wild-wild-cat cim şimdilik kendim çözmeye çalışyıorum eğer başa dönersem uzamana kesinlikle danışıcam canım
burcucum seninn yazını okuduktan sonra bir araştırma yaptım..ve seninde söylediğin gibi gerçekten bu bir hastalık..ilk başlaeda kabul etmiyordum sorunu hep onda arıyordum hep sen düzelsen bende düzelicem diyordum o ise hep aksini savunuyordu.sorun sende , sen bana güvenmiyorsun yada hastasın diyordu ama kabul etmiyordum..ama böyle yaptıkça elime hiç birşeyin geçmediğinin ve herşeyin daha kötü olduğunun farkındayım..
yaptığım araştırmada senin dediğin gibi bunun bir hastalık olduğunu söylüyor.
Aşk hastalığı, bağımlılık ve mutsuzluk yapar
Ege Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı'ndan uyarı...
Aşkı “iki karşı cinsiyetten birinin diğerini, şanslıysalar her ikisinin birbirini ömür boyu ayrılmamayı isteyecek kadar sevmesi ve koşulsuz sevmesi” olarak tanımlayan Ege Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Çelikol, aşkın insanı mutlu eden ve saygı gösterilmesi gereken bir duygu olduğunu belirtti. Prof. Dr. Çelikol, aşık olunan kişiye bağımlılık olarak tanımlanan “aşk hastalığının” ise kişiyi mutsuzluğa sürüklediğini kaydetti.
Prof. Dr. Çelikol, aşkın insanı yaşamının her döneminde mutlu ettiğini belirterek, “Aşk, küllendikten on yıllar sonra bile insanları mutlu etmeye devam eder” dedi ve aşkı değerli kılan en önemli unsurların başında “ulaşılmazlık ve meşakkatin” geldiğini söyledi. “Doğa gereği, her sürecin bir ömrü olmalıdır” diyen Prof. Dr. Çelikol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aşkın başlıca üç komponenti, ruhsal, tensel ve toplumsal uyuşma yeterliyse aşkın süresi, bir insan ömrü süresine ulaşmış olur. Bu durumda, aşk ölümsüzlüğe ulaşmış demektir ve elbette bu bir şans meselesidir. Aşk, küçümsenecek bir duygu değildir ve elbette riskleri de barındırır. Aşkın bir biyokimyası olduğuna göre, hastalığı da vardır ve aşk hastalığının hekimlikteki adı, ilişki bağımlılığıdır.”
“AŞKTA BAĞIMLILIK MADDE BAĞIMLILIĞI GıBıDıR”
Aşkta bağımlılığın madde bağımlılığı gibi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çelikol, uyuşturucu yerine bağlanılan kişinin geçtiğini ve bireyin bir süre sonra istese de bırakamadığını, zorunlu ayrılma durumunda kişide birtakım yoksunluk belirtilerinin ortaya çıktığını kaydetti.
Prof. Dr. Çelikol, bağımlı kişi ve bağlandığı partnerinin, bir tahterevallinin iki ucuna oturmuş gibi olduğunu ve bağımlı kişinin, yoğun duygular yaşarken partnerinin bu duyguları yaşamadığını belirterek, şöyle dedi:
“Kişi partnerini önemserken, partneri sadece kendini önemser. Kişi partnerine aşırı değer verirken, partneri aşırı değer görür. Kişi partnerine yaklaşmaya çalışır, partneri ise o kişiden uzaklaşır. Sonuçta son derece
asimetrik bir ilişki söz konusu olur.”
ılişki bağımlılığı içindeki kişinin kendisini tükenmiş hissettiğini, benlik sınırlarının net olmadığını ifade eden Prof. Dr. Çelikol, bağımlı kişinin sado-mazoşist davranışlar sergilediğini, olayları akışına bırakmaktan korktuğunu, bireysel gelişimlerinin sınırlı kaldığını, partnerini değiştirmeye çalışıp ancak başarısız olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Çelikol, ilişki bağımlısı kişinin kendini gereğinden çok fazla ortaya koyduğuna, çok fazla verici olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Bağımlı ilişki dışındaki sosyal hayatını tamamen bitirmiştir, en azından çok aza indirmiştir. ılişkisi dışında hiçbir ilgi alanı kalmamıştır. Tüm zamanını, hayatını, partneri ya da ondan gelecek bir haberi bekleyerek geçirir olmuştur. Riskleri almasanız, yaşamanız da mümkün değildir. Bu nedenle aşk bağımlığını dikkate alın, ama aşka hak ettiği değeri de verin.”
özelikklede şu kısım ''Bağımlı ilişki dışındaki sosyal hayatını tamamen bitirmiştir, en azından çok aza indirmiştir. ılişkisi dışında hiçbir ilgi alanı kalmamıştır. Tüm zamanını, hayatını, partneri ya da ondan gelecek bir haberi bekleyerek geçirir olmuştur'' tamamen beni anlatıyor..ilk başta kabul etmek istemedim kendime konduramadım ama durumum psikolojik ..herşey ortada..iş sanırım beynimde bitiyor..inşallah burcucum aşıcam bu olayı..aşmak zorundayım çünkü böyle yaşanmıyor..