Evet canım öncede vilayetin birisinde valilik yapmıştı
Allah mutlu etsin demekten başka söz kalmıyor o zaman :))Ama canım bu zamana kadar paşa teammüleri önemsemedi, şimdi mi önemsedi?
Bence nigardan hoşlanmaya başladı artık
malkocoglu bali bey kizlar vali degil :))
Evet canım.
Bir de o adamın yeri dağlardı, savaşlardı.
Hiç yakışmadı hasodabaşılık.
İbrahim'e yakışıyordu o iş.
Düşünemiyorum valibey'in Süleyman'a kadın seçtiğini tövbe tövbeee
Ay buldum.
Şimdi kızlar bu Malkoçoğlu daha önce Budin Vali'siymiş.
Ama asıl adı Malkoçoğlu Bali Paşa diye geçiyor.
malkocoglu bali bey kizlar vali degil :))
Seçmez o ya Hürrem'i seviyo o.
O zaman hem bali hem vali farketmiyor yani.
Hangisini canımız isterse diyebiliriz
Ama valibey bana daha karizma geliyor yaaa
Aynen öyle vali daha karizmatik duruyor . ( sanki vali demesek adam karizma değil)
Ay buldum.
Şimdi kızlar bu Malkoçoğlu daha önce Budin Vali'siymiş.
Ama asıl adı Malkoçoğlu Bali Paşa diye geçiyor.
Evet canım.
Bir de o adamın yeri dağlardı, savaşlardı.
Hiç yakışmadı hasodabaşılık.
İbrahim'e yakışıyordu o iş.
Düşünemiyorum valibey'in Süleyman'a kadın seçtiğini tövbe tövbeee
Nigar Kalfa: Düğün sırasında beş karış suratla dolaştın Nigar. Tamam anlayabiliyorum az çok, paşadan başka birini sevemeyeceğini düşünüyorsun hala. Ama yazık değil mi matrakçıya da? Adam zifaf gecesinde boşadı seni. Hissetmedi mi sanıyorsun İbrahim Paşa'ya olan aşkını? Etti tabii. İçine sindiremedi bile bile başkasını seven biriyle evliliğini sürdürrmeyi. Paşa da geldi zaten. Ama önümüzdeki hafta, en iyi ihtimalle sağlam bir fırça bekliyor seni.
Mahidevran Sultan: Mahi, insanın, tam uykuya dalacakken ortaya çıkıp vızıldayarak tüm uykusunun içine eden o melun sivrisinek gibisin. Bir sus yahu, bir sus. Yorulmuyorsun da. Her fırsatta Hürrem'e bir sataşmalar, bir şeyler. Zaten, hünkarımız senden yüz çevirdiyse en büyük nedeni senin bu sataşmaların. Başından beri Hürrem'le uğraşmasaydın, belki de hünkarımız onu bu kadar sevmeyecek ve kısa sürede soğuyacaktı. Aybige bile üzüldü haklı olarak.
Hatice Sultan: Hatice, düşündüm, beni sinirlendirmediğin sürece senin üzerine gelmemeye karar verdim. Çok ağır şeyler yaşadın. Bebek geliyor ama bak. Hadi bakalım, sağlıkla kucağına al inşallah. Keman çalmak pek bir şahaneydi Hatice. Valla bilmiyordum bu kadar ilerlettiğini. Çocuktan arta kalan zamanlarda devam ettir yahu.
İbrahim Paşa: Geçmiş olsun paşam. Maaşallah bünyeniz çok sağlam. Çok çabuk kalktınız ayağa. Valla ben öyle zeehirlenseydim akşamına hakkın rahmetine kavuşurdum herhalde. Behram Paşa'dan şüphelenmeniz çok yerinde. Ama dikkat edin, hani derler ya, hem nalına hem mıhına vuruyor. Adamın lokumlarını zehirli olan lokumlarla değiştirmiş bile olabilir. Size de sadakatini ispatlayacak ya, lokumun zehirli olduğunu ispatladı. Nereden biliyordu o lokumların zehirli olduğunu sizce? Adapazarı lokumu böyle olmaz diye cevap mı olur paşam?
