Bu yazı kimseyi yargılamak için değil; yaşanmış bir tecrübeyi paylaşmak ve belki bir kişiye olsun farkındalık kazandırmak için yazılmıştır. Belki birinin kulağına ulaşır, belki de birinin kararını yeniden düşündürür diye…
Yıllar önce, “daha güzel olacağım” düşüncesiyle meme büyütme ameliyatı oldum. Çünkü gerçekten çok küçüktüler. Aynaya baktığımda kendimi eksik hissediyor, kadınlığımın yarım olduğunu sanıyordum. Bu ameliyatla daha özgüvenli hissedeceğimi düşünürken, ne yazık ki sağlığımı kaybettim.
Bedenin doğasına yapılan her müdahale, zincirleme bir bozulmaya yol açabiliyor. Estetik olarak kısa vadede güzel sonuçlar verse de, uzun vadede sinir hasarları, doku zayıflıkları ve yabancı madde reaksiyonları gibi geri döndürülemez sorunlar doğabiliyor.
Ameliyattan sonra kol kaslarımda güçsüzlük başladı, koltuk altıma vuran ağrılar hiç bitmedi. Kulak arkamda boynumda nodüller çıkmaya başladı. Sekiz yılın sonunda bedenimin o yabancı maddeyi artık taşımak istemediğini anladım ve implantları çıkartmak için tekrar ameliyat oldum.
Ama hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Göğüslerimde kalıcı deformasyonlar oluştu, bunun olacağını biliyordum. Fakat beklemediğim şekilde koltuk altımda ağrılı lenf nodülleri gelişti şişkinlik oluştu. Ameliyattan iki yıl geçmesine rağmen hâlâ benimleler. Bu süreç beni hem fiziksel hem ruhsal olarak çok yıprattı.
Ve en acısı neydi biliyor musunuz?
Kendimi kandırmış olduğumu fark etmek.
Bugün geriye baktığımda, en büyük pişmanlığım implantları çıkarmak değil, onları taktırmak oldu. Çünkü bedene yapılan her müdahalenin bir bedeli var ve o bedel bazen yıllar sonra bile ödenmeye devam ediyor.
Şimdi aynaya baktığımda, bir zamanlar kusurlu sandığım bedenimi seviyorum. Çünkü bana bir gerçeği hatırlatıyor:
İnsan bedeni kusursuz bir dengeyle yaratılmıştır. O dengeye dokunduğumuzda, geri dönüşü mümkün olmuyor.
Kadınlık, göğüslerin büyüklüğünde ya da dış görünüşte değil; zarafette, özgüvende, içindeki şefkatte, dayanıklılıkta gizli.
Gerçek güzellik; beden ölçülerinde değil, kendini olduğu gibi kabul etme cesaretinde saklıdır.
Bedenine teşekkür edebilmekte, kusurlarınla bile sevilebileceğini bilmektedir.
Bu sözleri korkutmak için değil, korumak için yazıyorum. Çünkü ben bir zamanlar o masaya umutla yattım, ama oradan eksilerek kalktım.
İstiyorum ki, bir başkası aynı yoldan geçmeden önce durup bir kez daha düşünsün.
Unutmayın:
Kendinizi değiştirmeye değil, kendinizi sevmeye ihtiyacınız var.
Ve gerçekten sevdiğinizde fark edeceksiniz ki zaten hep güzeldiniz.
Yıllar önce, “daha güzel olacağım” düşüncesiyle meme büyütme ameliyatı oldum. Çünkü gerçekten çok küçüktüler. Aynaya baktığımda kendimi eksik hissediyor, kadınlığımın yarım olduğunu sanıyordum. Bu ameliyatla daha özgüvenli hissedeceğimi düşünürken, ne yazık ki sağlığımı kaybettim.
Bedenin doğasına yapılan her müdahale, zincirleme bir bozulmaya yol açabiliyor. Estetik olarak kısa vadede güzel sonuçlar verse de, uzun vadede sinir hasarları, doku zayıflıkları ve yabancı madde reaksiyonları gibi geri döndürülemez sorunlar doğabiliyor.
Ameliyattan sonra kol kaslarımda güçsüzlük başladı, koltuk altıma vuran ağrılar hiç bitmedi. Kulak arkamda boynumda nodüller çıkmaya başladı. Sekiz yılın sonunda bedenimin o yabancı maddeyi artık taşımak istemediğini anladım ve implantları çıkartmak için tekrar ameliyat oldum.
Ama hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Göğüslerimde kalıcı deformasyonlar oluştu, bunun olacağını biliyordum. Fakat beklemediğim şekilde koltuk altımda ağrılı lenf nodülleri gelişti şişkinlik oluştu. Ameliyattan iki yıl geçmesine rağmen hâlâ benimleler. Bu süreç beni hem fiziksel hem ruhsal olarak çok yıprattı.
Ve en acısı neydi biliyor musunuz?
Kendimi kandırmış olduğumu fark etmek.
Bugün geriye baktığımda, en büyük pişmanlığım implantları çıkarmak değil, onları taktırmak oldu. Çünkü bedene yapılan her müdahalenin bir bedeli var ve o bedel bazen yıllar sonra bile ödenmeye devam ediyor.
Şimdi aynaya baktığımda, bir zamanlar kusurlu sandığım bedenimi seviyorum. Çünkü bana bir gerçeği hatırlatıyor:
İnsan bedeni kusursuz bir dengeyle yaratılmıştır. O dengeye dokunduğumuzda, geri dönüşü mümkün olmuyor.
Kadınlık, göğüslerin büyüklüğünde ya da dış görünüşte değil; zarafette, özgüvende, içindeki şefkatte, dayanıklılıkta gizli.
Gerçek güzellik; beden ölçülerinde değil, kendini olduğu gibi kabul etme cesaretinde saklıdır.
Bedenine teşekkür edebilmekte, kusurlarınla bile sevilebileceğini bilmektedir.
Bu sözleri korkutmak için değil, korumak için yazıyorum. Çünkü ben bir zamanlar o masaya umutla yattım, ama oradan eksilerek kalktım.
İstiyorum ki, bir başkası aynı yoldan geçmeden önce durup bir kez daha düşünsün.
Unutmayın:
Kendinizi değiştirmeye değil, kendinizi sevmeye ihtiyacınız var.
Ve gerçekten sevdiğinizde fark edeceksiniz ki zaten hep güzeldiniz.