kadar ağır ateroskleroz gelişebilir.
Koroner kalp hastalığı olanların yarısından fazlasında da kolesterol düzeyi normaldir. Aterosklerozun gerçek nedeni yüksek kolesterol değil, düşük yoğunluklu bir tür kronik iltihaptır.
Sanılanın aksine kolesterolü yüksek olanların daha uzun yaşadıkları da birçok araştırma ile kanıtlanmıştır. Yüksek kolesterolü olanlar tüberküloz, zatürree, AİDS… gibi enfeksiyonlarına daha az yakalanırlar ve bu hastalıklardan ölüm daha az görülür. Kronik kalp yetersizliğine bağlı ölüm riski düşük kolesterollü hastalarda daha yüksektir. Genel olarak 70 yaşın üzerinde ölüm riski yüksek kolesterollü kişilerde daha düşüktür.
LABORATUAR SONUÇLARI TEDAVİ EDİLİYOR
Son yıllarda tıp dünyasında bir virüs gibi yayılan çok tehlikeli bir yaklaşım var: Artık hasta değil, ‘laboratuar sonuçları tedavi ediliyor’. Kolesterol yüksekliği de bunun en iyi örneği.
Kalp hastalıkları bakımından risk grubunda olmayan insanların kolesterol düşürücü ilaçlarla tedavi edilmelerinin yararlı olduğunu gösteren kesin bir bilimsel kanıt olmamasına rağmen kadın… erkek… yaşlı…genç… zayıf… şişman… güzel… çirkin… esmer… sarışın… kolesterolü ‘azıcık’ yüksek olan herkese kolesterol düşürücü ilaçlar yazılıyor.
Peki, kimler kolesterol düşürücü ilaç almalı?
Statinler olarak bilinen kolesterol düşürücü ilaçlardan yarar görecek olanlar, kalp krizi geçirmiş ve kalp hastalığı riski yüksek olan kişilerdir, amam statinlerin bu riskli insanlardaki olumlu etkileri kan kolesterol düzeyinin düşmesi ile de ilgili değildir. Statinler bugün henüz tam olarak bilinmeyen bir mekanizma ile etkili olmaktadırlar. Bunun için de, kolesterol düzeylerinin ‘daha da düşürülmesi gayreti’ de ‘daha yüksek dozlar kullanılması’ önerisi de sadece ilaç firmalarının işine gelmektedir.
Üstelik bu ilaçların olduğundan düşük gösterilen kas erimesi, karaciğer hasarı, böbrek yetersizliği gibi çok ciddi yan etkileri vardır. Hayvan deneylerinde kanser yapıcı etkisi de gösterilmiştir.
Tereyağını lütfen kendi ekmeğinize sürün, ilaç firmalarınınkine değil.
 
Kolesterol efsanesinin sonu geldi

Kolestrol korkusuyla ağız tadıyla bir ızgara yiyemez olduk diyenlere müjdeli bir haberimiz var. Magalları yakın, etleri hazırlayın. Çünkü kolesterol tehdidi sadece bir efsaneymiş!


Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta'nın makalesi

Geçen hafta hayvansal yağların zararlı değil, aksine ne kadar yararlı olduğunu anlatan yazımı okuyan ve 'tereyağında sucuklu yumurta' yapıp afiyetle yiyen okurlarım, benden ısrarla bu konuda yazmaya devam etmemi istiyorlar. Sanıyorum, bu hafta da kendilerine pirzola ziyafeti çekmek için birkaç cesaret verici söze daha ihtiyaçları var.

Onlar mangallarını yakmak için şimdiden faaliyete geçedursunlar, biz de kolesterol ezberini bozmaya devam edelim.

Kolesterolün öldürücü bir zehir olmadığını, görüldüğü yerde vurulması gerekmediğini ve bütün 'memelilerin' hücreleri için hayati önemi olan bir madde olduğunu belirterek söze girelim.

Kolesterol hücreyi dış etkenlere karşı koruyan hücre duvarının temel yapıtaşıdır ve birçok kimyasal reaksiyonda rol alır. Mesela kortizol, testosteron, östrojen... gibi üreme hormonları, D vitamini ve safra asitleri kolesterolden üretilir. Bunun için kanda çok az kolesterol olması yeterlidir.

