Çok ama çok uzakta olan birisini özlüyorum...
Hemde Çok Fazla...
İstanbula geldiğinde bir etkinlikte tanıştım onunla... Etkinlik 4 gün sürdü... Şarkılar söyledik oyunlar oynadık... Sesi okadar güzelki...
Kendisi Koreli... ( biliyorum bugunlerde kore hayranlığı üst safhada) Ama aynı şey küçükken de başıma geldi.. 12 yaşından 18 yaşına kadar (üniversiteye gidene kadar) mahallemizde korelilere benzeyen bir çocuk vardı onu sevmiştim. Sonra taşınmışlardı... Onun (kore) hayranlığı öylesine kalmıştı içimde... Ve hayatıma insanlar girdii... ama hiçbiriyle dikiş tutmadı olmadı yürümedi... Ya ben sevemedim onları ya onlar beni... Çok fazla aldatıldım... Ağladım... Unutuldum...
Ama şimdi... Kalbim okadar huzurluki... Onu gördükten sonra okadar rahatki...
Ve O kadar sene sonra yine bir koreli çıkıyor karşıma... kimbilir belki onlara karşı olan hayranlığımdanmıdır. yoksa küçüklükkten kalan burukluktanmıdır. Sevmeye başlıyorum ben bu çocuğu... Etkinlik günlerinde pek konuşamadım onunla... sonra hatıra yazdırmıştım ona... Hiç olmayan ingilizcemle kakao demiştim. oda eklemiş adresini... Ve 3 gün boyunca... Tatilde oldugum halde... sabahın köründe ayaga kalkıyorum sırf konuşmak için... Çünkü aramızda 6 saat var... Ne onun nede benim çok iyi ingilizcemiz var. İkimizde çeviri programlarından yararlanıyoruz. Bazen Türkçe Birşeyler söylüyor... Bazen korece bazen ingilizce... Ama nedense birbirimizi anlıyoruz. Odasının, köpeklerinin, annesinin, kendisinin fotoğraflarını yolladı bugun... En büyük acısını anlattı...
30 yaşında ama görseniz 23 lük çocuklar gibi... aramızda 4 yaş var...
(Tabi hemen aklıma evli olabilme ihtimali geldi.. Neyseki değilmiş burdaki koreli arkadaşlardan öğrendim... Yakın arkadaşlarıymış...)
Ah ben ahhhh... Hep imkansız şeyleri seviyorum..
Bazen Birşeylerin olmasını istiyorum ama sonra aklıma olumsuzluklar geliyor çekiyorum kendimi...
Biliyorum hiç akıllanmayacağım.. Kaç yaşına geldim... Resmen Hayaller Alemindeyim...
Hemde Çok Fazla...
İstanbula geldiğinde bir etkinlikte tanıştım onunla... Etkinlik 4 gün sürdü... Şarkılar söyledik oyunlar oynadık... Sesi okadar güzelki...
Kendisi Koreli... ( biliyorum bugunlerde kore hayranlığı üst safhada) Ama aynı şey küçükken de başıma geldi.. 12 yaşından 18 yaşına kadar (üniversiteye gidene kadar) mahallemizde korelilere benzeyen bir çocuk vardı onu sevmiştim. Sonra taşınmışlardı... Onun (kore) hayranlığı öylesine kalmıştı içimde... Ve hayatıma insanlar girdii... ama hiçbiriyle dikiş tutmadı olmadı yürümedi... Ya ben sevemedim onları ya onlar beni... Çok fazla aldatıldım... Ağladım... Unutuldum...
Ama şimdi... Kalbim okadar huzurluki... Onu gördükten sonra okadar rahatki...
Ve O kadar sene sonra yine bir koreli çıkıyor karşıma... kimbilir belki onlara karşı olan hayranlığımdanmıdır. yoksa küçüklükkten kalan burukluktanmıdır. Sevmeye başlıyorum ben bu çocuğu... Etkinlik günlerinde pek konuşamadım onunla... sonra hatıra yazdırmıştım ona... Hiç olmayan ingilizcemle kakao demiştim. oda eklemiş adresini... Ve 3 gün boyunca... Tatilde oldugum halde... sabahın köründe ayaga kalkıyorum sırf konuşmak için... Çünkü aramızda 6 saat var... Ne onun nede benim çok iyi ingilizcemiz var. İkimizde çeviri programlarından yararlanıyoruz. Bazen Türkçe Birşeyler söylüyor... Bazen korece bazen ingilizce... Ama nedense birbirimizi anlıyoruz. Odasının, köpeklerinin, annesinin, kendisinin fotoğraflarını yolladı bugun... En büyük acısını anlattı...
30 yaşında ama görseniz 23 lük çocuklar gibi... aramızda 4 yaş var...
(Tabi hemen aklıma evli olabilme ihtimali geldi.. Neyseki değilmiş burdaki koreli arkadaşlardan öğrendim... Yakın arkadaşlarıymış...)
Ah ben ahhhh... Hep imkansız şeyleri seviyorum..
Bazen Birşeylerin olmasını istiyorum ama sonra aklıma olumsuzluklar geliyor çekiyorum kendimi...
Biliyorum hiç akıllanmayacağım.. Kaç yaşına geldim... Resmen Hayaller Alemindeyim...