Mustafa Kemal Atatürk Hayranlarının Kulübü

çok teşekkürler lerenim...süperdi..çocuklarıma da izlettircem...a.s.
 
sigpic1210.jpg

w245.png


Ona olan saygım sonsuz,ölene kadar fikirlerini yaşatıp yaşattıracağım.....
 
Atatürk ve Kadına Dair Sözleri ......

''ınsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir (müşterek,ortak) . Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin? ''

''Ey kahraman Türk kadını , sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.''

“Büyük başarılar, kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin evlatlar sayesinde olmuştur.”
Mustafa Kemal Atatürk




kadin008.jpg

Kadınlara verdiğin değer için minnetle ve şükranla anıyorum seni Atam.....


 
Son düzenleme:
ATATÜRK E hayranlık sebeplerimizden biri daha:.



Gazi, çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladı.
Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.
- Merhaba nine.
Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
- Merhaba dedi.
- Nereden gelip nereye gidiyorsun?
Kadın şöyle bir duralayıp;
- Neden sordun ki, dedi. Buraların saabisi misin? Yoksa bekçisi mi?
Paşa gülümsedi.
- Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin?
Kadın başını salladı.
- Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetişdiği, kavruk köylerinden birindeyim. Bizim muhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara'ya geldim.
- Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
- Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da... Benim iki oğlum gâvur
harbinde şehit düştü. Memleketi gâvurdan gurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip mihtara anlatinca, o da bana bilet aliverip saldi Angaraya, giceleyin
geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte agsamdan belli böyle kendimi ordan
oraya vurup duruyom bey.
- Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı? Kadının birden yüzü sertleşti.
- Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki.. O bizim vatanımızı gurtardı. Bizi düşmanın elinden gurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşiyoz. Sunun bunun gâvur dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver.
Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek;
- Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanimizdir... Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu.
Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Pasa yani Atatürk işte karsında duruyor.
Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp
Atatürk'ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk'e uzattı;
- Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye
getirdim. Seversen gene yapıp getiririm.
Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi. Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere şu emri verdi;
-'Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin.
( 'Ananı da al git' deyip, bir anlamda vatandaşa küfredenler var artık zamanımızda )
Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun.'
 
Yil 1976, UNESCO üyelerine bir öneriyle gelir. Öneri
paketindeki bir cümleyi sizlere okumak istiyorum. Diyorki " Bu gün
UNESCO'nun üzerinde çalistigi bütün projelerin isim babasi
Mustafa Kemal'dir." Öneri nedir ? Öneri ise onun dogumunun
yüzüncü yilinda, 152 üyesi vardi UNESCO'nun 152 ülkenin
devletleri ayni anda kutlasin önerisidir. Birden Isveç delegesi
ayaga kalkar ve söyle söyler:

" Ne yani dünyada bu kadar devlet adami var hepsinin
dogum gününü böyle kutlayacak miyiz?" seklindeki kinayeli
sözlerine, Rus delegesi ayaga firlar yumrugunu masaya vurur ve 152
ülkenin delegelerine aynen söyle söyler;

" Genç delege arkadasim hatirlatmak isterimki ATATÜRK
öyle dünyadaki herhangi bir lider degildir, birakin onu bir yil
anmayi her ülke her problemimizde çare olarak aramaliyiz"
sözlerini döktürtebilen bir Mustafa Kemal. Sonra nemi olur? UNESCO
tarihinde ilk ve tekdir hiç negatif oy yok, hiç çekimser oy yok 152
ülke su metne imza atar; hani Isveç delegesi demisti ya "ne yani"
diye. O Isveç delegesi bu imzanin atildigi gün mikrofona gelir
ve aynen sunlari söyler;

" Ben ATATÜRK'ü inceledim bütün ülkelerden özür
diliyor ilk imzayi ben atiyorum" diyecektir.

Iste o muhtesem belge diyorki;

" ATATÜRK KIMDIR; ATATÜRK ULULARARASI ANLAYIS, ISBIRLIGI,
BARIS YOLUNDA ÇABA GÖSTERMIS ÜSTÜN KISI, OLAGANÜSTÜ
DEVRIMLER GERÇEKLESTIRMIS BIR INKILAPÇI, SÖMÜRGECILIK VE
YAYILMACILIGA KARSI SAVASAN ILK ÖNDER, INSAN HAKLARINA SAYGILI,
DÜNYA BARISININ ÖNCÜSÜ, BÜTÜN YASAMI BOYUNCA INSANLAR ARASINDA
RENK, DIL, DIN, IRK AYIRIMI GÖSTERMEYEN, ESI OLMAYAN DEVLET ADAMI,
TÜRKIYE CUMHURIYETININ KURUCUSU"
 
Atatürk'ün kadınlarla ilgili bazı düşünceleri
ınsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin? ‘

‘Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’

‘Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer birşeyler asararak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır’.

‘Onlar yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak hiçbir şey yoktur. Önemli olarak şunu ihtar edeyim ki, bu halin muhafazasında inat ve taassup, hepimizi en az kurbanlık koyun olmak istidadından kurtaramaz..’

31 Temmuz 1932′ de Türkiye güzeli Keriman Halis’ in, Belçika’ da yapılan yarışmada dünya güzeli seçilmesi üzerine Atatürk O’na ‘Ece’ ünvanını verir ve Türk kadınına şöyle seslenir:
‘Şunu ilave edeyim ki! Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihten bildiğim için, Türk kızlarından birisinin dünya güzeli seçilmiş olmasını çok tabii buldum. Fakat Türk gençlerine bu münasebetle şunu hatırlatmayı da lüzumlu görürüm: Övünç duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık olunuz ve bu gelişmelerin aralıksız gerçekleşmesini ihmal etmeyiniz. Bununla beraber, asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi, yüksek kültürde ve yüksek faziletle dünya birinciliğini elde tutmaktır.’


