Sevgili
M
Mlkk03973
siz bu mesajları nasıl gördünüz, kızın numarasına nasıl ulaştınız? Hayır bi adamla uzaktayız ben gittim o sonra gelecek, şu an uzak olmamız belki de iyi oldu diyorsunuz. Sonra mesajları gördüm, kızın numarasını buldum aradım, eşimle kavga ettim diyorsunuz. Olay örgüsünde bi kopukluk var ama ben yine de bunlara takılmadan yorum yapacağım.
Hemen hemen herkes teori üzerinden gitmiş, bu evliliğin neden bitmesi gerektiğini gayet açık ve amlaşılır şekillerde anlatan üyeler olmuş. Kendinizi daha zor durumlara düşürmemeniz için neler yapmanız gerektiğini söylemişler ama siz belli ki dinlememişsiniz.
Benim çok benzerini görmüşlüğüm var o yüzden pratik üzerinden gideceğim. İnat uğruna 2. tercihi ile evlenip geçenlerde 2. çocuğunu kucağına alan birini tanıyorum. Dışarıdan görseniz birbirini seven ve sayan, dengini bulmuş ve mutlu bi aile kurmuş iki çocuklu bi çift dersiniz. Ama ben hikayenin gerçeğini anlatayım size.
Evlilik öncesi çok sorduk biz bu kişiye bak emin misin, gerçekten seviyo musun, biraz hızlı gitmiyo mu bu işler, unuttun mu sahiden eskiyi diye. Unuttum dedi, benim için hayırlısı bu dedi, eskisiyle yürümezdi, şimdi evleneceğim kişi bana da aileme de uygun seviyorum onu dedi. Biz de yemesek de iyi bari dedik, eskisiyle hakikaten yürümüyordu çünkü.
Herkes mutlu, her şey güzel, hazırlıklar tam gaz devam vs. derken dügün günü geldi çattı. Sonra noldu biliyo musunuz? Bu kişi nikah sonrası takı bile takılamadan bildiğiniz fenalaştı, gözü karardı. Yarım saatte zor kendine geldi. Bütün gün koşturdu tabi, yemek yemedi tansiyonu düştü vs. dediler. Ama fenalaşmasının ne açlıkla bi ilgisi varmış ne tansiyonla. Meğerse eskisi nikahtan önce mesaj atmış, ne konuşuldu detayını bilmiyorum. Ama sonuç olarak bizimki nikah masasında evet derken dönüp eşine bakmış ve baya baya ex in halüsinasyonunu görmüş. Şaka degil abartı degil, baya baya halüsinasyon görmüş, görüntü bi türlü gözünün önünden gitmeyince de fenalaşmış yığılmış öyle.
Bunu bize ilk bebeklerini beklerken itiraf etti tabi. Yoksa biz nikahtan sonra hakikaten açlıktan kötülesti, ayranı krakeri dayayınca düzeldi zannediyorduk. Zira akşam dügünde pür neşe oynarken, haftalarca dügün balayı fotografı paylaşırken gördük. Ama sonra hamileliğinin ilk ayları aşırı zorlu geçip psikolojisi dağılınca rol yapacak hali kalmadı ağzından kaçırdı. Sadece nikah gününü de değil üstelik. Bu yola hangi saçmasapan fikirlerle girdiğini, hangi aklıevvellerin gazına gelip de ex ile yarış içine girdiğini, ex ailesinin uygun bulduğu bi kızla yüzük takınca şimdiki kocayı o zamanın yedekler sepetinden nasıl çıkardığını, ondan önce evlenebilmek için işleri nasıl aceleye getirdiğini, kınasından sonra sabaha kadar girdiği ağlama krizlerini, hala fake hesaptan ex i takip ettiğini vs. ne var ne yok anlattı bi sinir harbinde. Sonra yine bastırmaca, yine hiçbi şey yokmuş tavırlarına dönüş.
O dönemden beri de samimi görüşmüyoruz zaten. Entrikanın bu denli ucuz ve ikiyüzlüsü de insanı insandan sogutuyo malesef. Bunca şeyi bilirken "ee eşin nasıl çoluk çocuk ne alemde hayat nasıl gidiyo" diye bile soramıyosun.
Tabi benim hikayede cinsiyetlerin yeri farklı, o nedenle eşin herhangi bi seyden haberi yok dertsiz tasasız yaşayıp gidiyo adam. Yani en azından biz öyle biliyoruz. Belki de hissediyo bi seylerin yanlış gittigini ama adını koyamıyo. Gercekleri bilse ne olur düsünmek istemiyorum. Malum ülkede aynı olayın cinsiyetlere göre farklı sonuçları var.
Sizin hikayede işler daha fena zira siz durumu biliyorsunuz. Haliyle bundan sonra dertsiz tasasız hayat diye bi kavram yok sizin için. Asla güvende hissetmeyeceksiniz devam ederseniz. Hayatınızdan nikah gününüzü bile rezil eden boş beleş drama eksik olmayacak. Üstelik bildiginizi eşiniz de biliyo. Yani bile bile kabul ettin beni koca olarak, işine gelirse temalı bi yüzsüzlük yatağında aldatılırsanız hiç süpriz olmayacak.
O yüzden köprüden önce son cıkısı gectim, imzayı attım, geri dönemem demeyin. Biraz zamana mal olur, bi geçiş ücreti fazla ödersiniz ama bal gibi de geri dönersiniz. Yanlış yolda ısrar edip sınırı gecmeye, koca bi ömrü heba etmeye hiç gerek yok.