Nefroloji - Böbrek Hastalıkları Kronik Böbrek Yetmezliği Oluşum ve Tedavisi

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.958
605.009
43
fft68_mf46774.Jpeg

Böbrek yetmezliği, böbreklerin görevlerini tam olarak yerine getirememesi sonucu gelişir. Bunun en açık göstergesi hastanın kanında üre ve kreatinin gibi bazı zararlı maddelerin artmasıdır. Böbrek yetmezliği karşımıza iki şekilde çıkabilir:

* Aniden başlayabilir (Akut böbrek yetmezliği): Saatler veya günler içinde çok hızlı ortaya çıkar. Böbrekte oluşan hasar genellikle eski haline döner. Diyaliz , yalnızca böbreklerin çalışmadığı zamanlarda gerekli olabilir.
* Yıllar içerisinde sessizce gelişebilir (Kronik böbrek yetmezliği): Böbrekleri yavaş yavaş bozan ilerleyici bir hastalıktır. Bu durum yıllar boyu sürebilir. Hastalık çok ilerleyene kadar belirtileri görülmeyebilir.

Her iki durumda da böbrekler zararlı maddeleri dışarı atamadıkları için artık maddeler kanda birikerek birçok doku, organ ve sistemi etkilerler.

Kronik Böbrek Yetmezliğinin Bazı Nedenleri

* Böbreğin süzme görevi yapan bölümlerinde iltihap ve harabiyet
* Böbreğin bazı bölümlerinin iltihabı
* Böbreklere giden bazı damarların hasarı sonucu kan akımının azalması
* Şeker hastalığı
* Yüksek tansiyon
* Böbrek kistleri



Böbrek Hastalıklarının Belirtileri

* Bulantı-kusma
* Halsizlik
* İştahsızlık
* İnatçı kaşıntılar
* Çok su içme
* Günlük idrar miktarında azalma veya aşırı miktarda idrar yapma
* Cildin sarımsı-kahverengi renk alması
* Çabuk yorulma
* Çarpıntı
* Nefes darlığı
* İşitme güçlüğü
* Ani ve sürekli kan basıncı (tansiyon) yükselmeleri
* Göz kapaklarında ve ayaklarda daha belirgin olmak üzere tüm vücutta su birikmesi (ödem)
* Sık idrara çıkma
* Ağrılı idrar yapma
* Kanlı idrar
* Bulanık idrar
* Gece birden fazla idrara kalkma
* Kişilik değişiklikleri ile başlayan saldırganlık
* Bilinç bulanıklığı ve komaya kadar uzanan uyanıklık ve davranış değişiklikleri
* Havale (nöbet) geçirme
* Özellikle çocuklarda gece idrar kaçırmaları ve gelişme gerilikleri

Not : Bu belirtiler başka birçok hastalıkta da görülebileceğinden hangi hastalıktan kaynaklandığının hekim tarafından belirlenmesi gerekir.



Böbrek Yetmezliğinin Tedavisi

Böbrek yetersizliği çok ilerlerse son dönem böbrek yetersizliği ortaya çıkar. Böbrekler kanı temizleme görevini hiçbir şekilde yapamaz. Kandaki zararlı atıkların düzeyi yükselir. Ayrıca, kan tuzları normal sınırların dışına çıkar. Bunlardan en önemlisi potasyumdur. Kan potasyumu normalin çok üzerine çıkarsa hayati tehlike belirir. Bu aşamaya gelen hastaların böbreklerine başka tedavi yöntemleri ile yardım etmek gerekir.

Kronik böbrek yetersizliği önceden çok sık olarak ölüme yol açmaktaydı. Ancak , günümüzde çok etkin bir şekilde tedavi edilmektedir. Bu nedenle, son dönem böbrek yetmezliğinden korkmamak ama bu hastalığa karşı bilinçli olmak gerekir. Son dönem böbrek yetersizliği ortaya çıktığında sadece ilaç kullanarak hastayı tedavi etmek mümkün olmaz. Burada böbreğin görevlerini üstlenecek başka tedavi yöntemleri gereklidir. Bu yöntemler başlıca 2 tanedir :

* Diyaliz
* Böbrek nakli

Diyaliz iki şekilde uygulanabilir.

* Hemodiyaliz (makine diyalizi)
* Periton diyalizi (karın diyalizi)

Böbrek nakli, hastaya başka bir kişiden alınan yeni bir böbreği takarak vücuttaki zararlı artıkları temizlemektir. Böbrek nakli de iki ayrı tür vericiden yapılabilir.