Kolesterol hayvansal besinlerde bulunur ama vücudumuzdaki kolesterolün çok azı gıda kaynaklıdır. Büyük kısmı karaciğerimizde imal edilir. Üstelik az kolesterol aldığımızda vücuttaki üretim artar, çok aldığımızdaysa azalır. İşte bundan dolayı da 'diyetteki kolesterolü ne kadar azaltırsak azaltalım, kandaki kolesterol bundan çok az etkilenir.'

İYİ VE KÖTÜ KOLESTEROL NEDİR?

Kolesterol suda erimediğinden, kanda 'lipoprotein' adı verilen maddelerle taşınır. Lipoproteinlerin dansitelerine göre HDL ve LDL olmak üzere başlıca iki türü vardır. Kanımızdaki kolesterolün yüzde 60-80'i LDL, yüzde 15-20'si HDL ve kalan küçük kısmı ise başka lipoproteinlerle taşınır.

Kolesterol karaciğerden damarlara LDL ile damarlardan karaciğere ise HDL ile taşınır. LDL için 'kötü kolesterol' ve HDL için de 'iyi kolesterol' isimleri kullanılır.

Kanlarında LDL-kolesterol yüksek olanlarda kalp krizi riskinin arttığı, HDL-kolesterol yüksek olanlarda ise bu riskin azaldığını gösteren bazı araştırmalar vardır. Başka bir deyişle; HDL/LDL oranın düşük olması koroner kalp hastalıkları için bir risk faktörü olarak kabul edilir.

Ancak, risk faktörü hastalıkla aynı şey değildir. Kalp krizine yol açan bir faktör aynı zamanda HDL/LDL oranını da azaltıyor olabilir. Gerçekten de bu oranı etkileyen pek çok faktör vardır.

Mesela sigara içilmesi, obezite, hareket azlığı, diyabet, stres ve hipertansiyon... LDL' yi artırır, HDL' yi azalır, dolayısıyla HDL/LDL oranı da azalır. Kalp krizi veya inme HDL/LDL oranı düşük olduğu için değil, sigara, obezite, diyabet, hipertansiyon, stres... yüzünden meydana gelir.

Tek başına kanda kolesterol yüksekliği veya HDL/LDL oranı düşüklüğü tehlikeli bir şey değildir. Bu nedenle de sadece kanda kolesterol, HDL ve LDL ölçtürülüp bunların sonuçlarına göre kolesterol düşürücü ilaç tedavisine başlanması yanlıştır.

NE KA KOLESTEROL O KA DAMAR SERTLİĞİ DEĞİL

Çoğu kimse, kanda kolesterol ne kadar yüksekse damar sertliği ihtimalinin de o kadar yüksek olduğunu sanır. Oysa, kalp krizi ve inmelere neden olan damar sertliğinin kan kolesterol düzeyiyle de bir ilişkisi yoktur. Nitekim, diyette çok fazla hayvansal yağ ve kolesterol bulunması damar sertliğini dolayısıyla da kalp krizini kolaylaştırmaz. Kalp krizi geçiren hastalar incelendiğinde bunların diğer insanlardan daha fazla hayvansal yağ yemedikleri görülür.

Bunun tam tersi de doğrudur: Kanda kolesterolün düşük olması veya HDL/LDL oranının yüksek olması, 'o kişide damar sertliği ve kalp krizi olmayacak' demek değildir.

MANGAL HAZIR MI?

Bu yazıdan ne anladınız bilemiyorum ama mangalınız hazırsa pirzolaları ateşe koyun, fazla yakmayacak şekilde pişirin ve de afiyetle yiyin.

Unutmayın ki; 'asıl tehlikeli olan kolesterol yüksekliği değil, kafayı kolesterol yüksekliğine takmaktır.'




 
çok ilginç bende de kolesterol başlangıcı vardı ama doktorum boş yere ilaca başlamayalım spor ve sağlıklı beslenmeyle dengeleyebilirsin demişti acaba bunun için demiş olabilir mi
 
:enbuyukkk:KOLESTEROLE ELMA SİRKESİElma sirkesinin kolesterolü düşürücü etkisi bilimsel çalışmalarla kanıtlandı. Bu nedenle kolesterol sorunu olanlara rahatlıkla önerilebilir. Faydası var diye bir şişe sirke bir günde bitirilmeye kalkılmamalı. Özellikle midesi hassas olanlara dokunabilir. Düzenli olarak salatalara konulabilir.
 
