• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Nişanlım, ailesi ve ailem

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Islama göre aileyi erkek geçindirmiyor muydu, işimize gelince müzik çalgı haram işimize gelmeyince gelinin yanasina para diye yapışalım kadın parası yiyelim... kadın parası kovalayan erkek kadar itici bir tür yok, para para diyen tipi evime köpek olarak bağlamam net.
 
Merhaba arkadaşlarrrr, ilk kez yazıyorum ve biraz heyecanlıyım. Kimselerle anlatıp paylaşamıyorum derdimi. Sonra burayı buldum, biraz bir şeyler okudum. Kadın olmanın zor olduğunu bir kez daha anladım. Hepimiz bir şeyler yaşıyor ve savaşıyoruz..
Simdi gelelim benim hikayeme...

Bundan 9 ay önce birisiyle tanıştım, onunla tanıştığım sırada mental sağlığım olarak çok iyi değildim tutunacak bir dal arıyordum. Onu görünce tutunacak bir dal bulduğumu zannettim, tutundum da. İlk gördüğüm an çok aşırı etkilendiğimi söyleyemem hem fiziksel olarak hem sohbet konusunda. (Fiziksel durumu artık çok önemsemiyorum karakteri iyi olsun) Hatta ilk görüştüğümüz an biraz sohbet etmekten sıkılmıştım, çünkü konuşma yeteneği ya yoktu ya da heyecandan beceremiyordu. Ben heyecandandır herhalde deyip daha sonraları da görüşmeye zaman geçirmeye devam ettim. Ama yine aynıydı. Yine de onun karakterine, kalbine, ilgisine şans vermek istedim, zamanla alışır düzelir diye düşündüm. Ki öyle de oldu zamanla daha rahat bir şekilde konuşabilen, hareket eden birisi hâline geldi.. 1 ay sonra annelerimizi tanıştırma kararı aldık. Tanıştırdık. 2. Ayımız da ailesinin tanışmak istediğini söyledi. Ailesiyle geldiler ve tanıştılar. Ailesi hemen nişanlanalım istedi ancak ben istemediğimi belirttim ve sadece 2 ay erteleyebildim,. Ve Nisan sonu nişanlandık. Ailesi muhafazakâr kesimden. Bizde muhafazakar insanlarız ancak o kadar da derin ve kapalı görüşe sahip bir yapıya sahip değiliz, orta halliyiz. Ailesi nişanın müziksiz olması gerektiğini onlar için müzik ve dansın haram olduğunu söylediler. Hatta hiç nişana dahi gerek bile yoktu isteme ve yüzük takmayla evde oldu bittiye gelecekti her şey. Ama benimde hayallerim vardı her genç kız gibi. Nişandan önce mehir ve eşya konusunda konuşmaya geldiler, bir önceki geline ne takıldıysa bana da onu istedi ailem, çok zorlamaya hakka gerek yok dediler. Ancak kayınvalide beyaz eşya konusunda sıkıntı çıkardı biraz tartışma yaşandı ve ailemde kabul etmedi. 3 gün sonra oğlum sevmiş sevdalanmış senin Kara kaşına Kara gözüne yapmıyorum bu düğünü diyerek annemi aradı. Ve şartları kabul ettiğini söyledi. Ben nişan istediğimi söyledim bir şekilde parti evinde yaptık isteme+ nişan birlikte oldu. Onların da istediği gibi müziksiz ve eğlencesiz. Öyle olmasına üzüldüm tabii ben eğlenceli oynamayı seven ışıl ışıl bir kızım. Bizde evde yaptık eğlenceyi yine de mutluydum.. düğünse normalde Ağustos'ta yapılacaktı ben ağustos olmasını istemiyordum açıkçası, benim istediğim gibi de oldu. Eylül- ekim ayını istiyordum. ( Ağustos ayının istemememinn sebebi benim gireceğim bir sınav vardı. Onu bekleyecektik, ayrıca tanımam da lazımdı her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyordu ve ben bir türlü dur diyemiyordum. ) Ben öğretmenim 25 yaşındayım, nişanlımsa avukat 30 yaşında. Kendi ofisinde çalışıyor. Açıkçası çok bir kazancı yok, yani ailesi benim atanmamı dört gözle bekliyorlar, bir süreç boyunca aman kızım derslerine çalış, aman kızım atan. ( Gel kolaysa sen atan diyesim geldi hep) Beni de ekstra strese soktular. Neyse sınav bitti, açıklanalı 1 ay oluyor puanım güzel ama ortada ne bir alım var ne bir kontenjan öylece bekliyorum. Tabi benimki belli olmayınca düğün meselesini de açmıyorlar, hatta gelmiyorlar bile. Her yeri gezdiler gördüler 2 aydır bize gelmediler. Zaten gelince de çok bir sohbet edemiyorlar annemle. Kv'nin yaşı büyük 59, annem daha 45 yaşında.. ben ona bağlıyorum nedenini. Babası hep gelemiyor, izin alamıyor çünkü ama iyi bir adam gerçekten. Annemle annesi doğru düzgün birbirlerini aramıyorlar bir iletişim de yok açıkçası. Nişanlımı yemeğe davet ediyorum mesela rahatsız olurlar deyip yemeğe gelmiyor, kandil oluyor hastalık oluyor bir geçmiş olsun, mübarek olsun diye aramıyor. Eve kapının önüne kadar geliyor beni alıyor, annemlere bir nasılsınız diyemiyor. Ailemde bu durumdan oldukça şikayetçi, biz bu insanlarla nasıl anlaşacağız, iletişim yok, ortada bir şey yok diyip beni darlıyorlar haklılar da. Nişanlım desen düğün konusunda konuşmuyor açmıyor bile. Dediği tek şey ya sınav ya atama ya da bir iş. Yani tamam bu yolda birbirimize destek olacağız diye adım atıyoruz ama ben ev geçindirmek zorunda değilim ki neden beni bekliyorsunuz anlamıyorum ki.. o kadar yoruldum ki bu durumdan. Sanki nişanlanalı 6 ay değil de 6 yıl geçmiş gibi. Keşke o tutunduğum dal kırılsaydı o zaman da hiç bu hızla bu olaylara görmeseydim diyorum. Aklıma nişan atmak geliyor ama neyi ne sebep göstereceğim bilmiyorum öyle çok bunaldım ki artık
Diğerlerine bir.şey diyemem ama şimdi dünürler arası hep soğuk zaten.Kimse kimseyi arayıp sormuyor ,eskide kaldı akraba olduk muhabbeti.Herkes iş olup bitene kadar birbirine katlanıyor.

