Yaza yaza doyamadım ama çok öfkeliyim sürekli doğurup kendi sefil hayatlarına bir can, iki can daha ekledikleri için.
Bombaların, ölümün, kanın içine doğuyorlar, en iyi durumdakileri mülteci, göçmen, sığınmacı
Hayatlarında çikolata, cips nedir görmemişler belki, sağlıklı beslenmeyi bırakın süt dahi içemediklerine eminim çoğunun Suriyedeyken.
Onları böyle bir dünyaya getirip sefil etmeye ne hakları var? Daha kendi yerin yurdun yokken sürekli doğurmak neden?
Ben bazen kızıma istediğim birşeyi alamadığımda çok üzülüyorum, içim parçalanıyor. Zaruri ihtiyaçlarını giderdiğimiz halde neden daha iyi şartlar veremiyoruz diye suçluyoruz kendimizi. Bu insanlarda hiç mi vicdan, akıl yok yahu?
Türkiye'den gitmelerini istiyorum ben de ama kendimi onların yerine koyuyorum. Küçücük bebeği varken neden risk alır insan? Yunanistan'ın kapıda davul zurnayla karşılamayacağı belli değil mi zaten? Burada az veya çok bana kucak açmışlar, çalışıp işime gücüme bakayım, çocuğumun boğazına 2 lokma ekmek girsin demez mi insan?
O gaz bombalarının içine, buz gibi havada hangi akla hizmeten sokarsın çocuğunu? Bu kadar cesaretin vardı da ülkende niye kalmadın o zaman diye soruyorum ben de kendi kendime.
Gece gece bana dert oldu yahu, çok üzgünüm, çok sinirliyim.
"For Sama" belgesel-filmini izlemeyin arkadaşlar, hele de çoluk çocuk sahibi insanlar, etkilenecek olanlar izlemesin. Kendime gelemiyorum
