Mustafa Kemal Atatürk Hayranlarının Kulübü

Ey milletim,
Ben, Mustafa Kemal'im...
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
Hâlâ en hakiki mürşit, değilse ilim,
Kurusun damağım, dilim.
Özür dilerim...

Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

*

Özgürlük hâlâ,
En yüce değer
Değilse eğer...
Prangalı kalsın diyorsanız, köleler...

Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

*

Yoksa, çağdaş medeniyetin bir anlamı,
Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,
Baş tacı edebiliyorsanız
Sanatın içine tüküren adamı...

Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

*

Yetmediyse acısı, şiddetin, savaşın.
Anlamı kalmadıysa
Yurtta sulh, dünyada barışın.
Eğer varsa ödülü, silahlanmayla yarışın.

Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

*

Özlediyseniz fesi, peçeyi.
Aydınlığa yeğliyorsanız, kara geceyi.
Hâlâ medet umuyorsanız
Şıhtan, şeyhten, dervişten.
Şifa buluyorsanız,
Muskadan, üfürükçüden...

Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

*

Eşit olmasın diyorsanız, kadınla erkek...

Kara çarşafa girsin diyorsanız,
Yobazın gazabından ürkerek...
Diyorsanız ki, okumasın Kadınımız, kızımız;
Budur bizim alın yazımız...

Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...

*

Fazla geldiyse size,
Hürriyet, Cumhuriyet...
Özlemini çekiyorsanız,
Saltanatın, sultanın...
Hâlâ önemini anlayamadıysanız,
Millet olmanın...
Kul olun, ümmet kalın,
Fetvasını bekleyin, Şeyhülislamın...
Unutun tüm dediklerimi.
Yıkın, diktiğiniz heykellerimi...
RAHAT BIRAKIN BENİ...
 
halk07wr6.jpg

halk08hn7.jpg
 
atamızın bugun yaptıkları

Savarona1.JPG

Savarona, Atatürk’ün ölümcül hasta olduğu sırada İstanbul’a geldi.
Atatürk’ün Savarona’da geçirdiği altı hafta boyunca kabine toplantıları düzenlendi


AnkaraHalkeviMuzesi_small.jpg

(1930'lar Ankara Halkevi)
1939 - Milli Piyango Genel Müdürlüğü kuruldu.
1936 - Atatürk'ün, gece Sakarya motoruyla Florya'dan Büyükada'ya gelişi ve geceyi burada geçirişi.
1932 - Atatürk'ün, sabah Ankara Halkevi'nde Türk Tarih Kongresi'nin çalışmalarını izlemesi, saat 13.00'de Çankaya'ya dönüşü.
1930 - Atatürk'ün, Yalova'dan İstanbul'a dönüşü.
1927 - Atatürk'ün, İstanbul'da motorla deniz gezintisi yapması: Üsküdar çarşısında halk arasında dolaşması.
1921 - Yunanlıların Köprühisar'ı işgali.
1920 - Cemal Paşa'nın, Moskova'dan Atatürk'e mektubu: "...Resmî bildirinizi okudum. Bu resmî bildirinizde benim, Talât ve Enver Paşaların Büyük Millet Meclisi adına hiçbir siyasî girişimde bulunmaya yetkimiz olmadığını ihtar ediyorsunuz. ...Sizin ve Büyük Millet Meclisi'nin adına hiçbir siyasî girişimde bulunmadım."
1919 - Demirci Mehmet Efe'nin Kuvay-ı Milliye saflarına katılması.
 
e36np4.jpg


Yeşil memerden dikdörtgen şeklinde yapılmış, kulpları beyaz nikelajlı metal, tutma yerleri ise yuvarlak mermerden olan, özellikle kahve servisinin ikram edilmesinden zevk aldığı bir tepsidir.

e50nx8.jpg


Resimde görülen porselen meyve tabağından altı adet olup, tabakların kenarlarına ince bant halinde yaldızlı desen, orta kısımlarında ise çeşitli renklerde iri çiçek ve yaprak motifleri işlenmiştir.

e54lf7.jpg


Gümüşten yapılmış yuvarlak tepsinin ortasında çok köşeli geometrik şekiller, kenarlarında ise bitki motifleri bulunmaktadır.