Valide Sultan: Validem, biraz önce Mahidevran'a söylediğim şeyler sizin için de geçerli aslında. Hürrem'i bu kadar itip kakmasaydınız, sürgünlere yollamasaydınız, yetmemiş gibi öldürtmeye çalışmasaydınız, hünkarımız onun üstüne düşmeyecekti. İbrahim Paşa da yalnız bıraktı sizi. Gerçi bırakmak durumunda kaldı. İyi oldu ama, en büyük müttefikiniz bertaraf edildi hünkarımız tarafından. Hürrem uğraşsa yapamazdı. Hünkarımız da sizi hiçbir şekilde ciddiye almıyor. Kaldınız mı kabak gibi ortada?
Hürroş: Hatice'ye söylediğin şeylere bayıldım Hürroş. Geceden sabaha kımıldamadan oturan hatunu isteklendirdin İbrahim'e gitmek için. Bir de diğerlerine bak: 'Hatice Sultan'ım bir şey söyleyin, Hatice Sultan'ım böyle yapmayın...' Öff... Konuşma dediğin işte böyle olur. Helal olsun. Tacın da çok güzel, çok yakışmıştı sana. Aybie'ye, yani valide sultanımızın bizzat yeğenine, yekten 'cadılar orada' demen süper oldu. Hiç halasına söyler mi diye en ufak bir telaş etmeden. Mahi olsa altına ederdi. İnceldiği yerden kopsun Hürroş. Bu arada az daha unutuyordum. İbrahim Paşa aranızda geçenleri unutmaya hazır olduğunu söylediği zaman, yüzünde beliren 'bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü' ifadesine çok güldüm.
Behram Paşa: Behram Paşa ne oluyor, kaşın gözün oynuyor? Yemeyiz senin bu oyunlarını biz. Sen yaptın !!! Ortaya çıkacak. Dur sen dur.
Sümbül Ağa: Sümbül dilin kopsun celaut. Nigar zorda kalmış, yalvarıyor kimseye söyleme diye, sen Mahalle'nin Muhtarları'ndaki Müzevir Müzeyyen misali hoop Daye Hatun'a yetiştiriyorsun. Neyse ki akıllı kadın Daye Hatun, anladı onun halinden. İşe yaramadı işte oooh, çatla.
Daye Hatun: Daye Hatun, senin bu anaç tavırlarını çok seviyorum ben yahu. Hep böyle olsan keşke. O mahkeme duvarı yüzünün altında şefkatli bir anne yatıyor aslında. Kimseye söylemedin Nigar'ın aşkını. Çok takdir ettim.
Aybige: Aybige, öncelikle hoşgeldin. Ama açıkça söylemek durumundayım ki, ben sana acayip derecede sinir oldum. İsabella vardı ya, gerçi sen onu bilmezsin. Bir ara anlatırım. Onun Aybige versiyonu gibi görüyorum seni. O kadar iticisin benim gözümde. Hürrem'le muhabbeti ilerlet bence sen. Boşver ötekileri. Onlar anca Hürrem şunu yapmış, Hürrem bunu etmiş. Aksiyonun kendisi Hürroş'ta. Tam senlik.
Ayas Paşa: Paşam, masum olduğunuza halen inanıyorum. Siz ortaya çıkarın bu suikast girşimini. Yapabilirsiniz gibi geliyor bana. Güvenim tam size.
Nigar Kalfa: Düğün sırasında beş karış suratla dolaştın Nigar. Tamam anlayabiliyorum az çok, paşadan başka birini sevemeyeceğini düşünüyorsun hala. Ama yazık değil mi matrakçıya da? Adam zifaf gecesinde boşadı seni. Hissetmedi mi sanıyorsun İbrahim Paşa'ya olan aşkını? Etti tabii. İçine sindiremedi bile bile başkasını seven biriyle evliliğini sürdürrmeyi. Paşa da geldi zaten. Ama önümüzdeki hafta, en iyi ihtimalle sağlam bir fırça bekliyor seni.
Mahidevran Sultan: Mahi, insanın, tam uykuya dalacakken ortaya çıkıp vızıldayarak tüm uykusunun içine eden o melun sivrisinek gibisin. Bir sus yahu, bir sus. Yorulmuyorsun da. Her fırsatta Hürrem'e bir sataşmalar, bir şeyler. Zaten, hünkarımız senden yüz çevirdiyse en büyük nedeni senin bu sataşmaların. Başından beri Hürrem'le uğraşmasaydın, belki de hünkarımız onu bu kadar sevmeyecek ve kısa sürede soğuyacaktı. Aybige bile üzüldü haklı olarak.
