Bakın, her iki tarafında severek ayrıldığı , araya ailenin girerek ayırdığı bir ilişkinin yara bandı olmayın.
Öncekini unutmak için atılan bir "sonraki" adım olmayın.
Size şu kadarını söyleyeceğim, ben birini çok sevdim. O da beni sevdi. Aşıktık.
Ama daha sonra benim babam onu istemedi. Ve ben belki de sırf babama olan sevgi ve saygımdan etkilenerek onu resmen içim kanaya kanaya bıraktım.
Sonrasında , onu bırakmanın yasını tek başıma taşıyamayacağım için ve onu acıtıp beni unutmasını sağlamak için başkasıyla başladım.
O başkasını sevdim mi sevdim. 1 yıl çıktım. Ama her gün o bırakmak zorunda kaldığım adama sarılıp uyumak istedim.
Hayatta son günüm olduğunu bilsem ona koşardım ama maalesef öyle bir durumum yoktu.
Ben ne zaman ki gözümü kapayınca aynı yatağa girdiğimi hayal edemedim o bir yıl çıktığım kişiyle, o zaman onu bir dost gibi sevdiğimi fark ettim ve daha bugün ayrıldım.
Ama erkeklerde , kaadınlardan şöyle bir fark vardır: Erkekler, sevmedikleri kadınlarla da yatabilirler.
Ama ilişki sırasında aşık oldukları kadını hayal ederler.
Sen şimdi daha nişandan bir ay öncesine kadar olan aşk ilanları, "beni neden bıraktın?" isyanlarına rağmen bu adamla evlenirsen:
Sana çook acı söylüyorum ki, o adamın aklındaki değil sadece yatağındaki kadın ve yara bandı olursun.
Başka adam mı yok gözünü seveyim ?
Bile bile lades deme.