* Canlı vericiden
* Kadavradan (yeni ölmüş bir kimseden)

Böbrek-Yetmezliği-Tedavisi.jpg

Hemodiyaliz

Bir makine aracılığı ile hastanın kanının özel bir filtreden süzdürüldüğü ve içindeki zararlı maddelerin temizlendiği ve temizlenen kanın hastaya geri verildiği bir tedavi şeklidir. Bu amaca uygun olarak süzgeç görevi yapacak yapay özel filtreler üretilmiştir. Bu filtrelerin diyaliz makinelerine takılması, kanın bir pompa ile hastadan çekilerek bu zardan süzdürülmesi ile hemodiyaliz gerçekleştirilir. Bu süzme işlemi sırasında filtrenin bir ucundan hastanın kanı girer. Bu kandaki üre, kreatinin gibi zararlı maddeler, potasyum adı verilen ve fazlası vücuda zararlı olan bir tuz ile diğer zararlı maddeler dışarı alınır. Filtrenin diğer ucundan temizlenmiş olarak çıkan kan ise vücuda geri döndürülür. Hemodiyaliz sırasında vücutta fazladan birikmiş suyun çekilmesi ile tansiyon yüksekliği de daha kolay kontrol edilir.



Periton (Karın) Diyalizi

Kanı zararlı artıklardan temizlemek için her zaman yapay filtreler gerekmez. Bu amaçla insanın kendi karın zarı da filtre yerine kullanılabilir. İnsanın kendi karın zarı olan peritonun kullanıldığı diyaliz şekline periton diyalizi (karın diyalizi) adı verilir.



Böbrek Hastalarında Beslenme
Proteinler: Büyüme ve gelişmenin sağlanması dokuların onarımı ve vücut savunması için en önemli olan besin türüdür. En önemli protein kaynakları yumurta, süt, peynir, diğer hayvansal gıdalar ve kuru baklagillerdir. Proteinler vücutta değişik görevler için kullanıldıktan sonra yıkılır ve bunun sonucu protein yıkım ürünü olan üre,ürik asit, kreatinin gibi vücut için zararlı maddeler açığa çıkar ve sağlıklı kişilerde böbrek tarafından idrarla dışarı atılır. Böbrek yetersizliğinde söz konusu maddeler dışarı atılamaz ve buna bağlı hastalık belirtileri (halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, ağızda kötü koku) ortaya çıkar. Böbrek yetmezliği hastalarında protein alınımın kısıtlanması ile bu zehirli maddelerin üretimi de azaltılmış olur. Bu amaçla kilogram başına 0.5-0.6 gr/gün (genellikle 40 gr) hayvansal kaynaklı protein içeren diyet önerilmektedir. Sağlıklı bir erişkinin günde alması gerekli protein miktarı yaklaşık kg. başına 1 gramdır (örneğin 70 kg olan bir kişi için 70 gr). Bazı hastalar kan üre değerlerini iyice düşürebilme amacı ile diyetlerinde proteini tamamen keserler. Bu yanlıştır çünkü vücudun proteine mutlaka ihtiyacı vardır.

Karbonhidratlar: Tüketilen enerjinin %55 ile %70’i üremik hastalarda karbonhidratlardan karşılanır. Türk mutfağında bu tür yiyecekler (ekmek, makarna, yufka, pasta, börek, pilav vb.) genellikle çok tüketildiği için gerekli kalori rahatlıkla sağlanır. Karbonhidratların ve yağların yakılması ile üre ve vb. zararlı maddeler meydana gelmez.Karbonhidratların kısıtlanması şeker hastalğı olan hastalarda önerilir.

Yağlar: Yoğun şekilde enerji sağlayan maddelerdir. Günlük kullanımda yağ dediğimiz zaman tereyağı, margarin, bitkisel yağlar ve çeşitli etlerde bulunan yağlar anlaşılır. Yağ alınmasının temel amacı vücuda enerji sağlamaktır. Alınan kalorinin %20-40’ı yağlardan sağlanır. Ayrıca A, D, E ve K vitaminleri gibi yağda eriyen vitaminler de bu besinler ile birlikte emilir. Yağların kendi içinde alt grupları vardır. Kolesterol çok önemli görevleri olan bir yağ türüdür. Bir bölümü karaciğerde yapılır, kalan bölümü ise besinlerle alınır.Kanda belirli miktarı aşınca (200 mg/dL ve üzeri) damar sertliğine (ateroskleroz) ve buna bağlı olarak da kalp krizi ve inmelere neden olabilir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda ise hastalığın daha da hızlı ilerlemesine neden olabilir. Bu nedenle bu hastaların diyetlerindeki kolestorol miktarı kısıtlanmalıdır. Bu hastalara özellikle zeytin, mısır, ayçiçek gibi bitkisel sıvı yağlar kullanmaları öneerilir çünkü kolestorol sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur.