Ha doğru mu ,bence değil.Benim annem ve kayınvalidem cidden arkadaş gibi oldular.Beraber umreye bile gittiler.Onların arasındaki bu muhabbet gençleri de çok olumlu etkiliyor aslında. Ama işte maalesef kalmadı pek.
 
Ay sana atan atan diyene kadar 30 yaşındaki eşşşek kadar oğullarına atan düzenli gelirin olsun desinler sen atandın o ne yapacak? Müziğe karşılar kadın parası yiyecekler maşallah. Bence ayrılmalısın
 
Bak burda kendini nasıl ifade etmişsin sebeb arıyorsan o kadar çok varki ayrıca sebeb bulmana gerek bile yok bitti kardeşim.elinde mesleğinde varmış .kendini HEPA etme yazık ilerde gerçekten pişman olursun sevgi bitiyor bir zaman sonra bunuda asla unutma...
 
Konu ev geçindirmek veya geçindirmemek değil zaten. En başında tanıştığımızda bende çalışacağımı ifade etmiştim. Ancak sadece atandığımda çalışırım, özel sektör istemiyorum dedim. Kabul etti. Zaten bölümüm devamlı atama yapan bir bölüm. Ancak şuan bir belirsizlikle savaşıyorum. O yüzden hallolur diye düşündüm. Konuysa ailesinin nişandan sonraki duyarsızlığı. Beni gerçekten bir geçim kapısı gibi görmeleri ve bunu da bu şekilde hiçbir eylem, hiçbir iletişim olmadan yansıtmaları gelip seneye erteleyelim deseler çok mu zor ya da anlayışsızcca mı karşılayacağım. İnsan üzülüyor elbette. Evet ailemin zoruyla evlenmiyorum, kendi isteğimle bu yola girdim. Ve evet onun tipini ve konuşma yeteneğini beğenmesem dahi karakterini, bana olan saygı ve ilgisini beğendim bu benim için "o zaman ve o ânlar için yeterliydi." Ayrıca bu kararları verirken mental sağlığımın çok da yerinde olmadığını belirtmiştim ve bu durumun farkında değildim 🥲 ayrıca bana kendini tanıtırken gayet iyi kazandığını ve maddi durumunun iyi olduğunu söyledi. Hiç mi anlamadın o süreçte diyebilirsin, anlamadım çünkü her istediğim de bir şeyler alıyordu, hediyeler, özel hissettirmeler vs. Yani bu maddi konu o süreçte düşündürmedi.. nişandan sonra ben bazı durumları anladım, ailesi ifade etti. Yani bana prangayı taktılar bir şeyleri yavaş yavaş gün yüzüne çıkarıyorlar..
Kim niye sizi geçim kapısı olarak görsün? Ailesi atan demiş, başka bir şey mi demiş? Aman kızım atan da benim şu dişlerimi yaptır mı dediler, bize de yardımcı olursunuz mu dediler? Tek maaşla geçim zor, paranız olsun öyle evlenin diyorlar. Ne kadar garip bir insansınız, nereden neyi çıkarmışsınız. Ailenin müzik çalınmasını istemeyecek kadar size ters insanlar olmaları sorun değil ama siz atanmadan evlenme lafını açmadıkları için sizi geçim kapısı olarak görüyorlar. Damat pek iyi bir aday değil ama sizin için de aynısını söyleyebilirim.
Para meselesini geçin, müzik istemeyenler yarın size hayatı zehir eder. Biraz bunu düşünün. Sebebe de ihtiyacınız yok, istemiyorum dersiniz biter gider.
 
Konunun icinde hep bi engel olamadim, 2 ay direnebildim falan yazmissiniz
Siz biblo degilsiniz insansiniz agziniz var yani
Neden istemiyorum diyip firlatmiyorsunuz yuzugu?
Kasina gozune tipine takilmadiginiz adam evlenince gozunuze batacak
Biz severek evlenmemize ragmen yerdeki coraba ayar oluyoruz
Sen sana ilgi duyanla evlenme yoluna girmissin resmen
Azcik aklin varsa evlenmezsin
Su an arayip ben ev hanimi olcam uzun bi sure calismicam sinavlar yordu beni desen onlar vazgecer zaten
 
25 yaşında ne bu evlilik merakı? Henüz atanmamış da olsanız mesleğiniz de var üstelik. Siz yine klasik yurdum kadını standartları düşürüp kalenderlik yapmışsınız. İşte sonuç, ben size deyim onlar da size bayılmıyor, atama olmayınca düğünü ghost’lamaya başlamışlar bile. Ben muhafazakarım evi erkek geçindirir, çalışmayacağım ben deyin, bakın bu kadar kötü işarete rağmen hala düzeltme peşinde olan sizi anında nasıl çöpe atıyorlar 😀
 
Öncelikle şunu söyleyeyim, fiziksel olarak beğenmediğiniz hiç bir erkekle görüşmeyin. Kadınlar olarak şöyle bir inancımız var: Fiziksel olarak orta halli bir erkek beni daha çok sever, aldatmaz, el üstünde tutar vs. Erkekler ve toplumda kadınları çok manipüle eder, işte çirkin/kısa/fakir/işsiz erkegi tercih etseydin çok sevilirdin gibi. Bu asla doğru değildir. Düşününce hayatımda yediğim en büyük kazığı bu tip bir erkekten yedim. Ne demişler çirkin erkeğe iyi davranirsan bir bakmışsın o sana cirkinmis gibi davranmaya başlamis. Burada çirkinliğin yerine herhangi bir negatif özelliği koyabilirsin. O seni fiziksel olarak begenmese asla şans vermezdi. Kadın olarak standartlarını her düşürdüğünde bunun karşılığı bir nankörlük görürsün. (Bu arada tam tersi olan erkeklerde nadir olsa da var. Kimsenin fiziksel özelligiyle dalga geçmek gibi bir niyetim kesinlikle yok ama erkeklerin bir yerlerinin kalkması için basit şeyler yeterli oluyor.)