Atamızın özel eşyaları
 
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. Ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
 
Şu günlerde ülkemiz üzerine oynanan oyunlardan , senin yolunda yürüyen Cumhuriyet evlatları olarak çok rahatsızlık duyuyoruz .Umarım sonuçsuz kalır bu oyunlar .
 
YURDUMUN TOPRAĞI TEMİZDİR

Kral Edvard İstanbul'a geldiği zaman,yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayına yanaştı.
Atatürk rıhtımda onu bekliyordu.Deniz dalgalıydı.Kralın bindiği motor,inip çıkıyordu.
İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada,eli yere değerek tozlandı.
O sırada Atatürk elini uzatmış bulunuyordu.
Bunu gören Kral bir mendille elini silmek istediği zaman Atatürk:
-Yurdumun toprağı temizdir,o elinizi kirletmez,diyerek Kralı elinden tutup rıhtıma çıkardı.

DEVRİM BİR ANDA OLUR YA DA OLMAZ

Atatürk yazı devrimini gerçekleştirmişti.
Yaşlı,genç,kadın,erkek tüm yurttaşlar yeni harfleri öğrenmek için gece gündüz kurslara gidiyorlardı.
Devrimi izleyen iki yıl içinde bir buçuk milyon vatandaş okur yazar olmuştu.
yazı devriminin en dikkate değer yanı,Atatürk'ün bu devrimin yerleşmesinde en ufak bir ihmali bile kabul etmemiş olmasıdır.
Örneğin bazı kimseler kendisine:
-Paşam,ilkokulların ilk sınıflarından itibaren yeni harflerle öğretime başlayalım.
O kuşakla birlikte ortaokulu,liseyi ve üniversiteyi izletelim,diyorlardı.
Atatürk bu görüş ve düşüncelerin hiçbirisine yanaşmadı. -Devrim ya bir anda olur,yada hiç olmaz,dedi.

YAPACAKLARIMDAN SÖZ EDİN

Bir soruşturma dolayısıyla,Atatürk'ün başardığı işlerden Vasıf Çınar söz açmıştı.
Kendisine Sordu:
-Sizin en büyük eseriniz hangisidir?
Atatürk'ün kısa cevabı şu olmuştu:
-Benim yaptığım işler,biri ötekine bağlı gerekli olan işlerdir.Fakat,bana yaptıklarımdan değil,
Yapacaklarımdan söz edin.

BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK

Yazı devriminden sonra(1928),Atatürk'ün kara tahta başındaki resmi görülünce,O'na "başöğretmen" denilmeye başlanmıştı.
Aslında,adlandırmada geç kalınmıştı.
Kurtuluş Savaşı'ndan hemen sonra,bir İstanbul gazetecisi kendisine şöyle bir soru yöneltmişti:
-Yurdu kurtardınız.Şimdi ne yapmak istrerdiniz?
Hiç duraklamadan şu cevabı vermişti:
-Milli Eğitim Bakanı olarak Türk Kültürünü Yükseltmeye çalışmak,en büyük amacımdır.
Ondan sonra Atatürk nerede görünse,mutlaka orada bir okula girer,öğretmen ve öğrencilerle konuşurdu.
Birgün Atatürk'ün yolu köy okuluna düştü.Tek sınıflı okulda bir genç öğretmen ders veriyordu.
Atatürk sınıfa girince,öğretmen kürsüsünü terk etti.
Atatürk:
-Hayır,yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz,dedi.Eğer izin verirseniz,bizde sizden faydalanmak isteriz.Sınıfa girdiği zaman,Cumhurbaşkanı bile öğretmenden sonra gelir

Atamızın farklılığı işte budur
 
Mustafa Kemal Atatürk

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı

Doğum tarihi 19 Mayıs 1881

Doğum yeri Selanik, Osmanlı Devleti

Ölüm tarihi 10 Kasım 1938

Ölüm yeri Dolmabahçe Sarayı - İstanbul, Türkiye

Rütbesi Osmanlı: Mirliva

Türkiye: Müşir (Mareşal)

