Mustafa Kemal Atatürk Hayranlarının Kulübü

BayrakTurkiye.gif



Atamızı saygı ve minnetle anıyoruz.


Kaybına bütün dünya üzülmüştü


Büyük Atatürk’ün kaybı, bütün dünyada büyük üzüntüyle karşılanmıştı.
Bu üzüntü, zamanın gazetelerinde dile getirilmişti.

11 Kasım 1938 tarihinde çıkan gazetelerde, Atatürk için dünyanın duyduğu üzüntüyü dile getiren yazılarda, şu cümleler yer almıştı:

İNGİLTERE
London Times: “O’nun idaresi altında Türkiye, Avrupa’nın kıymetli bir üyesi oldu.”
Daily Telegraph: “Atatürk’ün inkılapları neslimizin fevkalade olayıdır.”
Daily Express: “Atatürk, Türkiye’yi hesaba katılması icap eden, kuvvetli bir memleket haline getirdi.”

ROMANYA
Universal: “Atatürk, zamanımızın en büyük devlet adamlarından biridir.”
Timpul: “Romanya, önünde hürmetle ve teveccühkar bir teessürle eğildiği bir dost kaybetmiştir.”
Romanya Gazetesi: “Büyük saygı hisleriyle Atatürk’ün hatırasını anıyoruz.”

YUNANİSTAN
Katemerini: “Her memleket, milleti zafer, vefa ve saadet yolunda ilerleten büyük adamlarına anıtlar dikecektir.”
Elefteron Vima: “O’nun adı dünya tarihinin kahramanları arasında, silinmez bir şekilde kalacaktır. Zira şahsiyeti kendi memleketinin hudutlarını aşmıştır.”
Messager Di Athens: “Çok, pek çok devrimler görüldü. Fakat hiçbiri Atatürk’ün cesaret ettiği ve muvaffak olduğu şeyi yapamadı.”
Akropolis: “Kılıcının şecaati, Atatürk’ün tek fazileti, tek şan ve şerefi değildir. O’nun barış zamanında yaptıkları, iradesinin kuvvetini ve fikirlerinin parlaklığını daha ziyade ispat etmiştir.”

RUSYA
İzvestia: “İsmi yeni Türkiye’nin bütün milli kurtuluş hareketine bağlı olan Kemal Atatürk’ün ölümü, Türk Milleti için büyük bir kayıptır. Türkiye’nin bütün samimi dostları ile yüksek adamın ve devrimizin dikkat çekici şahsiyetinin ölümünden, derin bir surette elem duymaktayız.”

ÇEKOSLOVAKYA
Çekoslovakya: “Atatürk’ün şahsında, yeni Türkiye’ye ruh veren bir adam kaybolmuştur. Bu derece yüksek yaradılışta bir adama sahip oluklarından dolayı gıpta ediyoruz.”

POLONYA
Polska Zbrozna: “Atatürk, zaferleriyle milletinin hayatında bugünkü yeni merhaleye yol açmıştır.”

FRANSA
Jour Eche De Paris: “Atatürk, hür ve müstakil bir Türkiye bırakıyor.”
Excelsoir: “Atatürk çok büyük bir şahsiyet, çok büyük bir komutan, politik bir dehadır.”
Figaro: “Atatürk, zaferlerinden tevazuyla bahsediyor, her şeyi çok derin görüyordu.”
Ordre: “Kemal Atatürk, Türk devrimlerinin dehasıydı.”

BULGARİSTAN
Zora: “Kemal Atatürk, açık kıvılcımlı gözlerini hayata kapadı. Politik sahneden tükenmez bir enerji, kuvvetli bir sima çekiliyor.”

ARNAVUTLUK
Dirita: “Atatürk’ü, yeni Türkiye’nin kuruluşu yolunda katettiği şerefli merhaleleri ile anıyoruz.”
Stipi: “Atatürk, eski Türkiye’den modern bir devlet çıkarmıştır.”