Hatice Sultan: Hatice, düşündüm, beni sinirlendirmediğin sürece senin üzerine gelmemeye karar verdim. Çok ağır şeyler yaşadın. Bebek geliyor ama bak. Hadi bakalım, sağlıkla kucağına al inşallah. Keman çalmak pek bir şahaneydi Hatice. Valla bilmiyordum bu kadar ilerlettiğini. Çocuktan arta kalan zamanlarda devam ettir yahu.
İbrahim Paşa: Geçmiş olsun paşam. Maaşallah bünyeniz çok sağlam. Çok çabuk kalktınız ayağa. Valla ben öyle zeehirlenseydim akşamına hakkın rahmetine kavuşurdum herhalde. Behram Paşa'dan şüphelenmeniz çok yerinde. Ama dikkat edin, hani derler ya, hem nalına hem mıhına vuruyor. Adamın lokumlarını zehirli olan lokumlarla değiştirmiş bile olabilir. Size de sadakatini ispatlayacak ya, lokumun zehirli olduğunu ispatladı. Nereden biliyordu o lokumların zehirli olduğunu sizce? Adapazarı lokumu böyle olmaz diye cevap mı olur paşam?
Valide Sultan: Validem, biraz önce Mahidevran'a söylediğim şeyler sizin için de geçerli aslında. Hürrem'i bu kadar itip kakmasaydınız, sürgünlere yollamasaydınız, yetmemiş gibi öldürtmeye çalışmasaydınız, hünkarımız onun üstüne düşmeyecekti. İbrahim Paşa da yalnız bıraktı sizi. Gerçi bırakmak durumunda kaldı. İyi oldu ama, en büyük müttefikiniz bertaraf edildi hünkarımız tarafından. Hürrem uğraşsa yapamazdı. Hünkarımız da sizi hiçbir şekilde ciddiye almıyor. Kaldınız mı kabak gibi ortada?
Hürroş: Hatice'ye söylediğin şeylere bayıldım Hürroş. Geceden sabaha kımıldamadan oturan hatunu isteklendirdin İbrahim'e gitmek için. Bir de diğerlerine bak: 'Hatice Sultan'ım bir şey söyleyin, Hatice Sultan'ım böyle yapmayın...' Öff... Konuşma dediğin işte böyle olur. Helal olsun. Tacın da çok güzel, çok yakışmıştı sana. Aybie'ye, yani valide sultanımızın bizzat yeğenine, yekten 'cadılar orada' demen süper oldu. Hiç halasına söyler mi diye en ufak bir telaş etmeden. Mahi olsa altına ederdi. İnceldiği yerden kopsun Hürroş. Bu arada az daha unutuyordum. İbrahim Paşa aranızda geçenleri unutmaya hazır olduğunu söylediği zaman, yüzünde beliren 'bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü' ifadesine çok güldüm.
Behram Paşa: Behram Paşa ne oluyor, kaşın gözün oynuyor? Yemeyiz senin bu oyunlarını biz. Sen yaptın !!! Ortaya çıkacak. Dur sen dur.
Sümbül Ağa: Sümbül dilin kopsun celaut. Nigar zorda kalmış, yalvarıyor kimseye söyleme diye, sen Mahalle'nin Muhtarları'ndaki Müzevir Müzeyyen misali hoop Daye Hatun'a yetiştiriyorsun. Neyse ki akıllı kadın Daye Hatun, anladı onun halinden. İşe yaramadı işte oooh, çatla.
Daye Hatun: Daye Hatun, senin bu anaç tavırlarını çok seviyorum ben yahu. Hep böyle olsan keşke. O mahkeme duvarı yüzünün altında şefkatli bir anne yatıyor aslında. Kimseye söylemedin Nigar'ın aşkını. Çok takdir ettim.