Çok enteresan.Ben kolesterolü olan kişinin ilaç kullanması gerektiğini biliyordum.Eğer çıkarsa göz önünde bulundururum
 
banada doktor kolestrol baslangici demisdi... ve hatta ilac yazmisdi iki kutu düsünün yani... aldim ilaci ama hic kullanmadim... yediremedim kendime.... sonradan beslenmeme dikkat ederek düzelttim sükürler olsun sırnaşık şey
 
kolestrol değerlerim yüksek olduğu için düzenli ilaç kullanıyordum, karaciğer ultrasonu çektirdiğimde hemen bıraktım ve yaklaşık 5 yıldır kullandığım ilaçları 3 aydır almıyorum.Üstelik kolestrol değerlerim yaptığım sıkı diyet sayesinde kendiliğinden düştü.Bol bol yürüyüş, aşırı yağlı besin tüketiminden vazgeçmek bence daha iyi.Alternatif tıp bölümünde kolestrolle ilgili geniş bilgiler mevcut.İlgilenen arkadaşlara....
 
'Kolesterol icat edilmiş bir hastalıktır'


Kolesterolümüzün yükselmesinden çok korkuyoruz. Çünkü diyetisyenler ve hekimler, basın-yayın organlarında, kolesterolün kalp ve damar hastalıklarına neden olduğu yönünde hemen her gün bizi uyarıyor.

Ancak sesleri diğerlerinin arasında kaybolsa DA aksini iddia Eden uzmanlar DA var. Yüksek kolesterolün, söylendiği gibi sağlığımız için tehlike oluşturmadığını söylüyor, hatta kandırıldığımızı iddia ediyorlar. Geçtiğimiz günlerde 'Bir Masalmış Kolesterol' adlı kitabı Türkçede yayımlanan Shane Allison, aslında bir hastalık tanımlandıktan sonra onunla ilgili bir ilacın yapılması gerektiğini belirtiyor ve şöyle diyor: "Kırmızı pirinç mayası denen mantarın, kolesterol düşürücü etkisi olduğu keşfedilince ilaç endüstrisi ilacı satmak için insanları yüksek kolesterolün bir hastalık olduğuna inandırdı. Önce ilacı yaptılar, sonra hastalığı icat ettiler." Benzer görüşleri Türkiye'de dillendirenler de var. Prof. Dr. Ahmet Aydın ve biyolog Mevlüt Durmuş bunlardan ikisi. Bu üç uzmanla kolesterol üzerine yaptığımız röportaj, hiç duymadığınız bilgi ve yorumları içeriyor.

Kolesterolümüzün, uzmanların yaşımıza ve cinsiyetimize göre belirlediği değerlerin üzerine çıkmasından fena halde korkuyoruz. Çünkü yüksek kolesterolün damar tıkanıklıklarına ve kalp rahatsızlıklarına sebep olduğu yönünde, yayın organlarında hemen her gün bir uzman uyarısı ile karşılaşıyoruz. Sesleri, kolesterolü yükseltecek gıdalardan şiddetle kaçınmamız gerektiğini söyleyenler kadar çıkmıyor; ancak aksini iddia Eden uzmanların sayısı DA hızla artıyor. Kolesterolün yüksek olmasının sağlık için bir tehlike oluşturmadığını, hatta ticarileşen tıbbın, ilaç tüketiminde icat ettiği bir hastalık olduğunu söylüyorlar. Kitaplar yazıp, sanal ortamda seslerini yükseltiyorlar. Geçtiğimiz günlerde Hayy Kitap'ın 'acil serisi' dizisinden çıkan 'Bir Masalmış Kolesterol' adlı kitabı buna bir örnek. Kitapta, yükselecek diye ödümüzün koptuğu kolesterol ile ilgili ilginç iddialar öne sürüyor, organik kimya uzmanı Shane Ellison. Kitabın yayınını fırsat bilerek, sentetik tıbbı terk edip bağımsız bir araştırmacı olarak çalışan Shane Ellison ile bir söyleşi yaptık, kendisinden pratik öneriler aldık. Kolesterol ile yaygın kanıların aksine tezleri ile bilinen Prof. Dr. Ahmet Aydın'a ve biyolog Mevlüt Durmuş'a mikrofonumuzu tuttuk. İşte kolesterol ile ilgili pek sık duyamayacağınız türden açıklamalar...