MACARİSTAN
Uj Magyar: “Modern devlet adamları arasında yeni Türkiye’nin şefi, yüksek bir mevki işgal etmektedir.”
Pesti Naplo: “Bütün kainat büyük bir yasa katılıyor.”

ALMANYA
Fulkise Becbahter: “Atatürk, azimli bir hareketle milletini tahammül edilmez bir akıbetten kurtaran ve bütün dünyanın hayran kaldığı bir kalkınma yapan ilk devlet başkanı olmuştur.”

İTALYA
Gazeta Del Popolo: “Atatürk’ün ölümü ile dünya büyük bir liderini kaybetmiştir.”

FİNLANDİYA
Svenska Presse: “Atatürk, eserlerinin büyüklüğü bakımından dünyada çok önemli bir mevki işgal etmektedir.”

YUGOSLAVYA
Vrene: “Atatürk, bir defa cisminin toprağa düşeceğini, fakat cumhuriyetin ebedi olduğunu söylemiştir. Yugoslavya hükümeti, bu sözlerindeki hakikate inanmaktadır.”
 
7903atamizindeyizby5hs7ii4.jpg




yine 10 kasım geliyor...
saat 9.05'te sessizlikle bütünleşiyorsunuz, siren seslerinin inadına bağırmalarına rağmen... yine de sessizsiniz...
lütfen bir 10 kasım sabahı şöyle yüksek bir yere çıkın ve ayaklarınızın altındaki kenti bir gözleyin. zamanın durduğuna tanıklık edeceksinizdir, evet, bu çok özel bir andır.
o sabah okula giden küçüklere bakın, ellerinde rengarenk kasımpatları göreceksinizdir. çiçeğin boyutu elleri kadardır, ufacık elleriyle hazinelerini kavrarlar, son derece ciddidirler. ata'larına saygıyla ve sevgiyle tüm dünyanın zenginliklerini içeren armağanlarını verirler.
saat 9.05'te sessizsiniz, dünyanın keşmekeşliğine rağmen...
tören alanlarında ellerinde baston olan dedeler göreceksinizdir, göğüslerindeki madalyalardan tanıyacaksınızdır onları. ha, bir de başlarındaki kalpaklarından. onlar ulu önder'le beraber savunmuşlardır vatanlarını, birlikte gericilik hareketlerini ve ülkenin parçalanmasını engellemişlerdir. söylemeyi unutuyordum, gözlerindeki birkaç damla yaştan da tanırsınız onları...
sessizsiniz, sessizlik boğuyor adamı... kalın ve yağlı bir urgan gibi...
özlüyorsunuz mustafa kemal'i, görmemenize rağmen onun siluetini. sanki boğazınızda bir şeyler düğümleniyor, bir anda haykırmak istiyorsunuz, zayıf bir ses geliyor gırtlağınızdan. siluetin ne denli anlamsız, fikirlerinse ne denli önemli olduğunu fark ediyorsunuz...
sessizliğin sesi kulaklarınızda büyüyor, yanınızdakinin sessizliğini kokluyorsunuz...
özlem kokuyor...
hafif de bir burukluk...
ülkenizin dört bir yanı... hakkari'den trakya'ya, kars'tan muğla'ya...
susuyor! sessizlik onları boğuyor.
niye ata'yı bu denli özlemle anıyorlar, niye ata'yı bu denli özlemle arıyorlar?
niye bu denli özlüyorlar?
aslında savaştan çıkmış, her tarafı yıkık bir ülkeden bahsediyoruz. eğitim düzeyi yerlerde, okuma yazma oranı sadece %10 ve işin en kötü tarafı bu okuyan kısım da savaşta yok olmuş. istanbul tıp fakültesi'nin 1915'te mezunu yok, ki bir savaşta cepheye sürülecek en son kişiler doktorlardır. varın yokluğu, çaresizliği siz anlayın. sonra dağ gibi osmanlı borçları, halifelik, saltanat ve abd mandası isteyenler, eskiye bağlı kalmış, daha doğrusu kalmaya zorlanmış bir millet var elinizde. ve de jeopolitik coğrafyanızdan ötürü de korkunç önemlisiniz, etrafınızda akbabaların dolandığını rahatlıkla görebiliyorsunuz. bu ana ait nasıl bir varlık özlenebilir ki?
siren sesleri devam ediyor. vapurlar, itfaiye araçları bir arada feryad figan...
insanlar kuva-yı milliye ruhunu özlüyorlar. yokluk içinde var olmayı, o dönemdeki gururlu, tüm dünyaya kafa tutan genç türkiye cumhuriyeti'ni özlüyorlar. mustafa kemal'in bütünleştirici etkisini, insanların ırklarını, dillerini ve dinlerini gözetmeksizin tek bir çatı altında tek yumruk olmasını özlüyorlar. etraflarındaki bu yabancı, bozulmuş ve özgül olmayan ortamı görüp kendi benliklerini özlüyorlar.
ve kendi benliklerini mustafa kemal'de buluyorlar.
siren sesleri gittikçe azalıyor, kulaklara yine gürültüler akın ediyor...
saat dokuzu altı geçiyor, hayat “devam” ediyor. bana kalırsa hayat asıl şimdi duruyor.