Valla nisanda oynamayacak kadar muhafazakar bir ailenin gelinimiz illa çalışacak kafası ayrı bir degisikmis. Benim bildigim muhafazakar aileler çalışan gelinlerine bile biz sana bakarız kendini yorma kafasında olurlar. Sizin müstakbel kayin aileniz muhafazakar olabilir ama para konusunda. Kandilde bile aramayan muhafazakar ilk defa görüyorum bu arada. Aşırı paragöz insanlar ve kendi oğullarının işi gereği üstte görüyorlar sanki.
Eşime bir çok konuda sinirleniyorum ama yüzünü, gülüşünü görünce sinirimin geçmesi her şeye değer. Yiğit özgürün karikatüründeki gibi “birden çıkma lan!” Dedirtecek bir tiple dünya iyisi, zengini olsa evlenmezdim. İçim almıyor tipsiz adam zorunda da değilim kimse tipsiz adam güzellemesin 😀 erkekler kendileri her gün ayrı kriter ekliyor, bizim kızlar nasıl sıfıra indiririm peşinde.
 
Merhaba arkadaşlarrrr, ilk kez yazıyorum ve biraz heyecanlıyım. Kimselerle anlatıp paylaşamıyorum derdimi. Sonra burayı buldum, biraz bir şeyler okudum. Kadın olmanın zor olduğunu bir kez daha anladım. Hepimiz bir şeyler yaşıyor ve savaşıyoruz..
Simdi gelelim benim hikayeme...

Bundan 9 ay önce birisiyle tanıştım, onunla tanıştığım sırada mental sağlığım olarak çok iyi değildim tutunacak bir dal arıyordum. Onu görünce tutunacak bir dal bulduğumu zannettim, tutundum da. İlk gördüğüm an çok aşırı etkilendiğimi söyleyemem hem fiziksel olarak hem sohbet konusunda. (Fiziksel durumu artık çok önemsemiyorum karakteri iyi olsun) Hatta ilk görüştüğümüz an biraz sohbet etmekten sıkılmıştım, çünkü konuşma yeteneği ya yoktu ya da heyecandan beceremiyordu. Ben heyecandandır herhalde deyip daha sonraları da görüşmeye zaman geçirmeye devam ettim. Ama yine aynıydı. Yine de onun karakterine, kalbine, ilgisine şans vermek istedim, zamanla alışır düzelir diye düşündüm. Ki öyle de oldu zamanla daha rahat bir şekilde konuşabilen, hareket eden birisi hâline geldi.. 1 ay sonra annelerimizi tanıştırma kararı aldık. Tanıştırdık. 2. Ayımız da ailesinin tanışmak istediğini söyledi. Ailesiyle geldiler ve tanıştılar. Ailesi hemen nişanlanalım istedi ancak ben istemediğimi belirttim ve sadece 2 ay erteleyebildim,. Ve Nisan sonu nişanlandık. Ailesi muhafazakâr kesimden. Bizde muhafazakar insanlarız ancak o kadar da derin ve kapalı görüşe sahip bir yapıya sahip değiliz, orta halliyiz. Ailesi nişanın müziksiz olması gerektiğini onlar için müzik ve dansın haram olduğunu söylediler. Hatta hiç nişana dahi gerek bile yoktu isteme ve yüzük takmayla evde oldu bittiye gelecekti her şey. Ama benimde hayallerim vardı her genç kız gibi. Nişandan önce mehir ve eşya konusunda konuşmaya geldiler, bir önceki geline ne takıldıysa bana da onu istedi ailem, çok zorlamaya hakka gerek yok dediler. Ancak kayınvalide beyaz eşya konusunda sıkıntı çıkardı biraz tartışma yaşandı ve ailemde kabul etmedi. 3 gün sonra oğlum sevmiş sevdalanmış senin Kara kaşına Kara gözüne yapmıyorum bu düğünü diyerek annemi aradı. Ve şartları kabul ettiğini söyledi. Ben nişan istediğimi söyledim bir şekilde parti evinde yaptık isteme+ nişan birlikte oldu. Onların da istediği gibi müziksiz ve eğlencesiz. Öyle olmasına üzüldüm tabii ben eğlenceli oynamayı seven ışıl ışıl bir kızım. Bizde evde yaptık eğlenceyi yine de mutluydum.. düğünse normalde Ağustos'ta yapılacaktı ben ağustos olmasını istemiyordum açıkçası, benim istediğim gibi de oldu. Eylül- ekim ayını istiyordum. ( Ağustos ayının istemememinn sebebi benim gireceğim bir sınav vardı. Onu bekleyecektik, ayrıca tanımam da lazımdı her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyordu ve ben bir türlü dur diyemiyordum. ) Ben öğretmenim 25 yaşındayım, nişanlımsa avukat 30 yaşında. Kendi ofisinde çalışıyor. Açıkçası çok bir kazancı yok, yani ailesi benim atanmamı dört gözle bekliyorlar, bir süreç boyunca aman kızım derslerine çalış, aman kızım atan. ( Gel kolaysa sen atan diyesim geldi hep) Beni de ekstra strese soktular. Neyse sınav bitti, açıklanalı 1 ay oluyor puanım güzel ama ortada ne bir alım var ne bir kontenjan öylece bekliyorum. Tabi benimki belli olmayınca düğün meselesini de açmıyorlar, hatta gelmiyorlar bile. Her yeri gezdiler gördüler 2 aydır bize gelmediler. Zaten gelince de çok bir sohbet edemiyorlar annemle. Kv'nin yaşı büyük 59, annem daha 45 yaşında.. ben ona bağlıyorum nedenini. Babası hep gelemiyor, izin alamıyor çünkü ama iyi bir adam gerçekten. Annemle annesi doğru düzgün birbirlerini aramıyorlar bir iletişim de yok açıkçası. Nişanlımı yemeğe davet ediyorum mesela rahatsız olurlar deyip yemeğe gelmiyor, kandil oluyor hastalık oluyor bir geçmiş olsun, mübarek olsun diye aramıyor. Eve kapının önüne kadar geliyor beni alıyor, annemlere bir nasılsınız diyemiyor. Ailemde bu durumdan oldukça şikayetçi, biz bu insanlarla nasıl anlaşacağız, iletişim yok, ortada bir şey yok diyip beni darlıyorlar haklılar da. Nişanlım desen düğün konusunda konuşmuyor açmıyor bile. Dediği tek şey ya sınav ya atama ya da bir iş. Yani tamam bu yolda birbirimize destek olacağız diye adım atıyoruz ama ben ev geçindirmek zorunda değilim ki neden beni bekliyorsunuz anlamıyorum ki.. o kadar yoruldum ki bu durumdan. Sanki nişanlanalı 6 ay değil de 6 yıl geçmiş gibi. Keşke o tutunduğum dal kırılsaydı o zaman da hiç bu hızla bu olaylara görmeseydim diyorum. Aklıma nişan atmak geliyor ama neyi ne sebep göstereceğim bilmiyorum öyle çok bunaldım ki artık
Ailesi müzikle oynamayacak kadar dindar ama kadinin evi geçindirmek yada calisma zorunluluğu oldugunu dusunecek kadar da modern herseyi kendilerine göre yasayan yontan bir aile sanırım sizden olmaz bence cok üzülürsünuz boşanacaginiza nişan atin
 
Merhaba arkadaşlarrrr, ilk kez yazıyorum ve biraz heyecanlıyım. Kimselerle anlatıp paylaşamıyorum derdimi. Sonra burayı buldum, biraz bir şeyler okudum. Kadın olmanın zor olduğunu bir kez daha anladım. Hepimiz bir şeyler yaşıyor ve savaşıyoruz..
Simdi gelelim benim hikayeme...

