A)VELAYET
a)Genel Olarak
Medeni Kanunun 335 - 351.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Velayet bir çekirdek aile kurumudur. Dolayısıyla velayeti çocukla ana – baba arasında doğumla hukuki bağ olarak açıklayabiliriz.
MK. 335 ana-babaya çocuk üzerinde tartılmaz bir hak tanımıştır. Çocuğun ana-babadan alınamaması, çocuğa isim verilmesi, çocuğun onları dinlemek zorunda olması ve tedip hakları gibi hakları sayabiliriz.
Çocuğun bakımı, barınması ve öğretim görmesinin sağlanması konuları velayet görevinin gereğidir. MK’nın nesep ve velayet hükümleri gereği velayet sahibi ana-baba çocukların bakım ve eğitimi konusunda çocuğun menfaatlerini göz önüne alarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
Çocuk Hakları Sözleşmesiyle de yukarıda belirtilen hak ve ödevler garanti altına alınmıştır. Bu sözleşmeye göre devlet ana-babanın velayet hak ve görevlerini kullanma ve yerine getirmede ana-babanın yardımcısı ve haklarının teminatı olarak görülmektedir.
b)Velayet Sorunlarının Uzman Raporuyla Çözümlenmesi
Uygulamada velayet sorunları değişik şekillerde karşımıza çıkmaktadır.
1-)Boşanma için yargıya gelen eşler her zaman ve çekinmeden müşterek çocuklarını birbirlerine karşı silah olarak kullanmaktan çekinmemektedirler. Böyle durumda sakin ve makul düşünmeleri ve değerlendirme yapmaları imkansız olmaktadır. Görevlendirilecek uzmanlar önce tarafları kısmen de olsa rehabilite ederek gerçeğe görmesi sağlanmalı. Hangi tarafın çocuk lehine daha iyi velayet etmesi beklenebilir olduğunun tespit edilmesi için görevlendirilen uzman, eşlerin problemlerinin çözümü yolunda teşvik ve uyarılarda da bulunmalıdır. Onlara psikolojik destek vermeli ve danışmanlık yapmalıdır. Uzman tespitleri belli bir zaman dilimi içinde belirtmeli.Evliliğin çocuk yararı için gerekleri tespit edilip uzman tarafından uygulanmalıdır.
2-)Uzmanlar öncelikle tarafların dava aşamasında içinde bulundukları ruhsal durumu tespit ederler.
3-)Tarafların evlilik öncesi dönemlerine dair önemli bulgular uzmanlarca bulunmalıdır.Evliliğin hangi sosyal olgu ve tabana dayandığı bilinmelidir.
4-)Uzmanlar tarafların yaşadıkları ev sosyal kesimleri ve geldikleri ailelerin sosyal seviye ve aidiyetlerini tespit etmelidirler.
5-)Uzmanlar her eşin işi ve mesleğini. Buna düşkünlüğünü, işinde başarı ve kabiliyetini ayrı ayrı incelemelidirler.
6-)Uzmanlar, halen mevcut ise tarafların müşterek konutlarını görmelidirler. Bu hem kendilerini mali durumları hakkında bilgi verir, hem de çocukların bakım ve gözetimine itina edilip edilmediğini gösterir.
7-)Uzmanlar,eşlerin çocukları ile terapi yapmalı, bunu en az birkaç seans tekrarlamalı, çocuğun hangi psikolojiye itildiğini, ana- baba ile olsa bağlarını, çocuğun okul ve çevresindeki davranışları araştırılmalıdır.
Tarafların mali durumları ve harcama alışkanlıkları uzmanlarca dosyadaki bilgilerle kıyaslanarak yorumlanmalıdır.
9-)Müşterek çocukların herhangi bir gelir veya mallarının bulunup bulunmadığının bilinmesi gerekir.
Saydığımız bu hususların tespit edilmesi için uzman görevlendirilmek zorundadır.Velayet davalarında tercihen sosyal çalışmacı görevlendirilebilir.Bu görevlendirme daha ziyade konu çocuk olduğu içindir.Eğer konu eşlerin sorunlarının tespiti ağırlıklı ise o takdirde psikolog tercih edilmelidir.
Velayet sorunu Aile Mahkemesine mutlaka boşanma davası ile gelmez.Velayet davası mahkemeye velayetin kaldırılması(Velayetin Nez’i) veya değiştirilmesi davası şeklinde de gelebilir.Bu durumda taraflar daha önce boşanmış olmakla bir eşe velayet bırakılmış, ancak velayetin iyi ifa edilmediği iddia edilmiştir.Bu tür bir davada hakim uzman araştırmasını mutlaka yaptırmalı ve mümkün mertebe velayete konu çocuğu da dinlemelidir.
Medeni Kanun 348.m. velayetin kaldırılmasına ilişkin esasları düzenlemektedir. Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi, eğitilmesi ve korunması için alınan tedbirler yetersiz kalmış, velayet hakkıyla ifa edilememiş veya kullanılamamış ve çocuk aleyhine gelişmeler meydana gelmiş ise velayet tarafı değiştirilebilir.Bu durumlar ise mutlaka uzman tarafından tespit edilir.
Velayetin gereklerinin yerine getirilmemiş olması velayetin kaldırılmasını gerektirir. Velayete sahip olan tarafın evlenmiş olması velayetin kaldırılmasını gerektirmez.Yeni ailede velayet altındaki çocuğun benimsenme ve şefkat derecesi uzmanlarca tespit edilmelidir.Netice itibarıyla velayetin her iki eski eşlerden alınması ve çocuğa vasi tayini mümkündür.
Velayet davaları Aile Mahkemelerine tespit mahiyetinde de gelebilir.Dava dilekçesinde bu şekilde yazılmasa da bazı davalar tespit hükmü ile sonuçlanabilir.
Velayetin bir tarafa bırakılmasından sonra velayetin bir sonucu olarak tarafları sıkıntıya sokmayacak biçimde velayet verilmeyen tarafla çocuklar arasında şahsi ilişki bağı sağlanır.
Gerek velayetin ilk düzenlenişinde gerekse velayetin kaldırılması bir yargılama sürecinden sonra ortaya çıkacaktır.İlk düzenlemede taraflardan her ikisinin psikolojik sorunları tespit edilir.Ya da boşanmaya sebep olan olayların velayeti engellemesi söz konusu olabilir.Böyle hallerde taraflardan hiçbirine velayet bırakılmaz .Durum sulh hukuk mahkemesine ihbar edilir.
5133 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş görev ve Yargılama Usullerine dair Kanunda değişiklik yapılması ilişkin kanunda vesayet işleri Aile mahkemelerinden alınmıştır. Yeni düzenleme ile aile sorunlarından doğan velayet işleri sulh hukuk mahkemelerine bırakılmaktadır. Nitekim kayyım tayini de Sulh Mahkemesince gerçekleştirilir.
Yeni Medeni Kanunumuz velayetin yürütülmesinde yeni bir sistem getirmiştir(MK.m.353).Bu madde ile evlilik sona erdiğinde kendine velayet yükümlülüğü bırakılan eşe mahkemeye çocuğun malvarlığı ve malvarlığında meydana gelen değişiklikler hakkında rapor vermek yükümlülüğü getirmiştir.