10:39 / 10 Kasım 2006 (Cum)
 
Ararım izini Dolmabahçe'den
Bir daha dönmez mi bu yola giden
ıçimde sen, gözümde sen, Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde nerde nerdesin dost!
mustafakemalataturk203uq8.jpg

Kurban olam yürüdüğün yollara
Kara peçe yakışmıyor kullara
Uyan bak bizim hallara
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde nerde nerdesin dost!
2375394494909eaa6577eb9.jpg

Bulutlar terinden, dağlar kokundan
Sarhoştur sevdiğim Mahsuni bundan
Bir daha gel, gel Samsun'dan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde nerde nerdesin dost!
69217780ai6.jpg

Sana hasret sana vurgun gönlümüz
Neredesin Mavi Gözlüm
Nerde nerde nerdesin dost!
Bu gemi bu Karadeniz
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde nerde nerdesin dost!
ata631ge.jpg

fdsh.jpg
(alıntıdır)
ahh ATAM bir on kasım daha geldi Sana özlemimizden hiç birşey eksilmedi.bilakis hasret daha da artıyor.
 
Son düzenleme:
yerini asla kimsenin alamayacağı kişiler değerler vardır...haytını tek amaç uğruna tüketenler ve bu amaç uğrunda bir an bile düşünmeden tüm fedakarlığı,cesaretiyle imkansızlıklar içinde dahi en iyiyi yapmaya calışan azimli ,inançlı kişiler... başta ATAMIZ olmak üzere bayrağımız için canından vazgecen dedelerimiz ninelerimize çok şey borçluyuz.özellikle bugünler de birlik olduğumuzu ve dimdik ayakta olduğumuzu göstermeliyiz..özellikle vurgulamak istedğim türk askerine yapılan karalama kampanyası... türk milleti askerine aşıktır... türk askeri yücedir ve türkiye cumhuriyetinin en önemli yapı taşlarının arasındadır...aydınlık olan hiç bir beyin benzeri hiç bir oyununuza gelmeyecektir...
 
Cennete selam ola Türkan Hoca

Bugün, ülkemizde hüzün var, cennette ise bayram. Türkan Hoca’nın vefatını duyar duymaz gözümde bunlar beliriverdi.