Bundan 9 ay önce birisiyle tanıştım, onunla tanıştığım sırada mental sağlığım olarak çok iyi değildim tutunacak bir dal arıyordum. Onu görünce tutunacak bir dal bulduğumu zannettim, tutundum da. İlk gördüğüm an çok aşırı etkilendiğimi söyleyemem hem fiziksel olarak hem sohbet konusunda. (Fiziksel durumu artık çok önemsemiyorum karakteri iyi olsun) Hatta ilk görüştüğümüz an biraz sohbet etmekten sıkılmıştım, çünkü konuşma yeteneği ya yoktu ya da heyecandan beceremiyordu. Ben heyecandandır herhalde deyip daha sonraları da görüşmeye zaman geçirmeye devam ettim. Ama yine aynıydı. Yine de onun karakterine, kalbine, ilgisine şans vermek istedim, zamanla alışır düzelir diye düşündüm. Ki öyle de oldu zamanla daha rahat bir şekilde konuşabilen, hareket eden birisi hâline geldi.. 1 ay sonra annelerimizi tanıştırma kararı aldık. Tanıştırdık. 2. Ayımız da ailesinin tanışmak istediğini söyledi. Ailesiyle geldiler ve tanıştılar. Ailesi hemen nişanlanalım istedi ancak ben istemediğimi belirttim ve sadece 2 ay erteleyebildim,. Ve Nisan sonu nişanlandık. Ailesi muhafazakâr kesimden. Bizde muhafazakar insanlarız ancak o kadar da derin ve kapalı görüşe sahip bir yapıya sahip değiliz, orta halliyiz. Ailesi nişanın müziksiz olması gerektiğini onlar için müzik ve dansın haram olduğunu söylediler. Hatta hiç nişana dahi gerek bile yoktu isteme ve yüzük takmayla evde oldu bittiye gelecekti her şey. Ama benimde hayallerim vardı her genç kız gibi. Nişandan önce mehir ve eşya konusunda konuşmaya geldiler, bir önceki geline ne takıldıysa bana da onu istedi ailem, çok zorlamaya hakka gerek yok dediler. Ancak kayınvalide beyaz eşya konusunda sıkıntı çıkardı biraz tartışma yaşandı ve ailemde kabul etmedi. 3 gün sonra oğlum sevmiş sevdalanmış senin Kara kaşına Kara gözüne yapmıyorum bu düğünü diyerek annemi aradı. Ve şartları kabul ettiğini söyledi. Ben nişan istediğimi söyledim bir şekilde parti evinde yaptık isteme+ nişan birlikte oldu. Onların da istediği gibi müziksiz ve eğlencesiz. Öyle olmasına üzüldüm tabii ben eğlenceli oynamayı seven ışıl ışıl bir kızım. Bizde evde yaptık eğlenceyi yine de mutluydum.. düğünse normalde Ağustos'ta yapılacaktı ben ağustos olmasını istemiyordum açıkçası, benim istediğim gibi de oldu. Eylül- ekim ayını istiyordum. ( Ağustos ayının istemememinn sebebi benim gireceğim bir sınav vardı. Onu bekleyecektik, ayrıca tanımam da lazımdı her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyordu ve ben bir türlü dur diyemiyordum. ) Ben öğretmenim 25 yaşındayım, nişanlımsa avukat 30 yaşında. Kendi ofisinde çalışıyor. Açıkçası çok bir kazancı yok, yani ailesi benim atanmamı dört gözle bekliyorlar, bir süreç boyunca aman kızım derslerine çalış, aman kızım atan. ( Gel kolaysa sen atan diyesim geldi hep) Beni de ekstra strese soktular. Neyse sınav bitti, açıklanalı 1 ay oluyor puanım güzel ama ortada ne bir alım var ne bir kontenjan öylece bekliyorum. Tabi benimki belli olmayınca düğün meselesini de açmıyorlar, hatta gelmiyorlar bile. Her yeri gezdiler gördüler 2 aydır bize gelmediler. Zaten gelince de çok bir sohbet edemiyorlar annemle. Kv'nin yaşı büyük 59, annem daha 45 yaşında.. ben ona bağlıyorum nedenini. Babası hep gelemiyor, izin alamıyor çünkü ama iyi bir adam gerçekten. Annemle annesi doğru düzgün birbirlerini aramıyorlar bir iletişim de yok açıkçası. Nişanlımı yemeğe davet ediyorum mesela rahatsız olurlar deyip yemeğe gelmiyor, kandil oluyor hastalık oluyor bir geçmiş olsun, mübarek olsun diye aramıyor. Eve kapının önüne kadar geliyor beni alıyor, annemlere bir nasılsınız diyemiyor. Ailemde bu durumdan oldukça şikayetçi, biz bu insanlarla nasıl anlaşacağız, iletişim yok, ortada bir şey yok diyip beni darlıyorlar haklılar da. Nişanlım desen düğün konusunda konuşmuyor açmıyor bile. Dediği tek şey ya sınav ya atama ya da bir iş. Yani tamam bu yolda birbirimize destek olacağız diye adım atıyoruz ama ben ev geçindirmek zorunda değilim ki neden beni bekliyorsunuz anlamıyorum ki.. o kadar yoruldum ki bu durumdan. Sanki nişanlanalı 6 ay değil de 6 yıl geçmiş gibi. Keşke o tutunduğum dal kırılsaydı o zaman da hiç bu hızla bu olaylara görmeseydim diyorum. Aklıma nişan atmak geliyor ama neyi ne sebep göstereceğim bilmiyorum öyle çok bunaldım ki artık
Evlilik için "kalbi güzel olsun yeter" yetmiyor. Dış görünüşü de içinize sinmesi gerekiyor. Adamı sevmiyorsunuz, sizi etkileyen hiçbi şeyi yok, parası yok, annesi kötü.. Yani neden evlenmek istiyorsunuz?
 