‘Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek, dünyanın barış ve güveni için çalışacağına emin olabilirsiniz.’


‘Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip, donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.’


‘Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.’


Türk kadınına 1935 yılında seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu vesile ile bakın Atatürk nasıl seslenir:
‘Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve lihakatle kullancaktır.’

Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu O’na sahip olan Türk Milletine
 
ATATÜRK"ün çocuklar için söylediği GÜZEL SÖZLER
Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildi. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek evlatlarım bugünkü hayat için timi bir uzay yerine koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hatta erkeklerimiz de çok aydın, daha çok feyizli daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.
Çocukluğum devri hatırladığım ilk saf mekteptir.

Sizler yeni yem nesil Türkiye'nin genç evlatları yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yanılmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize dinlenmeden yorulmadan yürüyecekler.


Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize tahilin hududu ne olursa olsun, en evvel , her şeyden evvel Türkiye'nin istiklaline ,temeli benliğine, milli geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.

Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz tahsilin hududu ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz.:
1)Milletine,
2)Türkiye Devletine,
3)Türkiye Büyük Millet Meclisine;
düşman olanlarla mücadele lüzumu fertlerin bu mücadele gerekleri ve vasıflarıyla dayanmaya milletler için yasama hakları yoktur. Mücadele; mücadele lazımdır.

Gelecek için hazırlanan vazifen evladına hiçbir güçlük karşısında baş eğmeyecek tam sabır ve dayanma ile çalışmaları ve öğrenmeleri çocuklarımızın anne ve babalarına yavrularının tahsillerinin tamamlamaları için her fedakarlığı göze almalarını tavsiye ederim.


Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlarla bilhassa varlığı ile , hakkı ile, birliği ile çelişen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumu ve milli düşünceleri tanı bir imanla her mukabil bileye karşı şiddetle ve fedakarane müdafaa zorunluluğu aşılanmalıdır. Yeni neslin tüm ruhsal kuvvetlerine her özelliğin ve kabiliyetin zevki mühimdir. Daimi ve müthiş bir savaş şeklinde beliren milletler hayatının felsefesi, bağımsız ve mesut kalmak için bu yüksek özellikler şiddetle istemektedir.

ılk ve usta öğretim mutlaka insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilini ve tekniği verir, fakat o kadar pratik bir tarzda versin ki çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalmaya mahkum olmadığına emin olsun.


Yeni nesil en büyük cumhuriyetçilik dersim bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.


Kadının en büyük vazifesi evlattır. ılk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse bu vazifenin ehemmiyeti layıkıyla anlaşılır. Milletimizin kuvvetli bir millet olmaya karar vermiştir.. Bugünün gereklerinden biride, kadınlarımızın her hususta yükselmesini. temindir. Bu sebeple kadınlarımızda alim ve teknik bilgi sahibi olacaklar ve erkeklerin seçtikleri Bütün tahsil derecelerinden seçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyecek ve birbirinin yardımcısı ve koruyucusu olacaktır.

Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimî düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır."

Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

Bütün ümidim gençliktedir.

Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir.
Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eser (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.

Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.

Küçük hanımlar, küçük beyler
Sizin hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız.
Memlekete asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.
Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.

Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız.
 
ATA'Mızdan KonuLarına Göre SözLer...!!!
AHLAK

-Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir.

-Birtakım kuşbeyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur.

-Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar.

-Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür.

-Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur.

-Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır.

-Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır. Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur.

-Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.

BAĞIMSIZLIK

-Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

-Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.

-ınsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.

-Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.

-Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.

-Türkiye'nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.

-Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz.

-Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.

-Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.

-Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.

-Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.

-Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.

-Ya istiklal, ya ölüm.

BıLıM

-Bilim, gerçeği bilmektir.

-Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.

-Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir.

BıRLıK - BERABERLıK

-Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.

-Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.

-Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur.

-Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.

CUMHURıYET

-Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller . ister.

-Ey yükselen yeni nesil! ıstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.

-Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.

-Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur.

-Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur.

-Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.

-Cumhuriyet fazilettir.

ÇALIŞMAK

-Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.

-Denebilir ki, hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız bir tek şeye ihtiyacımız var: Çalışkan olmak! Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır. . Yaşamak demek çalışmak demektir.

-Türk, öğün, çalış, güven.

DEĞıŞıM

-Türk milletinin istidadı ve kesin kararı, medeniyet yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir.

-Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.

-ınkılap, Türk ulusunun son asırlarda geri bırakılmış kurumlarını yıkarak yerlerine, ulusun en yüksek uygarlık düzeyine ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar koymaktır.

-Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların, yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir.

-Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.

DıL

-Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

-Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.

-Türk dili, dillerin en zenginlerindendir.

EĞıTıM

-Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.

-Bir millet, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla kaimdir.

-Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.

EKONOMı

-Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz. •

-Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir.

-Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur.

FıKıR

-Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz. Fikirler, şiddetle, top ve tüfekle öldürülemez.

GENÇLıK

-Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

-Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz.

-Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze, durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
 
Canlarım değerli katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ederim. Birlik ve beraberlik içinde olmamız gereken şu günlerde Atamıza o kadar ihtiyaç duyuyorumki benim gibi düşünenlerinde çoğunlukta olduğunu biliyorum .
 
tek kelimeyle mükemmel.lereenim çok güzel bir paylaşım,teşkkürler canım ablam.
 
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!

Haftasonu ailemin yanına gittiğimde duvardaki Atatürk takviminde okudum ve gözlerim doldu. Vatan bilincinin, yönetici bilincinin en güzel göstergesi bence. Herkesin örnek alması gereken bir bilinci yansıtıyor.
 
Back
X