Kürlerle hamile kalanlar neyi nasıl yaptınız

Etkilenen bir bireyin ömrü genellikle Kallman Sendromu değişmiş değildir. Bu hastalığın tedavisi hormon, östrojen veya testosteron, değiştirme ve pulsatil veya tekrarlanan GnRH hCG enjeksiyonu içerir. Onlar çocuk istemeleri durumunda hastalar ileri yaşlarda doğurganlık tedavisi uğrayabilir.

Kallman Sendromu ailesel öyküsü olan çiftler adlandırılan yeni teknoloji sayesinde bu hastalıktan etkilenen bir çocuğa sahip riskini azaltabilir Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) . PGD olarak, embriyo genetik anormallikler için test edilir ve cinsiyet belirlenir.Sadece genetik olarak sağlıklı embriyoların implante edilir. Bu mekanizma sayesinde, etkilenen bir çocuğa sahip olma şansını büyük ölçüde azaltılabilir. Nedeniyle karmaşık kalıtım örnekleri risk çiftler PGT yararlı olup olmayacağını belirlemek için bir genetik danışman tavsiye almalısınız. PGT anda diğer genetik bozukluklar çeşitli test edebilirsiniz ve sürekli diğer genetik hastalıklar sayılabilir üzere sürekli olarak geliştirilmektedir.
 
Hipogonadizm
Hipogonadizm:
Hipogonadizm; gonadlar (erkekte testis, kadında yumurtalıklar) ta¬rafından seks hormonu yapımının yetersiz¬liğidir. Östrojenler (kadınlık hormonları) ve androjenler (erkeklik hormonları) seks hormonları olarak isimlendirilir. Bu hor¬monları salgılayan organlar (gonadlar), ka¬dında yumurtalıklar (overler) ve erkekte testislerdir. Normalde beyinin hipotalamus isimli bölgesinden salgılanan hormonlar (GnRH) yine kafa içinde beyinin yakın komşuluğundaki hipofiz bezinden gonadları uyarıcı hormonların (FSH ve LH) yapımı¬nı sağlar. Dolaşıma salınan FSH ve LH ise kadında överleri, erkekte ise testisleri uya¬rarak ergenlik çağında cinsiyet özellikleri¬nin normal olarak gelişmesinden sorumlu seks hormonlarının yapımını sağlar. Bu sis¬temde herhangi bir noktada meydana gele¬bilecek anormallikler seks hormonu yapı¬mında ve seksüel gelişimde bozukluk ile sonuçlanır.
Risk faktörleri: Hipogonadizm, uyarıcı hormonların yetersizliği sonucunda gelişir¬se sekonder (ikincil), direkt olarak seks hormonları¬nın üretildiği gonadlarda bir probleme bağ¬lı olarak gelişirse primer (birincil) hipogonadizm adını alır. Gonadların çalışmasında yaşa bağlı olarak yavaşlamanın en önemli ne¬denleri kadınlarda menapoz, erkeklerde ise andropoz dur.
Hipofiz bezinden gonadları uyarıcı hor¬monların salınımında bozukluk, hipofiz tü¬mörleri, hipofiz bezinin iltihabi veya yapı¬sal hastalıkları, kafa travmaları başta olmak üzere pek çok farklı nedene bağlı olarak gelişebilir.
Erkek hipogonadizminde hipotalamustan GnRH salınımında bozukluk Kallman sendromuna bağlı olarak gelişebi¬lir. Kallman sendromu, koku alma duyu¬sunda bozukluğun da eşlik ettiği kalıtsal bir hipogonadizm nedenidir. Testislerin yoklu¬ğu, iltihabi hastalıkları, testislerde testoste¬ron yapımından sorumlu hücrelerin fonksi¬yon bozukluğu ya da Klinefelter sendromu gibi kalıtsal bozukluklar primer hipogona¬dizm nedenleridir. Kadınlarda överlerin ge¬lişmemesi, överlerde östrojen sentezinde bozukluklar, Y kromozomunun bulunma¬ması nedeniyle ortaya çıkan kalıtsal bir bo¬zukluk olan Turner sendromu primer hipogonadizme yol açabilir. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar ya da radyasyon da seks hormonu üretimini etkileyebilir.
Belirti ve bulgular:
Ergenlik döneminde normalde kızlarda boy uzaması, meme geli¬şimi, genital bölge ve koltuk altında kıllanma, ve adetlerin başlaması söz konusudur. Erkeklerde ise boy uzaması, testis boyutla¬rında büyüme, genital bölge ve koltuk al¬tında kıllanma ve sakal gelişimi olur. Hipogonad hastalar ergenlik dönemine girme¬yebilir. Ya da bu dönemde beklenen deği¬şiklikler gecikebilir veya tam olmayabilir. Hipogonadizmin belirli formlarında boy kısalığı ve Kalmann sendromunda koku al¬mada bozukluk olabilir. Ergenlik çağı geli¬şimini normal olarak tamamlamış ancak da¬ha ileri yaşlarda hipogonadizm oluşan has¬talarda cinsel istek (libido) kaybı ve kısırlık olabilir, (ciltte incelme ve kırışıklıklar, geni¬tal bölge kıllarında azalma, kemik kitlesi kaybı (osteoporoz), erkeklerde sakal ve vü¬cut kıllarında seyrelme, testis boyutlarında küçülme, meme büyümesi (jinekomasti), ereksiyon ve ejakülasyon kaybı, kadınlarda sıcak basması ve adetlerin kesilmesi söz ko¬nusudur. Hipogonad hastalarda konsan¬trasyon güçlüğü, anksiyete (bunaltı), ve ay¬rıca depresyon gibi duygudurum bozuk¬lukları da görülebilir.
Tanı:
Tanıda detaylı öykü ve fizik inceleme önemlidir. Ayrıca kanda gonad uyarıcı hor¬monlar, östrojenler ve androjenler başta ol¬mak üzere değişik hormonların ölçümleri yapılır. Dışarıdan sentetik hormonlar veri-lerek yapılan testlerde kan hormon düzey¬lerinin ölçülmesi, hipofiz bezinin ve gonadların radyolojik görüntüleme metotları kullanılarak değerlendirilmesi, kalıtsal bo¬zuklukların saptanması için kromozomanalizi veya moleküler genetik çalışmaların yapılması gerekebilir. Ayrıca erkeklerde se-men analizi ve testis biyopsisi gerekli olabi¬lir.
Tedavi:
Hipogonadizmin altında yatan ne¬dene bağlı olarak düzenlenir. Değişik hipo¬gonadizm formlarında GnRHinjeksiyonları kullanılabilir. Ağız yoluyla, enjeksiyon şek¬linde ya da cilt uygulamaları ile erkeklerde testosteron, kadınlarda östrojen tedavisi verilir. Hipogonad hastalarda çocuk isteği durumunda sentetik gonad uyarıcı hor¬monların kullanılması ya da yardımcı üre¬me tekniklerine başvurulması gerekebilir.
 