Eşime bir çok konuda sinirleniyorum ama yüzünü, gülüşünü görünce sinirimin geçmesi her şeye değer. Yiğit özgürün karikatüründeki gibi “birden çıkma lan!” Dedirtecek bir tiple dünya iyisi, zengini olsa evlenmezdim. İçim almıyor tipsiz adam zorunda da değilim kimse tipsiz adam güzellemesin 😀 erkekler kendileri her gün ayrı kriter ekliyor, bizim kızlar nasıl sıfıra indiririm peşinde.

Erkeklerin kadınları çok kiskanmalarinin bir nedeni kadınların istedikleri zaman bir erkek bulabilmesi aslında. Yeni nesille bu değişti. Prenses erkek mevzusu tam da buradan çıktı görmesini bilene. Eskiden bir erkeğin es bulabilmesi için çalışması, para kazanması, fiziksel olarak güçlü olması gerekiyordu. Kadınlar ise hic bir şey yapmasa bile rağbet görüyordu. Ben çocukken mahallemizde bir abla vardı. 90'li yıllarda hiç bir özelliği olmayan o ablaya belki de 100+ görücü gelmiştir. Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır sözü bile burda çıkmış. Artık kadınlar nefes alsa yeter kıvamında. Eve ben bakarım, temizliği yaparım, çocuğa bakarım, sen yorulma. Kumar oynayan, kadın peşinde, işsiz, çirkin erkeklerin bile piyasası var. Burada bile gördüm ben zengin istemiyorum (sevgilisi çalışmıyor) diyen. Yani erkek rolünü sen alırsan o ilişkide, kalan kadın rolü de karşındaki erkeğe düşer.

Fiziksel güzelliği az olup kendini giyimle ve sporla kapatan çok erkek var. Bu bile bir şeydir bence. Yakışıklılık yok, para yok, karakter yok, cömertlik yok, romantizm yok. (Aslında bir karakter olsa ve azim hepsine yeter.) Maaşını bana ver, aileme bak, aç karnımı doyur, temizliğini yap, etrafta adam sansınlar var.

Erkeklerin aşağılık kompleksli olması bir cehennem azabıdır. Çoğu erkek toplumdaki yerini çok iyi bilir. Hak etmediği değeri görünce de saçmalamaya başlarlar. Bir de bakmışsın nasıl olsa bunu tavladim diye etraftaki başka kızlara sarmış. Ben bunu yaşadım mesela. Aksine güzel bir kadın olarak çirkin erkeğin yanında durursaniz o kişinin bahtını aciyorsunuz. Daha önce köpek muamelesi çeken kadınlar belki o kızın bir bildiği vardır diye bu kişiye olur diyebiliyor. Yakisikli ve uzun boylu erkekler genelde ilgiye doyduklarindan daha çok sevgi arayasinda oluyorlar. Kadın olmak zaten çok masraflı. Daha geçen bir saçımı boyattım, iki kozmetik ürünü dünyanın parasını bayıldım. Neden boş yere harcayalim, yanımızda da öylesi dursun.
 
Merhaba arkadaşlarrrr, ilk kez yazıyorum ve biraz heyecanlıyım. Kimselerle anlatıp paylaşamıyorum derdimi. Sonra burayı buldum, biraz bir şeyler okudum. Kadın olmanın zor olduğunu bir kez daha anladım. Hepimiz bir şeyler yaşıyor ve savaşıyoruz..
Simdi gelelim benim hikayeme...

Bundan 9 ay önce birisiyle tanıştım, onunla tanıştığım sırada mental sağlığım olarak çok iyi değildim tutunacak bir dal arıyordum. Onu görünce tutunacak bir dal bulduğumu zannettim, tutundum da. İlk gördüğüm an çok aşırı etkilendiğimi söyleyemem hem fiziksel olarak hem sohbet konusunda. (Fiziksel durumu artık çok önemsemiyorum karakteri iyi olsun) Hatta ilk görüştüğümüz an biraz sohbet etmekten sıkılmıştım, çünkü konuşma yeteneği ya yoktu ya da heyecandan beceremiyordu. Ben heyecandandır herhalde deyip daha sonraları da görüşmeye zaman geçirmeye devam ettim. Ama yine aynıydı. Yine de onun karakterine, kalbine, ilgisine şans vermek istedim, zamanla alışır düzelir diye düşündüm. Ki öyle de oldu zamanla daha rahat bir şekilde konuşabilen, hareket eden birisi hâline geldi.. 1 ay sonra annelerimizi tanıştırma kararı aldık. Tanıştırdık. 2. Ayımız da ailesinin tanışmak istediğini söyledi. Ailesiyle geldiler ve tanıştılar. Ailesi hemen nişanlanalım istedi ancak ben istemediğimi belirttim ve sadece 2 ay erteleyebildim,. Ve Nisan sonu nişanlandık. Ailesi muhafazakâr kesimden. Bizde muhafazakar insanlarız ancak o kadar da derin ve kapalı görüşe sahip bir yapıya sahip değiliz, orta halliyiz. Ailesi nişanın müziksiz olması gerektiğini onlar için müzik ve dansın haram olduğunu söylediler. Hatta hiç nişana dahi gerek bile yoktu isteme ve yüzük takmayla evde oldu bittiye gelecekti her şey. Ama benimde hayallerim vardı her genç kız gibi. Nişandan önce mehir ve eşya konusunda konuşmaya geldiler, bir önceki geline ne takıldıysa bana da onu istedi ailem, çok zorlamaya hakka gerek yok dediler. Ancak kayınvalide beyaz eşya konusunda sıkıntı çıkardı biraz tartışma yaşandı ve ailemde kabul etmedi. 3 gün sonra oğlum sevmiş sevdalanmış senin Kara kaşına Kara gözüne yapmıyorum bu düğünü diyerek annemi aradı. Ve şartları kabul ettiğini söyledi. Ben nişan istediğimi söyledim bir şekilde parti evinde yaptık isteme+ nişan birlikte oldu. Onların da istediği gibi müziksiz ve eğlencesiz. Öyle olmasına üzüldüm tabii ben eğlenceli oynamayı seven ışıl ışıl bir kızım. Bizde evde yaptık eğlenceyi yine de mutluydum.. düğünse normalde Ağustos'ta yapılacaktı ben ağustos olmasını istemiyordum açıkçası, benim istediğim gibi de oldu. Eylül- ekim ayını istiyordum. ( Ağustos ayının istemememinn sebebi benim gireceğim bir sınav vardı. Onu bekleyecektik, ayrıca tanımam da lazımdı her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyordu ve ben bir türlü dur diyemiyordum. ) Ben öğretmenim 25 yaşındayım, nişanlımsa avukat 30 yaşında. Kendi ofisinde çalışıyor. Açıkçası çok bir kazancı yok, yani ailesi benim atanmamı dört gözle bekliyorlar, bir süreç boyunca aman kızım derslerine çalış, aman kızım atan. ( Gel kolaysa sen atan diyesim geldi hep) Beni de ekstra strese soktular. Neyse sınav bitti, açıklanalı 1 ay oluyor puanım güzel ama ortada ne bir alım var ne bir kontenjan öylece bekliyorum. Tabi benimki belli olmayınca düğün meselesini de açmıyorlar, hatta gelmiyorlar bile. Her yeri gezdiler gördüler 2 aydır bize gelmediler. Zaten gelince de çok bir sohbet edemiyorlar annemle. Kv'nin yaşı büyük 59, annem daha 45 yaşında.. ben ona bağlıyorum nedenini. Babası hep gelemiyor, izin alamıyor çünkü ama iyi bir adam gerçekten. Annemle annesi doğru düzgün birbirlerini aramıyorlar bir iletişim de yok açıkçası. Nişanlımı yemeğe davet ediyorum mesela rahatsız olurlar deyip yemeğe gelmiyor, kandil oluyor hastalık oluyor bir geçmiş olsun, mübarek olsun diye aramıyor. Eve kapının önüne kadar geliyor beni alıyor, annemlere bir nasılsınız diyemiyor. Ailemde bu durumdan oldukça şikayetçi, biz bu insanlarla nasıl anlaşacağız, iletişim yok, ortada bir şey yok diyip beni darlıyorlar haklılar da. Nişanlım desen düğün konusunda konuşmuyor açmıyor bile. Dediği tek şey ya sınav ya atama ya da bir iş. Yani tamam bu yolda birbirimize destek olacağız diye adım atıyoruz ama ben ev geçindirmek zorunda değilim ki neden beni bekliyorsunuz anlamıyorum ki.. o kadar yoruldum ki bu durumdan. Sanki nişanlanalı 6 ay değil de 6 yıl geçmiş gibi. Keşke o tutunduğum dal kırılsaydı o zaman da hiç bu hızla bu olaylara görmeseydim diyorum. Aklıma nişan atmak geliyor ama neyi ne sebep göstereceğim bilmiyorum öyle çok bunaldım ki artık
Yazdıkların kaç buradan kaç buradan diye bağırıyor resmen.