Su: Böbrek yetersizliği cok fazla ilerleyinceye kadar genellikle hastalar içtikleri su ile orantılı miktarda idrar çıkarırlar. Böbrek yetersizliği henüz başladığı erken dönemlerde kanda üre ve diğer zararlı maddelerin çok yükselmemesi için alınacak en iyi önlem fazla miktarda su içmektir. Ancak böbrek yetmezliğinin son dönemlerinde idrar miktarı iyice azalır ve su içmekle idrar miktarı artmaz. Fazla suyun vücutta kalması tansiyon yüksekliği, kalp yetmezliği ve nefes darlığına yol açar. Bu nedenle bir gün önce çıkarılan idrar miktarına 500 ml (3 su bardağı) kadar su eklenirse alınması gerekli su miktarı bulunur. Bu dönemde hastanın her gün tartılması şarttır.Alınan günlük su miktarı hesaplanırken içilen çay, ayran, çorba vb. eklenmesi de unutulmamalıdır.

Tuz:
Böbrek yetersizliğinde vücuda alınan tuzun atılması azalır ve vücutta birikir. Fazla miktarda tuz tansiyonu yükseltir ve vücutta su birikmesine ve kalp yetmezliğine yol açar. Günlük tuz alımı 2-3 g. olmalıdır. Diyet tuzları böbrek hastalarında çok tehlikeli olabilir.

Potasyum: Tuza benzeyen kan ve dokularda bulunan bir maddedir. Kasların ve kalbin kasılmasında çok önemli rol oynar. Böbrek yetersizliğinde potasyum vücuttan uzaklaştırılamaz ve bunun sonucunda kan potasyumunda yükselme ortaya çıkar. Bu çok tehlikeli bir durumdur ve ani kalp durmasına neden olabilir. Potasyum en çok kurutulmuş meyve ve sebzeler (üzüm, incir, bamya), taze meyve (muz, üzüm, erik vb.) ve tüm sebzelerde bulunur. Bu yüzden yemeklerde kullanılan tüm sebzelerin önce haşlanması ve bu suyun atılması önerilmektedir. Böbrek hastalarına her zaman potasyumdan kısıtlı diyet önerilmektedir.

Kalsiyum ve Fosfor:
Kalsiyum ve fosfor dengesi de böbrek yetmezliğinde bozulmuştur ve buna bağlı olarak da kemiklerde zayıflık ortaya çıkmaktadır. Kan fosfor düzeylerinde yükselme ve kalsiyum düzeylerinde azalma görülmektedir. Yalnız diyet önerileri ile bunları dengede tutmak mümkün olmamaktadır çünkü kalsiyumdan zengin gıdalarda fosfor miktarı da fazladır. Bu nedenle mutlaka doktor tarafından önerilen fosfor bağlayıcı ve kalsiyumu yükselten ilaçların kullanılması gerekmektedir. Fosfor ve kalsiyum bakımından zengin besinler tüm süt ürünleri ve balıklardır.

Kaynak:sağlıkta yenilikler​
 
Böbrek Yetmezliği ve Tedavisi

bobrek2dkorteks.jpg


Çok su içme, sık idrar çıkma, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı, uykusuzluk gibi belirtilerle kendini gösterebilen böbrek yetmezliği pek çok etkene bağlı olarak gelişebiliyor. Özellikle kalpteki yetersizlik durumu, böbreklere doğrudan etki ediyor. Nefroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Can Kinalp, böbrek yetmezliği ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Kalbin, kanı vücuda ihtiyacı karşılayacak miktarda pompalayamadığı durumda ciddi bir sağlık problemi olan “kalp yetmezliği” görülmektedir. Tıp alanındaki gelişmeler ile pek çok hasta ileri yaşlara kadar yaşayabilse de, insan ömrünün uzaması ile kalp yetmezliği ile karşılaşma riski de artmaktadır Kalp yetmezliğinde yoğun ilaç tedavilerine ve hayat tarzı düzenlemelerine rağmen; zamanla böbrek fonksiyonları azalabilmekte ve böbrek yetmezliği riski oluşabilmektedir.