Saat 04.00 sularında gökyüzünde bembeyaz bir ışık silsilesi, birbirine çarpıp duran meleklerin kanat sesleri, adeta “Eh artık senelerce hocamız sizinleydi, artık biz de onunla beraber olmak istiyoruz” dercesine heyecanlı halleri. Süzülüverdiler Türkan Hoca’nın hastane odasından içeri. Hoca onları görünce gülümsedi ama şaşırmadı, uzunca zamandır başka diyara yolculuk zamanının geldiğinin farkındaydı. Korkmuyordu da, çünkü onu gelip alacak, bu sonsuz diyara götüreceklerin ancak melekler olabileceğinin de elbette farkındaydı.



Melekler, hocanın etrafında uçuşur dururken sevinç içinde ”Ay bir dakika” dedi, “Bu katta şu an uyumakta olan bir sürü çocuk var, sessiz olun, uyanacaklar. Ayrıca bana bir iki dakika da müsaade edin, küçük bir hazırlık yapayım. Biriniz uzanıverin şuradan çantama, içinden bana kırmızı rujumu verin.”



Bir melek dedi ki, ”Hocam, uğraşmanıza hacet yok. Biliyorsunuz sizi, gençlikte istediğiniz yaşınızla ve halinizle de taşıyabiliriz yeni mekanınıza.” “Yok” dedi, Türkan Hoca, “Ben bu halimden gayet memnunum, yaşanmışlıklarımla, yüzümdeki çizgilerimle, saçsız halimle geleceğim yanınıza. Bir de beni tanımaz gibi soruyorsunuz. Siz sadece kırmızı rujumu veriverin bana, başka bir şey istemem.”



Gülüştü melekler. İçlerinden en afacan olanı kendini tutamadı, hemen atladı. ”Ay sürpriz olacaktı ama dayanamayacağım, anneniz size harika bir sofra hazırladı, Türk ve İsveç yemekleriyle donattı. Bir deeeeeeee”, demeye kalmadı, diğer melek afacan meleğin ağzını kapattı. ”Sus biraz, sen de tüm sürprizleri mahvedeceksin!”



Türkan Hoca, hafifçe gülümsedi, kardelen meleklere, son bir kez etrafını kolaçan ettikten sonra, ”Tamam” dedi, “Hazırım, hadi çıkalım yola. Yalnız önce benim evin önünden bir geçelim, sulayıvereyim cam kenarındaki çiçeklerimi.” ”Tamam” dedi melekler, “Yalnız evinizin civarındaki kalabalık yüzünden, biraz trafiğe takılabiliriz, on beş yirmi dakika gecikebiliriz cennete ama olsun siz istedikten sonra.”



Türkan Hoca dedi ki; ”Aaa bir tek bu değil, bir de bana şöyle hızlı bir tur attırın lütfen, tüm kardelenlerim, yerli yerinde mi, herkes okulunda mı, bir göreyim içim rahat etsin.”

Emir büyük yerden, haliyle “Tamam” dedi melekler. Ve yola koyuldular, sevinç içinde, önce çiçekleri suladılar hep beraber, oradan yurdun dört bir yanına uçtular, durdular, tüm kardelenleri, ders başında, zevkle okur yazarken buldular. Hoca, ”Şimdi tamam işte rahatladım” dedi, “Eve gelmişken benim oğlanları da görmüş oldum, iyice ferahladım, hadi gidelim...”



Saat 04.30 civarlarında, tekrar beyaz bir ışık silsilesi beliriverdi gökyüzünde. Bu sefer ki ışık, daha parlaktı, yarım saat öncekine göre, çünkü Türkan Hoca da içindeydi bu sefer. Cennete vardıklarında, Türkan Hoca’yı girişte Allah karşıladı, Hoca’nın şöyle bir sırtını sıvazladı ve dedi ki;



“Aferin, sana yaşam hakkı verdiğime beni bir gün bile pişman etmedin”. Sonra, başka bir ışık belirdi, sımsıcacık bir el daha sıvazladı Türkan Hocanın sırtını, ”Hoş geldin“ dedi. Türkan Hoca’nın bu güne kadar gördüğü en derin mavi gözlerle. Hoca bu mavi gözlü adama sıkıca sarıldı, gözyaşlarını tutamayarak, ”Hoş bulduk ATA’m” dedi. Beraberce Türkan Hoca’nın annesinin hazırladığı sofraya doğru yola çıktılar...
 