Hazır muhafakazar genç öğretmen bulmuşlar oğullarıda 30 yaşında. Siz gözünüzü açmadan acelacele bu işi yapalım demişler ama bekledikleri gibi atama olmayıncada ağırdan almaya başlamışlar.Tamamen menfaat üzerine kurulu bir sistem.


Nişanlımı yemeğe davet ediyoruz gelmiyor ailemi aramıyorlar sormuyorlar diyorsun.Nişanlın ailene tavır yapıyor. Daha işin başında böyleler evlenseniz belki sizi ailenizle bile görüştürmeyecekler.

Zaten herşeyin fazlası zarar.Nişanda müzik dinletmeyecek kadar katı kuralları varsa evlenince burnunuzdan getirirler gibi geliyor herşeyinize karışırlar.Esaret hayatına ne gerek var

Nişan zaten birbirini tanımak için değilmi tanıdınız size ve ailenize uygun olmadıklarını gördünüz bitti.En güzel yaşlarınızdanız.Yanlış bir evlilikle hayatınızı mahvetmeyiniz .
 
Erkeklerin kadınları çok kiskanmalarinin bir nedeni kadınların istedikleri zaman bir erkek bulabilmesi aslında. Yeni nesille bu değişti. Prenses erkek mevzusu tam da buradan çıktı görmesini bilene. Eskiden bir erkeğin es bulabilmesi için çalışması, para kazanması, fiziksel olarak güçlü olması gerekiyordu. Kadınlar ise hic bir şey yapmasa bile rağbet görüyordu. Ben çocukken mahallemizde bir abla vardı. 90'li yıllarda hiç bir özelliği olmayan o ablaya belki de 100+ görücü gelmiştir. Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır sözü bile burda çıkmış. Artık kadınlar nefes alsa yeter kıvamında. Eve ben bakarım, temizliği yaparım, çocuğa bakarım, sen yorulma. Kumar oynayan, kadın peşinde, işsiz, çirkin erkeklerin bile piyasası var. Burada bile gördüm ben zengin istemiyorum (sevgilisi çalışmıyor) diyen. Yani erkek rolünü sen alırsan o ilişkide, kalan kadın rolü de karşındaki erkeğe düşer.

Fiziksel güzelliği az olup kendini giyimle ve sporla kapatan çok erkek var. Bu bile bir şeydir bence. Yakışıklılık yok, para yok, karakter yok, cömertlik yok, romantizm yok. (Aslında bir karakter olsa ve azim hepsine yeter.) Maaşını bana ver, aileme bak, aç karnımı doyur, temizliğini yap, etrafta adam sansınlar var.

Erkeklerin aşağılık kompleksli olması bir cehennem azabıdır. Çoğu erkek toplumdaki yerini çok iyi bilir. Hak etmediği değeri görünce de saçmalamaya başlarlar. Bir de bakmışsın nasıl olsa bunu tavladim diye etraftaki başka kızlara sarmış. Ben bunu yaşadım mesela. Aksine güzel bir kadın olarak çirkin erkeğin yanında durursaniz o kişinin bahtını aciyorsunuz. Daha önce köpek muamelesi çeken kadınlar belki o kızın bir bildiği vardır diye bu kişiye olur diyebiliyor. Yakisikli ve uzun boylu erkekler genelde ilgiye doyduklarindan daha çok sevgi arayasinda oluyorlar. Kadın olmak zaten çok masraflı. Daha geçen bir saçımı boyattım, iki kozmetik ürünü dünyanın parasını bayıldım. Neden boş yere harcayalim, yanımızda da öylesi dursun.
Aynen. Kadın olmanın belki tek avantajı, öfkeli incellerin de derdi bu zaten. Yaptıkları mizahtan bile anlaşılıyor satır aralarında. “Kızların dm kutusu böyle, tinderda en çirkin kız bile sağa atılıyor” vs vs. Doğada bu böyledir kadın seçer, ayda bir yumurta üreten kadın senin milyonlarca spermini saçar gibi sağa sola saçamaz. Bu sitemin muhatabı biz değiliz ki. Ama boşa diyorum bunları, dediğiniz gibi tersine döndü durum. en güzel kızlar bile en vasıfsız erkeklere yalvarıyor, peşinde koşuyor resmen.
 
