Benim eşimin annesinin 15 büyükbaş hayvanı var. Sadece onlarla ilgilenmeye adamış kendini. Her yaz bir ay yanında kalıyoruz. Ben anlatsam kendi kayınvalidenizi alnından öpersiniz. Asla tuvaletten çıkınca el yıkamaz, asla tuvalete su dökmez. Ahırdan nasıl gelmişse öyle yemeğe oturur. Üzerinde inek kakaları vardır. Bulaşık yıkamak sadece sudan geçirmektir. Deterjanmış, sıcak suymuş kullanmaz. Kullandığı her mutfak malzemesini o haliyle çekmece yada dolaba geri koyar. Sofrada herşeyi üstüste yığar. Peynirin üzerine zeytin tabağını, ekmeğin üzerine yumurta sahanını koyar. Yoğurt, süt tencerelerini asla yıkamaz. Parmağını yalaya yalaya sıyırır. Yeni yoğurt mayalar. Diyelim ki ben sofraya sonraya oturdum, eşim doydu. Onun kullandığı tabak, kaşığı benim önüme koyar ya da benim kullandığımı kızının önüne koyar. Sabah kalan patates kızartmalarını makarnanın içine, çorbanın içine boşaltır. 15 senelik evliyim cam sildiğini, toz aldığını görmedim. Anlatmakla bitmez. İki ayda bir kızlarının ısrarı ile tuvalette saç örgülerini açmadan su döker kafasından aşağıya. Şampuan falan yok. 75 yaşında. Her yıl birazdan daha kötüye gidiyor durum. Kimseye de laf söyletmez.