Muhteşem Yüzyıl Star Tv

Eski Hürrem Sultan Meryem Uzerli diziden ayrılması sizi nasıl etkiledi ?

  • Bir daha bu diziyi izlemem

    OY: 54 23,3%
  • Gelen gideni aratacak gibi ama izlerim

    OY: 45 19,4%
  • Kimse vazgeçilmez değildir. Emeğe, ekibe saygı aynı keyifle izlemeye devam

    OY: 65 28,0%
  • Kararsızım ama eski tadı kalmadı. İzlesem de olur izlemesem de.

    OY: 84 36,2%

  • Ankete Katılan
    232
Almanya'dan geldiğinde kendisi için hazırlanan kıyafetleri korseyle giymek zorunda kalan "Muhteşem Yüzyıl" dizisinin Hürrem Sultan'ı Meryem Uzerli'nin, rolü için sıkı bir diyete girdiği iddia edilmişti. Sultan Süleyman'ı canlandıran Halit Ergenç 'in eşi oyuncu Bergüzar Korel'in geçtiğimiz günlerde set ekibi için kurabiyeler yaptı. Ancak dizinin Valide Sultan'ı Nebahat Çehre çok iyi anlaştığı Uzerli'ye, kurabiyelerden yemesine izin vermediği söylentileri çıktı.

Bugün gazetesinin haberine göre, bu olay güzel oyuncunun kilo probleminden kaynaklandığı düşünüldü. Nebahat Çehre'nin 'Lokum kız' olarak sevdiği Uzerli, kilo problemi olmadığını ve diyet yapmadığını belirtirken kurabiyeleri gluten hastalığı yüzünden yiyemediğini söyledi.

Çölyak hastalığı diğer adı Gluten Enteropatisi Bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığı.

Çölyak hastası olan kişiler buğdayda arpada çavdarda ve kesin olmamakla birlikte, yulafta bulunan ve gluten olarak adlandırılan bir proteine tahammül edememektedir. Hastalık daha ileri yaşlarda kansızlık, boy kısalığı, kemik zayıflığı ve nedeni bilinemeyen karaciğer hastalığı gibi çok değişik belirtilerle de kendini gösteriyor
alıntı...
 
haticenin pargalıdan 3 çocuğu oluyormuş.biri mehmet şah,biri hanım sultan birinin de adı bilinmiyormuş.
 
benim klavyem yabanci klavye oldugu icin "o" harfinin noktalisi yok

mehmet sehzade o(noktali)lmu(noktali u)s dimi demek istedim
ben anlamıştım.hatta karışıklığa çok güldüm.evet canım mehmet hastalıktan ölüyor.zaten savaştan falan pek hoşlanmayan şair ruhlu çok duygusal biriymiş.
 
şehzade mehmet çiçek hastalığından ölmüş,şair ruhlu şehzade cihangir rahatsız doğmuş abisi mustafaya çokkk düşkünmüş mustafa öldürüldükten sonra hayata küsmüş,cihangirde hastalıktan
vefat etmiş.
 
bence hürrem hatun 2 oğlan daha doğurur.bak dediydi dersiniz. o kapasiteyi gördüm ben kendisinde :86:
 
bence hürrem hatun 2 oğlan daha doğurur.bak dediydi dersiniz. o kapasiteyi gördüm ben kendisinde :86:

doğurcak zaten şekerim hem de 2 tane falan doğurcak.. şehzade beyazıd ve şehzade cihangir doğcak daha.. ki o daha da doğurmuştur da ölmüştür küçük yaşta diye tarihte geçmiodur
 
doğurcak zaten şekerim hem de 2 tane falan doğurcak.. şehzade beyazıd ve şehzade cihangir doğcak daha.. ki o daha da doğurmuştur da ölmüştür küçük yaşta diye tarihte geçmiodur

Bence de daha doğurmuştur her halvette hamile kalıyo çünkü:86:
 
Mihr-î-Mâh Sultân, (1522–1578) Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın tek kızı ve 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde önemli bir rol oynamış bir padişah kızı sultan.