Merhaba arkadaşlarrrr, ilk kez yazıyorum ve biraz heyecanlıyım. Kimselerle anlatıp paylaşamıyorum derdimi. Sonra burayı buldum, biraz bir şeyler okudum. Kadın olmanın zor olduğunu bir kez daha anladım. Hepimiz bir şeyler yaşıyor ve savaşıyoruz..
Simdi gelelim benim hikayeme...

Bundan 9 ay önce birisiyle tanıştım, onunla tanıştığım sırada mental sağlığım olarak çok iyi değildim tutunacak bir dal arıyordum. Onu görünce tutunacak bir dal bulduğumu zannettim, tutundum da. İlk gördüğüm an çok aşırı etkilendiğimi söyleyemem hem fiziksel olarak hem sohbet konusunda. (Fiziksel durumu artık çok önemsemiyorum karakteri iyi olsun) Hatta ilk görüştüğümüz an biraz sohbet etmekten sıkılmıştım, çünkü konuşma yeteneği ya yoktu ya da heyecandan beceremiyordu. Ben heyecandandır herhalde deyip daha sonraları da görüşmeye zaman geçirmeye devam ettim. Ama yine aynıydı. Yine de onun karakterine, kalbine, ilgisine şans vermek istedim, zamanla alışır düzelir diye düşündüm. Ki öyle de oldu zamanla daha rahat bir şekilde konuşabilen, hareket eden birisi hâline geldi.. 1 ay sonra annelerimizi tanıştırma kararı aldık. Tanıştırdık. 2. Ayımız da ailesinin tanışmak istediğini söyledi. Ailesiyle geldiler ve tanıştılar. Ailesi hemen nişanlanalım istedi ancak ben istemediğimi belirttim ve sadece 2 ay erteleyebildim,. Ve Nisan sonu nişanlandık. Ailesi muhafazakâr kesimden. Bizde muhafazakar insanlarız ancak o kadar da derin ve kapalı görüşe sahip bir yapıya sahip değiliz, orta halliyiz. Ailesi nişanın müziksiz olması gerektiğini onlar için müzik ve dansın haram olduğunu söylediler. Hatta hiç nişana dahi gerek bile yoktu isteme ve yüzük takmayla evde oldu bittiye gelecekti her şey. Ama benimde hayallerim vardı her genç kız gibi. Nişandan önce mehir ve eşya konusunda konuşmaya geldiler, bir önceki geline ne takıldıysa bana da onu istedi ailem, çok zorlamaya hakka gerek yok dediler. Ancak kayınvalide beyaz eşya konusunda sıkıntı çıkardı biraz tartışma yaşandı ve ailemde kabul etmedi. 3 gün sonra oğlum sevmiş sevdalanmış senin Kara kaşına Kara gözüne yapmıyorum bu düğünü diyerek annemi aradı. Ve şartları kabul ettiğini söyledi. Ben nişan istediğimi söyledim bir şekilde parti evinde yaptık isteme+ nişan birlikte oldu. Onların da istediği gibi müziksiz ve eğlencesiz. Öyle olmasına üzüldüm tabii ben eğlenceli oynamayı seven ışıl ışıl bir kızım. Bizde evde yaptık eğlenceyi yine de mutluydum.. düğünse normalde Ağustos'ta yapılacaktı ben ağustos olmasını istemiyordum açıkçası, benim istediğim gibi de oldu. Eylül- ekim ayını istiyordum. ( Ağustos ayının istemememinn sebebi benim gireceğim bir sınav vardı. Onu bekleyecektik, ayrıca tanımam da lazımdı her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyordu ve ben bir türlü dur diyemiyordum. ) Ben öğretmenim 25 yaşındayım, nişanlımsa avukat 30 yaşında. Kendi ofisinde çalışıyor. Açıkçası çok bir kazancı yok, yani ailesi benim atanmamı dört gözle bekliyorlar, bir süreç boyunca aman kızım derslerine çalış, aman kızım atan. ( Gel kolaysa sen atan diyesim geldi hep) Beni de ekstra strese soktular. Neyse sınav bitti, açıklanalı 1 ay oluyor puanım güzel ama ortada ne bir alım var ne bir kontenjan öylece bekliyorum. Tabi benimki belli olmayınca düğün meselesini de açmıyorlar, hatta gelmiyorlar bile. Her yeri gezdiler gördüler 2 aydır bize gelmediler. Zaten gelince de çok bir sohbet edemiyorlar annemle. Kv'nin yaşı büyük 59, annem daha 45 yaşında.. ben ona bağlıyorum nedenini. Babası hep gelemiyor, izin alamıyor çünkü ama iyi bir adam gerçekten. Annemle annesi doğru düzgün birbirlerini aramıyorlar bir iletişim de yok açıkçası. Nişanlımı yemeğe davet ediyorum mesela rahatsız olurlar deyip yemeğe gelmiyor, kandil oluyor hastalık oluyor bir geçmiş olsun, mübarek olsun diye aramıyor. Eve kapının önüne kadar geliyor beni alıyor, annemlere bir nasılsınız diyemiyor. Ailemde bu durumdan oldukça şikayetçi, biz bu insanlarla nasıl anlaşacağız, iletişim yok, ortada bir şey yok diyip beni darlıyorlar haklılar da. Nişanlım desen düğün konusunda konuşmuyor açmıyor bile. Dediği tek şey ya sınav ya atama ya da bir iş. Yani tamam bu yolda birbirimize destek olacağız diye adım atıyoruz ama ben ev geçindirmek zorunda değilim ki neden beni bekliyorsunuz anlamıyorum ki.. o kadar yoruldum ki bu durumdan. Sanki nişanlanalı 6 ay değil de 6 yıl geçmiş gibi. Keşke o tutunduğum dal kırılsaydı o zaman da hiç bu hızla bu olaylara görmeseydim diyorum. Aklıma nişan atmak geliyor ama neyi ne sebep göstereceğim bilmiyorum öyle çok bunaldım ki artık
kendine bunu yapma nolur yaa o kadar güzel insanlar var ki, bununla yollar ayrılır karşına senin fikirlerine aile uygun insanlar çıkar. evlilik için acele etmeye de gerek yok. belki atanınca kendi düzenini kurarsın o yaşam sana çok güzel gelir bir süre daha evlilik düşünmezsin. bilemeyiz, ihtimaller çok ve bu aile ile bu iş zor. yol yakınken geri dön. atanıp kendi paranı önce kendin ye :KK200:
 
Merhaba arkadaşlarrrr, ilk kez yazıyorum ve biraz heyecanlıyım. Kimselerle anlatıp paylaşamıyorum derdimi. Sonra burayı buldum, biraz bir şeyler okudum. Kadın olmanın zor olduğunu bir kez daha anladım. Hepimiz bir şeyler yaşıyor ve savaşıyoruz..
Simdi gelelim benim hikayeme...