Kokularını asla içine çekemeyecek ama azimli ebenin kucağında şimdi kendi ikizleri var

Mesude ERŞAN

Ebe Songül Othan (39) çok sayıda ailenin çocuk sevincine tanıklık etti. Doğurttuğu bebekler askerlik çağına geldi. Ancak kendi bebeklerini kucağına almak için 17 yıl sabırla beklemesi gerekti. Tam 12 kez aşılama, 7 kere de tüp bebek tedavisi gördü. Bazen “Uğraşmayın olmaz” diyen doktorlar bazen de eşiyle mücadele etti. Ama inadı ve ısrarı mutlu sonla bitti. Asena ile Hasret Nisa’yı dünyaya getirdi. Şimdi tek derdi minik kızlarının kokusunu içine çekememek. Çünkü Othan’ın çocuk sahibi olamamasının nedeni Kallman sendromuydu. Yani hiçbir kokuyu alamıyor.

Cem Othan ile evlenir evlenmez anne olmak istedi Songül Othan. Ebelik yapıyordu, sayısız bebek ellerine doğmuştu. “Şimdi kendi evladımı kucağıma almak hakkım” diye düşünüyordu. Doğal yollarla hamile kalmayı başaramayınca tıptan yardım almaya başladı. Aslında doktorlar da gebe kalamamasının nedenini anlayamıyordu.
Tayini İstanbul’a çıkınca hastane hastane dolaşmaya başladı. 2 tıp fakültesi, 4 araştırma ve eğitim hastanesi, 3 özel tüp bebek merkezinde ve özel mayenelerde tedavi gördü. Çokça zaman, emek ve kendi olanaklarına göre küçük bir servet harcadı. Çaresizlikten üfürükçülere bile gitti. Ama her seferinde gebelik testi sonucu negatif çıktı. O kadar zor zamanları oldu ki intiharı dahi düşündü.