Kumanda ettiği birlikler 19.Tümen, 16.Kolordu, 2.Ordu, 7.Ordu, Yıldırım Orduları Grubu, 9.Ordu (3.Ordu), Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordusu

Madalyaları Bakınız: Atatürk'ün aldığı madalyalar ve madalyonlar

Savaşlar Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı (Çanakkale Savaşı, Filistin-Suriye Savaşı), Kurtuluş Savaşı

TBMM Başkanlığı 24 Nisan 1920-29 Ekim 1923

Cumhurbaşkanlığı 29 Ekim 1923–10 Kasım 1938

CHP Genel Başkanlığı 9 Eylül 1923–10 Kasım 1938
Alıntı
 
Son düzenleme:
Akbabalar yurduma gözlerini dikmiş , sinsi sinsi amaçlarına yol almakta, şuan da sana öyle ihtiyacı varki bu vatanın.
Çok erken gittin, yapacakların bitmemişti. Yolunu gözlüyorum senin gibi vatansever, ileriyi gören, güçlü ve zeki bir liderin.
 
ATATÜRK 1911'de Yüzbaşı, 30 yaşında Tabur Komutanı, Trablusgarp'ta İtalyanlara karşı savaştı.

30 yaşında sen ne yaptın?

ATATÜRK 1915'te Yarbay, 34 yaşında Tümen Komutanı, Çanakkale'de İngilizlerle savaştı

34 yaşında sen ne yaptın?

ATATÜRK 1916'da General, 35 yaşında Kolordu Komutanı, Muş, Bitlis ve Van bölgelerini Rus'lardan temizledi.

35 yaşında sen ne yaptın?

ATATÜRK 1917'de Korgeneral, 36 Yaşında Ordu Komutanı, Filistin cephesinde ordularıyla İngilizlere karşı savaşarak, Halep'in kuzeyinde,

Şimdiki Misak-i milli hududuna kadar geri çekildi. Bu savaşlarda

Araplar düşmanla beraberdi.

36 yaşında sen ne yaptın?

ATATÜRK 1919'da 38 yaşında düşman işgali altındaki İstanbul'dan Samsun'a geçti.

Amasya mülakatı, Erzurum ve Sivas kongrelerini yaptı. ANKARA'ya geldi.

1920'de 39 yaşında. Türkiye Büyük Millet Meclisini kurdu. Meclis Başkanı seçildi.

38 ve 39 yaşlarında sen ne yaptın?


ATATÜRK 1920'de 40 yaşında.

TBMM'nin isteği üzerine Atatürk'e Başkomutan görevi verildi. Sakarya'ya kadar ilerleyip taarruza gecen Yunan ordusuna karşı savaştı. Düşmanın taarruz ümidini kırdı.

40 yaşında sen ne yaptın?


ATATÜRK 1922'de Mareşal.

41 yaşında Başkomutan olarak Yunan ordusuna taarruz etti. Dumlupınar Meydan savaşında düşmanı yendi. Bütün Anadolu toprakları düşmandan temizlendi.

41 yaşında sen ne yaptın?


ATATÜRK 1923'te 42 yaşında Türkiye Cumhuriyetini kurdu.

42 yaşında sen ne yaptın?


ATATÜRK 1924'ten 1928'e kadar, Cumhurbaşkani olarak 47 yaşına kadar süren dönemde DEVRIMLERI yaptı.

43 yaşından 47 yaşına kadar sen ne yaptın?”



Atatürk'ü sevmeyenler siz ne yaptınız

Yada neler yapabilceksiniz bu vatan için?


bunu diğer kk.atatürk köşesinde gördüm çok beğendim.
 
atatürke karşı duyduğum sevgi ve saygının karşısında hayranlık çok hafif kalır gerekirse ölürüm onun emanetini koruyup ilkelerini yaşatmak için ona dil uzatanlara karşı asla sessiz kalamam gerekirse sokaklara dökülürüm kanımın son damlasına kadar savaşırım benim gibi düşünenleri görüncede inanılmaz seviniyorum
 
Back
X