santiagohq31xq7.jpg



Santiago'da Apoguindo Caddesi
Novigod Parkında
Atatürk Anıtı


Şili'nin başkenti Santiago'da belediye, kentte yaşayan kişilerin örnek alması için bir parka, Atatürk'ün sözlerinin yer aldığı rölyefini yaptırdığı bildirildi. Söz konusu rölyef Aynur Kasabalı'nın seyahatlerden birinde ortaya çıktı. Geçen yıl bir Güney Amerika ülkesi olan Şili'ye yaptığı seyahatte ilişkin izlenimlerini, şöyle anlattı:
"Şili'nin başkenti Santiago kentinin Belediye Başkanının, kentte yaşayan kişilerin örnek alması için Apoguindo Caddesi'ndeki Novigod Parkı'na, Atatürk'ün, üzerinde bazı sözlerin de yer aldığı rölyefini yaptırdığını fark ettim. O an kendim ve Türklüğümle gurur duydum. O anı kelimelere dökmem imkansız. Zamanım kısıtlı olduğu için Belediye Başkanı ile görüşemedim. Ancak tercümanım aracıyla yetkililere sorduğumda, Atatürk'ün kentte örnek alındığı, herkesin örnek alması için de bir parka Atatürk rölyefinin konulduğunu öğrendim."
YAZININ TERCÜMESİ
Rölyef ve rölyefin bulunduğu anıt duvarın üzerindeki yazının ise kendisini daha da şaşırttığını ifade eden Kasabalı, yazıda İspanyolca, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, vatanının fedakar ve sadık hizmetkarı, benzeri olmayan kahraman, insanlık idealinin canlı emsali... Bütün hayatını Türk Milletine vakfetmiş, milletine kendi ruhunu, ateşini vermiştir. Hatırası milletinin ruhunu ateşli tutan sönmez bir meşale olarak yaşamaktadır" sözlerinin yazılı olduğunu belirtti.

Çok gurur verici...



canberrakemalataturkmeman1.jpg



Çanakkale Muharebeleri’nde şehit düşen Türk ve Anzak askerlerinin anısını yaşatmak için, iki ülke arasındaki görüşmeler sonucu, Avustralya’da bir Atatürk Anıtı açılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, Atatürk Anıt Bahçesi, Atatürk Kıyısı, Atatürk Girişi adı altında Avustralya’da bazı yerlerin adı değiştirilmiştir. Tarihte ilk defa bir savaş iki ülke arasında dostluk bağının kurulmasına sebep olmuştur. Atatürk Anıtı ile ilgili olan bu makalede, Anzaklar’ın ve Türk tarafının önerileri, yapılan görüşmeler, anıtların dikilmesi, iki ülke arasındaki ilişkilere değinilmiştir.



kbaxz1.jpg


Büstün altındaki yazı

kuba200017uk6tx8.jpg



romanyaap1.jpg


Romanya(Bükreş)
Romanya daki ''Atatürk Meydanı'',Bükreş'te ufak bir meydandır.Bir Atatürk büstü de bulunur.Meydanda ki, bir Türk tarafından işletilen ve satın alınan otelcilerin girişimiyle bu ad verilmiş.
 
bak mumu heykelleri çok gerçkçi olmuş hakkaten

AnGeL_3432 bunu beğendi kaydirigubbakcemile4 (facenin etkisindeyim kaydirigubbakcemile3 )
 
Görünüşte değil ÖZDE ATATÜRKÇÜ olmak ne kadar güzel .Arkadaşlar bekliyorum kulübe .


Teşekkürler :)

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.
Mustafa Kemal Atatürk
 
Back
X