Ne için yaşıyorum, şu ya da bu diyemeyecek kadar çok şey için ama kısaca hayatın tadını çıkarmak için yaşıyorum. Zira o kadar büyük acılar yaşadım ki, bu acılar bana küçücük anların tadını çıkarıp, bunlardan keyif almanın paha biçilemez olduğunu, hayatı zenginleştirmenin yolunun o küçük anları çoğaltmak olduğunu öğretti. Sabah çok erken kalkarım, 6 gibi. Bir kahve yaparım kendime, elimde fincanla evi bir dolanırım, iki kızım var, biri 3 yaşında diğeri 3 aylık, onlara bakarım, eşime bakarım. Uyumalarını seyretmek mutlu eder beni. Başucu kitaplarım vardır. Alır, bir iki sayfa karıştırırım. Bir iki satır yazarım. Duvarımda sevdiğim tablolar var. Onlara bakıp, hayallere dalmak bile ruhumu hafifletir. Kızlar uyanmadan bana ait olan zamanın keyfine bakarım. Penceremden gördüğüm ağaçlar, duyduğum kuş sesleri bile mutlu eder beni. Tadını çıkarırım, kaçırmam. Bunun gibi anlık zevklerim var. Uzun vadede, dolu dolu bir hayat için yaşıyorum ama. Şu dünyada görmek, öğrenmek, yaşamak istediğim çok şey var.