Senelerdir kolesterol ile ilgili olarak kandırıldığımızı yazıyorsunuz. Peki, bu 'kandırmaca' neden?

Çünkü sadece kârlarını düşünüyorlar. "Bir Masalmış Kolesterol" kitabımda gösterdiğim gibi, sağlık mafyası hem toplumu hem de doktorları kandırmak için istatistik cambazlığı yapıyor. Kendi yazdıkları -veya yazdırdıkları- yazılar uzmanlar tarafından yazılmış gibi gösteriliyor. Her iki taktik de kolesterol düşürücü ilaçlar ve kalp hastalığı hakkındaki gerçekleri gizliyor. Kitabımdaki gibi gerçeklerle karşılaşıldığında, ilaçlar olmadan DA kalp hastalığından korunabileceğimizi görüyoruz.

Doktorların 'kötü' dediği LDL-kolesterolün kötü olmadığını söylüyorsunuz. Kolesterol ve LDL-kolesterol nedir?

Kolesterol vücutta en bol bulunan steroid moleküllerden biridir. Birkaç görevi vardır. Hücre zarını bir arada tutar. Miyelin kılıfını oluşturan parçalardan biri olarak beynin çalışmasına yardımcı olur. Bizi viral ve bakteriyel enfeksiyonlardan korur. Hormon seviyemizi düzenler. Tüm bu görevleri yerine getirebilmek için kolesterol 100.000 mil uzunluğundaki arterler boyunca "lipoproteinler" tarafından taşınmalıdır. En önemli lipoproteinlerden biri de düşük-yoğunluklu-lipoprotein (LDL)'dir. Temel görevi ihtiyaç duyduğumuz kolesterolü vücudun çeşitli parçalarına dağıtmaktır. LDL-kolesterol olmasaydı ölürdük. Kitabımda DA gösterdiğim gibi, LDL-kolesterol düştüğünde sağlığımız DA çöküyor; fikir liderleri bize NE söylüyorlarsa tam tersi!

Peki, dediğiniz gibi kolesterol bu kadar faydalı bir molekülse, neden uzmanlardan aksini duyuyoruz?

Çünkü ilaç endüstrisinin kolesterolü düşürecek bir ilacı var. Kolesterol düşürücü ilaçların ortaya çıkmasından itibaren (1970 senesi civarında), insanların kafasına vura vura "yüksek kolesterol kalp hastalığına sebep olur" mesajı verilmekte. Aslında bir hastalık tanımlandıktan sonra onunla ilgili bir ilacın yapılması beklenir. Fakat bu örnekte bunun tam tersini görüyoruz... Kırmızı pirinç mayası denilen mantarın, doğal ortamında istilacılarına zehir olarak ürettiği bir salgının kolesterol düşürücü etkisi olduğu keşfedildi. İlaç endüstrisi insanlar üzerinde de aynı etkiye sahip olduğunu gördü. Böylece bunu izole edip kendileri üretmeye başladılar. İlacı satmaları için yapmaları gereken tek şey insanları kolesterolün tehlikeli olduğuna, -yüksek- kolesterolün bir hastalık olduğuna inandırmaktı. Bu mesajı yeteri kadar yaydıklarında insanlar ilaçları kullanmaya başladı. Önce ilacı yaptılar, sonra hastalığı icat ettiler.

Kolesterol ilaçlarının etkisiz olduğunu gösteren bir bilimsel kanıt var mı?

Hem de tonlarca... Statinlerle ilgili yapılmış bilimsel araştırmalara topluca "kolesterol düşürücü ilaç deneyleri" deniyor. Kitabımı okuyanlar, bu araştırmalarda, ilaçların faydasının görülmeyip tehlikelerinin belgelendiğini öğrenecekler. Bu gerçeklerin doktorlardan ve toplumdan nasıl saklandığını DA...