EŞİ KUMA GETİRMEK İSTEDİ

Eşi Cem Othan, Songül Hanım kadar umutlu ve sabırlı değildi. Hele hele gittikleri bir doktor, Songül Othan’ın Kallman sendromu nedeniyle çocuk sahibi olmasının mümkün olmadığını, artık denemeyi bırakmalarını kesin bir dille söyleyince umutları hepten kırıldı. Tedavilerden pes eden Cem Othan, çocuk sahibi olmak için üzerine kuma getirmek istedi. Ama o kocasına da resti çekti, “Ben ölene kadar çocuk için uğraşacağım” dedi.
Songül Othan’ın 4 kız, 1 erkek kardeşi vardı. Doğuştan olan Kallman sendromu Songül dışında erkek kardeşinde de vardı. Onun da çocuğu olmuyordu. Kardeşinin tedavi göreceği özel tüp bebek merkezini kendisi buldu. Çünkü erkek kardeşi sonuç alırsa, kendi için de bir umut doğacaktı. Kardeşinin çocuk sahibi olması onda çifte mutluluk yaşattı. Demek ki onun da bir şansı vardı!
6’ıncı tüp bebek denemesinde gebe kaldı. Pozitif çıkan gebelik testini çelik kasaya koydu. Ancak 5.5 aylık hamileyken bebek erken davrandı. Doğum erken başladı. Sezaryenle alınan bebek yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Adını koydukları ama kucaklarına dahi alamadıkları bebeklerini, 3 gün sonra, yarım metrelik kefene sarıp toprağa verdiğinde tarifsiz bir acı yaşadı.

BU KEZ DOKTORU EŞİ ARADI

Ancak yarım kalan bu hamilelik Cem Othan’ın da tedaviye inanmasını sağlamıştı. Eşinin sezaryen dikişlerinin bile tam iyileşmesini beklemeden bu kez doktoru kendisi aradı. Aynı süreçle elde edilen embriyolar annenin rahmine transfer edildi. Yapılan test, “Hamilesin” diyordu. Pozitif çıkan testi, bir öncekinin yanına, çelik kasaya sakladılar. Üstelik ultrasonda onları başka bir süpriz bekliyordu: İkiz çocuk!. Cinsiyetleri umurlarında değildi, kız ya da erkek hiç farketmezdi...
35 yaşın üstünde olduğu için amniyosentez (anne karnındaki bebeğe genetik test) yaptırması gerekiyordu. “Kesinlikle istemiyorum” diyerek imza verdi. Bebeklerinde sorun çıksa da onları aldırmayacaktı. Kabulüydü.
Rahim ağzındaki açılma sorunu bu gebelikte de sürdü. 7.5 aylık kızlar yola çıkmıştı bile! Kızlarının ameliyathaneyi dolduran ağlama sesi hayatında duyduğu en güzel sesti onun için.

DOĞAL YOLLA GEBE KALMASINI KALLMAN SENDROMU ENGELLİYORDU

Dr. Seval Taşdemir (Ferti-Jin Tüp Bebek Merkezi Direktörü): Birçok hastalığın bir arada olduğu Kallman sendromunun etkilerinden biri de doğal yollarla gebe kalamamak. Songül bize geldiğinde tedavilerden yumurtalıkları yorulmuş, kilo almış, tükenme hissi yaşıyordu. Bazı tekniklerle gebeliğini kolaylaştırmaya çalıştık. Sonunda da gebelik gelişti.
 
Özellikle mikroenjeksiyon tekniği daha önceden tedavi edilemeyen erkeğe ait birçok infertilite faktörüne çözüm getirmiştir.