Aybige: Aybige, öncelikle hoşgeldin. Ama açıkça söylemek durumundayım ki, ben sana acayip derecede sinir oldum. İsabella vardı ya, gerçi sen onu bilmezsin. Bir ara anlatırım. Onun Aybige versiyonu gibi görüyorum seni. O kadar iticisin benim gözümde. Hürrem'le muhabbeti ilerlet bence sen. Boşver ötekileri. Onlar anca Hürrem şunu yapmış, Hürrem bunu etmiş. Aksiyonun kendisi Hürroş'ta. Tam senlik.
Ayas Paşa: Paşam, masum olduğunuza halen inanıyorum. Siz ortaya çıkarın bu suikast girşimini. Yapabilirsiniz gibi geliyor bana. Güvenim tam size.
işte bazı eksiklikleri o kızın kocası öldürüldükizlar cok alakasiz olacak ama hani sulumanin bi kiz kardesi daha vardi kocasinin kellesini ucurmustu o kiz nerde ne oldu ben kacirmis olabilirim coktan izlemiyorum bu bolumude izlemedim zaten
bu hatice kimden yana allasen? önceden hürremle iyi geçiniyodu,şimdi validenin hürreme kötü davranmasına gülümsüyor.tarafını belirle artık hatice.ayrıca dudakların da çok ince
Nigar Kalfa: Düğün sırasında beş karış suratla dolaştın Nigar. Tamam anlayabiliyorum az çok, paşadan başka birini sevemeyeceğini düşünüyorsun hala. Ama yazık değil mi matrakçıya da? Adam zifaf gecesinde boşadı seni. Hissetmedi mi sanıyorsun İbrahim Paşa'ya olan aşkını? Etti tabii. İçine sindiremedi bile bile başkasını seven biriyle evliliğini sürdürrmeyi. Paşa da geldi zaten. Ama önümüzdeki hafta, en iyi ihtimalle sağlam bir fırça bekliyor seni.
Mahidevran Sultan: Mahi, insanın, tam uykuya dalacakken ortaya çıkıp vızıldayarak tüm uykusunun içine eden o melun sivrisinek gibisin. Bir sus yahu, bir sus. Yorulmuyorsun da. Her fırsatta Hürrem'e bir sataşmalar, bir şeyler. Zaten, hünkarımız senden yüz çevirdiyse en büyük nedeni senin bu sataşmaların. Başından beri Hürrem'le uğraşmasaydın, belki de hünkarımız onu bu kadar sevmeyecek ve kısa sürede soğuyacaktı. Aybige bile üzüldü haklı olarak.
Hatice Sultan: Hatice, düşündüm, beni sinirlendirmediğin sürece senin üzerine gelmemeye karar verdim. Çok ağır şeyler yaşadın. Bebek geliyor ama bak. Hadi bakalım, sağlıkla kucağına al inşallah. Keman çalmak pek bir şahaneydi Hatice. Valla bilmiyordum bu kadar ilerlettiğini. Çocuktan arta kalan zamanlarda devam ettir yahu.
İbrahim Paşa: Geçmiş olsun paşam. Maaşallah bünyeniz çok sağlam. Çok çabuk kalktınız ayağa. Valla ben öyle zeehirlenseydim akşamına hakkın rahmetine kavuşurdum herhalde. Behram Paşa'dan şüphelenmeniz çok yerinde. Ama dikkat edin, hani derler ya, hem nalına hem mıhına vuruyor. Adamın lokumlarını zehirli olan lokumlarla değiştirmiş bile olabilir. Size de sadakatini ispatlayacak ya, lokumun zehirli olduğunu ispatladı. Nereden biliyordu o lokumların zehirli olduğunu sizce? Adapazarı lokumu böyle olmaz diye cevap mı olur paşam?
Valide Sultan: Validem, biraz önce Mahidevran'a söylediğim şeyler sizin için de geçerli aslında. Hürrem'i bu kadar itip kakmasaydınız, sürgünlere yollamasaydınız, yetmemiş gibi öldürtmeye çalışmasaydınız, hünkarımız onun üstüne düşmeyecekti. İbrahim Paşa da yalnız bıraktı sizi. Gerçi bırakmak durumunda kaldı. İyi oldu ama, en büyük müttefikiniz bertaraf edildi hünkarımız tarafından. Hürrem uğraşsa yapamazdı. Hünkarımız da sizi hiçbir şekilde ciddiye almıyor. Kaldınız mı kabak gibi ortada?