Kolesterol dediğiniz gibi suçlu değil de masum ise kalp hastalığına aslında neler sebep oluyor?

Hareketsiz bir hayat sürmek, yeteri kadar C vitamini almamak, güneşe yeteri kadar çıkmamak, çok fazla şeker ve yapay tatlandırıcı yemek gibi alışkanlıkların tümü kalp hastalığına sebep olabilir. "Bir Masalmış Kolesterol", kalp hastalığını önlemek için, ilaç kullanmaksızın yapabileceğimiz şeyleri de gösteriyor. Kardiyovasküler sağlığımızı korumak için en önemli şeylerden biri hareketli bir hayat sürmek. Düzenli ve hafif spor yapmak genel sağlığımızı korumak için yapabileceğimiz en iyi şey. Hareketsiz kalmak vücudumuza, ona daha fazla ihtiyacımız olmadığı mesajını veriyor.

'Şeker, vücudumuzun bir numaralı düşmanı' diyorsunuz. Gerçekten bu kadar kötü mü?

Sükroz, früktoz, yüksek früktozlu mısır şurubu (nişasta bazlı sıvı şeker) formundaki şekerler ve aspartam, sukraloz gibi yapay tatlandırıcılar en kötü şeyler arasında. Bunlar vücudumuzda obezite, diyabet, kalp hastalığı hatta kansere davetiye çıkaran bir ortam oluşturuyorlar.

Kalp-damar hastalıklarını önlemede bize yardımcı olacak, önereceğiniz yiyecekler var mı?

Kalp hastalığını önlemek için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri işlenmemiş, rafine edilmemiş, fabrikadan çıkmamış yiyeceklere yönelmek olmalı. "Yiyecek bir kutudan veya ambalajdan çıkıyorsa uzak durun" diyorum kısaca. Kalbi korumak için yenebilecek en güzel gıdalar doğal ortamda otla beslenmiş dana-sığır eti, brokoli, karnabahar, yumurta (doğal ortamda yaşayan tavuk yumurtası), çilek, ahududu, böğürtlen gibi meyveler ve ıspanak...

Yakın zamanda Türkçeye çevrilecek başka bir kitabınızın daha olduğunu duyduk, öğrenebilir miyiz?

Health Myths Exposed (Sağlık Efsaneleri İfşa Ediliyor) isimli kitabım eylülde yine Hayy Kitap tarafından basılacak. Kitabın farklı bir ismi olabilir, onu şu anda net söyleyemiyorum. Bu türden kitaplar, yeni bir harekete yol açıyor. Aşırı bir şekilde artmış bulunan hastalıklardan ve tehlikeli ilaçlardan uzak durmaya çalışan insanlar var artık. Bu hareket, Türkiye'de de yayıldıkça, reçeteli ilaçlar olmadan sağlıklı yaşamaya çalışan insanların sorularına cevap niteliğinde kitaplar da artacaktır.


45'inden sonra kolesterol zaten yükselir

Kolesterolün, yaygın kanının dışında zararlı olmadığı öne sürülüyor, siz ne diyorsunuz?

Kolesterolün zararlı olduğu yönündeki yaygın bilginin bir masal olduğu görüşüne katılıyorum. Şöyle ki: Size bir bardak su getirsem ve 'içindeki bileşenler zararlıdır' desem tepkiniz muhtemelen sıvının ne olduğunu anlama yönünde olurdu. İçinde ne olabilir, H2O olabilir ya da hidrojen peroksit H2O2 olabilir ki o da sıvıdır. İlki hayat verir, ikincisi öldürür. Kolesterol konusunda yapılan saçmalık, verdiğim örneğe benzer şekilde, bardakta ne olduğu söylenmeden size sıvının zararlı olduğunun söylenmesidir. Kolesterolün zararlı olduğu yönündeki yaygın teoride, yöntem yanlış, matematiksel ve mantıksal değil.

Öyleyse neden bize sürekli kolesterolden kaçınmamız gerektiğini söyleyen görüş hakim?

