Anlattıklarınızı sürükleyici ve acı dolu bir roman gibi okudum. Ama anlatılanlar işte o romanların çoğunda olmayan "gerçek yaşanılanlar"dan alıntıydı. Çok üzücü, sizin, sevginizin, evliliğinizin buraya gelmesi kötü. Ama bunlar, ileride düzelmeyecek bir karamsarlık ağı değil.
Neredeyse bir yıldır evlisiniz. İşte, konunun düğüm noktası tam da bu. Bazı erkekler karşısındakini ne kadar seviyor ya da bağlı olursa olsun, evliliğe adapte olamazlar. Söylenen her şey, yapılan her hareket ya da her yüz ifadesi onlar için kalkanları kuşanmaya bahanedir. Çünkü, kaldıramaz bunu. "Zaten evliliğe dahi alışamamışken, neden istenir ki bu fedakarlık". Onlar için düğüm burada başlar ve çözülme de biraz zaman alır. Eşiniz size ilgi göstermiyorsa, siz de ona göstermeyeceksiniz. Size sevgisini hissettirmeyi bıraktıysa, sizde aynını yapacaksınız. Kısasa kısas sürdüreceksiniz biraz hayatı. Üzerine gitmeyin, bir şeylerden yakınıyorsanız sonlandırın. Gölgenizi bir süre üzerinden çekin. Bunlar ilk zamanlar ona ilaç gelecektir. Ama bilmediği şey, bir süre sonra bunların yokluğuyla kendine geleceğidir.
Kendisini sorgulayacak ister istemez. Gelinen bu noktada sizi suçladığı kadar kendini suçlamak zorunda hissedecek. Çünkü, bencil insanlar bile, yaşadıkları olumsuzluklar karşısında nadiren de olsa özeleştiri yaparlar. Eşinizin geçirdiği bu dönem, tamamen adaptasyondan. Anlatılanlardan, aldatma ya da sevgi eksikliği gibi bir sonuç görünmüyor. Şimdi siz eski siz olmaya özen göstermelisiniz. Kendinize biçtiğiniz kumaşın delik deşik olmasını istemiyorsanız, bunu yapmak zorundasınız.
Eşinizin evlilik öncesi de birçok takıntısı söz konusuymuş. Ne yazık ki eşiniz özgüven problemi yaşıyor olabilir. Bu sebeple sizi sınıyor ya da sevgisini, söylediklerinizi tekrar tekrar duymak ona iyi geliyor olmalı. Kendisini tatmin edecek ki, özgüven probleminin önüne geçici setler çekebilsin. Yani bu demek değildir ki, size güvenmiyor. Eminim hayatında kendisine yakın birçok insana da böyle davranıyor ya da davranmıştır. Bunun birçok nedeni olabileceği gibi tamamen karakterden kaynaklı da olabilir. Kişinin, bazen ne istediğini bilememesinden bile olabilir.
Canınızı sıkmayı bir kenara bırakacaksınız en başta. Yaşanılan olumsuz şeylerden sıyrılmanın başlangıç noktası bu. Sonrasında yaşanılan ilişkinin, evliliğin rayına oturması için biraz daha çaba sarfedeceksiniz ve duracaksınız. Artık ne ekersen onu biçersin moduna geçeceksiniz. O size bir adım atmadığı sürece, ona bir adım gitmeyeceksiniz. O da ister istemez, adım atacak. Gelecek, dinleyecek, anlayacak ve pişmanlık duyacak.
Eğer ortada gerçekten büyük bir aşk ve şehvet söz konusuysa-ki anlatılanlardan bu çıkıyor-, sizin için zaman ve yukarıda yazdığım birçok şeyi uygulamak çözüm yolu. Eşiniz evliliğe adapte olduğunda, her şey rayına oturacaktır bu durumda.
Sevgilerimle..