Hürroş: Hatice'ye söylediğin şeylere bayıldım Hürroş. Geceden sabaha kımıldamadan oturan hatunu isteklendirdin İbrahim'e gitmek için. Bir de diğerlerine bak: 'Hatice Sultan'ım bir şey söyleyin, Hatice Sultan'ım böyle yapmayın...' Öff... Konuşma dediğin işte böyle olur. Helal olsun. Tacın da çok güzel, çok yakışmıştı sana. Aybie'ye, yani valide sultanımızın bizzat yeğenine, yekten 'cadılar orada' demen süper oldu. Hiç halasına söyler mi diye en ufak bir telaş etmeden. Mahi olsa altına ederdi. İnceldiği yerden kopsun Hürroş. Bu arada az daha unutuyordum. İbrahim Paşa aranızda geçenleri unutmaya hazır olduğunu söylediği zaman, yüzünde beliren 'bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü' ifadesine çok güldüm.
Behram Paşa: Behram Paşa ne oluyor, kaşın gözün oynuyor? Yemeyiz senin bu oyunlarını biz. Sen yaptın !!! Ortaya çıkacak. Dur sen dur.
Sümbül Ağa: Sümbül dilin kopsun celaut. Nigar zorda kalmış, yalvarıyor kimseye söyleme diye, sen Mahalle'nin Muhtarları'ndaki Müzevir Müzeyyen misali hoop Daye Hatun'a yetiştiriyorsun. Neyse ki akıllı kadın Daye Hatun, anladı onun halinden. İşe yaramadı işte oooh, çatla.
Daye Hatun: Daye Hatun, senin bu anaç tavırlarını çok seviyorum ben yahu. Hep böyle olsan keşke. O mahkeme duvarı yüzünün altında şefkatli bir anne yatıyor aslında. Kimseye söylemedin Nigar'ın aşkını. Çok takdir ettim.
Aybige: Aybige, öncelikle hoşgeldin. Ama açıkça söylemek durumundayım ki, ben sana acayip derecede sinir oldum. İsabella vardı ya, gerçi sen onu bilmezsin. Bir ara anlatırım. Onun Aybige versiyonu gibi görüyorum seni. O kadar iticisin benim gözümde. Hürrem'le muhabbeti ilerlet bence sen. Boşver ötekileri. Onlar anca Hürrem şunu yapmış, Hürrem bunu etmiş. Aksiyonun kendisi Hürroş'ta. Tam senlik.
Ayas Paşa: Paşam, masum olduğunuza halen inanıyorum. Siz ortaya çıkarın bu suikast girşimini. Yapabilirsiniz gibi geliyor bana. Güvenim tam size.
Nigar Kalfa: Düğün sırasında beş karış suratla dolaştın Nigar. Tamam anlayabiliyorum az çok, paşadan başka birini sevemeyeceğini düşünüyorsun hala. Ama yazık değil mi matrakçıya da? Adam zifaf gecesinde boşadı seni. Hissetmedi mi sanıyorsun İbrahim Paşa'ya olan aşkını? Etti tabii. İçine sindiremedi bile bile başkasını seven biriyle evliliğini sürdürrmeyi. Paşa da geldi zaten. Ama önümüzdeki hafta, en iyi ihtimalle sağlam bir fırça bekliyor seni.
Mahidevran Sultan: Mahi, insanın, tam uykuya dalacakken ortaya çıkıp vızıldayarak tüm uykusunun içine eden o melun sivrisinek gibisin. Bir sus yahu, bir sus. Yorulmuyorsun da. Her fırsatta Hürrem'e bir sataşmalar, bir şeyler. Zaten, hünkarımız senden yüz çevirdiyse en büyük nedeni senin bu sataşmaların. Başından beri Hürrem'le uğraşmasaydın, belki de hünkarımız onu bu kadar sevmeyecek ve kısa sürede soğuyacaktı. Aybige bile üzüldü haklı olarak.
Hatice Sultan: Hatice, düşündüm, beni sinirlendirmediğin sürece senin üzerine gelmemeye karar verdim. Çok ağır şeyler yaşadın. Bebek geliyor ama bak. Hadi bakalım, sağlıkla kucağına al inşallah. Keman çalmak pek bir şahaneydi Hatice. Valla bilmiyordum bu kadar ilerlettiğini. Çocuktan arta kalan zamanlarda devam ettir yahu.