Bundan 9 ay önce birisiyle tanıştım, onunla tanıştığım sırada mental sağlığım olarak çok iyi değildim tutunacak bir dal arıyordum. Onu görünce tutunacak bir dal bulduğumu zannettim, tutundum da. İlk gördüğüm an çok aşırı etkilendiğimi söyleyemem hem fiziksel olarak hem sohbet konusunda. (Fiziksel durumu artık çok önemsemiyorum karakteri iyi olsun) Hatta ilk görüştüğümüz an biraz sohbet etmekten sıkılmıştım, çünkü konuşma yeteneği ya yoktu ya da heyecandan beceremiyordu. Ben heyecandandır herhalde deyip daha sonraları da görüşmeye zaman geçirmeye devam ettim. Ama yine aynıydı. Yine de onun karakterine, kalbine, ilgisine şans vermek istedim, zamanla alışır düzelir diye düşündüm. Ki öyle de oldu zamanla daha rahat bir şekilde konuşabilen, hareket eden birisi hâline geldi.. 1 ay sonra annelerimizi tanıştırma kararı aldık. Tanıştırdık. 2. Ayımız da ailesinin tanışmak istediğini söyledi. Ailesiyle geldiler ve tanıştılar. Ailesi hemen nişanlanalım istedi ancak ben istemediğimi belirttim ve sadece 2 ay erteleyebildim,. Ve Nisan sonu nişanlandık. Ailesi muhafazakâr kesimden. Bizde muhafazakar insanlarız ancak o kadar da derin ve kapalı görüşe sahip bir yapıya sahip değiliz, orta halliyiz. Ailesi nişanın müziksiz olması gerektiğini onlar için müzik ve dansın haram olduğunu söylediler. Hatta hiç nişana dahi gerek bile yoktu isteme ve yüzük takmayla evde oldu bittiye gelecekti her şey. Ama benimde hayallerim vardı her genç kız gibi. Nişandan önce mehir ve eşya konusunda konuşmaya geldiler, bir önceki geline ne takıldıysa bana da onu istedi ailem, çok zorlamaya hakka gerek yok dediler. Ancak kayınvalide beyaz eşya konusunda sıkıntı çıkardı biraz tartışma yaşandı ve ailemde kabul etmedi. 3 gün sonra oğlum sevmiş sevdalanmış senin Kara kaşına Kara gözüne yapmıyorum bu düğünü diyerek annemi aradı. Ve şartları kabul ettiğini söyledi. Ben nişan istediğimi söyledim bir şekilde parti evinde yaptık isteme+ nişan birlikte oldu. Onların da istediği gibi müziksiz ve eğlencesiz. Öyle olmasına üzüldüm tabii ben eğlenceli oynamayı seven ışıl ışıl bir kızım. Bizde evde yaptık eğlenceyi yine de mutluydum.. düğünse normalde Ağustos'ta yapılacaktı ben ağustos olmasını istemiyordum açıkçası, benim istediğim gibi de oldu. Eylül- ekim ayını istiyordum. ( Ağustos ayının istemememinn sebebi benim gireceğim bir sınav vardı. Onu bekleyecektik, ayrıca tanımam da lazımdı her şey çok hızlı bir şekilde ilerliyordu ve ben bir türlü dur diyemiyordum. ) Ben öğretmenim 25 yaşındayım, nişanlımsa avukat 30 yaşında. Kendi ofisinde çalışıyor. Açıkçası çok bir kazancı yok, yani ailesi benim atanmamı dört gözle bekliyorlar, bir süreç boyunca aman kızım derslerine çalış, aman kızım atan. ( Gel kolaysa sen atan diyesim geldi hep) Beni de ekstra strese soktular. Neyse sınav bitti, açıklanalı 1 ay oluyor puanım güzel ama ortada ne bir alım var ne bir kontenjan öylece bekliyorum. Tabi benimki belli olmayınca düğün meselesini de açmıyorlar, hatta gelmiyorlar bile. Her yeri gezdiler gördüler 2 aydır bize gelmediler. Zaten gelince de çok bir sohbet edemiyorlar annemle. Kv'nin yaşı büyük 59, annem daha 45 yaşında.. ben ona bağlıyorum nedenini. Babası hep gelemiyor, izin alamıyor çünkü ama iyi bir adam gerçekten. Annemle annesi doğru düzgün birbirlerini aramıyorlar bir iletişim de yok açıkçası. Nişanlımı yemeğe davet ediyorum mesela rahatsız olurlar deyip yemeğe gelmiyor, kandil oluyor hastalık oluyor bir geçmiş olsun, mübarek olsun diye aramıyor. Eve kapının önüne kadar geliyor beni alıyor, annemlere bir nasılsınız diyemiyor. Ailemde bu durumdan oldukça şikayetçi, biz bu insanlarla nasıl anlaşacağız, iletişim yok, ortada bir şey yok diyip beni darlıyorlar haklılar da. Nişanlım desen düğün konusunda konuşmuyor açmıyor bile. Dediği tek şey ya sınav ya atama ya da bir iş. Yani tamam bu yolda birbirimize destek olacağız diye adım atıyoruz ama ben ev geçindirmek zorunda değilim ki neden beni bekliyorsunuz anlamıyorum ki.. o kadar yoruldum ki bu durumdan. Sanki nişanlanalı 6 ay değil de 6 yıl geçmiş gibi. Keşke o tutunduğum dal kırılsaydı o zaman da hiç bu hızla bu olaylara görmeseydim diyorum. Aklıma nişan atmak geliyor ama neyi ne sebep göstereceğim bilmiyorum öyle çok bunaldım ki artık
Durumunuza çok üzüldüm. Bu kişi doğru seçim değil maalesef. Nişanlınız eve gelip direkt sizi kapıdan alıp ailenize bir merhaba, nasılsınız vs demiyorsa ve bu her seferinde böyleyse sıkıntı var demektir. Geleceğinizi heba etmeyin… Size gerçekten değer veren insan böyle davranmaz. Ailesi de sıkıntılı.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X