Doğumu ve çocukluğu

Mihrimah Sultan 1522 yılında Topkapı Sarayı’nda doğdu. Mihrimah Sultan’ın doğumundan 2 yıl sonra da Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümünden sonra yerine geçecek olan diğer çocuğu II. Selim’i dünyaya getirdi. Kanuni Sultan Süleyman Mihrimah Sultan’ı çok sever, bütün isteklerini yerine getirirdi. Mihrimah Sultan çok iyi yetişti ve iyi bir eğitim gördü.
Gençlik yılları


1539 yılında 17 yaşındayken Diyarbakır valisi Rüstem Paşa(topal Rüstem ‘yla evlendi. Düğün töreni iki küçük erkek kardeşi Bayezid ve Cihangir’in sünnet düğünüyle birlikte At Meydanı’nda (bugünkü Sultanahmet Meydanı) büyük şölenlerle kutlandı. Rüstem Paşa bu evlilikten sonra sadrazam oldu ve 1544-1561 yılları arasında 2 yıllık bir süre hariç kesintisiz sadrazamlık yaptı. Mihrimah Sultan yaşamı boyunca devlet işlerinde çok söz sahibi oldu. Babasını Malta’ya sefer düzenlemeye ikna etmek için kendi parasıyla 400 gemi yaptıracağına söz verdiği bile söylenir. Annesi Hürrem Sultan gibi Lehistan kralı II. Zygmunt’la yazışmalar yaptı. Çok büyük bir servet sahibi oldu. 1540-1548 yılları arasında Mimar Sinan’a İstanbul’un Üsküdar semtinde cami Üsküdar İskele Camii, medrese, ilkokul ve hastaneden oluşan büyük bir külliye yaptırdı. Ayrıca 1562-1565 yılları arasında gene Mimar Sinan’a İstanbul’un Edirnekapı semtinde cami, çeşme, hamam ve medreseden oluşan Mihrimah Sultan Camii ve külliyesini yaptırdı.
Annesi 1558 yılında öldükten sonra babasına annesinin oynadığı danışmanlık rolünü oynadı. 1566 yılında babası öldükten sonra yerine geçen erkek kardeşi II. Selim’in saltanatı boyunca da danışmanlığını sürdürdü. Anneleri Hürrem Sultan ölmüş olduğu için kardeşi için adeta bir Valide Sultan rolünü oynadı.

Dînine çok bağlı oluşu ile tanınan Mihrimâh Sultan, bütün servetini hayır işlerine tahsis etti. Mîmar Sinan’a kendi adıyla anılan İstanbul’da Edirnekapı Câmii ile Üsküdar’da İskele başındaki câmiyi yaptırdı. Edirnekapı’daki Mihrimah Câmii yanında çeşme, hamam, medreseyle Üsküdar’daki câmi civârında çeşme ve misâfirhâne bu hayırsever hanım Sultan’ın eserlerindendir. Mihrimah Sultan, ayrıca Mekke’de Zübeyde Kaynağı su yollarını da tâmir ettirmiştir.

Son yılları

Mihrimah Sultan 1578 yılında yeğeni (erkek kardeşinin oğlu) III. Murat’ın saltanatı sırasında öldü ve babası Kanuni Sultan Süleyman’ın Süleymaniye Camii’ndeki türbesinde babasının yanıbaşında gömüldü.

Not: Mihrimah “güneş ile ay” demektir.

Kaynak: wikipedia , turkcebilgi
 
Muhteşem Yüzyıl dizisiyle beraber, genelde tarihe özelde de Osmanlı tarihine olan ilgi arttı. Kitap okuma alışkanlığı fazla olmayan toplumumuzda, bu konuda bir patlama yaşandı ve çoğu kişi tarihi dizilerden öğrenme yoluna gittiler! Fakat unutulmamalıdır ki bunlar sadece dizidir, belgesel değil! Gerçek bilgileri sadece okuyarak, araştırarak edinebiliriz. Biz de bu konuda bir nebze yardımcı olabilmek adına yaptığımız serilerimize bir yenisini ekliyor ve Haremde cariye kültürünü sunuyoruz bu yazıda, büyük usta Ergun Hiçyılmaz’dan alıntı yaparak.