İbrahim Paşa: Geçmiş olsun paşam. Maaşallah bünyeniz çok sağlam. Çok çabuk kalktınız ayağa. Valla ben öyle zeehirlenseydim akşamına hakkın rahmetine kavuşurdum herhalde. Behram Paşa'dan şüphelenmeniz çok yerinde. Ama dikkat edin, hani derler ya, hem nalına hem mıhına vuruyor. Adamın lokumlarını zehirli olan lokumlarla değiştirmiş bile olabilir. Size de sadakatini ispatlayacak ya, lokumun zehirli olduğunu ispatladı. Nereden biliyordu o lokumların zehirli olduğunu sizce? Adapazarı lokumu böyle olmaz diye cevap mı olur paşam?
Valide Sultan: Validem, biraz önce Mahidevran'a söylediğim şeyler sizin için de geçerli aslında. Hürrem'i bu kadar itip kakmasaydınız, sürgünlere yollamasaydınız, yetmemiş gibi öldürtmeye çalışmasaydınız, hünkarımız onun üstüne düşmeyecekti. İbrahim Paşa da yalnız bıraktı sizi. Gerçi bırakmak durumunda kaldı. İyi oldu ama, en büyük müttefikiniz bertaraf edildi hünkarımız tarafından. Hürrem uğraşsa yapamazdı. Hünkarımız da sizi hiçbir şekilde ciddiye almıyor. Kaldınız mı kabak gibi ortada?
Hürroş: Hatice'ye söylediğin şeylere bayıldım Hürroş. Geceden sabaha kımıldamadan oturan hatunu isteklendirdin İbrahim'e gitmek için. Bir de diğerlerine bak: 'Hatice Sultan'ım bir şey söyleyin, Hatice Sultan'ım böyle yapmayın...' Öff... Konuşma dediğin işte böyle olur. Helal olsun. Tacın da çok güzel, çok yakışmıştı sana. Aybie'ye, yani valide sultanımızın bizzat yeğenine, yekten 'cadılar orada' demen süper oldu. Hiç halasına söyler mi diye en ufak bir telaş etmeden. Mahi olsa altına ederdi. İnceldiği yerden kopsun Hürroş. Bu arada az daha unutuyordum. İbrahim Paşa aranızda geçenleri unutmaya hazır olduğunu söylediği zaman, yüzünde beliren 'bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü' ifadesine çok güldüm.
Behram Paşa: Behram Paşa ne oluyor, kaşın gözün oynuyor? Yemeyiz senin bu oyunlarını biz. Sen yaptın !!! Ortaya çıkacak. Dur sen dur.
Sümbül Ağa: Sümbül dilin kopsun celaut. Nigar zorda kalmış, yalvarıyor kimseye söyleme diye, sen Mahalle'nin Muhtarları'ndaki Müzevir Müzeyyen misali hoop Daye Hatun'a yetiştiriyorsun. Neyse ki akıllı kadın Daye Hatun, anladı onun halinden. İşe yaramadı işte oooh, çatla.
Daye Hatun: Daye Hatun, senin bu anaç tavırlarını çok seviyorum ben yahu. Hep böyle olsan keşke. O mahkeme duvarı yüzünün altında şefkatli bir anne yatıyor aslında. Kimseye söylemedin Nigar'ın aşkını. Çok takdir ettim.
Aybige: Aybige, öncelikle hoşgeldin. Ama açıkça söylemek durumundayım ki, ben sana acayip derecede sinir oldum. İsabella vardı ya, gerçi sen onu bilmezsin. Bir ara anlatırım. Onun Aybige versiyonu gibi görüyorum seni. O kadar iticisin benim gözümde. Hürrem'le muhabbeti ilerlet bence sen. Boşver ötekileri. Onlar anca Hürrem şunu yapmış, Hürrem bunu etmiş. Aksiyonun kendisi Hürroş'ta. Tam senlik.
Ayas Paşa: Paşam, masum olduğunuza halen inanıyorum. Siz ortaya çıkarın bu suikast girşimini. Yapabilirsiniz gibi geliyor bana. Güvenim tam size.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?