Kalp yetmezliği için alınan ilaçların etkisi
Kalp yetmezliği için kullanılan ilaç tedavilerine rağmen vücudun farklı bölgelerinde, değişen miktarlarda sıvı toplanması olmakta; sonuçta akciğer ödemi, karın içinde sıvı toplanması ya da bacaklarda ödem meydana gelmektedir. Oluşan ödem hastanın nefes darlığına neden olarak günlük aktivitesini, dolayısıyla yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Kalp yetmezliği olumsuz kısır döngüyü tetikler
Kalp yetmezliğinin derecesine göre böbreklere ulaşan kan miktarı azaldığı için klinik tabloya böbrek yetmezliği de eklenmektedir. Böbrek yetmezliği sonucu ödem daha da artmakta, ek olarak böbreklerin vücuttan uzaklaştırdığı birçok zararlı atık maddenin düzeyi giderek artmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların kendisi hem kalp hem de böbrek üzerine olumsuz etkide bulunarak mevcut durumun daha da kötüleşmesine neden olmaktadır. Sonuçta kalp yetmezliği, böbrek yetmezliğine neden olarak olumsuz kısır döngüyü tetiklemektedir.

Böbrek yetmezliği oluşmuş ise ilaç etki etmeyebilir
Bu durumdaki hastalar için kullanılan birçok ilaç vardır ve en önemli grubu idrar söktürücüler oluşturur. Kalp yetmezliği ilerledikçe idrar söktürücülerin dozlarını artırmak gerekmekte fakat zeminde böbrek yetmezliği de olduğu için bir süre sonra yüksek dozlar bile yeterli etkiyi oluşturamayarak hastalarda yaygın ödem meydana gelmektedir. Ayrıca idrar söktürücü ilaçların yüksek dozlarda kullanılması sıvı dengesi üzerine olumsuz etki ile böbrek yetmezliğini daha da artırmaktadır.

Vücuttan sıvı nasıl atılmalı?
Bu durumda vücuttan uzaklaştırılamayan sıvı ana sorundur ve ilaçlar bu konuda yetersiz kalmaktadır. Bu şekildeki hastalarda nefrolojik yöntem olan periton diyalizi uygulamaları tedavi sürecine eklenmektedir.

Periton diyalizi çözüm mü?
Vücuttaki fazla sıvının ana toplanma yeri olan periton boşluğuna (karın boşluğu) bir kateter yerleştirerek yapılmaktadır. Periton diyaliz kateteri yoluyla öncelikle bu sıvı boşaltılır. Ardından periton boşluğuna farklı yoğunluklardaki steril sıvılardan doldurularak periton zarının (karın zarı) geçirgenliğinden faydalanılarak vücuttan sıvı çekilir. Eğitim tamamlandıktan sonra hasta ya da yakınları tarafından evde uygulanabilir. Filtre olarak periton zarı kullanılmaktadır. Periton diyaliz kateteri yıllarca kullanılabilmektedir. Periton diyalizinin sürekli olarak uygulanması ile artık vücutta sıvı birikimi olmamakta ve bu nedenle hastaneye yatış zorunluluğu çok azalmakta ya da ortadan kalkmaktadır. Bu sayede hastaların yaşam kalitesi belirgin derecede artar.

En önemli koşul hijyen
Periton diyalizinde en önemli konu genel temizlik kurallarına uymak ve periton boşluğuna sıvı doldururken ve boşaltırken ortamın temizliğine ve el temizliğine özen göstermektir. Aksi durumda peritonit denilen periton zarı iltihabı oluşabilir. Bu durum antibiyotik tedavisini gerektirir ve her peritonit atağı periton zarının geçirgenlik kalitesini bozacağından sık tekrarlayan peritonitler sonucu sıvı çekilmesinde sorun yaşanabilir. Bu durumun oluşmasını önlemek sadece temizlik kurallarına uymakla mümkündür.
 
Böbrek Yetmezliği ve Tedavisi

Eki Görüntüle 1462751

Çok su içme, sık idrar çıkma, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı, uykusuzluk gibi belirtilerle kendini gösterebilen böbrek yetmezliği pek çok etkene bağlı olarak gelişebiliyor. Özellikle kalpteki yetersizlik durumu, böbreklere doğrudan etki ediyor. Nefroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Can Kinalp, böbrek yetmezliği ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Kalbin, kanı vücuda ihtiyacı karşılayacak miktarda pompalayamadığı durumda ciddi bir sağlık problemi olan “kalp yetmezliği” görülmektedir. Tıp alanındaki gelişmeler ile pek çok hasta ileri yaşlara kadar yaşayabilse de, insan ömrünün uzaması ile kalp yetmezliği ile karşılaşma riski de artmaktadır Kalp yetmezliğinde yoğun ilaç tedavilerine ve hayat tarzı düzenlemelerine rağmen; zamanla böbrek fonksiyonları azalabilmekte ve böbrek yetmezliği riski oluşabilmektedir.