Bu kaçınılmaz. Dünyadaki 8 milyar insanın 45 yaşından sonra en az yüzde 30 ila 40'ında kolesterol yükselmek zorunda. Eğer kolesterolün yüksek oluşunu bir hastalık olarak gösterip bunu düşürecek bir alternatif gösterecek olursanız, sürekli ve muazzam bir para kazanırsınız. Kardiyologlar ölüm oranları ile kolesterol yüksekliği arasındaki ilişkiye girmezler. Çünkü yaşlılarda kolesterol düzeyi yükseldikçe ölüm oranı azalır. Yüksek kolesterol zararlı diyen uzmanların söylediklerinin tersi bir durum yani.

Kolesterolün düşük tutulması gerektiği yönündeki yaygın kanıya siz neden katılmıyorsunuz?

Organizmada bazı moleküller yükseliyorsa bu, bir hastalıkla ilişkilidir. Mesela bir enfeksiyonda kandaki lökosit sayınız artar, ateşiniz yükselir. Doktor size 'Kandaki lökosit sayınız sizi hasta etti' demez, 'Hastalığınızdan dolayı lökosit sayınız arttı' der. Enfeksiyona neden olan bakteriyi verdiği ilaçla öldürür ve lökosit sayısı normale iner. Aynı mantık kolesterol için de geçerlidir. Kolesterolün yüksekliğini hiçbir hastalıkla ilişkilendiremediler. Bu yüzden de doğrudan kolesterolü hedef aldılar.


İlaç tüketimine dayalı sistem işliyor

Yaygın bir kanaat var, 'kolesterolümüz düşükse sağlıklıyız ve kalp rahatsızlıkları açısından risk altında değiliz' şeklinde. Siz bunun doğru olmadığını söylüyorsunuz, neden?

Bir yığın araştırma var, kolesterolü ortalamadan düşük olanların başka hastalıklara çok daha fazla yakalandıkları yönünde. Ancak bunları söylemek size ticari açıdan bir şey kazandırmaz, kaybettirir. O yüzden ibre daha çok kolesterol karşıtı kampanya yürütenler lehinde çalışır.

Tıbbın ticari bir faaliyete dönüştürülmesinden mi kaynaklanıyor bu?

Sanayiciler artık ciddi yatırımlar yapıyorlar. Çünkü çok büyük bir rant var ortada. 1960'lara 70'lere kadar bu böyle değildi, tıp safiyane amaçlarla yapılıyordu. 40 yıldır ilaç tüketimine dayalı bir anlayış ve sistem geliştiriliyor. İlaç sanayii, hastalığı değil, belirtilerini yok edecek ilaçlara yöneldi. Mesela başınız ağrıyorsa onun gerçek nedenini bilmeyi değil, ağrısını dindiren ilaçlar vermeyi öneriyor tıp. Sebebi bilinip tedavi edilecekken migrenin 50 bin çeşidi üretilir, bunların yüzlerce ilacı çıkar. Hastalar bu ilaçları kullanır, ağrıları yıllarca devam eder. Sanayinin de aradığı budur. Kolesterol ilacı da kullanmak tam bir abonelik sistemidir, 40 yıl kullanırsınız.

Kolesterolün düşürülmesinde kullanılan 'statin'lerin zararlı olduğu iddiasına ne diyorsunuz?

Mesela vücudunuzda enerji santralı olan bir madde vardır ve bunu bu ilaçlar tahrip eder. Bu ilaçları kullananlar zaten halsizlikten şikâyet ederler. Bütünüyle emin değiliz, ama teorik olarak baktığımızda kansere de sebep olma ihtimali var. Diyorlar ki 'madem öyle ispat edin'. Asıl siz bu ilacın zararsız olduğunu ispat etmek durumundasınız. Ve bunu ispat etmek için trilyonlar harcamanız gerekir. Kârı olmadığı için de hiçbir firma böyle bir masrafı karşılamaz. İşin kötüsü, devletlerin desteklediği, bağımsız araştırmalar yapan kurumlar kalmadı. Araştırmaların yüzde 90'ı ilaç firmaları tarafından yapılıyor ve tedaviye, önlemeye dönük değil.

Kolesterolümüzü düşük tutarak, birtakım risklerden uzak kalmıyor muyuz?

