Arkadaşlar eş dediğimiz eşinin ailesi dediğimiz hassas bir konu. Kendi ailen olsa iki gerilir bir sarılırsın herşey süt liman olur oh nefis. Dışarıdan biridir az konuşur görüşürsün ya da aramaz sormazsın biter Ama eşinin ailesi ise konu, ne derdini konuşabilirsin ne uzak durabilirsin. Mesafe bile koysan yerine göre uygun olmaz saygısızlığa kaçar. O yüzden hassas dengeyi çok iyi korumak tartıp biçmeden hareket etmemek gerekiyor. Burada insanın yardımına KK kşuyor. Fikir alıyorsun, farklı sesleri dinliyorsun artı içini döküyorsun. Bu arada kafandakileri analiz etme, seni asıl rahatsız eden şeyler ne? Onları bulup çözme imkanın oluyor. Ama malesef arada öyle arkadaşlar var ki, hiç anlamıyorlar bu işin önemini. Gördüğü başlık ilgisini çekiyorsa konu nasıl başlamış? Ne olmuş? O kişi ne hissiyatla yazmış? Neden bunu dert etmiş? Anlamadn başlıyor çata çuta yazmaya. Ya neden yazıyorsun ki o zaman. Derdin o kişiye yardımcı olmaksa önce onu anlaman, orada yazılanları da kavraman gerekiyor. Yok iki cümle atim ortaya, yazmak için yazayım, boş konuşup çıkayım diyorsan başka yerleri seç yazmak için. Burası onun yeri mi? Zaten insan derdim var diyor, canı burnunda birşeyler yazıyor şuraya. Bir de onu anlamadan dinlemeden eleştirenlerle, yanlış anlayıp başlığını çorbaya çevirenlerle uğraşıyor. Nasıl ki dinlemeden konuşman karşındakinin canını sıkar, okumadan yazman da buradakinin canını sıkıyor. Karşılıklı söylenenleri umursamadan yazıp çıkacaksan blog tut, buraya gelip zaten kafası karışık insanları üzüp sıkma.