Erkeğin değerlendirilmesi üroloji uzmanı veya androloglar tarafından yapılır. Çiftlerle infertilite nedenleri ayrıntılı olarak görüşülür. Bu görüşmede infertilite süresi, daha önce olan gebelikler, önceden uygulanan tedaviler, başka merkezlerde yapılmış yardımcı üreme tekniklerine ait bilgiler, eşe ait incelemeler ve tedaviler değerlendirilir. Cinsel ilişki ve mastürbasyon sıklığı, ereksiyon (penisin cinsel ilişki için sertleşmesi) problemleri, erken boşalma, spermlere zararlı olabilecek kayganlaştırıcı maddelerin kullanımı, ilişkinin yumurtlama gününe göre zamanlaması gibi eşler arası ilişkinin değerlendirilmesi yapılır. Çocukluk ve gelişme dönemlerine ait kriplorşitizm (testislerin kasık kanalı içinde kalması, zamanında torbaya inmemesi) ve düzeltilmesi için yapılan orşiopeksi ameliyatı, fıtık ameliyatları, mesane ameliyatları, testis tümörü nedeniyle testisin alınması, sperm taşıyıcı kanalların görüntülenmesine ait işlemler, penise, idrar kanalına veya testislere ait geçirilmiş ameliyatlar sorgulanır. Sistemik hastalıklara yönelik incelemede diyabet (şeker hastalığı), sinir sistemine ait hastalıklar ve bunlara ait geçmişte yapılmış veya halen yapılan tedaviler öğrenilir. Ateşli hastalıklar, ergenlik döneminde geçirilen kabakulağa bağlı oluşan testis iltihaplanması (orşit), cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar, tüberküloz gibi enfeksiyon nedenleri araştırılır. Ayrıca işyerinde veya çevrede bulunan kimyasal maddeler, gazlar, ilaçlar (kemoterapi ilaçları, simetidin, sulfasalazin, nitrofurantoin, testesteron preperatları), sık alınan sıcak banyolar veya sıcak çalışma ortamları, radyasyon, alkol ve sigara kullanımı araştırılır. Bu faktörler sperm üretimini kötü yönden etkiledikleri için önemlidir. Ailevi kısırlık (birkaç kardeşte benzer sorunların olması, ailede küçük yaşla ölen kardeşlerin bulunması) araştırılmalıdır. Sık solunum yolu enfeksiyonları, koku alma kusuru, meme başlarından süt gibi beyaz sıvı gelmesi, şiddetli baş ağrıları, doktorunuza ileteceğiniz önemli konular arasındadır.

Erkek kısırlığında etkili olan faktörler, görülme sıkılığına göre aşağıda sıralanmıştır:

Varikosel %38
Sebebi bilinmeyen %25
Genetik bozukluklar %0.2
Tıkanıklığa bağlı %13
Kriptorşidizm %4
İmmünolojik nedenler (bağışıklık sistemine ait) %3
Ejakulasyon (boşalma) bozuklukları %3
Çeşitli ilaçların kullanılması %1
Hormonal bozukluklar %1
Tnfeksiyon % 1
Testis yetmezliği %1.5
Cinsel ilişki bozuklukları %0.5
Kanser %0.1
Ayrı sıcak ortam %0.06
Radyasyon %0.06
Sistemik hastalıklar %0.06
Testis kanseri %0.06
 
uzun zamandır yoktum.şimdilerde hiç bir tedavi uygulamıyorum.araştırmadayım. çünkü yapılan tedavilerde tam bir tarama yapılmadığını düşünüyorum.eşim koku alamıyor daha doğrusu az alıyor .yani çok keskin kokuları. sürekli baş ve böbrek ağrısından şikayetçi.ayrıca renk körü.eşim 6 kardeş.3 erkek ve 1 kız kardeşinde çocuğu olmuyor.tüm bu veriler beni araştırmaya ve duyduğum herşeyi değerlendirmeye sevk etti.koku alamama ve diğer bu şikayetlerin kallman sendromunun belirtisi olduğunu anladım.henüz bu tezimi bir uzmana onaylatmadım.
 
şu sıralar faranjit geçiriyorum.k.b.b druna gittim eşimle ilaç yazdı. o sırada eşimle çocuk sahibi olamadığımızı söyledim. bu durumun koku alamamasıyla bir alakası olup olmadığını sordum..bu yaşına kadar böyle bişey duymadığını söyledi.bu yazıları okuduktan sonra sizde benim drdan 1 adım önde olduğumu anlamışsınızdır:1:
 
devlet 3.cü tüp bebek hakkı tanıyor.ben 1980 doğumluyum. 35 yaş üstüne 2 emriyo konuluyor.bu sefer iyi bir kulak burun boğaz prfuna gidip tedavime öyle başlıcam.gelişmelerden sizi haberdar ederim
 
Canım konunun büyük çoğunluğunu okudum, 2. tup bebek denemende başarılı olduğunu görünce çok mutlu oldum ama sonra devamı nasip olmamış, nasıl çaba gösterdiğini gördüm, Allahım yardımcın olsun, dua edicem sana, inşallah en hayırlı tez zamanda yeniden hamile kalır ve bebegini saglikla kucagina alirsin. Amin.
 
Sizlerde topikte online yazışacak birileri olmasada yazmaya devam edin.çünkü biliyorsunuzki hepimiz zaman zaman topiğe girip okuyoruz


Aradan çok yıl geçmiş canım benim inşallah şimdiye çoktaaannn bebeğini kucağına almışsındır tüm yazdıklarını dikkatle takip ettim hep yazmışsın Allah razı olsun canım
 
Back
X