Vücutta mikropsuz bir iltihap vardır. Vücut bunu kolesterol ile tamir etmeye çalıştığı için kolesterol oranını yükseltir. Kolesterol tamir materyalidir orada. Bu, bir yangın mahallindeki itfaiyeyi görünce 'itfaiye yangın çıkarıyor' demenize benzer. Çünkü bundan büyük paralar kazanılıyor. Tıpta bu kadar ilerleme ve kolesterollü gıdaların tüketiminde büyük bir azalma varken neden koroner kalp rahatsızlıklarında muazzam bir artış var?

Alıntıdır.
 
ama bence bu yaptığın ayıp :KK43:
benim konum için diil tüm arkadaşlarıma yapılan saygısızlık birkaç yerde daha gördüm bunu,50 msj ı doldurman lazımsa otur adam gibi konu oku yanıt yaz konu aç,çok sinir oldum ya
Çok üzgünüm çoook
 

adszpk4.png

2007 Ekim ayını kolesterole karşı bilgilendirme kampanyalarına ayıran ABD deki Diyetisyenler Birliği, kuru fasulyenin kolesterol düşürücü özelliğini anlatan bir rehber hazırladı.

Rehberde, haftada üç porsiyon kuru fasulye yemenin kolesterol düzeyini düşürdüğü belirtiliyor. Arizona Üniversitesi nin araştırması, kuru fasulyenin düzenli yenmesinin, vücuttaki kolesterolü yüzde 8 oranında azalttığını ortaya koydu. Toronto Üniversitesi nin yaptığı bir diğer araştırmada ise bu etkinin yüzde 30 lara ulaştığı bulgulandı.
 
Kandaki kolesterol oranını düşüren süt, yoğurt ve margarin gibi gıdaların yan etkileri ortaya çıktı. Bu gıdaların vitamin kaybına da yol açtığı ileri sürüldü.

Türk Kardiyoloji Derneği’nin kongresinde; bu tip ürünlerin kolesterolü yüzde 15 oranında düşürdüğü, ancak beta karoten gibi yağda eriyen vitaminlerle ve likopen gibi antioksidanların da kaybına neden olduğu açıklandı.
Haberin devamı

Avrupa’da 3 milyar dolarlık bir pazara ulaşan fonksiyonel gıdalar Türkiye’de de hızla gelişiyor. Bunlardan biri de içerdiği bitki kimyasallarıyla bağırsaklardan kolesterolün emilimini azaltan ve kandaki düzeyini düşüren gıdalar. Piyasada süt, yoğurt ve margarin formunda satılan kolesterol düşüren gıdalar Türk Kardiyoloji Derneği’nin Antalya’da yapılan kongresinin de önemli tartışma maddelerinden biri oldu.

KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ GIDALARIN KULLANIMI
İçerdikleri bitki kimyasallarıyla kandaki kolesterol düzeyini düşüren gıdaları kalp hastaları kullanmalı mı kullanmamalı mı?

Bu sorunun yanıtı uluslararası araştırmaların ışığında Ulusal Türk Kardiyoloji Derneği kongresi’nde verildi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Aksoy, bu aşamada halka kolesterol düşürmek için bu tip ürünleri önermediklerini belirterek, “Halka bunu şu anda önermiyoruz. Kolestrolü düşürüyor ama ar kalp sağlığımızı ne kadar koruduğu henüz kesin değil. Kolesterolü düşürmesi kalp sağlığını koruduğu anlamına gelmiyor. Bunla ilgili yeterli veri henüz yok” dedi.

YAĞDA ERİYEN VİTAMİNLERİN KAYBINA YOL AÇIYOR
Kardiyoloji Kongresi’nde kolesterol düşüren gıdaların yan etkileriyle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Mehmet Aksoy , bu tip gıdaların iki haftada kolesterolü yüzde 15 oranında düşürdüğünü ancak beta karoten gibi yağda eriyen vitaminlerle, likopen gibi kansere karşı koruyucu özelliği bilinen antioksidanların da kaybına yol açtığı uyarısında bulundu:
“Şu ana kadar bildiğimiz kanda bazı vitaminlerin azalmasına yol açabileceği bunların bağırsaktan emilmesini azaltabileceği şeklinde bazı yan etkileri var. Özellikle beta karotenin ve bazı antioksidanların azalmasına yol açabiliyor. Bu azalma yüzde 20-40 arasında değişiyor. Bu vitaminlerin ve antioksidanların azalmasının sonuçlarını şu an bilemiyoruz. Ama bizler bu vitaminleri azalttığından dolayı, hamilelerin, emziren kadınların ve 5 yaş altındaki çocukların bu tip ürünlerin kullanmamasını istiyoruz.”

