Az önce nereden aklıma geldi bilmiyorum benim bir ninem vardı beni büyüten.
O zamanlar babamın görevi sebebi ile Aydın'ın bir kazasındaydık. Benim henüz aklımın ermediği, hatırlamadığım zamanlarda annemin çok yaramaz olduğumu anlattığı zamanlarda. Annemin ifadesine göre etmediğim kalmamış. Komik olanlar, iç burkanlar, hatta ağlatanlar...
Annem yaramazlığıma dayanamadığını benim bakımıma yardım etmesi için kimsesi olmayan bir ihtiyar kadını tuttuklarını anlatıyordu. Herhalde 3 yaş civarı olmalı. Tahminen 1966 sene civarı yani. Annemin anlattıklarına göre pek de kimsesi olmayan, çocukları olmuş ama yaşamamış ihtiyar bir bayanmış. Adı Hatice (bizim tabirimizle Hatçe nene)
Babamın görevi orda 1969 bitti yani ben 6 yaşında iken. Annem o tarihte ninemizi felçli olarak bıraktıklarını ifade ediyordu. Yaklaşık 10 sene sonrada vefatını öğrendik. Daha öncede bir kez felç geçirmiş biraz iyileşince beni görmeye gelmiş emekleyerek yollarda.
Şimdi annemin anlattıkları ve benim hayal meyal hatırladıklarımı birleştireyim bakalım neler var:
O derece yaramaz her yeri kurcalayan biriymişim ki annem bir gün dayanamayıp bulaşık yıkarken (evi karıştırıp dağıtmamam için) köy usulü sırtına bağlamış, ama kim dedi uslu durmanın evin dağılmamasının yolu bu, karıştıracak bir yer tabii ki var: Annemin saçları. Hemen asılınılmış, karman çorman olmuş bir tomar saç.
Ve tabii sık sık evden kaçar mahallenin bakkalından elime yemiş vs ne varsa alır gelirmişim (parası daha sonra babamdan tahsil ediliyor olmalı.)
Tabi birde ninemizle olan bir kaç anımız var:
Annemin anlattığına göre ninem beni çok seven biri imiş. İhtiyar halinde dolaştırır gelir ama içeri sokmakta zorlanırmış. Ben hemen kaplara yapışır girmek istemezmişim.
En üzüldüğüm şeyde annemin anlattığı gene biz ayrılırken oradan (tayin sebebi ile) yavrumu götürüyorlar diye ağlaması idi.
O zamanlar babamın görevi sebebi ile Aydın'ın bir kazasındaydık. Benim henüz aklımın ermediği, hatırlamadığım zamanlarda annemin çok yaramaz olduğumu anlattığı zamanlarda. Annemin ifadesine göre etmediğim kalmamış. Komik olanlar, iç burkanlar, hatta ağlatanlar...
Annem yaramazlığıma dayanamadığını benim bakımıma yardım etmesi için kimsesi olmayan bir ihtiyar kadını tuttuklarını anlatıyordu. Herhalde 3 yaş civarı olmalı. Tahminen 1966 sene civarı yani. Annemin anlattıklarına göre pek de kimsesi olmayan, çocukları olmuş ama yaşamamış ihtiyar bir bayanmış. Adı Hatice (bizim tabirimizle Hatçe nene)
Babamın görevi orda 1969 bitti yani ben 6 yaşında iken. Annem o tarihte ninemizi felçli olarak bıraktıklarını ifade ediyordu. Yaklaşık 10 sene sonrada vefatını öğrendik. Daha öncede bir kez felç geçirmiş biraz iyileşince beni görmeye gelmiş emekleyerek yollarda.
Şimdi annemin anlattıkları ve benim hayal meyal hatırladıklarımı birleştireyim bakalım neler var:
O derece yaramaz her yeri kurcalayan biriymişim ki annem bir gün dayanamayıp bulaşık yıkarken (evi karıştırıp dağıtmamam için) köy usulü sırtına bağlamış, ama kim dedi uslu durmanın evin dağılmamasının yolu bu, karıştıracak bir yer tabii ki var: Annemin saçları. Hemen asılınılmış, karman çorman olmuş bir tomar saç.
Ve tabii sık sık evden kaçar mahallenin bakkalından elime yemiş vs ne varsa alır gelirmişim (parası daha sonra babamdan tahsil ediliyor olmalı.)
Tabi birde ninemizle olan bir kaç anımız var:
Annemin anlattığına göre ninem beni çok seven biri imiş. İhtiyar halinde dolaştırır gelir ama içeri sokmakta zorlanırmış. Ben hemen kaplara yapışır girmek istemezmişim.
En üzüldüğüm şeyde annemin anlattığı gene biz ayrılırken oradan (tayin sebebi ile) yavrumu götürüyorlar diye ağlaması idi.