Dünyanın dört bir tarafından getirilirler, saray ve konaklara satılırlardı. Saraya takdim edilen cariyeler ilk muayenelerinin ardından gelenek gereği bir isim alırlardı.

Unutulmaması için isimler ilk zamanlar bir kağıda yazılır ve cariyelerin göğüsüne iliştirilirdi. Sonra bir kalfanın emrine girer ve eğitime hazır hale gelirlerdi. Bu ilk eğitimde İslamiyetin temelleri, okuma-yazma, saray gelenek ve görgüleri öğretilirdi. Ayrıca dikiş dikmek, dantel işlemek, örgü örmek ve müzik aleti çalıp, şarkı söylemekte temel eğitimin içinde idi. Kendilerine ait cariyeler dairesinde ayrı yataklarda yatarlar, her beş yataktan sonra cariyelerin terbiyesi ile görevli bir kadın yatardı. Acemilik devrini bitirenler bir kalfanın yanında hizmete verilirdi. Kalfanın da kendisine ait bir dairesi olurdu.


Kalfaların önemi
Kalfanın en büyük yardımcısı olan küçük kalfa cariyeleri hamama götürmek, çamaşırlarının yıkanmasına nezaret etmek, giydikleri elbiselerin düzenini sağlamakla görevliydi. Hizmet cariyelerinin aylıkları kalfada durur, ihtiyaçları bu aylıklardan karşılanırdı. Kalfalar cariyeler için bir anne gibiydi. Saraydan çıktıklarında bile başları şıkıştığında kalfalarına danışırlardı. Saray içinde çeşitli hizmetlerde görevli olan bu cariyelerin hizmet süresi dokuz yıldı. Bu süreyi dolduran her cariyenin Saraydan ayrılma, çırağı edilmelerini (serbest bırakılmak) talep etme hakları mevcuttu. Hürriyete kavuşma belgesi olan “ıtıkname” verilir ve bu ıtıknameyi cariyeler bir muska içinde göğüslerinde taşırlardı.

“Çırağı” edilmek
Evlenmek isteyen cariyeler ise çırağı edilmelerini rica yoluyla mektup yazarak efendilerine bildirmek zorundaydılar. Bu talepler için “çırağı kağıtları” doldurulurdu.

Osmanlı tarihinde bir padişahın kaç cariyeyi eş olarak seçtiği kesin olarak bilinmez. Sadece çocuk doğurup “haseki” ünvanını alanlar, bu ünvanla belgelere ve tarihe geçmişlerdir.Topkapı Sarayı’nın hareminde cariyeler dairesinin duvarında şöyle yazmaktadır: “Ey kapıları açan Allah’ım. Bizlere de hayırlı kapılar aç. ” Çünkü cariyeler için kapılar Ramazan ayında Hırka-i Şerif ziyaretinde açılırdı. Bir de öldüklerinde mezarlığa götürülmek için.

Kayna: Ergun Hiçyılmaz “Haremde Cariye” isimli yazısından alıntıdır.
 
doğurcak zaten şekerim hem de 2 tane falan doğurcak.. şehzade beyazıd ve şehzade cihangir doğcak daha.. ki o daha da doğurmuştur da ölmüştür küçük yaşta diye tarihte geçmiodur

hadi canım bak hiç bilmiyordum:86: içime doğdu demek ki
 
doğurcak zaten şekerim hem de 2 tane falan doğurcak.. şehzade beyazıd ve şehzade cihangir doğcak daha.. ki o daha da doğurmuştur da ölmüştür küçük yaşta diye tarihte geçmiodur
evet bildin bide 3 yaşında ölen şehzade abdullah var
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…