KOLESTEROL YÜKSEKSE İLAÇ TEDAVİSİ ŞART
Bilim adamlarına göre kolesterol eğer çok yüksekse, bu tip gıdalar ilaç kullanılmadan yeterli olmuyor. 20 yaşın üstündeki herkesin her yıl düzenli olarak kolesterol düzeylerine ve kan yağlarına baktırmasını öneren Prof. Dr. Mehmet Aksoy, kolesterolü orta ve yüksek düzeyde olan kişilerin bu tip gıdalardan yarar görmeyeceğini belirterek şöyle konuşuyor:
“Kolesterolü yüksek hastalarda biz kalp sağlığı için ortalama yüzde 30-40 oranında düşüş sağlamayı hedefleriz. Bu oranın kolesterol düşüren gıdalarla sağlanamayacağı ortada. İlaç kullanılması gerekiyor. Bir de şöyle bir kolaycılık olmamalı. Biz egzersiz yapmayalım, güzel güzel kebap yiyelim, üzerine de bir yoğurt yeriz sorun çözülür şeklinde düşünülmemesi gerekiyor. Ancak ilaca, diyete ve egzersize rağmen yeterli düzeyde kolesterol düzeyi düşmemişse, ek katkı olarak bu gıdalar kullanılabilir.”



Kaynak:NTV
 
"Biri Bizi Hasta Ediyor?" kitabını okuyun derim. Zaten sürüş'ün 2 mesajı bu kitaptan alıntıdır.
"Bir Masalmış Kolesterol" adlı kitabı da öneririm, Shane Ellison'ın...Kolesterolle ilgili gayet net bilgiler bulabilirsiniz.
 
Son düzenleme:
Ben guatr hastasiyim 3 aydir ilac kullaniyorum 50mg, dün kan tahllilerimi yaptirdim , guatr iyi görünüyormus ama kollestrolüm yüksek 295 mi ne öyle birsey dedi, sok oldum .....

Aslinda spor yaparim haftada 2-4, bazen 1-2 hafta hic yapmam, yag cok yemem, hamur isleri cok yemem, et hic yemem nerdeyse, ben nasil bir diet uygulayacagim simdi???? yaaaa üfffff yaaa
 
Son düzenleme:
Benimde yıllardım bu sorunum var hemde yüksek seviyelerde ilaç kullanarak ve diyet yaparak düşürüyordum.
HDL düşük LDL yüksek çıkıyordu hep birde sigara kullanıyorum bırakamadım bir türlü,yorgunluk yapıyor birde tıkanmalar falan oluyor.
 
Benimde yıllardım bu sorunum var hemde yüksek seviyelerde ilaç kullanarak ve diyet yaparak düşürüyordum.
HDL düşük LDL yüksek çıkıyordu hep birde sigara kullanıyorum bırakamadım bir türlü,yorgunluk yapıyor birde tıkanmalar falan oluyor.

Kolesterol yorgun yaparmi?
ben hep halsiz ve yorgunum bunun icinmi acaba???

Annemle konustum simdi kivi kolestrole cok iyi geliyormus, günde 2-3 tane kivi yeterli , ayrica greyfurt da cok iyimis, ben denicem sizlerde deneyin:))
 
Kolesterol yorgun yaparmi?
ben hep halsiz ve yorgunum bunun icinmi acaba???

Annemle konustum simdi kivi kolestrole cok iyi geliyormus, günde 2-3 tane kivi yeterli , ayrica greyfurt da cok iyimis, ben denicem sizlerde deneyin:))

sigara kullandığım için yol yürürken yoruluyorum doktor söylemişti bunu bana
 
X