Kalp yetmezliği için alınan ilaçların etkisi
Kalp yetmezliği için kullanılan ilaç tedavilerine rağmen vücudun farklı bölgelerinde, değişen miktarlarda sıvı toplanması olmakta; sonuçta akciğer ödemi, karın içinde sıvı toplanması ya da bacaklarda ödem meydana gelmektedir. Oluşan ödem hastanın nefes darlığına neden olarak günlük aktivitesini, dolayısıyla yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Kalp yetmezliği olumsuz kısır döngüyü tetikler
Kalp yetmezliğinin derecesine göre böbreklere ulaşan kan miktarı azaldığı için klinik tabloya böbrek yetmezliği de eklenmektedir. Böbrek yetmezliği sonucu ödem daha da artmakta, ek olarak böbreklerin vücuttan uzaklaştırdığı birçok zararlı atık maddenin düzeyi giderek artmaktadır. Tüm bu olumsuzlukların kendisi hem kalp hem de böbrek üzerine olumsuz etkide bulunarak mevcut durumun daha da kötüleşmesine neden olmaktadır. Sonuçta kalp yetmezliği, böbrek yetmezliğine neden olarak olumsuz kısır döngüyü tetiklemektedir.

Böbrek yetmezliği oluşmuş ise ilaç etki etmeyebilir
Bu durumdaki hastalar için kullanılan birçok ilaç vardır ve en önemli grubu idrar söktürücüler oluşturur. Kalp yetmezliği ilerledikçe idrar söktürücülerin dozlarını artırmak gerekmekte fakat zeminde böbrek yetmezliği de olduğu için bir süre sonra yüksek dozlar bile yeterli etkiyi oluşturamayarak hastalarda yaygın ödem meydana gelmektedir. Ayrıca idrar söktürücü ilaçların yüksek dozlarda kullanılması sıvı dengesi üzerine olumsuz etki ile böbrek yetmezliğini daha da artırmaktadır.

Vücuttan sıvı nasıl atılmalı?
Bu durumda vücuttan uzaklaştırılamayan sıvı ana sorundur ve ilaçlar bu konuda yetersiz kalmaktadır. Bu şekildeki hastalarda nefrolojik yöntem olan periton diyalizi uygulamaları tedavi sürecine eklenmektedir.

Periton diyalizi çözüm mü?
Vücuttaki fazla sıvının ana toplanma yeri olan periton boşluğuna (karın boşluğu) bir kateter yerleştirerek yapılmaktadır. Periton diyaliz kateteri yoluyla öncelikle bu sıvı boşaltılır. Ardından periton boşluğuna farklı yoğunluklardaki steril sıvılardan doldurularak periton zarının (karın zarı) geçirgenliğinden faydalanılarak vücuttan sıvı çekilir. Eğitim tamamlandıktan sonra hasta ya da yakınları tarafından evde uygulanabilir. Filtre olarak periton zarı kullanılmaktadır. Periton diyaliz kateteri yıllarca kullanılabilmektedir. Periton diyalizinin sürekli olarak uygulanması ile artık vücutta sıvı birikimi olmamakta ve bu nedenle hastaneye yatış zorunluluğu çok azalmakta ya da ortadan kalkmaktadır. Bu sayede hastaların yaşam kalitesi belirgin derecede artar.

En önemli koşul hijyen
Periton diyalizinde en önemli konu genel temizlik kurallarına uymak ve periton boşluğuna sıvı doldururken ve boşaltırken ortamın temizliğine ve el temizliğine özen göstermektir. Aksi durumda peritonit denilen periton zarı iltihabı oluşabilir. Bu durum antibiyotik tedavisini gerektirir ve her peritonit atağı periton zarının geçirgenlik kalitesini bozacağından sık tekrarlayan peritonitler sonucu sıvı çekilmesinde sorun yaşanabilir. Bu durumun oluşmasını önlemek sadece temizlik kurallarına uymakla mümkündür.
Babama 2020 ekim ayında kronik böbrek yetmezliği teşhisi koyuldu 7 ay diyaliz tedavisi gördü sonrasında durum iyi diye diyaliz bırakıldı ama 3 ayda bir kontrol sağlandı şimdi kontolde kan ve idrar sonuçlarında bi tuhaflık gördüm ben ama salıya kadar durumu öğrenemiycez kontrol salı günü burdan göndersem size bana yardımcı olurmusunuz?
 
X